Davutpaşa İçin Karar Günü - Son Dakika
Güncel

Davutpaşa İçin Karar Günü

Davutpaşa İçin Karar Günü

Davutpaşa'da bir maytap atölyesindeki patlama sonucu 21 kişinin ölümüyle ilgili davada bugün karar bekleniyor.

14.07.2014 11:14
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul Davutpaşa'daki Emek İş Hanı'nda bir maytap imalathanesinde meydana gelen patlamada 21 kişinin ölümü, 100'ü aşkın kişinin de yaralanmasıyla ilgili davada sona gelindi. Sorumluların cezalandırılması için altı yıldır mücadele eden mağdurlar, yaşadıklarını Al Jazeera Türk'e anlattı.ÖZETLE

Psikolojileri bozuldu

Adalet sınavdan geçiyor

Soma faciası olmayabilirdi

'Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı'

"O günü unutmam mümkün değil" diye içini çekerek konuşmaya başlayan 34 yaşındaki tekstil işçisi Hakkı Güleç, bu olayın diğer mağdur ailelerinde olduğu gibi kendi ailesinde de maddi ve manevi büyük kayıplara yol açtığını vurguladı:

09.00 civarında telefon geldi. Elbette ilkin inanamadım. Patlamanın beşinci katta olduğu hanın üçüncü katında çalışıyordu kardeşim Heybetullah Güleç. Daha 18'indeydi, hiç yakıştıramadık ölümü ona. Ailemde ben dahil herkesin psikolojisi bozuldu. Annem, babam sağlığını yitirdi ve İstanbul'u terk ettiler. Hep bir yanımız eksik kaldı. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

Davutpaşa faciasında kardeşini yitiren Hakkı Güleç, verdikleri mücadeleyi Al Jazeera'ye anlattı.Fotoğraf: Murat Eğilmez/ AJT

'Adalet sınavdan geçiyor'

Davanın yargı açısından sınav niteliği taşıdığını söyleyen Güleç, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor:

İş cinayetleri sanki hayatın doğal bir parçası haline geldi. Şimdi mahkemenin vereceği karar çok önemli; ya iş cinayetlerine dur diyecekler, ya da sermaye çevrelerini tatmin edecekler. Denetleme memurları, sorumlular görevlerini yerine getirmiyor. Bunun önüne geçilmedikçe, var olan mevzuattaki yasalar uygulanmadıkça iş cinayetleri bitmeyecek. Sorumlu kamu çalışanıysa derhal görevine son verilmeli ve yargı önüne çıkarılmalı. Üzerlerindeki devlet zırhı derhal çıkarılmalı. Özel sektörse o da aynı şekilde yargı önüne çıkarılmalı. Eğer bu şekilde tedbir alınmış olsa, yasalar işletilse bugün belki Soma'yı yaşamazdık.

'Sözler yerine getirilmedi'

Güleç devletin kaza sonrasında kendilerine verdiği hiçbir sözü yerine getirmediğini söylüyor:

Bize, 'Maddi manevi tüm imkanlar seferber edildi. Aileler mağdur edilmeyecek, her türlü yardımda bulunulacak, destek sağlanacak' demişlerdi. Geçen altı buçuk yılda hiçbir söz yerine getirilmedi. Bırakın yardımı, insanların malullük hak edişlerini bile bin bir güçlükle verdiler. Şimdi mahkemeden beklentimiz sadece Zeytinburnu Belediyesi görevlilerine değil, sorumluluğu olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve BEDAŞ'ı da sorumlu tutacak bir karar vermesi.

Bugüne kadar davada dört hakim ve dört savcının değiştini belirten Güleç sözlerini şöyle sürdürdü:

Altı buçuk yıllık süreçte sanki mağdur aileler sanıkmış gibi bir izlenime kapıldık. Ceza davasını iki buçuk yılda açtırabildik. Ancak yılmayacağız, tüm sorumlular yargı önüne çıkıp hesap verene kadar mücadelemiz sürecek.

'28 Nisan yas günü olsun'

Avrupa'da birçok ülkede 28 Nisan'ın, iş kazalarında hayatlarını kaybeden işçilerin anıldığına dikkat çeken Güleç, " Türkiye'de de bu tarihin anma günü ilan edilmesini istiyoruz. Ülkemiz, cinayet gibi iş kazaları yoğunluğunda Avrupa'da birinci dünyada da Rusya ve Hindistan'ın ardından üçüncü sırada. Avrupa'da yas günü varken bizde neden olmasın. 'Adalet Arayan Aileler' olarak bunun için ayrıca üç yıldır mücadele veriyoruz. Böylelikle bu tür olaylara parmak basarsak belki yenilerinin yaşanmasının önüne geçeriz" diye konuştu.

Oğlunu tek başına büyütüyor

Patlamada makine teknikeri eşi Gülhan Çabuk'u kaybeden 40 yaşındaki İdris Çabuk, bugün 9 yaşına basan oğlu Kıvanç'ı tek başına büyüttü. Çabuk acılarının hala taze olduğunu söylüyor.Davutpaşa faciasında eşini yitiren İdris Çabuk, yaşadığı acının tarifsiz olduğunu söyledi.Fotoğraf: Murat Eğilmez/ AJT

Her pazar eylem

Aileler her ayın ilk pazar günü Galatasaray Lisesi'nin önünde toplanıyorlar. Çabuk faaliyetlerini şu sözlerle anlatıyor:

Biz patlama mağduru 15 aileyiz. Ostim İvedik patlaması, Van Depremi, Milas Güllük'teki rögardan sızan gaz felaketi, Esenyurt Park Marmara'daki çadır faciası mağdurlarıyla birlikte 21 aileyiz.  Bir Umut Derneği'nin de desteğiyle 'Adalet Arayan Aileler' olarak hak arayışımızı sürdürüyoruz. 30'a yakın gönüllü avukat bize yardım ediyor. Farkındalık yaratmak için eylem yapıyoruz, Ankara'ya gidip sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Türkiye'nin neresinde bir mağdur varsa yardım etmeye çalışıyoruz.

Geçen yıl 1230 kişi öldü

İdris Çabuk da önlem alınsa iş kazalarının önüne geçilebileceğini söylüyor:

"Eğer bizim sesimizi, dikkat çektiğimiz noktaları ciddiye alsalardı, yasal mevzuata uyulsaydı bugün Soma faciası olmazdı" diyen Çabuk şöyle devam etti:

Türkiye genelinde 2013'te 1230 kişi öldü iş kazalarında. Topluca 301 kişi öldüğü için Soma öne çıktı. Kimse büyük fotoğrafı görmüyor. Bunun tek nedeni gözünü kar hırsı bürümüş işverenler. Devlet görevlilerinin yargılanmasına izin verilmemesi. Suçlu olsa bile yargılanamıyor. Ayrıca baskı var, çalışma saatleri çok fazla.

'Bizim dava milat oldu'

Asla yılmadıklarını, kamu görevlilerinin yargılanması için baskı yaptıklarını söyleyen İdris Çabuk sonucu şöyle anlattı:

Önce yargılamıyorlardı. İki buçuk yıl sürdü ceza davasının açılması. Savcının verdiği ceza davası açılsın dilekçesi, 3.5 kilometrelik mesafeyi 15 günde alamadı. İtiraz ettik, geçersiz sayıldı, tekrar ettik. Takip ettik, peşine düştük. Bilirkişi raporuna göre sorumlu olan kişilerin ceza alması gerekiyordu, ancak devlet buna müsaade etmedi. Bize göre tüm sorumlular yargılanmadıkça iş cinayetlerinin sonu gelmez. Ancak biz yılmayacağız, ömrümüzün sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

Davanın geç açılması travma yarattı

Mağdur ailelerin avukatlarından Güldem Demir ise dava sürecini şöyle anlattı:

Bu dava ilk açıldığında sadece Zeytinburnu Belediyesi'nde beş müdür, bir de maytap atölyesinde çalışan bir işçiyi sanık yaptılar. Patlamanın bu işçinin ortamı süpürmesinden kaynaklandığı kanaatindelerdi. Biz Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın da denetim sorumluluğu olduğunu savunarak davaya dahil ettik. Valilikten yargılama izni istedik, verilmedi; itiraz ettik. Sonuçta Danıştay'a gidildi ve yargılanmasına karar verildi.

'Her bir ölüm için ayrı ceza verilmeli'

Demir sanıkların tümününün tutuksuz yargılandığı davada her bir ölüm için ayrı ceza verilmesi gerektiğini söylüyor:

Savcı mütalaasında Zeytinburnu Belediyesi görevlileri ve bina sahiplerinin taksirle adam öldürmeye sebebiyetten cezalandırılmasını, diğer işçi, belediye başkanı ve çalışma bakanlığı görevlisinin beraatini istedi. Ölen 21 insan var. 100'ün üzerinde yaralı var. Gözünü, kulağını kaybeden insanlar var. Mahkeme her bir ölüm için ayrı ayrı ceza verirse biraz daha tatmin edici olabilir. Bu tür olaylarda asıl sorumlular yargılanmadığı sürece iş cinayetleri devam edecek. Bu olayda mesela patlayan maytap imalathanesi babadan oğula geçme. Yıllardır buna burada göz yumuluyor demektir bu. Zabıta gelip orada çay kahve içip gidiyor yani. Bunları denetleyenler sorumlu olmalı. Üst düzey görevlilerin yargılanması halinde yaratacağı caydırıcılık etkisi başka, zabıta müdürünün yargılanması başka tabii.

Tazminat davaları Danıştay'da

Davutpaşa patlaması mağdurlarının açtığı tazminat davaları ise Danıştay aşamasında. Avukat Demir sürecin daha fazla uzamaması için uğraştıklarını söylüyor:

Değişik kararlar var. Beş idare mahkemesinde ayrı davalar açtık. Zeytinburnu Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve BEDAŞ hakkında. Davaların bir kısmı farklı mahkemelere düştü. Bir kısmı sadece Zeytinburnu Belediyesi'ni, bir kısmı dördünü, bir kısmı ikisini sorumlu tuttu. Dosyalar tekrar incelensin diye gönderdi. Ancak biz, ilk bilirkişi raporunda belirtildiği üzere tüm sorumlular üzerinden tek bir seferde karar verilmesi için itiraz ettik. Çünkü iş çok uzadı.

Kaynak: Aljazeera

Son Dakika Güncel Davutpaşa İçin Karar Günü - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement