CHP'den "Adıyaman" Raporu - Son Dakika
Politika

CHP'den "Adıyaman" Raporu

CHP heyetinin hazırladığı "Adıyaman" raporunda, "Sınır güvenliği, emniyet ve istihbarat zafiyeti, yetkililerin IŞİD ile mücadele etmekte ihmalkar davranması ve örgütlenmesine göz yumması neticesinde IŞİD, örgütlenmesinde mesafe katetmiştir.

09.08.2015 12:24
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP heyetinin hazırladığı "Adıyaman" raporunda, "Sınır güvenliği, emniyet ve istihbarat zafiyeti, yetkililerin IŞİD ile mücadele etmekte ihmalkar davranması ve örgütlenmesine göz yumması neticesinde IŞİD, örgütlenmesinde mesafe katetmiştir. Devletin derhal duruma el koyması, sorumlu yetkililer hakkında işlem yapılması, eksik olan sınır güvenliği ve istihbarat ağının acilen güçlendirilmesi gerekmektedir" tespitine yer verildi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Ankara Milletvekilleri Necati Yılmaz ve Şenal Sarıhan, İstanbul Milletvekilleri Ali Şeker ve Eren Erdem, Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağ ile avukat Abdurrahman Tutdere'den oluşan Adıyaman heyetin, 30-31 Temmuz'da Adıyaman'da valilik, savcılık, emniyet müdürlüğü, sivil toplum kuruluşları, esnaf odaları ile çocukları evi terk ederek DAEŞ'e katılan ailelerle yaptıkları görüşmenin ardından hazırladığı rapor kamuoyuyla paylaşıldı.

Suruç'taki bombalı saldırı ile dikkatleri üzerine çeken DAEŞ'in, Türkiye'deki örgütlenmesine çok daha önce başladığı ifade edilen raporda, 6 Haziran'da Diyarbakır'da, sonrasında ise Suruç'ta meydana gelen bombalı saldırılarda faillerin Adıyamanlı olduğu tespitine yer verildi.

DAEŞ'in Türkiye'deki örgütlenmesini Türk vatandaşları üzerinden yürüttüğü, özellikle de gençler arasında etkili olduğu belirtilen raporda, şu ifadeler yer aldı:

"İncelemelerde dikkat çeken ilk nokta, evi terk ederek IŞİD'e katılan gençlerin ekonomik durumunun benzer düzeyde ve zayıf olduğudur. Çocuklar okul ya da dershaneden birbirleriyle arkadaşlık kurmuş durumdadırlar. Aynı şekilde işsizliğin yaygın olmasının bir sonucu olarak çay ocakları ve kahvehaneler kalabalık durumdadır ve bazı kahvehaneler 'IŞİD İrtibat Noktası' haline gelmiştir. Görüşülen aileler tarafından, 'özellikle Adıyaman merkezdeki İslam Cafe isimli çay ocağının, IŞİD'e katılan gençlerin uğrak mekanı olduğu ve orada çeşitli sohbetlerin yapılarak örgüt propagandası gerçekleştirildiği ve mekanın Suruç bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün abisi tarafından işletildiği' ifade edilmektedir. Örgütün eleman devşirdiği bir diğer temas noktası ise kentteki bazı camilerdir. Özellikle Maraşlılar Camii'nde ve Fatih Camii'nde dışarıdan gelen ve camilerde sohbetler ile cihad yanlısı çağrıda bulunan kişiler bulunmaktadır. Bu duruma cami hocalarının göz yumduğu anlaşılmaktadır."

DAEŞ'e katılan çocukların, ailelerine ev, araba veya bileziklerini satmaları yönünde baskı yaparak, yanlarında para götürdüklerine yer verilen raporda, genç olanlarını terör örgütünce, Suriye'de evlendirildiği ifade edildi.

"DAEŞ'e katılım aleni yapılıyor"

Ailelerce, emniyete yapılan şikayetlerin, "Suç işlemedilerse bir şey yapamayız" denilerek geri çevrildiği, öne sürülen raporda, bir ailenin, Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) yaptığı başvurunun ise görmezden gelindiği iddia edildi.

Suriye'den Adıyaman'a gelip giden gençleler hakkında emniyetin herhangi bir işlem yapmadığı savunulan raporda, sivil toplum örgütleri, Alevi kanaat önderleri ve cemevi yöneticileri ile yapılan görüşmelerde, "DAEŞ'e katılımların şehirde aleni biçimde yapıldığı, buna rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı, durumun önlenmesi için hiçbir girişimde bulunulmadığı" ifade edildiği aktarıldı.

Gelişmeler karşısında halkın tedirginlik duyduğu ve kentin adının bu şekilde anılmasından her kesimin rahatsız olduğu belirtilen raporda, cemevi yöneticilerinin, "cemevlerine gelen ve cemlere katılan kişi sayısında gözle görülür biçimde azalma olduğunu, cemlerde nöbetçi sayısının artırıldığını, insanların kalabalık yerlere, düğünlere gidemediğini" söylediğine yer ver verildi.

"Emniyetin tavrı dehşet düşürdü"

Sınır güvenliğinin "yok denecek" durumda olmasının, DAEŞ'in örgütlenmesine ve buradan gençleri toplayıp Suriye ve diğer bölgelere götürmesine olanak tanıdığı kaydedilen raporda, "Ambulanslarla Suriye'den yaralı getirilip, dönüşte gençlerin götürüldüğü" iddiası başta olmak üzere, bunlarla ilgili acilen soruşturma yürütülmesi ve sınır güvenliğinin sağlanması gerektiğine vurgu yapıldı.

Emniyetin terör örgütü DAEŞ'e katılımları engelleyici hiçbir çalışmasının olmadığı, bu tutumun terör örgütüne katılımları teşvik ettiği savunulan raporda, terör eylemleri gerçekleştirmeye gidenlerin, Adıyaman'a döndüğünde, elini kolunu sallayarak özgürce hareket ettiği ileri sürüldü.

Diyarbakır bombacısı olduğu söylenen Orhan G'nin, ailesi tarafından emniyete şikayet edildiğine yer verilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Her türlü muhalif kesime, sol düşünceye tahammülsüzce yaklaşan, fişleyen, tutuklayan ve yargı eliyle cezalandırmaya çalışan hükümetin ve devlet erkinin, söz konusu IŞİD olunca en hafif tabirle göz yumduğu ve görmezden geldiği görülmektedir. Görülmektedir ki, emniyet birimleri, IŞİD'e yönelik bir karşı çalışma içerisinde değildir. Heyetin Adıyaman'da bulunduğu sıralarda, IŞİD terör örgütü üyesi bir şahıs Adıyaman'a evine dönmüştür. Heyetin bu şahısla ilgili emniyet birimlerine aktardığı bilgi, herhangi bir işlem görmemiştir. Şahsın yeni katılımları örgütlemesi ya da bir terör eylemi gerçekleştirmesi riskine rağmen, emniyetin bu tavrı heyeti dehşete düşürmüştür."

"Kesin ve net tutum alınmalı"

DAEŞ'e katılım noktasında, elde net bir sayının bulunmadığına dikkat çekilen raporda, şehirde, DAEŞ'in örgütlendiği ve irtibat noktası olarak kullandığı belirtilen mekanlar ile ilgili yapılmış herhangi bir işlemin bulunmadığı ifade edildi.

Çocukların, dershanelere başladıktan sonra değişim sürecine girmesinin, DAEŞ'in buralar aracılığıyla örgütlenmesini yaygınlaştırdığını gösterdiği belirtilen raporda, şöyle denildi:

"Örgüt propagandası yapılan bazı camiler de dikkatle incelenmeli ve bu duruma göz yuman kişiler hakkında takipte bulunulmalıdır. Sınır güvenliği, emniyet ve istihbarat zafiyeti, yetkililerin IŞİD ile mücadele etmekte ihmalkar davranması ve örgütlenmesine göz yumması neticesinde IŞİD, örgütlenmesinde mesafe katetmiştir. Devletin derhal duruma el koyması ve sorumlu yetkililer hakkında işlem yapılması, eksik olan sınır güvenliği ve istihbarat ağının acilen güçlendirilmesi gerekmektedir. Evi terk eden kişilerin IŞİD'e gidip geldiğinin bilinmesine rağmen bu kişiler hakkında işlem yapılmaması ve serbest bırakılmasında IŞİD'in terör örgütü olarak görülmemesi durumunun etkili olduğu görülmektedir. Bu nedenle IŞİD'in terör örgütü olduğu konusunda kimseyi tereddüde düşürmeyecek şekilde, kesin ve net tutum alınması ve alınacak tedbirlerin bu çerçevede yenilenmesi gerekmektedir."

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP'den 'Adıyaman' Raporu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement