CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1) - Son Dakika
Politika

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cerablus'a yapılacak bir operasyona Türkiye'nin destek vereceği iddiasına ilişkin "Biz Türkiye'nin yabancı bir ülkeye silahlı güç göndermesini doğru bulmayız. Ancak uluslararası hukukun öngördüğü ölçüde yapılabilir bu. Uluslararası hukukun öngörmediği bir süreç içerisinde askeri oraya sokarsanız bunun maliyeti yine çok ağır olur.

23.08.2016 18:16
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cerablus'a yapılacak bir operasyona Türkiye'nin destek vereceği iddiasına ilişkin "Biz Türkiye'nin yabancı bir ülkeye silahlı güç göndermesini doğru bulmayız. Ancak uluslararası hukukun öngördüğü ölçüde yapılabilir bu. Uluslararası hukukun öngörmediği bir süreç içerisinde askeri oraya sokarsanız bunun maliyeti yine çok ağır olur. " dedi.

Gaziantep'te 54 kişinin yaşamını yitirdiği düğün merasimine yönelik terör saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınlarını ziyaret eden Kılıçdaroğlu, daha sonra NTV'de soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın, Ortadoğu'da yeni bir düzenlemeye girişildiği, içerideki olaylarla da Türkiye'nin oyalandığını yönündeki düşüncelerine katılıp katılmadığının" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye üzerinde oyun oynamak isteyenler bulunabileceğini, asıl sorunun "bu oyunun nasıl açığa çıkarılacağı ve terörün nasıl önleneceği" olması gerektiğini söyledi.

Türkiye aleyhine komplo kuranların bulunabileceğini, ülkeyi yönetenlerin bu komploları açığa çıkaracak şekilde istihbaratı güçlendirmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz sonrasında, 4 siyasi partinin demokrasi konusunda takındığı tutumun yarattığı uzlaşma havasının bozulmaması gerektiğini ifade etti.

Son dönemde yaşanan Ankara patlaması, Suruç ve Reyhanlı olayı gibi olaylarla Türkiye'nin bir anlamda terörle yaşamaya mahkum ülke konumuna geldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bu bizi rahatsız ediyor. Burada çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Bakınız Ankara'da bir iddianameye, IŞİD terör örgütünün Gaziantep'te düğünlerde saldırı yapabileceğine dair bilgi, bulgular ve deliller varsa ve bunlar ortadayken Gaziantep'te bir düğünde bomba patlıyorsa burada ciddi bir istihbarat zafiyeti vardır." diye konuştu.

Konuyu Başbakan Yıldırım'a da anlattığını aktaran Kılıçdaroğlu, bunun gözlem değil bir gerçek olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Demek ki bu istihbaratla Türkiye'nin terör olaylarını çözme şansı yok. Öyle anlaşılıyor. Benim gördüğüm kadarıyla, Türkiye'nin bu anlamda, bürokratik anlamda kendine çeki düzen vermek zorundadır." şeklinde konuştu.

"Ankara Garı iddianamesindeki bu bilgi doğru değerlendirilseydi Gaziantep'teki bu saldırı önlenebilir miydi?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Elbette" yanıtını verdi.

Gaziantep'te DAEŞ militanlarının yuvalandığını savunan Kılıçdaroğlu, 70 ilden örgüte katılım olduğunun bilindiğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu, gerçek devlet adamlarının riski önceden göreceğini ve önlem alacağını vurguladı.

"DAEŞ'in Cerablus operasyonunu önceden haber aldığı ve Gaziantep saldırısını bu sebeple gerçekleştirdiği" yönünde iddiaların hatırlatılması ve Başbakan Yıldırım ile görüşmelerinde konunun ele alınıp alınmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Yıldırım'ın görüşmede Suriye ilgili bilgiler verdiğini ancak bilgileri burada tartışmasının doğru olmayacağını ifade etti.

Türkiye'nin hem kendi güvenliği hem de komşularla ilişkilerini yeniden düzenlemesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 2012'de o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Suriye konusunda yapılması gerekenlere ilişkin mektup yazdığını anımsatarak, "Ama hükümet 'Bildiğimizi okuyacağız' dedi" ifadelerini kullandı.

Şimdi Başbakan Yıldırım'ın böyle bir çalışma yapılması gerektiğini söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, 2012'den 2016'ya kadar bir önlem alınmadığını, yol haritası çizilmediğini iddia etti.

"2012'de söyledik, şimdi önlem alıyorlar, alsınlar destek veririz. Her türlü desteği veririz." diyen Kılıçdaroğlu, önlemlerin güçlü ve sağlıklı olması, uluslararası desteğinin bulunması ve Suriye'nin iç işlerine karışmaması halinde sorunun daha rahat çözüleceğinin altını çizdi.

"Türkiye'nin Cerablus'ta yapılacak bir operasyona destek vermesi halinde CHP'nin tutumunun ne olacağının" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti.

"Biz Türkiye'nin yabancı bir ülkeye silahlı güç göndermesini doğru bulmayız. Ancak uluslararası hukukun öngördüğü ölçüde yapılabilir bu. Uluslararası hukukun öngörmediği bir süreç içerisinde askeri oraya sokarsanız bunun maliyeti yine çok ağır olur. Suriye sıradan bir ülke değil. Orada şimdi Amerika var, Rusya var, İran var. Dolayısıyla kendi güvenliğimizi sağlamalıyız. Evet sağlamalıyız. Burada en ufak bir tereddüdümüz yok ama Türkiye ağırlığını koyarak o bölgeyle ilgili düşüncelerini ve gerekçelerini uluslararası topluma çok iyi anlatarak güvenliğini sağlamalı, biz bu anlamda her türlü desteği veririz ama uluslararası hukukun dışına çıktığınız zaman sadece size bedel ödetirler, bunun maliyetini ödersiniz. Dolayısıyla biz uluslararası hukukun dışına çıkmamalıyız."

Rusya-İran ve Türkiye yakınlaşmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye'yi Irak gibi düşündüğünü ve iç işine müdahale ettiğini savundu.

"Oysa Suriye bir Irak değildi. Düşünmesi gereken bir şey daha vardı. Suriye, Rusya için hayati öneme dair bir ülkedir. Dolayısıyla Rusya'nın izni olamadan Suriye'ye şu ya da bu şekilde müdahale etmenin faturası ağır olacaktı. Hükümet ağır faturayı ödedikten sonra bunu fark etti. Yanlış yaptığını gördü. Çünkü Akdeniz'de Rusya'nın tek bir yeri vardı. Tartus'tu. Tartus'ta üssü vardı. Şimdi çok daha güçlü bir konumda Rusya, Suriye'ye yerleşti" ifadelerini kullandı.

Amerika ve İran'ın da bu bölgeye yerleştiğini, dışarıda sadece Türkiye'nin kaldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Türkiye dış politikada cumhuriyet tarihinin en büyük yenilgisini yaşadı. Şimdi bunu telafi etmeye çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ile Mavi Marmara konusunda da yanlış politika yürütüldüğünü, İsrail ile yapılan anlaşmanın Mecliste sabaha karşı görüşüldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Açık ve net söylüyorum, 20 milyon dolara Türkiye'nin itibarı satılmıştır" şeklinde konuştu.

"Gazze ablukasını Türkiye Cumhuriyeti resmen tanıdı" diyen Kılıçdaroğlu, bunun tamamen iflas eden dış politikanın ürünü olduğunu iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Siz dış politikayı yanlış yaparsanız size bedelini ağır ödetirler. Dış politika iç politikaya benzemez" sözlerini kullandı.

Rusya'nın verdiği her kararın ardından Türkiye'den ödün bekleyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, bunun Türkiye'nin itibarını sarsacağını ileri sürdü.

Terör örgütleri arasındaki işbirliği

Kılıçdaroğlu, terör örgütleri arasındaki işbirliği ve "iç savaş çıkartılmaya çalışıyor" açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise "Hangi gerekçeyle terör örgütlerinin birbiriyle ilişkili olduğunu söylediklerini bilmiyorum" dedi.

Bununla ilgili ellerinde bir belge olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, hükümet yetkililerinin elinde belge, bilgi varsa kamuoyuyla paylaşması gerektiğini söyledi.

Bu konuda kendilerine bir belge sunulmadığını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Ortada bir şey var bakın, Türkiye IŞİD'i nasıl oluştu? Bunun cevabını biz almak zorundayız. FETÖ mü oluşturdu Türkiye IŞİD'ini, PKK mı oluşturdu? Siz terör olayının daha arka planını bilmiyorsunuz? 'Üçü bir araya geldi, Türkiye'ye karşı mücadele ediyorlar'. Bu çok kolaycı ve tabanı olmayan bir söylem. Sen 14 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun. Sıfır terörle devraldın. 14 yılda Türkiye nasıl bir terör batağına sürüklendi." diye konuştu.

Türkiye'nin Suriye politikasını eleştirdiklerinde kendilerine tepki gösterildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi gerçekler bütün ayrıntılarıyla çıktı ortaya. Biz 'F tipi örgütlenme' diyorduk, defalarca söyledik, araştırma önergeleri verdik, her kürsüye çıktılarında Fetullah Gülen'e övgü düzdüler. Ben bir soru sorayım; şimdi Fetullah Gülen Terör Örgütü diyorlar. İçişleri Bakanı, 'Bakanken şunu gördüm, 81 ilin 74 emniyet müdürü FETÖ mensubu' diyor. Bir iktidar düşünün, emniyet teşkilatını bir terör örgütüne teslim etmiş. Valiler, kim yaptı bunu. İktidar valileri terör örgütüne teslim ediyor. Yargıyı da sen terör örgütüne teslim ediyorsun. Bir ülkenin iktidarı eğer ülkeyi terör örgütüne teslim ediyorsa, o ülkeyi artık sağlıklı yönetemez. Herkesin kandırdığı bir iktidar ülkeyi yönetemez. 'Efendim bizi kandırdılar'. Siz çocuk musunuz? Siz devleti yönetiyorsunuz. Sizin istihbarat örgütünüz yok mu? Hadi bunları bırakalım, CHP size hiçbir istihbarat örgütü olmamasına rağmen bin kere söyledi bunları."

CHP olarak terör örgütlerine karşı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Mücadele eden varsa yanında dururuz, bizim tavrımız bu. Ama, bir ülkenin cumhurbaşkanı çıkıp da 'Bunlar bizi kandırdılar' derse, yarın duruşmalar olacak, bu duruşmaların halka açık olmasını istiyoruz, televizyondan yayınlanmasını istiyoruz. İki; birisi çıkıp 'Bu FETÖ terör örgütü beni de kandırdı, bu ülkenin cumhurbaşkanını kandırdığına göre, ben gariban vatandaşım beni de kandırmış, onlar ceza alıyor mu? Hayır. Beni de kandırdılar.' diyecek. Ne diyecek hakim?" ifadesini kullandı.

"Bu işin siyasi ayağı bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmadan Türkiye gerçek anlamda terörle mücadele edemez" diyen Kılıçdaroğlu, bütün bu ayrıntıların çıkması gerektiğini kaydetti.

AK Parti'nin Darbeyi Araştırma Komisyonuna bir üye verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "İsmini vermek istemem. Ama bir gazetede yazdı, 15 Temmuz öncesi yazdığı bir köşe yazısında, 'Fetullah Gülen, Türklerin son bin yılda yetiştirdiği en büyüklerden birisidir' diyor. Bu şimdi araştırma komisyonu üyesi olarak görev yapacak, umarım sağlıklı görev yapar." değerlendirmesinde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, araştırma komisyonunun görevinin, örgütün siyasi boyutunu ortaya çıkarmak olduğunu söyledi.

Liyakatın önemi

Bütün insanların inancına saygılı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, devletin ise liyakat üzerine inşa edilmesi gerektiğini bildirdi.

Devlette liyakat sisteminin çöktüğünün görüldüğünü savunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, işin ehline verilmemesi nedeniyle de Türkiye'nin bu noktaya geldiğini öne sürdü.

"Normal demokratik kurallar işlese, bu hükümetin bir saat bile yerinde kalmaması gerekir" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:

"Demesi lazım ki 'Ben bu ülkeyi 14 yıldır perişan ettim, terör batağına soktum, bırakın devletin yönetimini bir terör örgütüne teslim ettim.' Devletin yönetimi bir terör örgütüne teslim edildi. Böyle bir şey olabilir mi? Kimse çekilmiyor. Bu tehdit dediğin, örgüt dediğin yere sen devleti teslim ettin. Bunun şu veya bu şekilde siyasi ayağının ortaya çıkması lazım. Herhangi bir memur, 'Sen neden Bank Asya'ya para yatırdın' diyerek memuriyetine son veriliyor. İyi de Bank Asya'nın kurulmasına izin verene ne yapıyorsun? Hiçbir şey yapmıyorsun. Cemaatin okuluna çocuğunu göndermiş bir devlet memuru, görevden alınıyor. İyi de cemaatin okulundan mezun olup bakan olan var, ona ne yapıyorsun? Bir şey yapmıyorsun, sırtını sıvazlıyorsun. Çifte standart, hukukun kabul etmeyeceği bir uygulamadır. Bir karar alınıyorsa herkese eşit uygulanmalı."

KHK'larla ilgili itirazlarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, çıkarılan KHK'ların OHAL süresinde geçerli olduğunu ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, "OHAL'le devlet inşa edilmez, devleti yeniden inşa edecek birim TBMM'dir. TBMM, 15 Temmuz akşamı çok önemli bir sınav vermiştir, darbeye karşı direnmiştir, darbeyi püskürtmüştür. Şimdi siz yetki aldınız, meşrudur ama OHAL sonrasını da düzenlerseniz bu yetkiyle anayasa aykırı olarak, o zaman siz parlamentoyu devre dışı bırakıyorsunuz demektir. Bizim üzerinde durduğumuz nokta o." diye konuştu.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement