Depremde Kaybettiği Umudu 1,5 Ay Önce Buldu - Son Dakika
Güncel

Depremde Kaybettiği Umudu 1,5 Ay Önce Buldu

Depremde Kaybettiği Umudu 1,5 Ay Önce Buldu

Marmara Depremi'nde enkazdan çıkarıldıktan sonra tekerlekli sandalyeye mahkum olan Nagihan Çamur, kendisi gibi bedensel engelli Güven Baş'la hayatını birleştirdi.

16.08.2014 12:33  Güncelleme: 14:19
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Marmara Depremi'nde annesi ve kardeşini kaybeden, enkazdan çıkarıldıktan sonra omurilik felci geçirerek tekerlekli sandalyeye mahkum olan 35 yaşındaki Nagihan Çamur'un hayatı, engelliler derneğine üye olması ve bedensel engelli Güven Baş'la tanışmasıyla değişti.

Depremde üzerine tavanın yıkılmasıyla enkazda kalan, ölümle burun buruna gelen Çamur, 12 kez ameliyat ve rehabilitasyon tedavisi görmesine rağmen, omurilik felci geçirerek, tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.

Mücadele ederek hayata tutunmasını bilen Çamur, engelliler derneğinin etkinliğinde tanıştığı, kendisi gibi omurilik felci geçiren Güven Baş'la 1,5 ay önce evlenerek, mutlu yuva kurdu.

Saraylı Deprem Konutları'nda yaşayan Baş, AA muhabirine, deprem gecesi ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.

O gece ger zamanki gibi ailece yattıklarını, büyük sarsıntı ve yoğun sesle uyandığını, gözlerini açtığında ellerini başının üzerine koyarak, bağırmaya başladığını belirten Baş, "O sırada ışık gördüm, ne olduğunu anlamadım. Çok fazla sallanmadan, evimiz hemen yıkıldı" diye konuştu.

"Tavan üzerime çöktü, öleceğimi hissettim"

Gözünü açtığında etrafın zifiri karanlık olduğunu, aynı odada kaldıkları ablasının kendisine "deprem oldu, Erzincan Depremi'ni hatırla" dediğini aktaran Baş, şöyle devam etti:

"Dışarıya sesimiz gitsin' diye bağırdık. Sadece kolumu oynatabiliyordum. Ben iki büklüm kaldım, üzerimde tavan vardı. Çok fazla kıpırdayamıyordum. Ablam enkaz altında ayağımdan tutmuş. Bana 'ayağın nerede' diye sordu. Bende 'yanda' dedim ama aslında ayağım arkadaymış. Ablam daha sonra bana "ayaklarının kötü durumda olduğunu anladım ama sana söyleyemedim' dedi.

Hem korktum hem de çok fazla beden acısı çektim, kelimelerle anlatamam. Tonlarca ağırlık üzerimdeydi ve kıpırdayamıyordum. Bir saat sonra birileri geldi. Ablama, 'kardeşin çok kötü sıkışmış, çıkamaz' dediler. Ben de 'en azından tavanı üzerimden alın, beni öyle bırakın' dedim. O an korku yoktu, çok acı çekiyordum çünkü. O anda ümidimi kaybettim, 'tamam' dedim, buradan çıkamayacağım. Ölümün eşiğine geldiğinizi o an hissediyorsunuz."

Elleriyle enkazı kazmaya çalıştıklarını, ileriden küçük bir ışık geldiğini anlatan Baş, 2 saat sonra yine birilerinin geldiğini, üzerindeki tavanda boşluk bırakmak için koltuğun ayağını kırdıklarını ve kendisini çekerek dışarı çıkardıklarını kaydetti.

- Depremde annesini ve kardeşini, geçen yıl da babasını kaybetti

Gözlerini açtığında kendisini taksiye bindirdiklerini gördüğünü, taksinin şoföründen hastaneye götürmesini istediğini belirten Baş, "Beni Bolu'ya kadar götürdü, durumum ağır olduğu için hiçbir hastane almadı. Doktorlar omuriliğimin koptuğunu söyledi. Omurilik felci olmuştum" şeklinde konuştu.

Depremde annesi ve erkek kardeşinin öldüğünü belirten Baş, şunları dile getirdi:

"Depremden sonra hayatım tamamen değişti. Yaşayabileceğimi düşünmüyordum. İnsanlara muhtaç şekilde yaşayacağımı sanıyordum, bugünlere gelebileceğimi hiç düşünmüyordum ama mücadele ettim, kendimi bırakmadım. O zamanlar yana bile dönemiyordum. Hep birilerinin yardımıyla ihtiyaçlarımı gideriyordum. 12 ameliyat oldum. Yaklaşık 2 yıl fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavisi gördüm. Gölcük Belediyesi özel hastane ile anlaşmış. Beni o hastaneye yatırdılar.

Depremden sonra 3 ablam evlendi. Babamla yaşıyordum. Babamı da geçen yıl kaybettim. Eşimle, İstanbul'da engelliler derneğinin etkinliğinde tanıştık. Sonra görüşmeye başladık. 1,5 ay önce evlendik. Mutluyuz. Baştan toplum biraz yadırgadı. 'Yapamazsınız' dedi ama biz yapabileceğimize inandığımız için evlendik. Eşim de bedensel özürlü. Birbirimizi tamamlıyoruz. Bütün ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Benim yapamadığımı eşim yapıyor. Ben eşime yardım ediyorum."

Hayatın acılarıyla devam ettiğini, o acıları kabullenmeden hayata tutunulamayacağına dikkati çeken Baş, "Gül de de diken var. Gülün dikeni değil, dikenin gülünü görmek gerekiyor" felsefesine inanıyorum. Bir de kendimi bırakırsam, tamamen muhtaç olacaktım. Yatalak kalacaktım. Yürüyemesem de kendi mücadelemle belli bir seviyeye gelebilirim" görüşünü paylaştı.

Evlat sahibi olmak istiyorlar

Gölcük Engelliler Derneğine üye olduğunu, yaklaşık 6 yıl faaliyetlerine katıldığını ve çok faydasını gördüğünü ifade eden Baş, bu süreçte kendisini yetiştirdiğini, öz güvenin geldiğini, çarşıya gidip işlerimi hallettiğini ve bunların dernek sayesinde olduğunu vurguladı.

"O günlerde bana yapamazsın' diyenler bugün beni görünce çok şaşırıyorlar. 'Sağlam insanın yapamadığını sen yapıyorsun' diyenler de var" ifadesini kullan Baş, evliklerinin iyi gittiğini, evlat sahibi olduklarında daha da mutlu hissedeceklerini vurguladı.

Kendisi gibi engellilere tavsiyelerde bulunan Baş, "Hayattan kendinizi içe doğru çektiğinizde yapayalnız kalıyorsunuz. Bir şekilde hayatın acısını ayaktaki de oturan da çekiyor. Kimsenin içine kapanmaması, dışa yönelip pozitif olması gerekiyor. İnsan mücadele ederse başarıyor, yapıyor. Ben başardım" diye konuştu.

-"Nagihan'ın kendisine öz güveni beni çok etkiledi"

İş kazası sonucu yüksekten düşerek omurilik felci geçiren ancak zor da olsa yürüyebilen Güven Baş da eşiyle engelliler derneğinin pikniğinde tanıştıklarını, birbirlerini beğendiklerini anlattı.

Ankaralı olduğunu ve Nagihan'la 4 sene görüştükten sonra 1,5 ay önce evlenip, Gölcük'e taşındığını belirten Baş, "Beni etkileyen Nagihan'ın kendine öz güveni oldu. Onun hayata bakışı, hayata bağlılığı çok pozitif geldi. Bana manevi olarak çok destek verdi. Hayatımızı birleştirdik. Birbirimize destek oluyoruz. Birbirimizi tamamlıyoruz. çok mutluyuz" değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Depremde Kaybettiği Umudu 1,5 Ay Önce Buldu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement