CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

CHP TBMM Grup Toplantısı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye ve İsrail arasındaki mutabakata ilişkin, "Anlaşma ile İsrail, Gazze ablukasını korudu, NATO üyeliğinin yolunu açtı, doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına ulaştırarak, muazzam bir avantaj elde etti, İsrail askerleri aleyhine açılan bütün davalar ortadan kalktı, İsrail'in Gazze üzerindeki egemenliğini Türkiye tanımış oldu.

28.06.2016 16:31
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye ve İsrail arasındaki mutabakata ilişkin, "Anlaşma ile İsrail, Gazze ablukasını korudu, NATO üyeliğinin yolunu açtı, doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına ulaştırarak, muazzam bir avantaj elde etti, İsrail askerleri aleyhine açılan bütün davalar ortadan kalktı, İsrail'in Gazze üzerindeki egemenliğini Türkiye tanımış oldu. Bu bir anlaşma değil, bu bir teslimiyet sözleşmesidir." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Gazze'ye 2002'den bu yana yardım yaptığını hatırlatarak, bu insani yardım faaliyetlerini Türkiye'ye yakışır bir şekilde yerine getiren Kızılay yöneticilerini kutladı.

"Büyük lokma yutabilirsin ama dış politikada büyük laf etmeyeceksin. Çünkü ettiğin lafı bir süre sonra sana yalatırlar." diyen Kılıçdaroğlu, 3 Ocak 2016'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "İsrail'e muhtacız." dediğini öne sürdü.

"Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni, İsrail'e muhtaç hale getiren iktidarın adı nedir? Adalet ve Kalkınma Partisi değil midir? Hala bunlara oy mu vereceksiniz? Hala vicdanınızı sorgulamayacak mısınız? " diye soran Kılıçdaroğlu, "Binlerce şehidimizin kanı, göz yaşı var. Ne demek muhtacız? Sözde liderdin, Ortadoğu'nun lideriydin, efendim dünya lideriydi kocaman reis. İşte diktatör bozuntusu, adama böyle yalatırlar. Sen kalkar bunu yaparsan, adama böyle yalatırlar." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, AB Bakanı Ömer Çelik'in, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, "Gazze'ye ambargonun kaldırılmasına" yönelik sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, milletin aklıyla alay edildiğini iddia etti.

"Onların istediği noktaya geldik"

Başbakan Binali Yıldırım'ın dün yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin şartları sadece özürle sınırlı değil. İki tane daha önemli şartımız var; Bunlardan birisi özellikle Filistin'e, Gazze'ye uygulanan ambargoların hafifletilmesidir." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Hiç böyle bir şart yoktu, blokajın kaldırılması vardı. Ne demek hafifletilmesi? Çark edecek de dili dönmüyor. Senin zaten dilin dönmez, sen zaten düşük profilli bir adamsın, öyle söylüyorlar. Sen ne anlarsın Dışişleri Bakanlığından ne anlarsın dünya politikalarından? 'Havuzda medya nasıl ele geçirilir, nasıl biz yolumuzu buluruz?' senin uzmanlık alanın bu zaten. Şartlardan birisi 'hafifletilmesiymiş', çarka bak. Bu kadar çark olmaz. Anlaşma yapıyorlar, neymiş? 'Efendim insani yardımlar önce Aşdod Limanı'na gelecek, İsrail kontrol edecek, ondan sonra da Gazze'ye gidecek.' Anlaşma bu."

İsrail'in, Mavi Marmara gemisi için de "önce Aşdod Limanı'na gelsin, orada Birleşmiş Milletler'in gözetiminde götürelim." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Ne dediler? 'Asla kabul etmiyoruz.' dediler. Şimdi onların istediği noktaya geldik." ifadesini kullandı.

"CHP imzalasa kıyamet kopardı"

Mavi Marmara önce Aşdod Limanı'na gitseydi, hiçbir vatandaşın ölmeyeceğine ve yardımların Filistin'e ulaşacağına değinen Kılıçdaroğlu, "Sen direttin, 'ambargoyu değil, blokajı deleceğim, izin vermeyeceğim, donanma eşlik edecek bizim gemilerimize' dedin. Attın da attın, mangalda kül bırakmadın. Şimdi, o attığın lafların tamamını sana gerisin geri yedirdiler. Senin ağrına gitmeyebilir, miden geniş olabilir hiçbir sorunum yok ama benim ağrıma gidiyor arkadaş, Türkiye'nin ağrına gidiyor." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, "Bu anlaşmanın verdiği ikinci konu, Gazze şeridi deniz güvenlik ablukasının sürecek olması. Bu bizim en üst güvenlik çıkarımızdır, bundan asla taviz vermeyi düşünmedim. Eskiden olduğu gibi, yenilerin insani yardımlarını Aşdod Limanı'na bırakmalarının önünde bir engel yok." dediğini aktardı.

Bazı Mavi Marmara mağdurlarının, söz konusu anlaşmayı eleştiren açıklamalarını okuyan Kılıçdaroğlu, "Başta havuz medyası ve diğer medya, sanki çok olağanüstü bir başarı elde edilmiş gibi olayı köpürtüyorlar. Onların da vicdanına sesleniyorum? Böyle bir anlaşmayı CHP imzalasaydı, acaba Türkiye'de ne olurdu? Kıyamet kopardı." ifadesini kullandı.

" Yargı, adalet, hukuk vazgeçer mi?"

İsrail'in Türkiye'ye yazılı bir özür mektubu vermediğini belirten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye Cumhuriyeti'nin yazılı bir özür mektubuna ihtiyacı var, devletin arşivine girmesi için. Çünkü ben, Erdoğan'a güvenmiyorum, kusura bakmasın, 10 dakikada bir fikir değiştiriyor. Gerçek anlamda bir özürü var mıdır yok mudur görmek istiyorum. Çünkü özür dilenmedi, üzüntüler ifade edildi. Ölenlerin ailelerine İsrail tazminat ödemeyi kabul ediyor ama karşılığında Türkiye Cumhuriyeti'ne diyor ki 'Sen, İsrail askerleri aleyhine açılmış bütün davalardan vazgeçeceksin.' Bu, şu anlama geliyor; Türkiye'de birisi kalktı üç kişiyi öldürdü. Aileye gitti, dedi ki 'Kardeşim üç kişiyi öldürdüm ama sana vereyim 10 milyon dolar, sen beni bağışla.' 'Tamam, 10 milyon doları ver, vazgeçiyorum.' Yargı, adalet, hukuk, kamu bundan vazgeçer mi? Vazgeçmez. Niye sen vazgeçiyorsun?"

İsrail'in ayrıca bunun bir yasa olarak TBMM'den çıkarılmasını istediğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Bizimki, 'emredersiniz, hay hay. Madem istediniz, 20 milyon doları veriyorsunuz, ben bu davadan vazgececeğim.' diyor." görüşünü savundu.

"İsrail'in NATO'ya girişine izin verildi"

Kılıçdaroğlu, öteden beri, insani yardım gemilerinin önce Aşdod Limanı'na gittiğini, oradaki denetimin ardından Gazze'ye girmesine izin verildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Bu şart, Türkiye'nin Gazze ablukasını kabul etme şartıdır. Bunun altına imza attığınız andan itibaren İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukayı, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti meşru hale getirmiş oluyor. Evet, imzaladılar. 'Önce oraya gideceğim, sonra buraya geleceğim.' Bir ablukayı meşru hale onların istediği şekilde getiriyorsunuz. Bu anlaşma ile ablukanın ötesinde Türkiye, İsrail'in Gazze üzerindeki egemenliğini de kabul etmiş oluyor. Altına imzayı basıyor. Çünkü oraya hangi koşullarda gidilecek? İsrail'in izin vermesi üzerine gidilecek. Bunun akılla, mantıkla bağdaşır hiçbir tarafı yok.

20 milyon dolarlık tazminata karşılık, İsrail kendi doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa'ya götürecek. Netanyahu'nun söylediğine bakalım; 'Bu anlaşma İsrail'e muazzam bir ekonomik kazanç sağlıyor.' Attıkları imzanın ne anlama geldiğini bunlar biliyorlar mı acaba?"

Kılıçdaroğlu, imzalanan anlaşma ile İsrail'in NATO'ya girişine Türkiye'nin resmen izin verdiğini ileri sürdü.

"Mescid-i Aksa'nın basılmasına ses çıkarmadılar"

"Mavi Marmara'dan nerelere geldik?" diyen Kılıçdaroğlu, bu anlaşma imzalandıktan birkaç saat sonra İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'yı basarak, 30-35 kişiyi yakaladığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, "Bunlardan bir ses çıktı mı? Çıkamaz efendim. Kedi gibi oturuyor. Konuşamaz da. Seslerini bile çıkaramazlar. Çünkü her şeyi satmaya hazırlar. Eğer sen, onurunu ve gururunu terör örgütüyle kıyaslıyorsan, bunu da başka şeylerle kıyaslamamız lazım." diye konuştu.

Türkiye'nin Filistin'le olan ilişkilerde, ancak İsrail'in izin verdiği ölçüde hareket edeceğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Gencecik çocuklarımız, Filistin'in bağımsız bir devlet olması için gittiler orada mücadele verdiler. Onların mezarları hala Filistin topraklarında, biz onları unutmadık. Elbette, İsrail'e devlet, halk olarak karşı değiliz. Filistin'in bağımsız bir devlet olarak Ortadoğu'da yer alması, Ortadoğu'da barışın sağlanması, İsrail ve Filistin'in dost olması bizim temel politikalarımızdan birisidir ama bu anlaşma Filistin'in dışlanması sonucunu doğurmuştur." ifadesini kullandı.

"Her türlü tavizi verebilirler"

İsrail'le yapılan anlaşmanın içeriğine ilişkin de bilgi veren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Anlaşma ile ne oldu? Bir; İsrail, Gazze ablukasını korudu, hiçbir sorun yok. İki; NATO üyeliğinin yolunu açtı. Üç; Doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına ulaştırarak, muazzam bir avantaj elde etti. Dört; İsrail askerleri aleyhine açılan bütün davalar ortadan kalktı. Beş; İsrail'in Gazze üzerindeki egemenliğini Türkiye tanımış oldu. Altı; Resmen bir özür mektubu göndermeye tenezzül etmedi. Bütün bunların tamamını 20 milyon dolar vererek elde etti. Bu bir anlaşma değil, bu bir teslimiyet sözleşmesidir."

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, yöneticilerinin ve bu hükümetin taviz vermeyeceği hiçbir alanın olmadığını iddia ederek, "Her türlü tavizi verebilirler, yeter ki kendilerine meşruiyet alanı sağlansın. Çünkü, hiç kimse, hiçbir uygar devlet adamı bunlarla aynı karenin içinde görünmek istemiyor." diye konuştu.

Sözleşmenin, İsrail'e muhtaçlığın boyutlarını gösterdiğini öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"20 milyon dolara satın aldığı bir iradedir. O irade Türkiye Cumhuriyeti'nin değil, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iradesidir, bunu bütün vatandaşlarımın bilmesini istiyorum. Aslan gibi kükrerler bir süre sonra kedi gibi miyavlarlar. Geldikleri nokta bu, şimdi miyavlama dönemini yaşıyorlar."

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement