Erdoğan: Telefonu Dinlenen Başbakan, Hamsici Değil - Son Dakika
Politika

Erdoğan: Telefonu Dinlenen Başbakan, Hamsici Değil

Erdoğan: Telefonu Dinlenen Başbakan, Hamsici Değil

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "HSYK'nın veya yargının tehdit altında olduğu gibi bir ifadenin kullanılması, çok çirkin." dedi.

06.08.2014 04:03  Güncelleme: 11:06
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "HSYK'nın veya yargının tehdit altında olduğu gibi bir ifadenin kullanılması, çok çirkin. Nerede, nasıl tehdit altında? Yani telefonu dinlenen Başbakan, telefonu dinlenen Hamsici değil ki" dedi.

Cumhurbaşkanı Adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal 24'te yayınlanan bir programda, gündeme ve Cumhurbaşkanı seçimlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Yüksek Askeri Şura'da süratle bir neticeye varıldığının altını çizen Erdoğan, "Onama da dahil olmak üzere Yüksek Askeri Şura kararları açıklandı. Zannediyorum ki; benim 15. Yüksek Askeri Şura Toplantısı'na katılışım oldu. Bu tabii ilk oldu aslında… ve bu toplantıdaki karşılıklı dayanışma, karşılıklı anlayış, kararları alıştaki isabet yüzdesi inanıyorum ki; çok çok yüksek. YAŞ'ın Ağustos toplantısı terfi ve atamalarla alakalıdır. Tamamen ona kilitlenerek yapılmış bir toplantı olması hasebiyle de, bu süreç daha da kısalmış oldu" diye konuştu.

"DİYARBAKIR GİBİ HASSASİYETİ OLAN BİR ŞEHİRDE, BÖYLE BİR ADIMIN ATILMASI GEREKİRDİ"

Başbakan Erdoğan, Diyabakır'daki Hava Komutanlığı'nın bayrak indirilmesi olayından dolayı kapatıldığı iddialarına, "Diyarbakır konusuyla ilgili çok spekülasyonlar yapılıyor. Aslında şuanda Diyarbakır'la ilgili atılan adımın, yakından uzaktan bayrak olayıyla alakası yok. Tamamiyle, Hava Kuvvetleri'nin kendi içerisindeki güçlendirmeye yönelik bir operasyon diyebiliriz. Bu sadece, Diyarbakır'la ilgili değil, aynı şekilde Eskişehir'de de buna benzer, daha farklı bir adım atılıyor. Çünkü; hava kuvvetleri caydırıcılıkta ülkelerin en önemli gücüdür. Şuanda da TSK'da Hava Kuvvetlerimiz hissedilir bir güce kavuşuyor. Özellikle Diyarbakır'ın hassasiyetleri belli, böyle hassasiyeti olan bir vilayetimizde tabii ki böyle bir adımın atılması gerekliydi. Bu konuda Hava Kuvvetleri Komutanımızın Genel Kurmay Başkanımızla birlikte yaptıkları çalışmaların neticesini gördük. 'Hayırlı olsun' demekten başka bir şey demek bize düşmez. Bence, gayet de güzel bir çalışma, güzel bir alt yapı oluşturmuş vaziyetteler. Ama bizi içeriden vurmak isteyenler, ne yazık ki medyanın yalan yanlış haberleriyle bu tür silahlı kuvvetlerimizin atmış olduğu adımları, bayrak meselesiyle ilintili hale getirmeleri çok çok yanlış. Bu, yapılan organizasyonu küçümsemektir. Bölgede, hassasiyetler var. Bu hassasiyetlerin olduğu bölgede, tabii ki Hava Kuvvetlerimiz ve Silahlı Kuvvetlerimizin çok daha diri, özellikle de yeni teknolojilerle donanımlı bir şekilde yapılanması gerekir. Atılan adımlar kesinlikle buna yöneliktir. Bunun altında kimse başka bir şey aramasın" diye cevap verdi.

"TELEFONU DİNLENEN BAŞBAKAN, HAMSİCİ DEĞİL Kİ…"

HSYK adına Başkandan başka kimsenin konuşma hakkı olmadığını belirten Erdoğan, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'yi, "Hakimler, Savcılar Yüksek Kurulu adına, aslında Başkandan başka kimsenin konuşma hakkı yok. O da; Bekir beydir. Ama burada yeni bir adet oluşturdular. O da şu; 'Ben şahsım adına konuşuyorum' diyor. Sen şahsın adına konuşamazsın. Şahsı adına konuşanlar kalkıp da siyasetçiye yön veremez. Siyasetçi, şuanda yargıya yön vermiyor. Yargıda bir yapılanmanın uygulamaları karşısında yürütme üzerine düşeni yapmak durumunda kalıyor. Şuanda yasama organının içerisinde yürütme kahir ekseriyetiyle var mı? Var. Yasama organı olarak orada yasalar oluşturuyorlar ve bu yasalar Cumhurbaşkanımızın onayından geçiyor. Bunun yanında yürütme de bunları uygulamaya koyuyor. Eğer siz, bütün bunları bir kenara koyup şova girerseniz, yargının içerisinde şovmenler türer de siz de şovmenleri savunma noktasına gelirseniz, o zaman bir defa HSYK'nın varlığına gölge düşürmüş olursunuz. Şuanda bu arkadaşımızın yapmış olduğu açıklama, bir defa bulunduğu makama hiç yakışmıyor. ve oradan siyaseti, siyasetçileri eleştirme noktasına geliyor. Bir defa sen böyle bir işin içerisine giremezsin. ve HSYK'nın veya yargının tehdit altında olduğu gibi bir ifadeyi kullanması, çok çok çirkin. Nerede, nasıl tehdit altında? Yani telefonu dinlenen Başbakan, telefonu dinlenen Hamsici değil ki… Başbakan'ın, bakanların telefonu dinleniyor. Uluslararası ilişkilerde telefonlarımız dinleniyor. Yani, bunlar olacak ve bunlarla ilgili suç duyurusu yapılacak, siz bunların hiçbirisini görmemezlikten geleceksiniz, ondan sonra kalkacaksınız ve 'siyaset baskı yapıyor.'diyeceksiniz" şeklinde eleştirdi.

"BOLU'DAKİ SAVCI BAŞBAKAN'I TEHDİT EDİYOR"

Aleyhinde açıklamalarda bulunan Zekeriya Özü eleştiren Başbakan, "Şuanda Bolu'daki savcı Başbakan'ı tehdit ediyor. Ahkam kesiyor… Ne yaptınız uygulama olarak? Var mı bir uygulamanız? Üstelik bir de sahipleniyorlar. Adama sorarlar, 'Sen nasıl Yargısın?' Senden beklentiler var. Başbakan'a hakaret edecek, bunları 'Siz Başbakan olduğunuz için siyasetçisiniz, bu tür hakaretler hakaret sayılmaz…' E ne olur… 'Bunlar ağır eleştiriye girer' diye bir kılıf uyguluyorlar. Şantajlardan, montajlardan bıktık. Çünkü; bunların arkasında bu tür açıklamaları yapan kişiler olduğu sürece bunlar olur. Bir defa hakim, kararıyla konuşur, söylemleriyle değil. Yargı, kararıyla konuşacak, söylemlerle değil. Kendisinin böyle bir yetkisi olamaz. Ama, siyasetçinin işi söylemdir zaten. Siyasetçi bunu yapar. Bir de uygulamayı yapar. Bu tür fiilleri, bu adımları atar" değerlendirmelerinde bulundu.

"BOŞUNA 'PARALEL YAPI' DEMEDİK"

Yapılan operasyonlar sonucu gözaltına alınan emniyet mensuplarıyla ilgili konuşan Başbakan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Bu ülkede maalesef, yargının içerisinde öyle şeyler oldu ki… İşte bunlar şimdi peyderpey ortaya çıkıyor. Düşünün, 'dönemin başbakanı' diye emniyette dosyalar hazırlanıyor. Ondan sonra bu dosyalar bunların elinden çıkıyor. Bunların olduğu bir ülkede, yürütme olarak sessiz mi kalacağız. 'Buyrun devam edin' mi diyeceğiz. İstanbul Çağlayan'daki Adalet Sarayı'nda yaşanan olayları gördünüz. Neydi o şovlar? Savcı çıkıyor, adalet sarayının önünde basın açıklaması yapıyor. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey oldu mu? Geçenlerde olan olayda, emniyete toplanıp oraya götürülenler; bakıyorsunuz kendilerine sahipleniliyor, bazı milletvekilleri gidip onlarla beraber orada rahat rahat resim çektiriyor. Kim bunlara sahip çıkıyor, kim bunlara destek veriyor, nereden alıyorsunuz bu desteği? Hakikaten, atılan adımlarla, kimin nerede durduğunu, ne olduğunu milletim çok daha iyi görüyor. Biz boşuna, 'paralel yapı' demedik. Biz boşuna, bunların bulunduğu konumu izah ederken, 'inlerine girilecek' demedik. Bugün, 30 küsur kişi daha aynı şekilde alınıyor. Çünkü bunlar şimdi ifade verdikçe bir şeyler geliyor. Bakıyorsunuz, önce ifade veriyor, sonra bu ifadeyi değiştirme noktasında avukatlarıyla baskılar geliyor. Bunları görüyoruz. Bunlar bu süreç içerisinde olan işler. Ben şuna inanıyorum; hak kesinlikle yerini bulacak. Biz de bu işin takipçisi olacağız. Çünkü bu bizim ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor. Bu işin şakaya alınacak bir tarafı yok. Burada çok ciddi bir hukuksuzluk var. Bunu yapanlar bunun bedellerini ödeyecek. Devlete karşı hukuksuzluk edenler var. Düşünün; yatırımlarımızı yapacağız, bu yatırımlarımıza karşı kalkıyor yürütmeyi durdurma veriyor, 'olmaz diyor.' Bunu yargının içinde olanlar yapıyor. Bu, herhangi bir kişiye gitmiyor. Burada, devletin bir kurumu, müessesesi olacak. Bunları gördükçe, 'biz iyi yoldayız, bu süreci kararlı bir şekilde sürdürmemiz lazım' diyoruz."

"ADANA'DAKİ GÖRÜNTÜLERİ GÖRDÜKÇE İNSANIN KAN BEYNİNE SIÇRIYOR"

Paralel yapıyı daha geç fark etmeleri durumunda Türkiye'nin başına çok daha kötü felaketlerin geleceğini kaydeden Erdoğan, "Allah muhafaza bu iş gecikmiş olsaydı kim bilir başımıza neler gelecekti. İşte; Adana olayı… Adana'da MİT'in TIR'ları savcılık kararıyla durduruluyor. İşte, o da paralelci. Durduruluyor ve kolluk olarak da jandarma kullanılıyor. Jandarmayla beraber, orada MİT'in elemanları, yerlere yatırılıyor, dövülüyor. ve orada feryat ediyor, bu adam yüzbaşı ama MİT'te çalışıyor… 'Ben PKK'lı mıyım, Bana bunları nasıl yaparsın' diyor. Kimliğini gösteriyor ama bütün bunlara rağmen, ben bunların görüntülerini seyrettim ve bu görüntüleri gördükçe inanın insanın kan beynine sıçrıyor. Bu insanlar Türkmenler'e insani yardım götürüyor. Bahçeli konuşuyor… Bahçeli, sen bununla ilgili konuşsana! O TIR'lar nereye gidiyordu? Onunla ilgili konuşsana. Özellikle Suriye Laskiye'deki Türkmenler'in liderleri gerekli açıklamayı yaptı. Aynı şekilde Irak'taki Türkmenler de öyle… Onlara bizden başka sahip çıkan var mı? Eğitimine varıncaya kadar onlara her türlü desteği biz veriyoruz" şeklinde konuştu. (OED- - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Politika Erdoğan: Telefonu Dinlenen Başbakan, Hamsici Değil - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement