Davutoğlu Televizyon Temsilcileriyle Bir Araya Geldi (1) - Son Dakika
Güncel

Davutoğlu Televizyon Temsilcileriyle Bir Araya Geldi (1)

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin topluma mal olmuş bir süreç olduğunu belirterek, "Dolayısıyla herhangi bir şekilde 'Çözüm Süreci şurada durdu' diye bir iddiada bulunmak kimsenin tek başına kullanabileceği bir tasarruf değildir" dedi.

03.05.2015 21:09
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin topluma mal olmuş bir süreç olduğunu belirterek, "Dolayısıyla herhangi bir şekilde 'Çözüm Süreci şurada durdu' diye bir iddiada bulunmak kimsenin tek başına kullanabileceği bir tasarruf değildir" dedi.

Başbakanlık Basın Merkezi, Davutoğlu'nun, Almanya'daki programında televizyon kanallarının temsilcileriyle bir araya geldiği ve onların sorularını yanıtladığı görüntüleri paylaştı.

Bir gazetecinin Çözüm Süreci'ne ilişkin HDP tarafından yapılan çeşitli açıklamaları hatırlatarak, "Nedir süreçle ilgili son durum" diye sorması üzerine Başbakan Davutoğlu, Çözüm Süreci'ne hiçbir zaman konjonktürel bir mesele olarak bakmadıklarını belirtti.

Çözüm Süreci'ni bir döneme ait, belli bir adımla başlayıp bir adımla da bitecek bir süreç olarak görmediklerini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Aslında bin yıl ortak, bir arada yaşamış toplumun değişik kesimlerinin ortak kültüründen hareketle ortak bir vatandaşlık bilinciyle yeni bir Türkiye kurma idealinin ana unsurlarından biri olarak gördük. En başından itibaren, hiçbir zaman biz bu meseleyi belli bir zaman ve süreçte ve belli bir tarafla sınırlamadık. Özellikle ben Yeni Türkiye Sözleşmesi'ni kaleme alırken de vurguladığım hususlardan biri, insan onuru kavramı etrafında yeni bir vatandaşlık bilinci oluşturmak. İnsan onuru dediğinizde, insanların kültürel özelliklerini, dillerini, bölgesel özelliklerini koruyacakları ve bir vatandaşlık aidiyeti içinde siyasal meşruiyet çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile tam bir aynilik, bir ilişki, bir meşruiyet ilişkisi kuracakları bir çerçeve öngördük. Şimdi baktığımızda biz AK Parti olarak işbaşına geldiğimizde Sayın Cumhurbaşkanımızın, başbakanlığının daha ilk aşamalarında, ülkede konuşulması mümkün olmayan tabular birer birer yıkıldı. Olağanüstü hal, EMASYA kaldırıldı. O zaman herhalde 2002 Türkiyesine birisi bakmış olsaydı ve sorsaydı '4 sene sonra Türkiye'de Kürtçe yayın yapan bir kanal açılacak', kimse ihtimal dahi vermezdi, söylenmesi dahi darbe gerekçesi olarak görülebilirdi ama Kürtçe yayın yapan televizyon kanalları açıldı, siyasi propaganda olarak Kürtçe'nin veya başka dillerin, yerel dillerin kullanılması konusunda bütün engeller kaldırıldı. Yani eğer vatandaşlarımızın bir kesiminin bir sorunu vardıysa bunlar listelenmiş olsa, zaten bunlar demokratikleşme sürecinde birer birer aşılarak bugün Türkiye'ye demokratik özgürlüklerin bütün nitelikleriyle yaşandığı bir ülkeye ulaştık."

- "Hangi adım gerekiyorsa attık"

Çözüm Süreci başladığında, ülkenin birliğini, beraberliğini sağlamayı, bütün vatandaşların bu ülkeye olan aidiyetlerini pekiştirmeyi, insan onuruna yakışır bir hayat sürdürmelerini sağlamayı amaçladıklarını dile getiren Davutoğlu, "O günden bugüne hükümet olarak biz ne gerekiyorsa, hangi adım gerekiyorsa attık. Her çabayı gösterdik, bunun için yasal çerçeve gerekiyordu onu çıkardık" diye konuştu.

Bunun, Cumhurbaşkanı Seçimi öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olarak attığı en son önemli adımlardan biri olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ben de görevi devraldıktan sonra hemen bununla ilgili çözüm mekanizmasını oluşturdum. Tanımlanmış, üyeleri belli olan, her 15 günde bir, seçim kampanyası dönemine kadar, toplanan, belli bir sistematik içinde olaya bakan bir çerçeve geliştirdik. Daha önce Akil İnsanlar Heyeti oluşturduk. Topluma bunu mal etmeye yönelik çok ciddi adımlar attık ve topluma da mal oldu. Bugün Çözüm Süreci ne sadece hükümetin ne HDP'nin, şu veya bu paydaşın meselesi olmaktan çıktı, topluma mal olmuş bir süreçtir. Dolayısıyla herhangi bir şekilde 'Çözüm Süreci şurada durdu' diye bir iddiada bulunmak kimsenin tek başına kullanabileceği bir tasarruf değildir. Topluma mal olmuş bir süreçten bahsediyoruz. Ben bunu doğuda da batıda da anlatıyorum. Batı Anadolu'da da şu ana kadar kimse, 'Niye bu süreç oluyor' diye bir tepki göstermiş değil. Dolayısıyla psikolojik bir eşik aşıldı, yasal eşik aşıldı. Bu yasal eşikten kastım, yasanın çıkmış olması ve mekanizmaların kurulması. Aslında aşılamayan şey, HDP ve diğer tarafların, Kandil'in vesairenin, sürekli tereddütlerle ve sürekli dar hesaplar içinde bu süreci kendisine yontma çabasıdır."

"Artık bir tercih yapmak zorundalar"

Davutoğlu, iki şeyin bir arada olmayacağını, bunu HDP'nin görmesi gerektiğini vurgulayarak, "Silah ile demokrasi bir arada olmaz. Yani hem 'Türkiyelileştik' diyeceksiniz ve 'seçime gidiyoruz' diyeceksiniz hem de bir taraftan 'silahlar elde bulunsun', 'bu faaliyetlere ara vermeyeceğiz' diyeceksin. Yani kongre yapılması, tabii bu bizim meselemiz değil. Kongre yapacak olan onlar. Yaparlar, hangi yolla, yöntemle neyi yaparlar bizi ilgilendirmez ama artık bir tercih yapmak zorundalar" diye konuştu.

Bir gazetecinin "Silah bırakma kongresi için mi" demesi üzerine Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Evet onu kastediyorum. Yani bu bizim bir talebimiz veya bu şekilde ortaya konulmuş bir şey değil. Nihayet bizim onlardan talebimiz şudur, bu da şimdiki bir talep değil, 2013 Mayıs'ında yapmaları gereken bir işi hatırlatıyoruz onlara. 2013'te bu süreç başladığında, 2012'nin Aralık'ından itibaren ve son derece sıhhatli bir şekilde işlediğinde beklenen neydi? 2013 Haziran'ında silahlı unsurların Türkiye'yi terk etmesiydi. Ettiler mi? Hayır? Niye etmediler? Çünkü o sırada Gezi olayları patlak verdi. Gezi olaylarına, bugün geriye doğru bir daha bakın, Gezi provokasyonlarının yapılma sebeplerinden birisi Türkiye'de iç barışı sağlayacak olan Çözüm Süreci'ni engelleme çabasıdır. Biz ne zaman Çözüm Süreci'nden bahsetmişsek, daha önce bizden önce de bahsedilmişse mutlaka provoke edildi. Ben hep 1993 ile 2013'ü karşılaştırırım. 1993'te de rahmetli Özal çok kapsamlı bir çözüm sürecine kalkışmıştı ve taraflarla görüştü, birçok unsurla. Olumlu da bazı mesajlar alındı. Önce Uğur Mumcu öldürüldü, arkasından Eşref Bitlis öldürüldü. Arkasından meşkuk bir şekilde diyeyim, tanımlanmadığı, bilinmediği için böyle söylüyorum, rahmetli Özal hayatını kaybetti. Arkasından Madımak olayı oldu temmuz ayında ve Başbağlar olayıyla ülke hem Türk-Kürt, hem Sünni-Alevi gerilimine tekrar sokuldu. Bu bir tesadüf değil."

"Biz Türkiye'de artık silahlı bir unsur istemiyoruz"

O dönemde iç barışın sağlanacak ortamı zehirleyenlerin 2013'te de zehirlemeye kalktığını ifade eden Davutoğlu, "Tam biz silahlı unsurlar çekilecek, arkasında da silahsızlanma olacak derken Gezi provokasyonu, 17-25 Aralık. Bu sefer Kandil tarafında işi yavaşa alma, silah bırakmayı sürekli erteleme, sürekli yeni taleplerle gündeme gelme süreci yaşandı" dedi.

Buna rağmen kendilerinde herhangi bir gevşemenin olmadığını, Erdoğan'ın başbakanlık döneminde kuvvetli bir irade ortaya konularak yasanın da çıkarıldığını hatırlatan Davutoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Hükümet olarak yasayı uygulamaya başladık, 6-7 Ekim olayları çıkartıldı. Yine ertelendi. Demirtaş'a 1 Ekim'de yaptığımız görüşmeyi hatırlatırım. 1 Ekim'de yaptığımız görüşmede eğer üzerinde mutabık kalınan hususlar hayata geçirilmiş olsaydı muhtemelen bütün bu süreç, yıl sonuna kadar tamamlanabilirdi. 6-7 Ekim olayları açık bir provokasyon. Açık söyleyeyim, aynen 93, aynen 2013 gibi 6-7 Ekim olaylarıyla da Çözüm Süreci provoke edildi. HDP bir yol ayrımında ve bütün bu paydaşlar dedikleri, yol ayrımındalar. Şimdi seçime giderken silah bırakmamak demek, 'silahı seçimde bir şantaj olarak kullanacağım' demektir. Biz kendilerine ifade ettik bunu. Bütün görüşmelerde dolaylı olarak ifade edildi. Eğer demokratik bir mücadeleye yönelecekseniz önünüzde bir engel yok, gereğini yapın, silahları seçimlerden önce bırakın, nasıl bırakacaksanız bırakın. Toprağa mı gömersiniz, üzerine beton mu dökersiniz, dışarı mı çıkar, ne yolla olursa olsun biz Türkiye'de artık silahlı bir unsur istemiyoruz. Sadece biz derken devleti, hükümeti kastetmiyorum, doğu ve güneydoğudaki Kürt vatandaşlarımız da artık silahı istemiyor, 6-7 Ekim olaylarını yaşadıktan sonra. Yok seçime giderken silahı elinde tutup baskı aracı olarak kullanayım, seçimden sonrasına da bir bakayım derseniz burada bir samimiyet yok. Esas samimiyetin test edildiği yer burası. 'Türkiyelileşmek' iddiası çok doğru, güzel bir iddia bunun gereğini yapsınlar. Batıda kullandıkları demokratik söylemi doğuya da yaysınlar. Böyle kan akan musluk afişleriyle eğer halkı tehdit etmeyi düşünüyorlarsa bu halk bu tür tehditleri, şantajları daha önce de gördü. Biz şu anda Çözüm Süreci hususundaki kararlılığımız ilk günkü kadar sabittir, hiçbir şekilde Çözüm Süreci'nden taviz vermedik, vermeyeceğiz."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Davutoğlu Televizyon Temsilcileriyle Bir Araya Geldi (1) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Akyazı'da annesinden para isteyen şahıs kendini ve annesini yaktı
    02:15 Akyazı'da annesinden para isteyen şahıs kendini ve annesini yaktı

    Sakarya'nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı alan bir şahıs, benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe verdi. Olay sonucunda şahıs tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Şahsın adliyeye sevk edilirken gazeteciye yönelik tepkisi de dikkat çekti.

  • İzmir'de motosiklet ile otomobil çarpıştı: Sürücü ağır yaralandı
    02:03 İzmir'de motosiklet ile otomobil çarpıştı: Sürücü ağır yaralandı

    İzmir'in Konak ilçesinde, otomobil ile çarpışan motosikletin sürücüsü ağır yaralandı. Olayda motosiklet sürücüsü E.Ö. hayati tehlike altında olduğu için Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Otomobil sürücüsü ise ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.

  • Kırıkkale'de Ambulans ile Ticari Taksinin Çarpıştığı Kazada 4 Kişi Yaralandı
    01:58 Kırıkkale'de Ambulans ile Ticari Taksinin Çarpıştığı Kazada 4 Kişi Yaralandı

    Kırıkkale'nin Kaletepe Mahallesi'nde meydana gelen kazada, bir ambulans ile ticari taksi çarpıştı. Kazada, sürücüler ve ambulansta bulunan sağlık personeli olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla hastanelere kaldırıldı.

  • Ümraniye'de Kontrolden Çıkan Araç 14 Araça Çarptı
    01:58 Ümraniye'de Kontrolden Çıkan Araç 14 Araça Çarptı

    Ümraniye'de sürücüsünün kimliği belirlenemeyen bir hafif ticari araç, kontrolden çıkarak park halindeki 14 araca çarptı. Sürücü kazayı yara almadan atlatırken, araçlarda hasar meydana geldi. Polis ekipleri olay yerine gelerek caddeyi trafiğe kapattı. Kaza yapan sürücü işlemler için polis merkezine götürüldü ve araçların çekiciyle kaldırılmasının ardından cadde yeniden trafiğe açıldı.

  • Ümraniye'de frenleri tutmayan araç park halindeki 14 araca çarptı
    01:57 Ümraniye'de frenleri tutmayan araç park halindeki 14 araca çarptı

    Ümraniye'de frenleri tutmayan bir araç, seyir halindeyken park halindeki 14 araca çarptı. Kazada şans eseri ölen veya yaralanan olmazken, otomobillerde maddi hasar meydana geldi. Olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü.

  • Giresun'da kuyumcu soygunu soruşturması devam ediyor
    01:53 Giresun'da kuyumcu soygunu soruşturması devam ediyor

    Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı, Bulancak ilçesinde bir kuyumcunun soyulması olayına ilişkin soruşturma işlemlerinin hala devam ettiğini açıkladı. Olayın gerçekleştiği gün yakalanan 3 şüpheli tutuklandı ve suç aletleri ile gasbedilen ziynet eşyaları ele geçirildi. Soruşturma devam ederken, kamuoyuna gelişmeler hakkında bilgi verileceği belirtildi.

  • Denizli'nin Tavas ilçesinde yeni bir kaza meydana geldi
    01:40 Denizli'nin Tavas ilçesinde yeni bir kaza meydana geldi

    Denizli'nin Tavas ilçesinde 10 gün önce 3 kişinin öldüğü kaza bölgesinde, bugün yeni bir kaza meydana geldi. Otomobil ile kamyonetin çarpıştığı kazada 3 kişi yaralandı. Kaza; Tavas ilçesi Güzelköy Mahallesi Dümberek mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; 19 gün önce 4 ölümlü bir kazananın yaşandığı aynı mevkide karşı yönlerden gelen kamyonet ile otomobil çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle kamyonet yola devrilirken, otomobil ise yol kenarındaki yağmur suyu tahliye kanalını da aşarak tarlaya savruldu. Kazada, kamyonet sürücüsü İ.H.M. ile otomobilde bulunan Hakan İ. ve Levent C. yaralandı. Karahisar ve Tavas itfaiye ekipleri tarafından sıkıştıkları araçlardan kurtarılan yaralılar, sağlık ekiplerine teslim edildi. Ambulanslarla hastaneye sevk edilen yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Aynı bölgede 9 Nisan tarihinde meydana gelen kazada, Mehmet Fışkınlı (50) yönetimindeki 20 B 4012 plakalı otomobil ile Yusuf Yusmak (16) idaresindeki plakasız motosiklet ile çarpışmıştı. Kazada motosiklet sürücüsü Yusuf Yusmak ile motosiklette yolcu konumundaki Yavuz Yumaç (14) ve otomobil sürücüsü Mehmet Fışkınlı yaşamını yitirmişti.

  • Hatay'da aranan şahıs yakalandı ve cezaevine gönderildi
    01:29 Hatay'da aranan şahıs yakalandı ve cezaevine gönderildi

    Hatay'ın Dörtyol ilçesinde hırsızlık suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla aranan M.S., polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. M.S., tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • İskenderun'da Yağma ve Kasten Yaralama Şüphelisi Tutuklandı
    01:28 İskenderun'da Yağma ve Kasten Yaralama Şüphelisi Tutuklandı

    Hatay'ın İskenderun ilçesinde meydana gelen yağma ve kasten yaralama olayının şüphelisi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hatay Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalanan şüpheli üzerinden bir adet pasaport, müştekiye ait kimlik ve 700 TL nakit para ele geçirildi.


Advertisement