Davutoğlu: Hiçbir Milletvekilimize Baskı ve Yönlendirme Olmamıştır (2)

Filistin SORUNU

İngiltere'ye resmi bir ziyarette bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Londra'da Wilton Park Toplantısı'nda konuştu. Sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerine hitap eden Davutoğlu, Suriye'deki kriz ve bölgesel sorunlara değindi. Davutoğlu konuşmasında "İnsan hakları değerlerini savunmakta kendimizi yalnız hissetmekteyiz" dedi.

Başbakan Davutoğlu, insan hakları için yeni bir çerçeveye ihtiyaç olduğunu, Afganistan ve Pakistan arasındaki sorunların çözülmesinde girişimleri olduğunu hatırlattı. Filistin sorununa da değinen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Filistin sorununu çözmezsek başka sorunlarla karşılaşmaya devam ederiz" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, Birleşmiş Milletler'de (BM) hala soğuk savaş yaklaşımı bulunduğunu anlatırken Türkiye ve Afganistan arasındaki özel, tarihi ilişkiye değindi. Başbakan, Türkiye'nin bölge için önemli sorumluluklarının bulunduğunu anlatırken şöyle konuştu:

" Irak'a bakacak olursak, 11 Eylül sonrasında, hala çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız ve bütün bunların tam merkezinde Türkiye. Ne zaman saldırı olsa DEAŞ tarafından Türkiye'ye, Musul'dan, başka bölgelerden göçler gerçekleşmekte. Bizim buradaki bütün Kürtler, Şii, Sünni bütün vatandaşlarla ilişkilerimiz söz konusu. Irak ile ekonomik, stratejik anlamda ilişkilerimiz söz konusu. Bunlar bizim gündemimizin tam merkezinde."

Dünya genelinde 2008 yılında etkili olan ekonomik kriz ardından ortaya çıkan gelişmelerin sadece ekonomik değil etik çözümler üretilmesini de gerekli kıldığını belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöylle devam etti:

"Çünkü finansal kriz, ekonomik krize dönüştü ve birçok ülkede sosyal, siyasi krizler gerçekleşti. Söz konusu dönemde göç karşıtları ile aşırılık taşıyan unsurlar güçlendi. Bunu birçok meslektaşımla ifade etmekteyim, bu Türkiye açısından endişe uyandırıcı, Avrupa'da ultra nasyonalist, aşırı sağcı unsunlar güçlenmekte. Örneğin İngiltere'de ve başka Avrupa ülkelerinde bunların, aşırı unsurların, İslamofobik ve siyaseti aşırı uçlarda gerçekleştiren oluşumların güçlenmesi, bu ekonomik krizlerin etkisi. İşsizlik de önemli bir hal olarak kendini göstermekte. Bütün tarihe bakacak olursak, işsizlik yüksekse insanlar 'kimi suçlayabilirim' diye sorar ilk soru olarak. Bundan sonra şayet bir grubu suçlarsanız da 'onları dışarı atmak gerektiği' ifade edilmekte, tarih bunu göstermekte. Bütün bu sorumluluk bunların üzerine yüklenmekte. Bu, sosyal açıdan bakacak olursak küresel ekonomik krizin bir etkisi."

Türkiye'nin, Paris'teki terör saldırısının ardından Fransız halkının yanında olduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Etnik ya da dini oryantasyona bakılmaksızın orada onlarla birlikte oldum. Berlin'de saldırıya uğrayan birçok camii var. Bu çerçevede birçok kişinin de bu konuda önemli bir endişeye sahip olduğunu görmekteyim. İngiltere'de de gerçekleşen bazı yaklaşımlar da söz konusu ve burada, bu bölgede doğmuş insanlar bunları gerçekleştirmekte ve farklı bir yaklaşımlar ortaya koymakta. Bu, büyük bir sorun siyasi anlamda. Bunun arkasında ekonomik sorunun olduğunu görmemiz gerekmekte, ideolojikten ziyade" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye için "Esad ile mi yoksa DEAŞ ile mi devam edilecek" diye soru olamayacağını söyleyen Davutoğlu, bu ülkede 300 bin masum insanın öldüğünü, 10 milyon kişinin evinden olduğunu, 2 milyona yakın göçmenin Türkiye'de bulunduğunu hatırlattı.

Irak'ta daha önceden ülkedeki tüm insanları kucaklamayan bir yönetimin olduğunu, bunun da ülkede farklı eğilimlerin güçlenmesine yol açtığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:

" Bağdat'ta şimdi kapsayıcı bir hükümet söz konusu. Bu hükümete tüm tarafların daha çok destek olduğunu görüyoruz. Hükümetin yapısına bakıldığında da tüm taraflarının taşın altına daha rahat elini koyabildiği açık. Kapsayıcı bir hükümetin varlığı, bize psikolojinin nasıl değiştiğini gösteriyor. Vatandaşların kendisinin hükümette temsil edildiğini ve tam olarak özgürlüklerini değerlendirebildiğini hissetmesi aidiyet açısından çok önemli. Türkiye'de Çözüm Süreci kapsamında atılan adımlar da bu bağlamda da çok değerli. Kürt kökenli vatandaşlarımız ile diğer vatandaşlarımız arasında fark yok. Yasakların kaldırılmasıyla daha çok entegre oldular. Bir ülkede, farklı bölgelerden, farklı kişilerin eşit vatandaşlık bağlamında bir ülkeye bağlı olması çok önemli bir unsur."

Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyinde sadece 5 ülkenin söz sahibi olmasıyla ilgili çekincelerini çok defa dile getirdiklerini söyleyerek, " Afrika'dan herhangi temsilin olmaması eksiklik. Afrika ve Asya'dan bir durumla ilgili buradaki ülkelerin temsil edilmemesi olumsuz bir durum. Son 3 yıl içerisinde Suriye ile ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde bağlayıcı bir kararın alınmamasının bedeli ödeniyor" dedi.