CHP Grup Başkanvekilleri Hamzaçebi Altay, PMD'yi ziyaret etti -

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na ilişkin kanun teklifinin bu haliyle yasalaşması durumunda anayasaya aykırılığı açık olan düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi'ne götüreceklerini söyledi.

CHP Grup Başkanvekilleri Akif Hamzaçebi ve Engin Altay, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Parlamento Muhabirleri Derneğini ziyaret etti.

Hamzaçebi, ziyarette yaptığı konuşmada gazetecilerin gününü CHP grubu adına kutladıklarını belirterek, Çalışan Gazeteciler gününde çalışmayan gazetecilerin sayısının neredeyse çalışanların sayısına ulaştığını ve belki de geçtiğini dile getirdi. Böylesi bir tabloyu son derece üzüntü verici bulduklarını ifade eden Hamzaçebi, 1961 yılında çıkan 212 sayılı yasanın gazetecilere getirmiş olduğu hakların, bugün çok daha ileri taşınmış olması gerektiğini, ancak ne yazık ki yalnızca gazeteciler açısından değil, tüm kesimler için hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı bir dönemden geçildiğini savundu.

Türkiye'nin tutuklu gazeteci sayısı bakımından dünyanın lideri haline geldiğini, iletişim özgürlüğü ve haber alma hakkındaki eksikliklerin demokrasinin kalitesini düşürdüğünü kaydeden Hamzaçebi, güçlü demokrasilerin özgürlüklerden beslendiğine işaret etti. Türkiye'nin özgürlüklerden geriye gitmeye çalışan bir hükümet ile karşı karşıya olduğunu ifade eden Hamzaçebi, "Parlamentoda üç komisyonda üç yasa tasarısı görüşülüyor. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmekte olan torba yasada internete sansür uygulaması konusunda yürütme organına yetki veren düzenlemeler var. Bu son derece tehlikelidir. Yürütme organına mahkeme kararı olmaksızın neredeyse internet üzerindeki tüm haberleri sansür edebilecek bir yetkinin hükümete, yürütme organına verilmesi son derece yanlıştır" diye konuştu.

Anayasa Komisyonu'nda Demokratikleşme Paketi adı verilen, ancak gerçekte demokratikleşme ile hiç ilgisi olmayan bir tasarı görüşüldüğünü kaydeden Hamzaçebi, şöyle devam etti:

"Bu tasarı adeta Gezi'den intikam alma tasarısıdır. Tasarı, toplantı ve gösteri yürüyüşleri konusunda iyileştirme yapma iddiasıyla kamuoyuna sunulduğu halde bu konuda çok geriye giden düzenlemeler vardır.

Bir diğeri, Adalet Komisyonunda görüşülecek olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yasa teklifidir. Bu teklifinde özelliği, hükümetin kendine bağımlı bir yargı yaratma çabasıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin HSYK teklifinde demokrasi, özgürlük, kuvvetler ayrılığı aşkı yatmıyor. AKP, 12 Eylül 2010 referandumunda kendine tabi kıldığını zannettiği yargının, kendi kontrolünde olmadığını gördüğü için bu düzenlemeyi TBMM'nin gündemine getirmiştir. AKP demokratik bir noktadan hareket etmemektedir. Onun hedefi kendine bağımlı bir yargı yaratmaktır. Onu yeniden yargılama konusunda demeç vermeye, pozisyon almaya sevk eden tutum, yine o yargılamaların hakkaniyete, adalete aykırı olması değildir. Tam tersine bu süreçte kendi etrafında, yargıya hakim olma çabası etrafında müttefiklerini çoğaltmaktır."

CHP olarak yeniden yargılamaya ilişkin kanun tekliflerini TBMM Başkanlığı'na sunduklarını hatırlatan Hamzaçebi, AK Parti'nin bu konudaki tutumunun ne olacağını da merakla beklediklerini belirtti.

Engin Altay da tutuklu gazetecilerin durumuna dikkati çekerek, görevi başında olan gazetecilerin de özgürlüklerinden mahkum olduklarını, özgürce haber yapamadıklarını belirtti.

İstanbul merkezli soruşturmaya da değinen Altay, bu kapsamında aranan, ifadeye çağrılan işadamlarından bazılarının yurtdışına çıktıkları konusunda bilgiler geldiğini söyledi. Altay, milletvekilleri Sinan Aygün, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Sebahat Tuncel'e yurtdışına çıkış yasağı uygulanırken, haklarında ifadeye çağrılma yakalama kararı olan kişilerin yurtdışına çıkmasının hukuksuzluk ve parlamentoya yapılan bir hakaret olduğunu savundu.

-"Temennimiz bu aykırılık tutumundan hükümetin vazgeçmesidir"

Hamzaçebi ve Altay, açıklamalarının ardından muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladılar.

HSYK ile ilgili düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götürüp götürmeyecekleri sorusu üzerine Hamzaçebi, "HSYK Yasası'nın bu şekli ile anayasa aykırı olduğunu düşünüyoruz. Temennimiz bu aykırılık tutumundan hükümetin vazgeçmesidir. Hükümet bir yargı reformundan, güvenlik reformundan söz etmiyor. Tam tersine anayasaya aykırı bir yasal düzenleme ile yargıyı kendine tabi kılmaya çalışıyor. Arzumuz bundan vazgeçmesidir ama elbette bu teklif bu şekilde yasalaştığı takdirde anayasaya aykırılığı çok açık olan düzenlemeleri Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz" dedi.

HSYK'dan yapılan açıklamaların hatırlatılarak, "Onların kaygılarını paylaşıyor musunuz?" sorusu üzerine de Hamzaçebi, düzenleme ile Adalet Bakanı'nın yetkilerinin olağanüstü ölçüde artırıldığına söyledi. HSYK'nın anayasal kurum olması bakımından bağımsızlık özelliği olduğuna dikkati çeken Hamzaçebi, "Her türlü siyasi etkiden arınmış olarak çalışması gereken HSYK'da Adalet Bakanı'nın bu kadar olağanüstü yetkilere sahip olması açıkça anayasa aykırıdır" değerlendirmesinde bulundu.

-"Başbakan samimiyetsizlik sınavı verdi"

Hamzaçebi, yeniden yargılamaların uzun süreceği ve bazı suçların cezasız kalacağı yönünde eleştiriler olduğunun ifade edilmesi üzerine ise "Eğer yeniden yargılama sonucunda o davada yargılanan kişiler cezasız kalacak deniliyor ise demek ki ortada onları mahkum edecek bir delil yoktur. Bu güzel bir şey" diye konuştu.

Teklif hakkında bilgi veren Hamzaçebi, içinde bir af olmadığına da dikkati çekti.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu'nun Başbakan Erdoğan ile görüştüğü daha sonra ise AK Pari içinden Feyzioğlu'na yönelik eleştiriler geldiği ifade edilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine Hamzaçebi, "Birlikte çalışmaya karar vermişlerdi. Sonra birlikte çalışmak istemedikleri anlaşılıyor. Bundan iki şey çıkabilir; ya 'biz birlikte çalışmayacağız kendi düzenlememizi getireceğiz' diye bilir hükümet ya da böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duymuyor olabilirler. Hangisi doğrudur, bir süre beklemek gerekecek" dedi.

Hamzaçebi, hükümete çağrı yaparak, gelecek hafta yeniden yargılamaya ilişkin kanun teklifini hep birlikte yasalaştırabileceklerini söyledi.

Altay da yeniden yargılama konusundaki düzenlemenin TBMM'nin 2 günün alacak bir düzenleme olduğuna işaret etti. Altay, şöyle konuştu:

"Sayın Başbakan'ın bu konudaki derdi tam tabiriyle düştüğü çukurdan çıkmak için bir ip gibi bu meseleye sarıldı. Yeniden yargılamayı suni gündem olarak tutmak istiyor Sayın Başbakan. Bu tuzağa düşmeyelim, toplum da düşmesin. 17 Aralık sürecinin unutturulmaması lazım. Yeniden yargılama meselesi Türkiye'nin gündeminin haftalarını işgal etmemelidir. Başbakan burada bir samimiyetsizlik sınavı verdi. Başbakan ve TBB Başkanı görüşeli epey bir zaman oldu, Başbakan burada samimi olsaydı bu iş şimdi bitmiş bile olurdu. Hüseyin Çelik'e şunu sormak lazım; şovu eğer Sayın Baro Başkanı yapıyorsa sov ortağı da Sayın Başbakandır"

-"Ombudsmanlık makamı şüphe ve zan altındadır"

TBMM Başkanı Çiçek'in, Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu hakkında inceleme başlattığını söylediğinin hatırlatılması üzerine de Altay, şunları kaydetti:

"Bu sabah itibariyle bir mırın kırın açıklama yaptılar ama ombudsmanlık makamı artık şüphe ve zan altındadır. Bu görüşme yapıldıktan sonra, 'orasını demedim, o kadar demedim, öyle dedim, böyle dedim' bunlar kamu vicdanını tatmin etmez. Ombudsman artık güvenilirlik esasına göre kurulmuş bir anayasal kurum olmakla birlikte artık hükümetin temizlik makinesine, hükümetin kirli işlerinde kullanılan bir manivelaya dönüşmüş gibi görülüyor. Bunu da kamu vicdanının kabul edeceğini hiç zannetmiyorum. Sayın Cemil Çiçek'in 'bir inceleme başlattık'... Belki soruşturma başlattık dese bir parça Cemil Çiçek açısından durum daha tolereli olabilirdi. Bu gaz almaya yönelik bir hamledir Meclis Başkanı bakımından."

Altay, bir başka soruyu yanıtlarken de istifa eden bakanlara ilişkin fezlekelerin TBMM gündemine gelmemesini eleştirdi. Altay, "Adalet Bakanı çok açık bir suç işliyor. Adına ister fezleke deyin, ister soruşturmayla ilgili bilgi, belge, bulgu deyin bunların bakanlığa intikal ettiğine dair bizde bilgiler var. Sayın Kılıçdaroğlu, Silivri'de yaptığı bir açıklamadan dolayı açıklamanın 2. gününde, yani 48 saat sonra anamuhalefet lideriyle ilgili fezleke TBMM'ye gelmişti. Adalet Bakanı'nın bu savcılığın gönderdiği bilgi, belge, bulgu ya da fezleke her ne ise bunların orada tutulması açık bir suçtur. TBMM'ye karşı da saygısızlıktır. Kendisini yasamanın, üstünde görmesi, görevi kötüye kullanmasıdır. Fezlekelerin ya da bilgi ve belgelerin biran önce Meclis'e gelmesini ısrarla talep ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi CHP Grup Başkanvekili Engin Altay 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü

Muhabir: Seval Güler

Yayınlayan: Sefa Salantur