Bozdağ, Kürtçe Okullarla İlgili Resmi Başvuru Yok

Bozdağ'ın ZİYARET ETTİĞİ KIŞANAK, CEZAEVİNİN MÜZE OLMASINI İSTEDİ

Adalet Bakanı Bekir Bazdağ, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ı makamında ziyaret etti. Kışanak'ın kapıda karşıladığı Bozdağ ile bir süre makamında görüştü. Kışanak, hasta tutukluların sorunlarını ile 12 Eylül döneminde işkencelerle gündeme gelen Diyarbakır Cezaevi'nin müzeye dönüştürülmesi için Bozdağ'a bir dosya verdi.

Kışanak, belediye meclisinin cezaevinin müzeye dönüşmesi için karar aldığını ancak buna itirazların yapıldığını belirterek, şunları söyledi

Umuyorum Kültür Bakanlığı'nın meclis dilekçe komisyonuna gönderdiği yanıtta yerel bir kurumun buna talip olurse gereken kolaylığı göstereceğini ifade etmişti. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak buranın müze yapılmasına talibiz. Yerel bir kurum talip olursa gereken kolaylığı gösteririz denen yanıt bizi cesaretlendirdi. Umarım Adalet Bakanlığımız bu konuda bir duyarlılık gösterir. Tüm Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Hakikatler barışın çözümün harcı olsun istiyoruz. Hakikatleri ne kadar konuşursak geçişte yaşadığımız acı olaylarla yüzleşme cesaretini ne kadar gösterirsek çözüme yaklaşırız. Adalet Bakanlığımızdan bu alanın belediyemize müze yapılması için tahsis edilmesi talebimizi herkesin huzurunda iletiyoruz. Ayrıca dünden beri bölgede ve kentimizde yaşadığımız bir sıkıntı var. Ana dil de eğitim konusunda toplumsal beklentilerden kaynaklı bir gelişme sözkonusu. Ana dil de eğitim talebi vardı. Seçmeli ders bunu karşılayan bir durum değil. O nedenle halk yerelde kendi insiyatif ve imkanıyla ana dilde eğitim veren okullar açmaya yaklaşımı içinde oldu. Bunların mühürlenmiş olması hepimizi üzdü. Buna bir çözüm bulunması gerekir. Anadil bu ülkenin en birleştirici unsurudur. Hak ve özgürlükler temelinde birlikte birarada yaşayabiliriz. Birlikte bir gelecek arzuluyorsak bunu anadilimize kimliklerimize karşılıtlı saygı göstererek temin edebiliriz. Bu konuda hükümet olarak katkılarınızı bekliyoruz.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, cezaevinde tek başına hayatını idame ettiremeyecek olan hasta tutuklu ve hükümlüler ile ilgili ilk defa kendi hükümetlerinin adım attığını belirterek, Daha önce bir yasa çıkararak bunun raporla belgelenmesi halinde ve toplum bakımından tehlikeli olmaması halinde infazının ertelenmesi ile imkan veren bir düzenleme yaptık. Bu çerçevede bazı tahliyeler gerçekleşti. Bazılarında güvenlik raporlarında sorun çıkıyor. Biz onların önemli bir kısmını aştık. Çözüm olmayınca başka bir adım attık. Bu kanunun maddesini bir kez daha değiştirdik. Tehlikeli kısmının yanına bir somut ifadesi koyarak afaki raporlar yazılması yerine somut raporlar yazılmasının önünü açtık. Öte yarndan adli tıp kurumu ve Sağlık Bakanlığı arasında ortak bir çalışma yaptık. Bu raporlama sisteminin sağlıklı yürümesi bakımından birlikte yapacakları konusunda değerlendirme yaptık. Şu anda tek tek cezaevinde kalan tutuklu ve hükümlülülerin durumunu görüşüyoruz. Epey de tahliye oldu. Şimdiye kadar sağlık raporu red olan 6 veya kişi var. Ben bizzat görüştüm. Bir doktor yerinden kalkamayacak durumda diye rapor veriyor. Adli tıp karşı çıkıyor. Ben başkanı bizzat çağırdım isim isim sordum. Raporda yazan ve gerçek durum birbirine uymuyor. Biz bunu uyumlaştırmak zorundayız. Bu 3 aylık uygulamaya bakacağız. Eğer netice çıkmazsa tekrar yeniden durumu değerlendiren bir çalışma yapacağız. Umarız bu 6 kişi bundan sonra raporlar sağlıklı olursa azalacaktır. Diyarbakır cezaevi ile ilgili konu bizim çok sıkca duyduğumuz bir hususla beraber bizim gündemimizde dedi.

Araya giren Kışanak, Bende orada daha önce yatmış bir kişi olarak bende orayı görmeyi arzu ediyorum. Bu heyetle birlikte cezaevinde küçük bir inceleme ziyareti yapıp çalışmalarımızı onun üzerinde somutlayabiliriz dedi.

Kürtçe okulla ilgili olarak Bakan Bozdağ, Biz bunu değerlendireceğiz. Bu dile ilgili konu üzerine bana Valilikte sordular. Yetkililerden konu hakkında bilgi aldım. Esasında burada okula izin verememe diye birşey yok. İzin almadan prosedüre uymadan ben yaptım böyle olması lazım mantığıyla yapılmış hukuksuz bir iş var. Şu anda özel öğretim kurumlarında anadilde eğitim verilmesine imkan veren bir yasal düzenleme yürürlükte. Bütün öğretim kurumları hangi koşullarda açılıyorsa onlarda aynı durumda açılıyor. Buradaki okullarla ilgili herhangi bir müraacat ve talep yok. Müracaat olduğu zaman elbette onlarla ilgili yasal prosedür işleyecek diye konuştu.

Başkan Gültan Kışanak özel okul statüsüne değinerek, Buradaki sıkıntı şu. Özel okul statüsünde olunca öğrencilerden ücret talep etmek durumundasınız. Okulun açıldığı semt olan Bağlar buranın en yoksul semti. Oradaki öğrencilerin ücretle orada devam etmeleri imkansız. O nedenle buna da imkan verilmesi lazım. Özel okul statüsü parası olanın hakkını kullanabileceği gibi bir algı yaratıyor. Parası olmayan hak ve özgürlükten yoksun olacak. Parası olan bu hakkı kullanacak. Bu da adil değil dedi.

Bakan Bekir Bozdağ ise, Biz buna imkan verdik. Bu imkanı bence doğru biçimde yasaya uyumlu şekilde kullanmak lazım. Bence şu anda yasanın öngördüğü şekilde kullanılırsa faydalı olur diye karşılık verdi.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ OCAK'TA FİİLEN BAŞLIYOR

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nden sonra adliyeye geçen Bakan Bozdağ'ı Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ve adliye personeli tarafından bahçede karşılandı. Bozdağ, Osmanlı döneminde hizmet veren Bölge Adliye Mahkemeleri'nin 2015 yılının Ocak ayından itibaren fiilen hayata geçeceğini söyledi. Davaların daha etkin ve kısa sürede sonuçlanması amacıyla Bölge Adliye Mahkemeleri'ni hayata geçireceklerini anlatan Bakan Bozdağ, Diyarbakır bölge adliyelerinin merkezi durumunda. Önümüzdeki günlerde Kasım ayı içerisinde bu mahkemelerde görev yapacak hakim ve savcıların atamalarını yapacağız. Ocak ayı içerisinde de fiilen bu mahkemeler faaliyete geçecek. Türkiye'de böylece iki dereceli yargılama faaliyete girmiş olacak. Dosyaların ilk derece mahkemesinde karara bağlanmasından sonra, Yargıtay'da geçen zaman dilimi azalmış olacak, bir nevi daha kısa sürede neticelenmesi sağlanmış olacak. Şu andaki rakamlara göre ceza yargısındaki dosyaların yüzde 91'i, hukuk yargısında da dosyaların yüzde 89'u bölge mahkemelerinde kesinleşmiş olacak. Böyelce yargıtaya az dosya gitmiş olacak, yargıtay da tam anlamıyla içtihad mahkemesine dönüşmüş olacak. Diğer dosyalar bölge mahkemelerinde kesinleşeceği için vatandaşlar hakkına daha erken ulaşmış olacak dedi.

OSMANLI DÖNEMİNDE VARDI, TECRÜBEYE YENİDEN HAYAT VERİYORUZ

Bölge mahkemelerinin yargılamayı uzatacağı yönünde bazı görüşlerin olduğunu söyleyen Bozdağ, Bazıları bölge mahkemelerinin yargılamayı uzatacağını ifade ediyorlar ama işin gerçeğini bilmeden konuşmaktadırlar. Bölge mahkemeleri yargılama sürelerini kısaltmakta, vatandaşın hakkına daha kısa zamanda ulaşmasını sağlamakta. Tabi Avrupa Birliği uyum süreci bakımından da bölge mahkemelerinin hayata geçirilmesi çok önemlidir. Esasında bizim hukukumuzda yeni değildir. Daha önce Osmanlı döneminde bölge mahkemeleri hukukumuzda var. Cumhuriyetin ilk yıllarında da var ama sonradan kaldırılmıştır. Biz geçmişte yaşadığımız tecrübeye yeniden hayat veriyoruz. Yeni dönem bölge mahkemeleri bakımından ve hukukumuz açısından çok faydalı sonuçlar ortaya koyar. Ayrıca idari yargıda da, istinafa imkan veren yasal düzenleme yaptık. Parlamentodan çıktı, şu anda Türkiye'de idari yargı yolundaki istinafla birlikte hayata geçirmeyi düşünüyoruz. O da eş zamanlı, Kasım ayında atamalar yapılacak, Ocak ayı itibari ile fiilen faaliyete geçirilecektir. Tabi bu arada Kasım atamasından sonra bir dizi eğitim çalışması dayapılacaktır. Yeni bir sistem hayata geçirelceği için, hakim ve savcılılar süratle bir eğitimden geçirilecektir. Bölge mahkemelerinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum diye konuştu.

Bir gazetecinin, Bölge mahkemelerinde görevli hakim ve savcılarının yetkileri, daha önceki Özel Yetkili ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde görevli hakim ve savcılar gibi geniş kapsamlı olacak mı Yada uzun gözaltı sürelerinde bir değişiklik yapabilecek yetkileri olacak mı şeklindeki sorusu üzerine, Bozdağ, Özel yetkili ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ni kaldırdık. Bölge Adliye Mahkemeleri'nde aynen, Türkiye'nin her tarafında neyse, Diyarbakır'da da aynı olacaktır. Burada da Yargıtay gibi olacak. Burada istinaf başkanı olacak, orda orda istinaf başsavcısı olacak, o başçavcılığın emrinde çalışan savcılar olacak. Bugünkü Yargıtay şemasına baktığınızda, yargıtay başkanı var, bir de Cumhuriyet Başsavcısı var. Dairedeki kişiler Başkanla irtibatlı olarak çalışıyorlar, savcılar da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısıyla çalışıyorlar. Diyarbakır özelinden gidersek, Diyarbakır İstinaf Bölga Başsavcısı şu an zaten görevinde, bir de İstinaf Başkanı olacak, ayrıca daireler olacak. O dairelerde başkan ve üyeler bulunacak. Onlar orda görevlerini ifa edecekler. Savcılar, İstinaf Başsavcısı'na bağlı olarak çalışacak. Yetkiler arasında farklılık olmayacak. Özel yetki ve özel görev yok. Gözaltılar süresinde değişiklik yok. Türkiye hukukunda süre neyse, değişiklik yok, yeni bir gözaltı süresi yok diye yanıtladı.

YARGININ ÜZERİNDEKİ GÖLGELERİ KALDIRMAYA YASALAR TEK BAŞINA YETMEZ

HSYK'nın yapısı ve seçimlerini de değerlendiren Bakan Bozdağ, hukuk devletinin güçlü olmasının demokrasiyi de aynı oranda güçlendireceğini fade ederek, şöyle konuştu

Yargının üzerindeki gölgeleri kaldırmaya yasalar tek başına yetmez. Bunu ancak yargı görevi yaparken yasa ve Anayasa'ya uygun verdikleri kararlarla tesis etmesi sağlar. Ancak bütün gölgeleri, yargı görevi yapanlar kaldırabilir. Yargının üzerinde bu kadar tartışmanın olduğu bir dönemde, yargı özelinde yargıyı yıpratan bir sonuç da ortaya koyuyor. Onu biz görüyoruz, umarım hayırlı bir sonuç ortaya çıkar ve ülkemiz bu tartışmalardan kurtular. ve yargı da bu tartışmadan kendini vereceği kararlarla kurtarmış olur. Tabi hukuk devleti son derece önemli. Hepimiz yargının, hukuk devletinin ilkeleri çerçevesinde vazifesini yapmasını arzu ediyoruz. Bundan sonraki süreçte de hukuk devletinin gereklerine uygun yargı faaliyetleri elbette olacaktır. Yasama olarak, yasama gücünü elinde bulunduran grup olarak, hakim ve savcılarımızın evrensel hukukun gereklerine uygun vazifelerini yapabilmelerine imkan veren yasal düzenleme neyse, biz onları yapmaya devam edeceğiz. Ama burda bir şey ifade etmek istiyorum. Hakim ve savcılarımız büyük bir özveri ile görev yapıyorlar. Şu anda 14 binden fazla adli ve idari yargıda görev yapan hakim ve savcılar var. Bunların içerisinde çok az bir grubun yaptığı yanlışlar, nedeniyle hakim ve savcılarımızı lekelemek, töhmet altında bırakmak son derece yanlıştır. Gece ve gündüz demeden, hakkın, hukukun, adaletin tecellisi için görev yapan fedekar hakim ve savcılarımıza haksızlık olur. Ben burdan medya aracılığı ile ifde etmek istiyorum; hakim ve savcılarımızın tümüne teşmil etmek yanlış olur.

Yapılan konuşmalardan sonra Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, üzerinde tarihi Ongözlü Köprü, surlar, minare ve çan kullelerinin bulunduğu bir kabartmayı Bozdağ'a hediye etti.