Bülent Değerli Yazdı: Kartal Pençesi... - Son Dakika
Spor

Bülent Değerli Yazdı: Kartal Pençesi...

Bülent Değerli Yazdı: Kartal Pençesi...

İsmail Kartal tercih ve kararlarıyla Prandelli’den rol çaldı.

19.10.2014 12:18
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bülent Değerli

Galatasaray'ın coşkulu başlamasını önleyip oyunu kontrol etmenin yolunu, pas yaparak tempoyu düşürmekte görmüştü Fenerbahçe. Haklıydı da... Sow'un yokluğu aslında Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürdü. Alper soldan, Kuyt sağdan orta alana eklemlendi, ev sahibinin 3'lü orta sahasına sayısal üstünlük kurdular.

GİRİŞ…

Prandelli tercihleri ve Galatasaraylı oyuncuların reaksiyondan yoksun hali de Fenerbahçe'nin planını işletmesini kolaylaştırdı. Diklemesine mesafe kat edemeyen Galatasaray merkez üçlüsü rakip için tehdit oluşturamadığı gibi Sneijder ve Olcan'dan gerekli desteği alamayınca da 5'li sarı lacivert blok karşısında silindiler. Fenerbahçeli oyuncular hep bir pas opsiyonu buldu. Rakibi adeta pas yaparak "dövdüler."

Orta üçlüsü kenarlara da destek veremeyince ev sahibi "daraldı." Oyunu, Fenerbahçe’nin en güçlü olduğu yönüne, kanatlarına karşı oynamak zorunda kaldılar. Kanatlarda yok olup giden Sneijder'in defansif zaafından da yararlanan Gökhan defalarca bindirdi. Caner de karşıdan geldi.

Fenerbahçe'nin ilk yarıda skor bulamamasında 2 temel etken vardı: Servislerdeki eksiklik ve tabii Emenike'nin kronikleşen savrukluğu...

İHANET VE DAVETİYE

İsmail Kartal hamleleri, maçın hikayesini de kökünden değiştirdi. Takımın üçte birini, sakat ya da daha yeni iyileşmeye başlamış oyuncularla kurup çok bilinmeyenli bir denklem kurdu. Nitekim Emre ilk yarıyı bitiremedi.

O sakatlanınca da üzerine gelmeyen, oyun kuramayan bir rakibe karşı bir "kesici" tercih etti nedense... Ve o andan itibaren Fenerbahçe orta sahası, alan parselizasyonunda sorun yaşamaya başladı. Selçuk ve Mehmet Topal zaman zaman çok yakın kaldı. Dahası pas ritmi de bozuldu. Oyun büyük oranda dengelendi.

Ardından, Alves'in "ihaneti" sonrası da belki de Emre çıkınca en akla yatkın duran seçeneği o anda uygulamaya koydu İsmail Hoca. Caner'i öne attı.

Fakat esas kırılma anı, Emenike'yi asıl oyunda kalması gereken bölümde kenara almasıydı. Zira o anda Fenerbahçe için tek reçete, risk alacak rakibin arkasına uzun top atmaktı. Ve elinde bu oyunu oynayabilecek tek isim de Emenike’ydi...

Kötü oynadığı için ya da zaten yorgun gelmiş olmanın da etkisiyle oyundan düşer diye bu değişikliği yaptı varsayalım... O vakit en azından top saklayacak, faul alıp takımı dinlendirecek Webo ilk-tek tercih olmalıydı. Düşünmedi…

Top tutma, adam eksiltme özelliği olmayan, kontra atak tehdidi oluşturmayan Kuyt'ı en uca koydu. Rakibi davet etti.

SONUÇ...

Galatasaray da daveti geri çevirmedi. Ailece Fenerbahçe'nin üzerine geldi. Tüm ribauntları toplamaya başladı. Evet belki kenarları efektif kullanamadığı, tempoyu yeterince yükseltemediği için pek pozisyon bulamadı. Ama oyun tek kaleye döndü. En sevdiği bölgeye, forvetin arkasındaki pencereye kayan Sneijder de 2 jenerik golüyle fişi çekti. İlk yarı sistemin en zayıf halkasıyken maçın yıldızı oldu, futbolun neden "futbolcularla" oynanan bir oyun olduğunu hatırlattı. Prandelli’yi de ipten aldı.

“ALVESGİLLERE” BİTMEYEN KREDİ

Alves defalarca dünkü gibi art niyetli, amaçsız hareketlere imza attı. Çok daha fazla kırmızı görebilirdi. Ancak Aziz Yıldırım Fenerbahçesi'nde, sorunlarla yüzleşme kültüründeki erozyonun sonucu olarak bu tip oyunculara prim veriliyor. Arka çıkılıyor. Alves'in performansı ve Real Madridli Pepe'ye rahmet okutan bu ruh haliyle Fenerbahçe'nin gelecek planlarında yeri yok... Olmamalı...

İsmail Kartal, tartışmalı (hatta tartışmasız) tercihleriyle Prandelli’den rol çalmakla kalmadı maç sonu sözleriyle de geceye damga vurdu. Sürekli olarak istatistiklerden dem vurması akıllara, Arsenal efsanesi Bergkamp'ın, performansının düştüğünü verilerle izah etmeye çalışan Arsene Wenger'e, "Peki en kritik anda maç kazandıran pası mı hangi istatistikle açıklayacaksın" cevabını getiriyor. Rakamlar, büyük resmi görmeyi engelliyor bazen. Rakamlar ona başka şeyler anlatıyor olabilir ancak sahadaki görüntü rakamları yalanlıyor.

GELİŞME?..

Geçen sezonu nisanda şampiyon bitirmiş, sistemi ve kadrosu oturmuş takımın "gelişmekte" olduğunu söylüyor hoca. Neye göre? Üstelik sahada görünen, takım geriye gidiyor. Kazanımlarını ve reflekslerini yitiriyor. Ve mevcut bir sistemi geliştirmek, daha öteye taşımakla zaten sonuç vereni bozup "gelişmeye çalışmak" arasında çok fark var.

Büyük takım teknik direktörlüğü liderlik gerektirir. Ve liderler algıyı da yönetmekle mükelleftir. Bir Galatasaray derbisi sonrası "Haddimizi bilerek oynadık" demek, liderliğinizi tartışılır hale getirmekle kalmaz, temsil ettiğiniz koskoca bir camiayı da rencide eder.

Ve ne ilginçtir böylesi bir ilki yaşatmak da yine Aziz Yıldırım dönemine nasip oldu.

Kaynak: Goal.Com

Son Dakika Spor Bülent Değerli Yazdı: Kartal Pençesi... - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement