Cumhurbaşkanı Erdoğan, Canlı Yayında: (2) - Son Dakika
Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Canlı Yayında: (2)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadelenin en üst düzeyde verilmesi gerektiğini belirterek, "Vereceğiz ki bu terörle mücadelede milletimiz huzura kavuşsun. Huzura kavuşmadan bu işin bırakılması mümkün değil" dedi.

23.09.2015 00:02
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, terörle mücadelenin en üst düzeyde verilmesi gerektiğini belirterek, "Vereceğiz ki bu terörle mücadelede milletimiz huzura kavuşsun. Huzura kavuşmadan bu işin bırakılması mümkün değil" dedi.

Erdoğan, Kanal 7 ve Ülke TV ortak yayınıyla ekrana gelen "İskele Sancak Özel" programında, gazeteci Mehmet Acet'in sorularını yanıtladı.

Hükümetten istifa eden HDP'li iki bakanın "Savaş tezkeresinin gayri hukuki olarak TBMM'ye sevk edilmesine karşı çıktık", "İlk kez müstafi hükümetine kabine üyeleri olarak ret oyu verdik" şeklindeki açıklamalarını hatırlatan Erdoğan, "Çok hayırlı bir iş yaptınız. Ne oldu? Siz 'hayır' verdiniz, diğer üç parti olumlu oy vermek suretiyle bu karar alındı. Eğer zerre kadar demokratik parlamenter sisteme saygınız varsa... Üç tane siyasi parti burada olumlu oy vermek suretiyle bu çıktı. Bir defa buradaki savaş kime karşıdır? Bu ülkeye saldıranlara karşı alınmış olan bir tezkeredir. Ama bunlar ne yazık ki ülkenin içinde terörü estirirken, bu terörü estirmede de özellikle güneyden alacakları desteği çok önemsiyorlar. İşte bu desteğin de güneydeki biliyorsunuz Kuzey Suriye'deki en önemli ayağı neresi? PYD. Çünkü PYD de PKK ile iç içedir. O da bir terör örgütüdür. Bu terör örgütüyle bunlar müşterek ve beraber çalışıyorlar. Burada da onu ifade etmek istiyor" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, istifa eden HDP'li bakanların "Basın özgürlüğünün yanında olduk, siyasi soykırım operasyonlarına karşı durduk" ifadeleri üzerine de "7 Haziran seçimleri öncesinde, Sultangazi'de otobüsün üzerinden kendilerine karşı olan gazeteleri, orada gösterip yere atan bunlar değil miydi? Bunların eş başkanı değil miydi? Bir tane, iki tane, üç tane değil, hepsini göstere göstere yere attı ve hedef gösterdi. Bunları yapan da sensin. Bu nasıl basın özgürlüğünden yana olmaktır. Bunların hepsini gördük" dedi.

HDP'li bakanların kendi iradeleriyle istifa ettiğini belirten Erdoğan, bu istifaların ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun önerdiği iki yeni ismi onadığını söyledi.

"Niye Erdoğan ile bu kadar uğraşıyorsunuz?"

"Çözüm Süreci nasıl bozuldu? PKK bu süreci nasıl bozdu? Bugüne nasıl gelindi? 7 Haziran sonuçları nedeniyle mi bu süreç başladı?" soruları üzerine Erdoğan, adı geçen siyasi partinin yüzde 13 oy aldığını, şu anda birinci olan partinin aldığı oyun ise yüzde 41 olduğunu hatırlattı.

Sistemden kaynaklanan bir netice sebebiyle AK Parti'nin tek başına iktidar olamadığını ifade eden Erdoğan, "En yakın partiye olan oy oranı farkı yüzde 16. Çok ciddi bir farktır. Dolayısıyla burada şu anda iktidarda olan AK Parti, seçimi kaybeden parti değildir. AK Parti seçimi kazanmıştır ve en yakın partiye 16 puan fark atarak. Ondan sonra gelenlerin durumu da ortada. Fakat Türkiye'de ve dünyada öyle bir algı operasyonu ortaya koydular ki sanki seçimi yüzde 13 oy alan parti kazandı. Böyle yansıttılar" dedi.

Yunanistan'da yapılan seçimlerde Syriza'nın yüzde 35 oy aldığını anımsatan Erdoğan, partinin bu oyla 6 milletvekili eksik bir netice yakaladığını, buna rağmen herkesin Syriza'nın çok büyük bir zafer kazandığını söylediğini belirtti.

Türkiye'de AK Parti yüzde 41 oy aldığı halde "Zafer kazandı" değil, "Kaybetti" dendiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sistemden gelen bir durum. Ben Cumhurbaşkanı olarak bu yorumu yaptığım anda, bunlar tekrar hop oturup, hop kalkıyorlar. Gerek ülkemde gerek dünyada ne diyorlar? 'Erdoğan aşağı, Erdoğan yukarı'. Niye Erdoğan ile bu kadar uğraşıyorsunuz? Benim ülkemde gelişen bu siyasi olaylarda, düşüncelerimi, yorum yapma kabiliyetimi ortaya koyma hakkım yok mu? Ben bunu ortaya koyuyorum ve koyacağım. Ben bu işe girdiğim zaman bir şey söyledim. 'Ben farklı bir Cumhurbaşkanlığı sergileyeceğim' dedim. Buna anayasada mani hiçbir engel yok. Burada da bu yetkimi kullanıyorum ve düşüncelerimi açıklıyorum çünkü bir gerçek var ortada."

"Siyaset yapacaksan meşru zeminde siyasi mücadeleni sürdür"

"Şu anda ülkemi terörle bölmeye çalışan ve terörün baş aktörleri olan, dağda olanlar var, dışarıda olanlar var, aynı zamanda bir de siyasetle bu işi yapmak isteyenler var" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

Siyaset yapacaksan gel meşru zeminde bu siyasi mücadeleni sürdür. Neresidir bu? Parlamentodur. Yeri geldiği zaman bunlar dağa gidiyor mu, yeri geldiği zaman Kandil'e gidiyor mu? Gidiyor. Bütün bunlar ortada. Nasıl oluyor da bu meşru bir zeminde siyaset oluyor, böyle bir şey olabilir mi? Bunu milletimin bir defa çok iyi tespit etmesi lazım. Çünkü bizim birliğe, beraberliğe, kardeşliğe ihtiyacımız var. Benim polisimi gelip de Ceylanpınar'da uyurken öldürenler, bu ülkenin kesinlikle ne yerli ne milli evladı olamaz. Onlar bu ülkeye düşmandır. Aynı şekilde hanımı ve çocuğuyla beraber çarşıda olan binbaşımızı Muş'ta şehit edenler asla yerli ve milli olamaz. Onlar bu ülkenin katilidir. Bu ülkenin düşmanıdır.

Şu anda konuşanların ve  HDP'nin terör örgütünün desteğiyle ayakta kalmaya çalıştığını ifade eden Erdoğan, "Bunları biz açıkça söyleyeceğiz ama şunu da söylemek istiyorum; milletimin bunu iyi ayırt etmesi lazım, zulme rıza zulümdür. Burada böyle bir zulüm var, böyle katliamlar var. Bu katliamlara destek verenler de bunun ortağıdır. Bunu çok iyi bilmeleri lazım. 15 yaşındaki Yasin Börü'yü 3. kattan aşağı atıp, ondan sonra taşlayıp üzerinden geçenler bu ülkede yerli olabilir mi, milli olabilir mi? 13 yaşındaki ufacık bir yavruyu bu şekilde öldürenler, yerli, milli olabilir mi? O da Kürt, o da Kürt. Ölen Kürt, öldüren de Kürt. Bunlar Kürtlüğün istismarını yapıyorlar. Aslında benim Kürt vatandaşlarım, Kürt kardeşlerim adına bunların bu ülkede yaptıkları bir şey yok. Tam aksine Kürt kardeşlerime kazandırdıkları hiçbir şey yok."

"Yerel yönetimler öyle özerk, öyle özerk ki"

"Yerli ve milli 550 milletvekili istiyorum demiştiniz? Neyi kastetmiştiniz bu sözünüzle?" sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Gerçekten bu vatanın sevdasıyla yaşayan benim nice Kürt kardeşlerim var. Laz'ı, Çerkez'i, Abhaza'sı, Roman'ı, Türk'ü var. Ama bu vatanın sevdasıyla onlar yaşıyor. Yerlidir, bu millidir. Burada bir etnik tanım yapmak değil bu işin aslı. Bu ülkeye aidiyet hissiyle bağlı olacak. Bu ülkenin tüm halkına hizmet aşkıyla yanıp yoğrulacak. Bütün mesele o. Biz bunu kastediyoruz ama onların böyle bir derdi var mı? Onlar bu bölgeyi özellikle Güneydoğu Anadolu, buralarda bir bölücülük, ayrımcılık yapmak suretiyle bunu bir zamanlar dillendiriyorlardı. Sonra bunu dillendirmemeye, gizlemeye başladılar. Mesela ne diyorlardı? Özyönetim. Ne demek özyönetim? Özyönetim, yerel yönetimlerde özerklik. Bir defa şu anda yerel yönetimler öyle özerk, öyle özerk ki. Kendi meclisinde kararını alabiliyor mu? İstediği gibi planını yapıyor mu? Yerel yönetimler, merkezi yönetimden daha özerktir. Ben çünkü yerel yöneticilik yaptım. Bütçede de yatırımlarda da çok daha rahatsın, çok daha seri karar alma imkanına sahipsin. Ama merkezi yönetimde bu kadar rahat karar alamazsın. Şu anda onlarda bu özerklik olduğu için zaten belediyelerin kendi iş makinalarıyla hendekleri açıyorlar, mayın döşüyorlar. Güvenlik güçleri oralara giremesin diye engelleri koyuyorlar."

"Bu mücadeleyi en üst düzeyde vermek durumundayız"

"PKK inanılmaz kayıplar veriyor', '1300 civarında terörist etkisiz hale getirildi', terör örgütü liderlerinden bir tanesinin 'Perişan olduk' anlamına da gelebilecek telsiz konuşmalarının tespit edildiği yönünde haberler çıktı. Devletin en üst makamında bulunan bir isim olarak elbette çok daha fazla bilgiye sahipsiniz. Bu anlamda bu tür bilgileri teyit ediyor musunuz? 'Dağlar, taşlar mı vuruluyor?' gibi bir soru işareti var insanların zihninin bir köşesinde" sorusuna karşılık Erdoğan, şunları söyledi:

"Kuru kuruya dağ taş vurulmaz. İstihbarat teşkilatlarımız, içeride ve dışarıda, Kandil dahil olmak üzere bütün koordinat çalışmalarını yaptılar. Bu koordinat çalışmalarının hepsi Silahlı Kuvvetlerimizin elinde. Bununla birlikte de içeride nereleri vuruyorlarsa, o koordinatlar üzerinden vuruyorlar. Mühimmat depolarından tutunuz, saklandıkları yerlere varıncaya kadar. Kandil'de, nerelerde ne var? Bunlar o koordinatlar bilinerek, oralar vuruluyor. Bu açıklanan rakamlar öyle zannediyorum ki yurtiçi öldürülenlerdir. Kandil buna dahil değil. Kandil ile birlikte bu rakam 2 binin üzerindedir. Çünkü öyle şeyler var ki siz bu operasyonu yapıyorsunuz ondan sonra onlar o cesetleri alıyorlar, götürebildiklerini götürüyorlar. Ama arkadaşlarımız yukarıdan ya insansız hava araçlarıyla cesetleri tespit ediyorlar ya da oralardaki istihbarat elemanlarıyla bunları tespit yoluna gidiyorlar.

Operasyonlarda akıllı bombalara varıncaya kadar kullanılıyor. Çünkü bu mücadeleyi en üst düzeyde vermek durumundayız. Vereceğiz ki bu terörle mücadelede milletimiz huzura kavuşsun. Huzura kavuşmadan bu işin bırakılması mümkün değil. Devletin görevi nedir? Bu milletin bir defa canını, malını, her şeyini korumakla mükelleftir. Sınırlarımızda herhangi bir tecavüz olduğu zaman onlara gerekli dersi vermektir. Hiçbir dönemde bu kadar kararlı operasyon yapılmadı. Ama son dönemde yapılan operasyonlar gerçekten kararlı operasyonlardır. Burada DAEŞ vardır, PKK vardır. Gerektiğinde diğer terör örgütlerine karşı da bu mücadele aynı şekilde sürecektir. Bu süreç sadece hava operasyonlarıyla devam etmiyor. Kara da buna dahildir. Şu anda polisimiz, jandarmamız, kara kuvvetlerimiz, köy korucularımız bütün bu operasyonların içinde yer alıyorlar. Kendilerine Rabbimden başarılar, şehitlerimize rahmet, gazilerimize de şifalar diliyorum."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Cumhurbaşkanı Erdoğan, Canlı Yayında: (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement