Kılıçdaroğlu: Davutoğlu o kadar heyecanlanmasın

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bundan sonra muhataplarının Başbakan Ahmet Davutoğlu olduğunu söyleyerek, "Ama bu başbakanın önce bir kişiliği ortaya koyması lazım. Yani Erdoğan'dan bağımsız bir kişiliğinin olduğunu, devleti yönetebilecek güce ve erke sahip olduğunu, akla sahip olduğunu göstermesi lazım. İlk adımda bunu göstermedi. Adli Yıl açılış törenine katılması lazımdı. Neden katılmadı, çünkü birisinin hala talimatı altında. Talimatla ülke yönetilmez, iradeyle yönetilir. Bağımsız iradeyle yönetilir. Adli Yıl açılışına gelmiş olsaydı ben Davutoğlu'nu gerçekten kişilikli bir politika izleyeceğine kanaat getirecektim. Ama bugün gelmeyerek, kendisinin dışında başka bir iradenin tutsağı olduğunu gösterdi. Bu benim açımdan eleştirilebilir ki ben Davutoğlu açısından üzüntü verici bir tablo olarak görüyorum ve değerlendiriyorum" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Star TV'deki Ana Haber Bültenine katılarak gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı.

Bugün yapılan Adli Yıl Açılış Törenine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ve hükümeti temsilen hiçbir isimin katılmamasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Doğru değil. Yargı siyasetçilerin at koşturdukları bir alan değil ve olmaması da gerekir. Yargının, bağımsız ve tarafsız olması gerekir. Hükümetin adli yıl açılışında hazır bulunması, Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Adalet Bakanının olması gerekiyor ama onlar katılmadılar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Adli Yıl açılışına katılamam gerekçesinin "paralel yargı" olmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın katılmama sebebinin TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuşmasına tepki olarak katılmadığını belirtti.

-"YA DUR BİR NEFES ALA BAKALIM NE OLDU?"-

Savunma hakkının kutsal olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, "Savunmayı kim temsil eder avukatlar temsil eder. Şimdi savunmanın olmadığı yerde siz hangi adli yılı açacaksınız? "O olursa ben gelmem, okunursa ben orada olmam.' O zaman zaten "ben ülkede adalet istemiyorum' diyorsunuz. Biz de zaman zaman adaletten, yargıdan, savunmadan şikayetlerimizi dile getiriyoruz. Ama o törene katılmak durumundayız" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu'nun bugünkü grup toplantısının büyük bir kısmında CHP'ye yönelik eleştirilerde bulunmasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık koltuğuna yeni oturan birisinin ilk grup toplantısında doğrudan doğruya anamuhalefet partisini hedef alıp bir konuşma yapması şık değil. Ben şuana kadar olumsuz bir şey söylememeye dikkat ettim. Ama o koltuğa çıkar çıkmaz ilk hedef CHP. Ya dur bir nefes ala bakalım ne oldu?" ifadelerini kullandı.

-"ANAYASA FIRLATMASI MEŞRU MÜDAFAA"-

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TBMM'deki yemin töreninde, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın TBMM İçtüzüğünü ve Anayasa kitapçığını fırlatmasıyla ilgili olarak sorulan bir soruya cevap veren Kılıçdaroğlu, "Meclis açılıyor. Sayın Cemil Çiçek Meclis açıldıktan sonra gene adap içinde Grup Başkanvekilimiz Engin Altay söz istiyor. "Hayır Ben vermem, isterseniz çıkın' diyor. Bir defa Sayın Çiçek'in "isterseniz çıkın' deme hakkı da yoktur, yetkisi de yoktur. Orası Sayın Cemil Çiçek'in babasının malı değildir. Söz verseydi şunu soracaktı Cemil Çiçek'e "YSK kararı Resmi Gazete'de yayımlanmadığı halde siz TBMM'yi olağanüstü toplantıya hangi gerekçeyle çağırdınız?' Bir hukukçudur kendisi, Adalet Bakanlığı yapmıştır kendisi. YSK kararı bilinçli olarak Resmi Gazete'de yayımlanmadı. İlk kez bir seçim sonucu Resmi Gazete'de yayımlanmadı. Bunu soracaktı. Ama bu soruyu sormasına dahi izin verilmedi" dedi.

Altay'ın kitapçığı fırlatmasının yanlış olduğuna yönelik eleştirileri de değerlendiren ve Bu konuda bir eleştirisinin olup olmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, "Hayır. Meşru müdafaa diye bir kavram vardır hukukta. Siz zorunda olduğunuz zaman belli suçu işlersiniz ve o suç olmaktan çıkar" diye konuştu.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in Altay'a söz vermeyerek anayasayı çiğnediğini belirten Kılıçdaroğlu, "O zaman bu anayasanın anlamı kalıyor mu, kalmıyor. Tepkisini böyle göstermiştir. Tüm demokrasilerde 3 aşağı 5 yukarı bu tepkiyi görürsünüz. Neden yadırgıyorsunuz? Parlamentoyu yasa dışı toplayan, Resmi Gazete'de yayımlanmadığı halde Meclis'i olağanüstü toplayan bir Meclis Başkanına tepki değil de, kitapçık atılınca tepki gösteriliyor. TBMM Başkanı, Meclis'in başkanı gibi değil, başka bir otoritenin yeni Adalet ve Kalkınma Partisi'nin grup başkanı gibi davranmıştır. Zaten sorunumuz da oradadır" şeklinde konuştu.

-"DAVUTOĞLU DA GÖRECEK, BU KADAR HEYECANLANMASIN"-

30 Ağustos kutlamalarında AKM'de yapılan törenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile el sıkışamaması konusuna değinen Kılıçdaroğlu, Erdoğan ile Anıtkabir'de Aslanlı Yol'un başında tokalaştıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Meclis'teki yemin törenine katılmaması ve bundan sonra Erdoğan ile zorunda olmadıkça görüşmeyeceğini açıklamasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Daha öncede söyledim ilişkilerimizi sınırlı gördük. Özel görüşmemiz zaten yok. Sayın Gül cumhurbaşkanı olduğu zaman kaç defa görüştük, 3 veya 4 defa fazla görüşmedik zaten" dedi.

Bir cumhurbaşkanının, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturması için Anayasayı çiğnenmemesi, temiz olması ve aile boyu etik kurallara uyulması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'da bu özelliklerin hiçbirinin olmadığını savundu.

Anayasayı açıkça çiğneyen birinin yanına gitmesi gerektiğinin ve kutlaması gerektiğinin kendisine söylendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Neye gideceğim ben? Eğer ben demokrasiyi savunacaksam, ben bunu görmezlikten gelmem, görmem lazım. O kişi Anayasayı çiğnedi. Bunu sadece ben mi söylüyorum. Bunu bütün hukukçular söylüyor, "anayasayı çiğnedi' diyorlar. Meclis'teki törenine de katılmadım. Gayet doğaldır katılmamam. Çünkü neden, ben yalana tanıklık etmek istemedim" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, zorunlu olmadıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeyeceklerini söylerken, Erdoğan'ın yurt dışına yaptığı ilk ziyaretinde KKTC'ye giderken kendilerinden de milletvekili istediğini fakat göndermediklerini belirtti.

Davutoğlu'nun "Sayın Cumhurbaşkanımızla görüşecekler" sözlerine değinen Kılıçdaroğlu, "Bundan sonra tavrımızı Davutoğlu da görecek, bu kadar heyecanlanmasın bizim ilişkilerimizin nasıl olacağını herkes görecek. Bizim tavrımız nettir" dedi.

-"KENDİSİNİN DIŞINDA BAŞKA BİR İRADENİN TUTSAĞI OLDUĞUNU GÖSTERDİ"-

62. hükümetin yeni kabinesini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Benim yeni kurulan bir Bakanlar Kuruluna ön yargıyla bakmam gibi bir alışkanlığım yoktur. İcraatına bakacağız. Yani hemen koltuğa oturur oturmaz "Bunlar şöyledir, bunlar böyledir' diye bir eleştiri getirmeyeceğiz. Belki bizim düşündüğümüzden çok daha iyi bir icraatı olacak bu kabinenin. Yaptıkları yanlışları da çıkıp eleştireceğiz" dedi.

Bundan sonra kendi rakibinin Ahmet Davutoğlu olduğunun anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Erdoğan Başbakanlıktan emekli oldu. Cumhurbaşkanlığında artık yeri belli. Anayasanın çizdiği çerçeve içinde görevini yapacak. Tabi elbette bizim muhatabımız belli hükümet, başbakan. Ama bu başbakanın önce bir kişiliği ortaya koyması lazım. Yani Erdoğan'dan bağımsız bir kişiliğinin olduğunu, devleti yönetebilecek güce ve erke sahip olduğunu, akla sahip olduğunu göstermesi lazım. İlk adımda bunu göstermedi. Adli Yıl açılış törenine katılması lazımdı. Neden katılmadı, çünkü birisinin hala talimatı altında. Talimatla ülke yönetilmez, iradeyle yönetilir. Bağımsız iradeyle yönetilir. "Ben başbakanım, bu ülkeyi artık ben yönetiyorum, benim sorumluluğum var' diyeceksiniz. Boynunuza davulu asacaklar tokmağı başkasında olacak ve siz başbakan olacaksınız bu doğru değil. Adli Yıl açılışına gelmiş olsaydı ben Davutoğlu'nu gerçekten kişilikli bir politika izleyeceğine kanaat getirecektim. Ama bugün gelmeyerek, kendisinin dışında başka bir iradenin tutsağı olduğunu gösterdi. Bu benim açımdan eleştirilebilir ki ben Davutoğlu açısından üzüntü verici bir tablo olarak görüyorum ve değerlendiriyorum" ifadelerini kullandı.

-"SAĞDAN BİRİNİN CHP'YE GELMESİYLE CHP NİYE SAĞA KAYSIN Kİ?"-

5-6 Eylül'de yapılacak CHP'nin Olağanüstü Kurultayı'na da değinen Kılıçdaroğlu, İnce'nin adaylığına şaşırmadığını belirtti.

CHP'nin geleneğinde artık çatışma değil, demokratik bir yarış olacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, partinin içindeki muhalif isimlerin ve İnce'nin kurultayda mağlup olması halinde tasfiye edilmeyeceğini kaydetti.

İhsan Eliaçık'ın partiye davet edildiği yönündeki iddiaların anımsatılması ve partinin sağa kaydığı eleştirilerin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "İhsan Bey'le hiç konuşmadık bu zaman kadar. Siyaseti düşünüyor mu düşünmüyor mu onu bile bilmiyorum" dedi.

CHP niye sağa kaymadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, "CHP niye sağa kaysın ki? CHP'nin yeri belli, konumu belli, programı belli, tüzüğü belli. Sağdan birinin CHP'ye gelmesiyle CHP niye sağa kaysın ki?" ifadelerini kullandı.

-"ŞİMDİ ELLERİN KIRILDIĞI DEĞİL, ELLERİN ÖPÜLDÜĞÜ BİR SÜRECİN İÇİNE GİRDİK"-

25 Aralık yolsuzluk soruşturmasının dosyasının kapatılmasına değinen Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

"Savcıların hırsızları kovaladığı bir süreçten, hırsızları kovaladığı bir sürece girdik. Dramatik olanı budur. Sayın Davutoğlu, partinin kongresinde "yolsuzluk yapanın gerekirse ellerini kırarız' demişti. Şimdi yolsuzluk yapanların aklandığı bir sürece girdik. Şimdi ellerin kırıldığı değil, ellerin öpüldüğü bir sürecin içine girdik. Acaba bu tavrı Sayın Davutoğlu nasıl değerlendirecek? O 25 Aralık dosyasını kapatan savcılar kendi çocuklarına çok ağır bir miras bıraktılar. Bu kadar ağır bir mirası hiçbir savcı üstlenemez. Bu savcılara da kimse kusura bakmasın "Cumhuriyet savcısı' demez. İktidar savcısı olmak ayrı, cumhuriyet savcısı olmak ayrı.

Devletin içinde paralel yapı olmaz. Paralel yapı varsa o yapıyı kim koydu devletin içine. 12 yıldır bu ülkeyi ben yönetmiyorum. Kim yönetiyordu. Niye şikayet ediyorsunuz şimdi?

Davutoğlu'nun Başbakanlığa getiriliş nedeni, yolsuzluk dosyalarını kapatmaktır. İlk adımı attı, yolsuzluğu kapattı ama ne söyledi? "Yolsuzluk yapanın gerekirse ellerini kırarız' ama ellerini kırmadılar. Türkiye bu gerçeği bilsin. Yolsuzluk varsa üzerine kararlılıkla gidilmeli. Yazık günahtır bu ülkeye. Yolsuzluk yapanları koruyacaksanız, 25 Aralık dosyalarını kapatacaksanız ancak bu gün kapatırsınız. Ama gün gelir bunun hesabı sorulur."