Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'nun Eleştirilerine Cevap: Bu Iş Parayla Olsaydı...

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde seçilme yaşının 18'e indirilmesi ile ilgili eleştirilere yanıt vererek, "Bakanların çocukları, zenginlerin çocukları parlamentoya dolacak, askerlikten yırtacak' diyenler var. Eğer bu iş para ile olsa ben burada olamazdım. Bize sıra kesinlikle gelmezdi" dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kanal 7 Televizyonu'nda Mehmet Acet'in sunduğu İskele Sancak Programı'nda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Gençlerine inanmayan ve onlara sistemlerinde yer vermeyen milletlerin aydınlığa çıkamayacağını vurgulayan Bakan Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde gençlere ve geleceğe verilen önemin altını çizdi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde seçilme yaşının 18'e indirilmesi ile ilgili eleştirilere yanıt verdi. Bu uygulamayla zengin ve aristokrat çocuklarının meclise girme yolunun açılacağı iddiasını sert dille eleştiren Bakan Bozdağ, AK Parti'nin gençlere güvendiğini vurgulayarak, "Bu sistemde 18 yaşını dolduran gençlere siyasette aktif olma, seçilme hakkı veriliyor. Bu gelirse 'Efendim bakanların çocukları, zenginlerin çocukları parlamentoya dolacak, askerlikten yırtacak' diyenler var. Eğer bu iş para ile olsa ben burada olamazdım. Bize sıra kesinlikle gelmezdi. Aristokrat çocukları olsa ben köylü çocuğuyum. Benim annem rahmetli okuryazar bile değildi. Nasıl olacağız biz? Bunların tamamı zihin karıştırmak için söyleniyor" dedi.

"BEN KOLTUĞUMU SİZE BIRAKMAYA HAZIRIM"

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de gençlere büyük önem ve değer verdiğini belirten Bakan Bozdağ, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden cümleler aktararak, gençlerin Türkiye'nin geleceği için önemli olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde seçilme yaşının 18'e indirilmesi uygulamasının 56 ülkede bulunduğunu vurgulayan Bakan Bozdağ, "Biz gençlerimize inanıyoruz ve güveniyoruz onun için bu adımı atıyoruz. Atatürk de gençlere inandı ve güvendi, cumhuriyeti gençlere emanet etti. İstiklalimizi, bağımsızlığımızı, vatanımızı gençlere emanet etti. Ama şimdi Atatürk'ün partisi olduğunu söyleyenler Atatürk'ün gençliğe hitabesini ayaklar altına alıp sen devleti, cumhuriyeti, vatanı, istiklali gençlere emanet ettin ama biz muhtarlığı emanet etmeyiz diyorlar. Biz belediyeyi, vekilliği emanet etmeyiz diyorlar ve gençlere güvenmediklerini çok açık bir şekilde ifade ediyorlar. Biz gençlerimize güveniyoruz canımız dahil her şeyimizi gençlere emanet edeceğiz. Ne olacak? Ben koltuğumu sizlere bırakmaya hazırım, arkadaşlarımın hepsi de. Biz emaneten burada oturuyoruz. Siz gelin biz sizleri alkışlayalım ve siz bu ülkenin geleceğini bizden daha iyi yapacaksınız inşallah" dedi.

Bakan Bozdağ, 18 yaşını dolduran bir gencin seçme hakkı gibi seçilme hakkına da layık olduğunu vurgulayarak, "Seçme hakkınız var, seçilme hakkınız yok. Şimdi yeni bir hak veriliyor bu hakkı kullanıp kullanmamak size aittir. Liseyi bitiren herkesin üniversite sınavına müracaat hakkı olduğu gibi gençlere de 18 yaşını doldurunca herkese siyasette aktif olma, seçilme hakkı veriliyor. Bir hakkı genç niye reddeder ben anlamam. Sana bir imkan veriliyor, ister kullan ister kullanma bu önemli. Bu hakkı vererek biz gençlerimize bir de değer vermiş oluyor ve ona olan güvencimizi inancımızı ortaya koymuş oluyoruz. Bu hakkı almasın diyenler esasen geçlere demin de dediğim gibi güvenmeyenler. Çoluk çocuk işine gelince bizim yasalarımıza göre 18 yaşını doldurana kadar herkes çocuk ama 18 yaşını doldurduktan sonra herkes yetişkin ve reşit. Ben ilkokul öğrencisiydim Baykal bakandı, biz yaşlandık gidiyoruz adam hala vekil 80 yaşında. 18 yaşını dolduran genç 80'lik Baykal'ı seçerken çoluk çocuk olmuyor ama diyelim ki 80'lik Baykal 18'lik gençlere oy verirken onları çoluk çocuk olarak nitelendiriyor. Bu da kabul edilebilir bir durum değildir" dedi.

"ÜNİVERSİTE SIRALARINDA BİR BAKAN OTURABİLİR"

Uygulama ile zengin, bakan ve aristokrat çocuklarının meclise girme yolunun açılacağı söylemlerinin de kafa karıştırmak için yapıldığını belirten Bakan Bozdağ, kendisinin bir köylü çocuğu olduğunu anlattı. Bakan Bozdağ, şöyle dedi: "Şu anda 25 yaşını doldurmuş, seçilme ehliyeti olan zengin çocuğu yok mu? Bakan çocuğu yok mu? Neredeler? Parlamentoya şöyle bakın herkes kendi iline baksın, vekillerinize bakın kendi illerinizde kaç tanesi zengin çocuğu? Kaç tanesi bakan çocuğu var mı öyle bir örnek yok. Ne yapıyorlar diyor ki efendim böyle olursa olur. Eğer bu iş para ile olsa ben burada olamazdım. Bize sıra kesinlikle gelmezdi. Aristokrat çocukları olsa ben köylü çocuğuyum. Benim annem rahmetli okuryazar bile değildi. Nasıl olacağız biz. Bunların tamamı zihin karıştırmak için insanlara bak siz veriyorsunuz ama onlar gelecek. Biz Türk gençlerine bunu veriyoruz, hepinize veriyoruz. Alın teri döken kaderinde olan koşacak bir yere gidecek. Artık üniversitelerde hocaların şuna alışması lazım. Sınıfta bir bakan oturabilir yani öğrenci olabilir ve öğrencilerimiz de buna alışacaklar. Yanlarında bir vekil arkadaşları veya bir bakan arkadaşları olacak. Türkiye bunlara yavaş yavaş alışacak, Türkiye'yi hep beraber alıştıracağız inşallah."

"ANAYASA MAHKEMESİ İLE İLGİLİ BİR DÜZENLEME YOK"

Öğrencilerden gelen yargı değişimi ve HSYK seçimi ile ilgili soruyu da yanıtlayan Bakan Bozdağ, Anayasa değişikliği ile hedefin yargıda kurulacak yeni yapının hiçbir ideolojinin, hiçbir görüşün, hiçbir siyasetin, hiçbir örgütün eline geçmemesi olduğunu kaydetti. Anayasa Mahkemesine üye seçimi konusununda bir takım kesimler tarafından çarptırıldığını ve kamuoyunda yanlış bir algı oluşturulmak istendiğini belirten Bakan Bozdağ, "Yargıda görev alanlar, Anayasaya, kanuna, hukuka bağlı vicdani kanaatle vazifelerini yapıyor.Atayana bakarak kimse görevini yapmıyor Anayasa Mahkemesine gelince orada da büyük bir çarpıtma yapılıyor. Anayasa Mahkemesi üye seçimine ilişkin bu paketin içinde hiçbir düzenleme yok. Bu değerlendirmeler siyasi değerlendirmeler, gerçekten ideolojik değerlendirmeler. Yargının bağımsızlığı tarafsızlığı bir kez daha söylüyorum atayana göre belli olmaz" diye konuştu.

Bakan Bozdağ, Anayasanın 138. maddesine göre de hakimlerin ve savcıların bağımsız olduğunu belirterek, görevlerini anayasaya hukuka ve kanuna bağlı vicdanı kanaatleriyle yaptıklarını kaydetti.

TERÖRLE MÜCADELE

Türkiye'nin eş zamanlı birçok terör örgütüyle ve bu terör örgütlerinin arkasındaki karanlık güçlerle aynı anda mücadele ettiğini vurgulayan Bakan Bozdağ, şöyle konuştu: "Terör konusu Türkiye'nin 40 yıllık bir belası sadece PKK terörü değil diğer başka terör örgütleri var. FETÖ var, DHKP-C, diğer terör örgütleri var ve bunların arkasında uluslararası güçler de var. Yani her terör örgütünü besleyen ülkeler var. İstihbarat örgütleri var. Silahla, parayla, eğitimle başka pek çok yöntemle destekliyorlar. Türkiye terörle mücadele ederken sadece PKK'yla veya FETÖ ile mücadele etmiyor. Onları koruyan kollayan besleyen destekleyen güçlerle de mücadele ediyor. Bunu bir kenara koyalım terör örgütleri ne zaman güç buluyor, neyi seviyor istikrarsız ortamları seviyor. Zayıf iktidarlar örgütlerin güçlenmesine yol açıyor. Çökmüş ekonomi, krizler, kaoslar, kargaşalar. Kurt puslu havayı sever hesabı onlar da orayı daha çok seviyor, zayıf iktidarlar onları daha çok seviyor. Nitekim 7 Haziran seçimi oldu sandıktan tek başına bir iktidar çıkmadı, koalisyon ihtimali oldu ve dikkat ederseniz PKK terör örgütü hemen eylemlere başladı ve onu kullananlar da 'tam zamanı' dedi."

Bakan Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin önemini vurgulayarak, " Türkiye artık öyle bir sistem kurmalı ki siyasi istikrar sistemin niteliği olsun. Sistem gereği istikrar olsun ve sistem gereği güçlü iktidar kurulsun. Çift başlılık ortadan kalksın. Kuvvetler tam birbirinden ayrılsın ve bundan da Türkiye kazançlı çıksın" dedi.

(İHA)