CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) - Son Dakika
Politika

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Darbeyle mücadeleye evet ama karşı darbeye hayır. Ne darbe, ne dikta tam demokrasi istiyoruz.

19.11.2016 15:02
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Darbeyle mücadeleye evet ama karşı darbeye hayır. Ne darbe, ne dikta tam demokrasi istiyoruz. Herkes düşüncelerini özgürce söyleyebilmeli." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin İl Başkanları Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişiminin çok önemli bir fırsatı ortaya çıkardığını, bütün siyasi partilerin, sivil toplum ve meslek kuruluşlarının bir araya gelerek darbeye karşı olduklarını dile getirdiklerini anımsattı.

İlk kez bu kadar büyük bir ortak payda içinde herkesin demokrasiyi savunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, yaşananlar karşısında yapılması gerekenin, darbe girişiminde bulunanların alınıp yargıya teslim edilmesi olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Ama bir baktık onlar bir tarafta duruyor, asıl failler bir tarafta duruyor. Öğretmeniydi, esnafıydı, memuruydu, işvereniydi, hakimiydi, savcısıydı tamamını aldık ve 'Sizi cezalandıracağız' dedik" diye konuştu.

Parti olarak destek vermemelerine rağmen parlamentodan yetki alınması dolayısıyla meşru şekilde Olağanüstü Hal ilan edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"OHAL'in yasal sınırlar içinde kullanılması lazım. OHAL'in varlık nedeni, olağanüstü hali, olağan hale çevirmek için çaba harcanmasıdır. Ne yaptık? Tam tersi oldu. Ben merak ediyorum, Maarif Vakfı üyelerine verilecek olan aidat neden OHAL kararnamesiyle belirlenir? Ne ilgisi var olağanüstüyle, darbeyle. Rektör seçiminin kaldırılması, tekrar 12 Eylül darbe hukukuna benzer bir uygulamaya dönülmesinin darbeyle ne ilgisi var? Neden böyle bir fırsatçılık yapılıyor ve neden parlamento devre dışı bırakılıyor. Biz bunları eleştiriyoruz ve bunun için de Hükümet tarafından suçlanıyoruz."

Kılıçdaroğlu, hukukun üstünlüğünü savunduklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz işverenlerin üzerine baskı kurulmasına, öğretmenlerin kapının önüne konulmasına, 1 milyonu aşkın mağdurun yaratılmasına karşıyız. Babayı atıyorsunuz hapse, çocuğa da iş vermiyorsunuz, 'Açız' diyorlar, efendim 'Bunlar ağacın kökünü yesinler' deniyor. Olmaz, olamaz, insan haklarına, inancımıza, imanımıza aykırıdır. Yoktur böyle bir şey, neden bunu yaratıyorsunuz. Git darbecileri yakala kardeşim, çıkar mahkemenin önüne sana itiraz eden oldu mu? Hayır. Şu soruyu sorduk, 15 Temmuz darbe girişiminden Hükümetin önceden haberi var mıydı, yok muydu? Bugüne kadar cevap yok. Bir daha aynı soruyu soruyorum. 'Yoktur' diyemiyorlar, 'Vardır' da demiyorlar ama biz de biliyoruz ki önceden haberleri vardı bunların. Gerçekler ortaya çıkacak, gerçeklerin ortaya çıkması için mücadele edeceğiz. Baskı dolayısıyla çoğu kişinin, kurumun sesi doğal olarak çıkmıyor veya çıkaramıyorlar, çekiniyorlar ama biz söyledik bunu sonuna kadar götüreceğiz ve araştıracağız."

"Darbeyle mücadeleye evet ama karşı darbeye hayır"

Darbeden bu milletin çok çektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Darbeyle mücadeleye evet ama karşı darbeye hayır. Ne darbe, ne dikta tam demokrasi istiyoruz. Herkes düşüncelerini özgürce söyleyebilmeli. Kimse, düşüncesini ifade etti diye hapse atılmamalı, biz buna katılmıyoruz. Herkesin düşüncesine her siyasi düşünceye saygı gösteriyoruz çünkü demokrasinin varlık nedeni zaten budur. Dar alana siyaseti sıkıştırdığınız zaman doğal olarak bu patlar. Buna izin vermemek gerekiyor." dedi.

Kılıçdaroğlu, Trabzon Şehit Aileleri Derneği Başkanının kendisine, "Devletin terörü bitirmek istediğine inanıyor musunuz" sorusunu yönelttiğini anlatarak, devlet ve Hükümet arasındaki farka değindi. Devleti, devlet yapanın liyakat olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bir arkadaşım söyledi deniyormuş ki 'Liyakat önemli değil, Müslümanlık önemli.' Bunu söyleyen arkadaş Müslümanlığı bilmiyor. 'İşi ehline veriniz, işi ehline vermezseniz olmaz.' diyor yüce Yaradan Kur'an-ı Kerim'de." diye konuştu.

Hükümetin niyeti varsa terörün önleneceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ben söz veriyorum, öyle 14, 15, 20 yıl falan değil, 4 yıllık bu milletten yetki istiyorum. 4 yılın sonunda PKK terörü dahil, terörü bitirmezsem siyaseti bırakırım. Bu kadar kararlıyım, inançlıyım, kendime güveniyorum. Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü içinde Türkiye'nin bekasını koruyarak, aydınlığını güçlendirerek, Türkiye'yi dünyada bir marka yaparak. Biz bunların tamamını bitiririz aklımızı kullanarak, başkalarının oyuncağı olmayarak, eğer bir hükümet kalkıp size 'Bunlar bizi kandırdı.' diyorsa yarın bu hükümeti başkalarının kandırmayacağının garantisi ne? PKK kandırdı, IŞİD kandırdı, FETÖ kandırdı. Bu devleti siz yönetmiyordunuz o zaman. Şimdi diyorlar ki 'Efendim biz bunları bilmiyorduk saftık, Kılıçdaroğlu biliyordu o yargılansın.' Pes ya hangi akıl var bunlarda? Ama söz veriyorum yüreğiniz varsa gelin, ben yargılanmaya hazırım, gelin birlikte yargılanalım."

"Şehitler arasında ayrım yapıyorlar"

Terörü bitirmek için öncelikle bu fikre inanmak gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Terör 35 yıldır bitmiyor. Şimdi şehitler arasında ayrım yapıyorlar ya insanda biraz vicdan olur. Dağda PKK ile mücadele ederken şehit düşenle, Ankara'da demokrasi konusunda mücadele verip şehit düşenler arasında ayrım yapıyorsunuz. Şehit bizim şehidimizdir, şehitler arasında, şehit yakınları arasında ayrım olur mu? Bir de adaletten, ayrımdan, erdemden söz ediyorlar." dedi.

Kılıçdaroğlu, terör şehidinin yakınına 87 bin 850 lira, 15 Temmuz şehidinin yakınına ise 101 bin 28 lira verildiğini dile getirerek, "Niye bu fark var? Şehit ise bizim şehidimiz. Ben, o şehit yakınlarına söz verdim, bu kanun hükmünde kararname parlamentoya geldiğinde bu farklılığı gidermek için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz ve mutlaka bunu düzelteceğiz. Farklılık olmaz, bütün şehitler başımızın üstündedir." diye konuştu.

"Horoz öttüğünde biz duyuyoruz "

Türkiye'nin, Ege'de egemenliği tanımlanmamış ve Yunanistan'a bırakılmamış 16 adası bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"16 adamız şu anda Yunanistan'ın işgali altında. Ben Sayın Binali Yıldırım'a Trabzon'dan gayet net ve açık bir soru soruyorum, siz milliyetçiyseniz, bu ülkenin her karış toprağını savunuyorsanız, 'Ben düşmana bir çakıl taşı dahi vermem' diyorsanız bu 16 adayı Yunanistan'a hangi gerekçeyle teslim ettiniz? Hangi gerekçeyle bizim bu adalarda bayrağımız değil de Yunanistan'ın bayrağı dalgalanıyor. Bir Allah'ın kulu çıkıp bana bunu anlatsın. 'Milliyetçilik' diyorlar, 'Dünyaya meydan okuyoruz' diyorlar, bıraktım dünyayı kardeşim, horoz öttüğünde biz duyuyoruz, burnumuzun dibindeki adalara geldiler, bayraklarını diktiler.

Arkadaşlarımız komisyonda bakana soruyorlar, 'Bu adalar bizim mi', 'Bizim' diyorlar. Yunanistan işgal etti. "Efendim biz onlarla görüşmeler yapıyoruz.' Ne görüşmesi kardeşim, adam gelmiş burnunun dibine sen hala 'Ben onlarla görüşme yaptım.' Ne demek görüşme, benim toprağım işgal edilmiş. Türkiye Cumhuriyeti işgal edildiği zaman Mustafa Kemal Atatürk onlarla oturup görüşüyor muydu? Yoksa 'Ben seni denize dökerim, hakkımı ararım ondan sonra gel masaya mı' dedi."

Kılıçdaroğlu, "Böyle giderse bunlar Kıbrıs'ı da verecekler" ifadesini kullanarak, "Buradan Binali Yıldırım'ın dikkatini çekiyorum, Kıbrıs'taki gelişmeleri yakından izliyoruz. Kıbrıs'ı aldık, Beşparmak Dağları'na, Akdeniz'e CHP'nin milliyetçiliğini yazdık, orada şehitlerimiz var, kan döktük orada bu ülkenin bağımsızlığı için. Şimdi sen kalkacaksın masalarda Kıbrıs'ın büyük bir kısmını onlara teslim edeceksin." diye konuştu.

Buna asla izin vermeyeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye Kıbrıs'a niye gitti çünkü orada soydaşlarımız çoluk çocuk, kadın erkek demeden katlediliyordu. Peki Kıbrıs'a gittik ne oldu? Kıbrıs'a barış geldi. Kimsenin burnu kanadı mı? Hayır. Şimdi hangi tavizleri verebiliriz diye. Annan Planı ile geldiler, Türk kesimi kabul etti. Kim reddetti? Rum kesimi. Bitti kardeşim, neyin pazarlığını yapıyorsun. Kime nereyi peşkeş çekeceksin sen? Bunu kabul etmiyoruz." ifadelerini kullandı.

"Kadın kardeşlerimi yürekten kutluyorum"

Kılıçdaroğlu, parlamentoda görüşülen bir yasanın, kız çocuklarına tecavüz edenlere af getirdiğini ileri sürerek, şöyle devam etti:

"Sizde vicdan, ahlak yok mu? Ben bunu sormak zorundayım, düşünün 5, 6, 10 yaşında kız çocuğuna tecavüz edilecek, tecavüzcüsü ile evlenirse af getiriyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? ya 5 kişi tecavüz etse 1 kişi 'Ben evleniyorum' dese, herkes beraat edecek. Ahlaka bakın Allah aşkına. Böyle bir ahlak olabilir mi? Bunun neresi insanlık, insanlığa sığmaz."

Konuya ilişkin 83 kadın kuruluşunun ortak bildiri yayımladığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Buradan bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum; gösterdiğiniz bu duyarlılık nedeniyle sizi yürekten kutluyorum, iyi ki siz varsınız iyi ki kendi çocuklarınıza sahip çıkıyorsunuz." dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement