CHP Myk Toplantısı - Son Dakika
Güncel

CHP Myk Toplantısı

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç: (2) "Kürt yurttaşlarımızın demokratik talepleri Başbakan tarafından hep bir siyasi pazarlık alanı halinde tutuldu.

09.07.2014 17:20
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, "Kürt yurttaşlarımızın demokratik talepleri Başbakan tarafından hep bir siyasi pazarlık alanı halinde tutuldu. Seçim bittikten sonra sopa ve silah olarak, bu politikalar bölgeye ve kardeşlerimize geri döndü" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Koç, toplantı devam ederken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "ben milletin adayıyım, oysa onlarınki..." diyerek ayrım yaptığını ileri süren Koç, şunları kaydetti:

"Beyin iki parçadır ama bununki doğuştan her şeyi ikiye ayırmış vaziyette. 'Ben milletin adayıyım, onlarınki devletin adayı.' Bak Sayın Recep Tayyip Erdoğan, sen şu anda kurduğun yeni vesayet sistemiyle, o derin ilişkilerle, kurduğun takibat ağlarıyla, yasalarla, ördüğün o yeni çerçevenin içerisinde derin devletin en tepesini temsil ediyorsun. Sen derin devlet vesayetinin adayısın, ta kendisisin. Milletin adayı, milletin, halkın içinde. Senin gibi binlerce korumayla, devletin uçağıyla oradan oraya ışınlanır gibi gidip, tepeden bağırıp ona buna küfretmiyor. Milletin adayı basit, sade, mütevazi, halkın içinde. Sen milletin değil, yeni kurduğun vesayet devletinin en derin noktasındaki adamısın."

Başbakan Erdoğan'ın, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili "bir saksı, bir vazo seçmenin gayreti içindeler" sözlerini hatırlatan Koç, " Mevlana, 'kötü ahlaklı insan kırılmış saksı gibidir, artık o ne saksıdır ne çamur' diyor. Sana mevlana veriyor cevabı zaten. Ahlakın üzerinden sana hangi saksı türü olduğunu açıklıyor" dedi.

-"Demirtaş'a saygım var"

Erdoğan'ın, "Anayasa'daki yetkiler dışında her şeye müdahil olacağını" söylediğini ileri süren Koç, şunları kaydetti:

"Hava alanlarını, yolları yapacağım diyor. Yani, 'haram havuzundakiler sakın şaşırmayın' diyor. 'Ben aynı dümeni çevirmeye devam edeceğim, işin, dümenin başındayım ben, yine yürüten vakıflar olacak, sizden haraç toplayacak' diyor. Yani 'ben baş müteahhidim, başçalanlığa devam edeceğim' diyor.

Elinizi vicdanınıza koyup karşılaştırın. Bir tarafta kifayetsiz bir muhteris, her şeyi kendinde verilmeden toplayan, diğer tarafta mütevazi, birlikteliği, kardeşliği, huzuru savunan itibarlı bir insan, Sayın İhsanoğlu. Öyle bir ikilem içindeyiz. Sayın Demiştaş'a da saygılarımı iletiyorum. Kendi temsil ettiği değerler bakımından saygım var."

-"Sanki komedi dükkanı"

Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye için çok önemli olan tarih ve sembolleri değiştirme ve kendine mal etme, milat yapma çabalarının olduğunu iddia eden Koç, bunun da ayrı bir hastalık olduğunu öne sürdü.

Erdoğan'ın Samsun'da kurtuluş savaşına öykünerek "istiklal savaşı başlatıyoruz" dediğini ileri süren Koç, "Şunu kafana sok Recep Tayyip Erdoğan; Türkiye'de bir tane kurtuluş savaşı olmuştur o da Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının verdiği bağımsızlık savaşıdır. Senin ağzına da yakışmıyor, meşrebinde değil bu. Senin yaptığın olsa olsa oğlunla beraber geleceğinizi kurtarmak için yaptığınız istikbal savaşıdır" diye konuştu.

Erdoğan'ın  "Erzurum Kongresi'ne yetişeceğiz" dediğini de hatırlatan Koç, şunları kaydetti:

"Mübarek siyaset meydanında değil sanki televizyondaki komedi dükkanı. 'Erzurum Kongresine yetişeceğiz' diyor, Allah'tan karıştırıp 'Kazım Karabekir Paşa'yı bekletmeyelim bir kahve içecektik' demiyor henüz. Bir çizgi roman kahramanı haline getirmiş, kendini karikatür haline getirmiş, bir malzeme haline dönüşmüş, bundan haberi yok. Etraftan da buna gaz verenler var. 'Aman efendim şöyledir, böyledir' diye. Herhalde ayakları yerden kesilince, uçuşa geçince bunu da bir türlü gerçekle buluşturmak mümkün olmuyor."

-"Havuççu politikası içinde"

Koç, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye devam edilen Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı'na da değinerek, şunları söyledi:

"Şimdiye kadar Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisi olan Kürt sorunun çözümü için ortaya getirilen tüm söylemler... Bir yandan havuççu politikası içeride, bir yandan sopa, silah, dayatma politikası. Yani iki taraflı. Seçim zamanları yaklaşınca Kürt yurttaşlarımızın oylarının bir şekilde alınmasına dönük bir takım havuç politikaları. O süreç bittikten sonra, silah, sopa, dayatma politikaları.

Çözüm hepimizin ortak umudu, barış hepimizin ortak hedefi, PKK'nın silahlarını bırakması veya silahsızlaştırılması bu topraklarda yaşayan herkesin ortak talebi. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

AK Parti iktidarını kendi çıkarına göre davranmakla suçlayan Koç, bunun gerçek demokratikleşmenin önünü tıkadığını iddia etti. Koç, "Kürt yurttaşlarımızın demokratik talepleri Başbakan tarafından hep bir siyasi pazarlık alanı halinde tutuldu. Rezervde tutuldu. Seçim önceleri rezervden çekildi, tekrar kullanılabilir halde kanun paketlerine dönüştürüldü, tartışmaya açıldı. Seçim bittikten sonra sopa ve silah olarak, bu politikalar bölgeye ve kardeşlerimize geri döndü" diye konuştu.

-"Demokratikleşme konusunda samimiyiz"

"Belki yine Kürt kökenli yurttaşlarımızın, kardeşlerimizin oylarıyla belirlenebilme ihtimali olan bir cumhurbaşkanlığı seçimi arifesindeyiz" diyen Koç, şöyle devam etti:

"Yani tekrar havuç mevsimi geldi. Bir yanda oy beklentisi olan Recep Tayyip Erdoğan, diğer yanda yürütülen gizli görüşme ve pazarlıklarla siyasi kaderinin tartışıldığı, bir şekilde gündeme getirildiği anlaşılan Öcalan. Ortada bir kanun teklifi. Biz oyunun iki tarafında da Kürt kardeşlerimizin beklentilerinin nelere pazarlık konusu edildiğini açık bir şekilde görüyoruz. Tutumumuz açık ve net; demokrasi, tam demokrasi, inadına demokrasi, özgürlükler, insan hakları, kardeşçe birlikte yaşamak, çalışmak, üretmek, bölüşmek, ortak kaderi birlikte yaşamak, eşit hukuku paylaşan eşit yurttaşlık, hepimizin talebi bu. Biz burada samimiyiz. Demokratikleşme konusunda samimiyiz, talepleri meşru bir zeminde, şeffaf, herkesin önünde, meşru haklar olarak tartışılmasından yanayız. Pakete yaklaşımımız bu."

Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısının 4. maddesinin ikinci fıkrasındaki, "Bu kanun kapsamında verilen görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumlulukları doğmaz" hükmüne karşı olduklarını açıklayan Koç, bunun özel hukuk yarattığını savundu.

Koç, "Kişilere sorumsuzluk alanı veriyor. Bunu MİT Yasası'nda da yaptı, Anayasa Mahkemesine gittik. Bu konunun bu maddesi son derece sakıncalıdır. Türkiye'de yeni facialar açabilir, yeni faili meçhuller doğurabilir. Bu konudaki uyarılarımızı söylüyoruz, umarım düzeltme şansı olur. Düzeltilmezse de elimizden geldiğince bu konuyla ilgili daha üst yargı noktasındaki arayışlarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu.

-"Takip de fişleme de normaldir"

"Bugün bir gazetede haber vardı; 28 Şubat dönemindeki Batı Çalışma Grubu gibi bir grubun oluşturulduğu yönünde. Bunun da iş adamlarını fişlediği bilgisi vardı? Siz bu konuda ne söylemek istersiniz? Bu fişleme bilgilerinin Efkan Ala'ya sunulduğu iddia ediliyor. Bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Koç, şu yanıtı verdi:

"Yeni vesayetlerle bir devlet oluşturuluyor. Bunun tabi ilişkiler boyutu var, kanunlar boyutu var, yasalar boyutu, yargı boyutu var ve yürütmenin bunları organize etme biçimi var. Türkiye'nin demokrasiden süratle uzaklaştığını, hele bu cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucuna göre mevcut anayasanın bile fiilen değiştirilmeden daha başkanlık sistemi yönünde içinin boşaltılacağı konusunda da tartışmalar var. Bu yapının egemen olduğu bir yerde takip de normaldir, fişleme de normaldir. Her türlü gayri kanuni süreç, dinlemeler dahil, her şey mubahtır. 'Milletin adayıyım' diyen kişi tam tersine bu derin karanlık vesayet devletinin en tepedeki temsilcisi olarak bu işlerin temel sorumlusudur."

-"Demokrasinin ırzına geçerler"

Koç, İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya yönelik söylediği "Goebbels vari taktiklerin uzmanı" sözünün dava konusu yapıldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Teşekkür ediyorum Efkan Ala'nın Goebbels'liği mahkeme tarafından tescil edilecektir. Hiçkimse unutmamıştır. Tapelerdeki Efkan Ala sözlerini kimse unutmamıştır. 'Sen yap kardeşim, al görevden, kır kapıyı al içeri, gerekirse kanun çıkarırız o bizim işimiz, sen işine bak...'Bu sözleri söyleyenler takipte, fişlemede yaparlar, demokrasinin ırzına da geçerler."

- Ankara

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Ünlü Sanatçı Umut Akyürek Hastaneye Kaldırıldı
    05:09 Ünlü Sanatçı Umut Akyürek Hastaneye Kaldırıldı

    Estetik operasyonlar nedeniyle 'Yerli Angelina Jolie' lakabını alan ünlü sanatçı Umut Akyürek, yakalandığı virüs nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Hastanede oksijen tüpüyle nefes alan sanatçı, herkese uyarılarda bulunarak kendilerine dikkat etmelerini söyledi. Umut Akyürek'in bir süre daha hastanede kalacağı ve sahne programlarını iptal ettiği öğrenildi.

  • Beylikdüzü'nde Yağmurda Kaza: Sürücü Hayatını Kaybetti
    02:34 Beylikdüzü'nde Yağmurda Kaza: Sürücü Hayatını Kaybetti

    Beylikdüzü'nde yağmur sebebiyle kayganlaşan yolda direksiyon hakimiyetini kaybeden bir otomobil sürücüsü, aydınlatma direğine çarptı. Kazada sürücü hayatını kaybetti. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kaza sebebiyle bölgede yoğun trafik oluştu.

  • Akyazı'da annesinden para isteyen şahıs kendini ve annesini yaktı
    02:15 Akyazı'da annesinden para isteyen şahıs kendini ve annesini yaktı

    Sakarya'nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı alan bir şahıs, benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe verdi. Olay sonucunda şahıs tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Şahsın adliyeye sevk edilirken gazeteciye yönelik tepkisi de dikkat çekti.


Advertisement