CHP Grup Başkanvekili Altay Açıklaması - Son Dakika
Politika

CHP Grup Başkanvekili Altay Açıklaması

"Bakanlar Kurulu toplanmış, IŞİD katliamını, Kobani'deki katliamı bırakmış, başörtüsü pilavını yeniden pişirmişlerdir" "Türban ya da başörtüsü, Hükümet'in başı her ağrıdığında alabileceği bir aspirin değildir" "Hükümet'e sesleniyorum, siz kızların başını örteceğinize yüzünüzü örtün ve utanın"

23.09.2014 12:43
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Bakanlar Kurulu toplanmış,  IŞİD katliamını, Kobani'deki katliamı bırakmış, başörtüsü pilavını yeniden pişirmişlerdir. Türban ya da başörtüsü, Hükümet'in başı her ağrıdığında alabileceği bir aspirin değildir" ifadesini kullandı.

Altay, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında,  gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Savcılığın, 17 Aralık soruşturmasında, 25 Aralık'ta olduğu gibi takipsizlik kararı vereceğine yönelik duyumları olduğunu belirten Altay, soruşturmayı yürüten savcı üzerinde bazı maddi, manevi baskılar olduğuna dair rivayet ve kendilerine gelen bilgiler bulunduğunu söyledi.

Altay,  "Sayın savcının, bu soruşturmayla ilgili açık, somut kanıt varken bir takipsizlik kararı vermek, bu soruşturmayı, skandalı örtbas etmek gibi bir anlayış içine gireceğine ihtimal vermiyoruz. Böyle bir tutum, cumhuriyet savcısının eliyle hukukun ırzına geçmekten başka bir şey olmaz" dedi.

-"Hükümet'in gizli bir ajandası var mı?"

Altay, Musul Başkonsolosluğu'ndakilerin, özgürlüklerine kavuşmasının, CHP'de de sevinçle karşılandığını dile getirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, rehine krizinde, isim vermemekle birlikte muhalefeti, örtülü de olsa siyasi çıkar devşirmekle itham etmesinin yakışmadığını belirten Altay, rehine krizi doğduğunda CHP'nin, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki Meclis soruşturma ve gensoru önergelerini, "Bu sorun ulusal davadır" anlayışı içinde geri çekerek, Hükümet'e desteğini ortaya koyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı'nın "operasyonla", Başbakan'ın "temasla" ve ikisinin de son olarak "pazarlıkla kurtarıldı" dediği sürecin, kamuoyunda, şüphe ve endişeye yol açtığını savunan Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hükümet'in gizli bir ajandası var mı? Bu süreçte muhalefet ve anamuhalefete bilgi vermemesi kabul edilebilir değildir. Hükümet'in bu politikalarıyla Türkiye Cumhuriyeti küçük düşürülmüştür. Milletimizin onuru kırılmıştır. Terör örgütüne, büyük bir devlet olmanın gereği olarak, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve devleti mutlaka karşılık vermelidir. Aksi takdirde Türkiye'nin caydırıcılığı sorgulanacak, yeni tehditlere maruz kalacaktır. IŞİD ile mücadele, batı ülkelerinden çok öncelikle Müslüman ülkelerin asli görevi olmalıdır. Hiç zaman kaybetmeden Hükümet, IŞİD'in bir terör örgütü olduğunu dünya kamuoyunu derhal deklare etmelidir."

-"Bu örtü, örtmez"

Altay, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, orta öğretim kurumlarında başörtüsü yasağının, yönetmelikte yapılan bir değişikle kaldırıldığına yönelik açıklamalarını da değerlendirdi.

Arınç'ın, orta öğretim kurumlar yönetmeliğinde değişiklik yaptıklarını söylediğini ancak bahsettiği maddelerin, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul öğrencilerinin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelikle ilgili olduğunu ifade eden Altay, şunları kaydetti:

"Yönetmelik değişikliğiyle kaldırılan 'başı açık' ifadesi, Arınç'ın bahsettiği yönetmelik kapsamında bir değişiklik ise, -öyle görünüyor- okul öncesini, ilkokulu, ortaokulu, lise ve dengi okulları da kapsar.  Ekonomisi batma sinyalleri veren, dış politikada tükenmiş, IŞİD'e komşu olmuş, yolsuzluk ve kayırmacılık batağında debelenen, kentleri yağmalanırken vatandaşların iş cinayetleriyle katledilmesini seyreden Hükümet, çıkışı başörtüsünde aramıştır. TEOG rezaleti altında kalan, okulları imam hatip mekteplerine dönüştüren, müdürleri bir gecede kıyımdan geçiren, Mili Eğitim Bakanı da cami avlusuna bıraktığı eğitim sistemini türbana sarmakta, kurtuluş ve çıkış aramıştır. Hükümet'e sesleniyorum, siz kızların başını örteceğinize yüzünüzü örtün ve utanın. Kız çocuklarımızı bu kez de IŞİD ile pazarlığı unutturmak ve yolsuzlukları unutturmak için kullanan bir Hükümet ile karşı karşıyayız. Demokrasi bu Hükümet için başörtüsünden ibarettir. Başlara örtü takılabiliyorsa demokrasi vardır. Hükümet'in vicdanı üzerine kara ve kalın bir örtü vardır. Bu örtü Hükümet'in aklını kullanmasını izin vermiyor. Hükümet'in bu hamlesi Suruç'tan bakınca görülen IŞİD bayrağını örtmeye yetmeyecektir. Hükümet'in bu adımı yolsuzlukları ve yoksulluğu örtemeye de yetmeyecektir. Bakanlar Kurulu toplanmış, millet IŞİD, bölgeyle ilgili önemli kararlar bekliyor, onlar IŞİD katliamını, Kobani'deki katliamı bırakmış, başörtüsü pilavını yeniden pişirmişlerdir. Bu örtü, Soma'yı, asansör kazalarını, Reza'nın rezaletlerini, bakanların kol saatlerini, para kutuları, para sayma makinelerini örtmez. Sınıra dikilen IŞİD bayrağını ortadan kaldırmaz. Arsızlık ve hırsızlık bu örtünün altına sığmaz. Küçük, masum yavrular üzerinden siyaset yapmasınlar. Bundan sonra AKP'nin türbanla ilgili atacağı her adımı siyasi bir adım olarak görürüz."

-"Pedagojik değil, ideolojik"

Altay, Hükümet'in bu konuya yaklaşımının inanç özgürlüğü veya demokratikleşme bağlamında görülemeyeceğini savundu. Altay, türban tartışması bitmişken, yeni bir suni gündem, yeni bir kutuplaşma hamlesi olarak algılanan bir durumla karşı karşıya olduklarını ileri sürdü.

CHP'nin, 18 yaşını dolduran herkesin, her alanda istediği gibi giyinmesine, istediği örtüyü kullanmasına hiçbir itirazlarının olmadığını dile getiren Altay, 18 yaş altındaki çocuklara vermedikleri  tasarrufun, sadece türban için veriliyorsa burada farklı bir şeyin bulunduğunu söyledi.

Altay, "18 yaşın altındaki çocuk, matematik dersi görmek istemediğini söylerse, Hükümet, 'Özgürlükler var, matematik görmesin' diyebilecek mi?" diye sordu.

Hükümet'in konuya yaklaşımının pedagojik değil, ideolojik olduğunu ileri süren Altay, "Türban ya da başörtüsü, Hükümet'in başının her ağrıdığında alabileceği bir aspirin değildir. Hükümet'i, insanlarımız dini duyguları, inançlarını siyasi çıkarlarına alet etmemeye davet ediyorum" dedi.

Altay, Suriye ve Irak tezkerelerine dair tutumlarına ilişkin soruya ise "Tezkerelerin içeriğine baktığımızda ulusal çıkarlarımız bakımından olması gereken şeylerse, biz bunlara evet deriz. Ama ulusal çıkarlarımızla örtüşmüyor, Türkiye'yi yeni ve belirsiz maceraya sürüklüyorsa hayır deriz" karşılığını verdi. - TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP Grup Başkanvekili Altay Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement