Demirören: Futboldan Desteğini Çekmek Saygın Kuruluşlara Yakışmaz

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, futbola maddi destek vermeyeceğini belirten Murat Ülker'e tepki gösterdi. Demirören, "Desteği sadece parayla ölçmek yanlışların en büyüğü olur. Bizim en az mali destek kadar, hatta ondan çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Türk futbolunun asıl ihtiyacını duyduğu destek budur. Hal böyleyken yanlış değerlendirmeler yaparak futboldan desteğini çekmek saygın kuruluşlara, hiç ama hiç yakışmaz" dedi.

Antalya'nın turizm bölgesi Belek'deki bir otelde yapılan 2014- 2015 Sezonu Merkez Hakem Kurulu (MHK) Kış Semineri'nin resmi açılış töreni düzenlendi. Törende Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören, sözlerine Eski Merkez Hakem Kurulu Başkanı Zekeriya Alp ve kurul üyelerine Türk futbolunun en zor dönemlerinden birinde fedakarca görev yaptıkları için teşekkür ederek başladı. Demirören MHK Başkanı Yusuf Namoğlu ve yeni kurul üyelerine de zorlu görevi kabul etikleri için teşekkür edip birikimleri ve çalışkanlıklarıyla her zorluğun üstesinden geleceklerine inancının tam olduğunu söyledi.

"HEDEFİMİZ TAM PROFESYONELLİK"

İkinci devreyle birlikte daha da hassas bir döneme girildiğine değinen Demirören, Türk futbolunda önemli değişim projelerini hayata geçirirken, futbolda adalet ve eşitliğin yerleşmesi için büyük bir çaba verdiklerini anlattı. Futbolda adalet ve eşitliğin hakemlerin katkısı ile olacağını vurgulayan Demirören, hakemlerin bir pozisyona karar verirken aynı zamanda futbolun geleceğine dair de karar aldığını aktardı. Futbol hakemlerinin sahada karar vermenin yanı sıra eşitliğin, adaletin, tarafsızlığın sembolü olduğunu vurgulayan Demirören, "Sezon başında yürürlüğe soktuğumuz kurallarla hakemlikte en son yenilikleri hayata geçirdik. Hakem eğitimleri için ciddi miktarda kaynak ayırdık, önemli yatırımlar yaptık. Hakem ücretlerinde önemli bir artış yaptık. Ama ben bunu bile yeterli görmüyorum. Sayın Namoğlu ile görüşüyoruz, hedefimiz tam profesyonellik" diye konuştu.

"SAHA İÇİNDE DİK DURUŞUNUZU KORUYUN"

Hakemlerden beklentisini anlatan Demirören, şunları söyledi:

"Bizim sizlerden tek beklentimiz saha içinde dik ve kararlı duruşunuzu ne pahasına olursa olsun korumanız ve kararlarınızın arkasında cesaretle durmanızdır. Siz ne kadar başarılı olursanız olun her zaman birileri eleştiride bulunacaktır. Hakem hatasının, insan hatası olduğunu göz ardı edenler olacaktır. Dahası insan hatasını art niyetlilik olarak sunmaya kalkışanlar her zaman olacaktır. Eski bir kulüp yöneticisi değil miydi, son dünya kupasında yarı final maçı yöneten hakemimizi şaibeli ilan etmeye kalkan. Cüneyt Çakır önümüzdeki Mart ayında da Fransa- Brezilya hazırlık maçını yönetecek. Hakkaniyetten uzak, mesnetsiz yorumlara bundan daha güzel bir cevap verilebilir mi? Sizler son yıllardaki maç yönetimlerinizle bazı yöneticilerin gözüne girememiş olabilirsiniz ama dünyanın gözüne girdiğinize kimsenin şüphesi yok."

"CEVAPSIZ KALAN ÇAĞRI BENİM ÇAĞRIM"

Demirören, Yıldız Holding Başkanı Murat Ülker'in açıklamalarına tepki gösterdi. Ülker'in, kendisine 2 Aralık'ta yolladığı mektupta futbol ortamına dair endişelerini paylaştığını ve futbola sağladıkları desteği gözden geçirmekte olduğunun sinyalini verdiğini belirtti. Bu özel mektubu Ülker'in basınla paylaşmasının etik açıdan doğru olmadığını kaydeden Demirören, "Açıklamalarında belirttiğinin tersine, futbol federasyonu bu mektubu cevapsız bırakmamıştır. Tam tersine, mektubu bana getiren müdürüne o gün, Murat Bey'e iletmesi için bir öneri sundum. Sıkıntılara ve sorunlara çözüm üretmek için tüm sponsorlarımızı bir araya getiren bir kurul oluşturalım. Murat Bey bu kurula başkanlık etsin dedim. Ancak şu ana dek kendilerinden bir dönüş olmadı. Başka bir deyişle, asıl cevapsız kalan çağrı, benim çağrımdır" diye konuştu.

"FİŞLEME YAFTASI YAPIŞTIRMAK YANLIŞ"

Murat Ülker'in passolig ve yabancı kuralı hakkında görüşlerini eleştiren Demirören, şöyle konuştu:

"Ülker Passolig ve yeni yabancı kuralı konularında da yanlış bilgi sahibidir. Kendisi röportajında Passolig'e 'fişleme' demiş ama İngiltere'de maça gitmek için neler yapması gerektiğini bir düşünsün. İngiltere'ye gidebilmek için vize alırken kaç form doldurulduğunu, hangi soruların sorulduğunu, tüm parmaklarının izinin alındığını, göz taraması yapıldığını hatırlasın. İngiltere'de bir maça girebilmek için, hele bu maç büyük takımların maçıysa, önce taraftar kartı olan birisinin size kefil olması gerekir. Bilet alırken birçok kişisel bilginizi paylaşırsınız, statta sadece size verilen koltuğa oturur ve bir taşkınlığa karışmanız halinde hem kendinizi hem de size kefil olan kişiyi yakarsınız. İngiltere'de standart olan bu uygulamalara, Türkiye söz konusu olunca 'fişleme' yaftasını yapıştırmak yanlış bir yaklaşımdır."

İngiltere'de stada girişlerdeki uygulamanın Heysel faciasının ardından başladığını anlatan Demirören, "O zaman soru şudur; bizim de bir facia mı yaşamamız gerekirdi? Peki, bir taraftarın bıçaklanarak hayatını kaybetmesi yeterince büyük bir facia değil midir? Yeni yabancı kuralını sınırsız yabancı transferi gibi algılamak için ise kuralı hiç anlamamış olmak gerekir. Asıl mesele rekabeti yaratarak yerli oyuncuyu teşvik etmek ve kulüplerimizi mali disiplin altına almaktır. Oysa bizim hem Murat Ülker hem de diğer sponsorlarımızla derdimiz ortaktır" dedi.

"YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ"

Türk futbolunu şiddetten ve kötü tezahürattan temizlemek, futbol kültürünü geliştirerek yeni, barışçıl bir futbol seyircisi yaratmak istediklerini vurgulayan Demirören, bu nedenle küfür ve şiddete sıfır tolerans uygulamasını başlattıklarını dile getirdi. Bu uygulama ile küfürden saha ve tribün kapatmaları geçen sezona göre yüzde 83 oranında, saha olayları ise yüzde 31 oranında azaldığını belirten Demiröeren, "Ülker Türk Futboluna mali açıdan önemli bir destek vermektedir. Elbette futbolumuzun bu destekten mahrum kalmasını istemeyiz. Ancak desteği sadece parayla ölçmek yanlışların en büyüğü olur. Bizim en az mali destek kadar, hatta ondan çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Türk futbolunun asıl ihtiyacını duyduğu destek budur. Hal böyleyken yanlış değerlendirmeler yaparak futboldan desteğini çekmek saygın kuruluşlara, hiç ama hiç yakışmaz. Biz federasyon olarak Türk futbolunun değişmesi ve gelişmesi için futbolun gerçek dostlarıyla ve bizden desteğini asla esirgemeyen sponsorlarımızla yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.

"HERKES SÖYLEDİKLERİNE DİKKAT ETSİN"

Demirören, bir kulüp yöneticisinin yabancı kuralı ve Fatih Terim ile ilgili basına yansıyan sözlerine 'kabul edilebilir şeyler değil' diyerek tepki gösterdi. Demirören, Türkiye Futbol Federasyonu'nda, kararları yönetim kurulunun aldığını ve yöneticinin de bunu bilerek konuşması gerektiğini kaydetti. Demirören, "Üstelik kendisi, bizzat kendi takımının, Başkanı, CEO'su ve Başkan Yardımcısıyla yeni kurala tam destek verdiğini de unutmuşa benziyor. Herkes söylediklerine dikkat etmeli" dedi.

"MHK'YI SEÇİMLE BELİRLEYELİM"

Yıllardır federasyonun hakemleri baskı altına aldığı, hakem kararlarını büyük takımlar lehine etkilemeye kalktığı, şampiyonu belirlemeye çalıştığı söylentilerinin oluştuğunu aktaran Demirören, "Benim içim çok rahat. Bizim federasyonumuz tamamen şeffaf. O yüzden gelin, Merkez Hakem Kurulu'nu atamayla değil seçimle belirleyelim. Seçimi Genel Kurulumuz yapsın. Kamuoyu önünde ilgilileri bu öneriyi tartışmaya davet ediyorum" diye konuştu.

NAMOĞLU: GURURLU HİZMET

Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Yusuf Namoğlu ise federasyon bünyesindeki 127'si profesyonel, amatörleriyle de yaklaşık 13 bin kulübün sezon sonuna kadar yaklaşık 105 bin müsabaka oynayacağını anlattı. MHK'nin bu organizasyonlara 5 bin kişilik hakem kadrosundan yaklaşık 300 bin hakem ve 80 bin gözlemci görevlendirdiğini aktaran Namoğlu, her defasında güçlüklerin üstesinden yüz akıyla çıkma yeteneği gelişmiş bir camia olmanın, mutluluğu ve gururu ile hizmet sürdürdüklerini söyledi.

TÜRK HAKEMLERİNİN BAŞARI ÇİZGİSİ

Liglerin ikinci devresinin heyecan ve beklentilerin olduğu kadar hassasiyetlerin de en yoğun yaşandığı dönemler olduğuna değinen Namoğlu, bu gerçeklikle futbolun saha içi yönetimini üstlenenlerin taşıdığı sorumluluk, onları gözlemleyen ve denetleyenlerle birlikte daha da artacağını söyledi. Namoğlu, "UEFA Hakem Konvansiyonu'na katılım ile başlayan ve planlanan projelerle yoğunlaşan eğitim sürekliliği sonucunda Türk hakemliğinin ulaştığı başarı çizgisi Avrupa ve Dünya'da kendini kabul ettirmiş, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası'ndan sonra 2014 Dünya Futbol Şampiyonası'nda da başarıyla temsil edilmiştir" dedi.

"TÜRK HAKEMİ İÇİN HAYAL OLMAKTAN ÇIKTI"

Dünya Kupası'nda yarı final müsabakası yönetecek kadar başarılı performans sergilen Cüneyt Çakır, Bahattin Duran ve Tarık Ongun'un herkesi gururlandırdığını anlatan Namoğlu, "Şüphesizdir ki, hakemlerimizin yükselttiği çıta, daha büyük hedeflerin de teminatı olacaktır. Sezon sonunda Avrupa Kupası ya da Şampiyonlar Ligi, 2016 Avrupa Uluslar Kupası veya 2018 Dünya Kupası finalini yönetmek, artık Türk hakemi için hayal olmaktan çıkmıştır" diye konuştu.

"İSTEM DIŞI HATALARIMIZ OLABİLECEKTİR"

Dünya futbolunu yönlendiren ekonomi ve teknoloji birlikteliğinin, yeni sezonlarda çok daha yeni uygulamaların da kaynağını oluşturması gözetilerek, hakemlik kurumunun her türlü yeniliğe açık olması gerekliliğini anlatan Namoğlu, şöyle konuştu:

"Ancak, yenilikler için gereken ön hazırlık süreçleri de dahil, yönetim kurulumuzun desteği ile geleneksel kalıplar dışında, futbolumuzun ve hakemlik kurumunun geleceği adına, radikal karar ve uygulama sorumluluklarını almaktan kaçınmamamız gerektiği de açıktır. Kararlarımızı ve uygulamamalarımızı önceden test etme ilkemize rağmen, çalışmalarımızda hiç şüphe yok ki, istem dışı hatalarımız olabilecektir. Bu noktada futbolun tüm paydaşlarının olduğu gibi, basınımızın uyarılarına ve önerilerine olan ihtiyacımızı da, en samimi duygularımla ifade etmek isterim."

GÜMÜŞDAĞ'DAN DEMİRÖREN'E DESTEK

Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ, futbolun azalan marka değerini artırmak için önemli çalışmalar yaptıklarını anlattı. Murat Ülker'in Demirören'e gönderdiği mektuptan kendisine de geldiğini kaydeden Demirören, "Biz Kulüpler Birliği Vakfı olarak e-bilet ve passolig uygulamasının doğru olduğunu düşünüyoruz. Bu süreçte adaptasyon dönemi gerekiyor. Her geçen gün gelmesini istediğimiz taraftar grubunu Futbol sahasına çekiyor. Futbol sahasında görmek itemediğimiz futbolseverin benimsemediği az sayıdaki taraftar gurubunu da o stattan. O özlem duyduğumuz tabloya dönmesini sağlamak için e-bilet sistemini ve passolig sistemini destekliyoruz" şeklinde konuştu.