Dha İstanbul Bülteni - 5 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 5

"İSTANBUL'DAKİ DARBE GİRİŞİMİ" ANA İDDİANAMESİ TAMAM. (1)Fetullah Gülen 1 numaralı şüpheli. 9'u firari 24 sanığın, 6'si general, 17'si de subay.

22.02.2017 17:48
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"İSTANBUL'DAKİ DARBE GİRİŞİMİ" ANA İDDİANAMESİ TAMAM. (1)

Fetullah Gülen 1 numaralı şüpheli. 9'u firari 24 sanığın, 6'si general, 17'si de subay.

89 kişinin ölümünden sorumlu tutulan, Fetullah Gülen ve "Yurtta Sulh Konseyi" üyesi Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu ve Tuğgeneral Eyyüp Gürler'in de aralarında bulunduğu 10 şüpheli hakkında 92'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 174'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor

Darbe gecesinin İstanbul bilançosu iddianameye şöyle yansıdı ;

2'si asker, 5'i polis, 82'si sivil olmak üzere toplam 89 kişi hayatını kaybetti

kolluk görevlileri dahil 719 kişiye karşı hedef gözetmeksizin silahla veya tankla ateş açıldı

685 kişi yaralandı,

148 kişiye karşı yağma ve hürriyeti tahdit eylemi gerçekleşti

-, 214 kişiye ait mal ile kamu malın zarar gördü

Haber: Ümit TÜRK İstanbul/ DHA

15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki ana darbe soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından onaylandı. FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen, 6 general ve 17 subay olmak üzere 9'u firari 24 kişi şüpheli olarak yer aldı. Fetullah Gülen ile "Yurtta Sulh Konseyi" İstanbul Yapılanması"nda yer alan 10 şüpheli hakkında 92'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 174'er yıla kadar hapis cezası talep edildi.

SUÇTAN ZARAR GÖRENLER...

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafında hazırlanan 351 sayfalık iddianamede, İstanbul genelinde darbecilerin ateşiyle hayatını kaybeden 89 isim "maktül" sıfatıyla, olay tarihinde kaçırılmaya teşebbüs edilen 1'nci Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Harp Okulu Komutanı Mesut Özel, Deniz Harp Akademisi Komutanı Tayyar Ertem ve eşi Emel Ertem ile Harp Akademileri Komutanı Tahir Bekircioğlu ise müşteki olarak yer aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı, Doğan Şirketler Grubu Holding, Dijitürk Genel Müdürlüğü, Casper Bilgisayarlar Sistemi Anonim Şirketi de "suçtan zarar görenler" sıfatıyla yer aldı.

89 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ... 719 KİŞİYE ATEŞ EDİLDİ...

İddianamede İstanbul'da darbe girişimine katılan askerlerin ateş açması sonucu 2'si asker, 5'i polis, 82'si sivil olmak üzere toplam 89 kişinin hayatını kaybettiği, kolluk görevlileri dahil 719 kişiye karşı hedef gözetmeksizin silahla veya tankla ateş açıldığı ve 685'inin yaralandığı, 148 kişiye karşı yağma ve hürriyeti tahdit eylemi gerçekleştiği, 214 kişiye ait mal ile kamu malının zarar gördüğü tespitlerine yer verildi.

FİRARİ ŞÜPHELİLER...

İddianamede, FETÖ elabaşısı Fetullah Gülen 1 numaralı şüpheli, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Albay Ahmet Zeki Gerehan, Kurmay Albay Onur Özden, Kurmay Albay Rıfkı Keser, Kurmay Albay Uzay Şahin, Kurmay Yarbay İrfan Arat, Kurmay Yarbay Engin Durmaz ve Kurmay Binbaşı Mehmet Murat Çelebioğlu hakkında yakalama kararı bulunan firari şüpheli olarak yer alıyor.

TUTUKLU ŞÜPHELİLER...

İddianamede, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Erdal Öztürk, Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Yüksel Durak, Kurmay Albay Ahmet Gümüş, Kurmay Albay Mehmet Kapan, Kurmay Albay Muzaffer Düzenli, Kurmay Albay Müslüm Kaya, Kurmay Albay Nebi Gazneli, Kurmay Albay Ömer Faruk Özköse, Kurmay Albay Sadık Cebeci, Kurmay Yarbay Şakir Çınar, Kurmay Yarbay Fatih Karakaya ve Kurmay Binbaşı Murat Yanık tutuklu şüpheli olarak bulunuyor.

İDDİANAME MAHKEMEYE GÖNDERİLDİ...

Başsavcıvekili İsmail Uçar'ın onayladığı iddianame ile birlikte 72 klasör evrak İstanbul 14 Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Mahkeme heyeti, 15 gün içerisinde iddianamenin kabulü veya reddi yönünde bir karar vermesi bekleniyor. İddianamenin kabulü halinde şüphelilerin önümüzdeki günlerde yargılanmasına başlanacak.

ATFEDİLEN SUÇLAMLAR...

FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen hakkında ; "Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, (7) kez olmak üzere bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, (82) kez olmak üzere tasarlayarak bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle kasten öldürme, (2 kez) cebir kullanarak, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfus kötüye kullanılmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs etme, (2 kez) cebir kullanmak suretiyle gece vakti, silahla, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ve birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığını ihlal etme, (2 kez) cebir kullanmak suretiyle gece vakti, silahla, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ve birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığını ihlal etme, silahlı terör örgütü kurmak, kara ulaşım araçlarının alıkonulması ( 4 kez), hava ulaşım araçlarının alıkonulması (2 kez), gece vakti, cebir kullanmak suretiyle, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işyeri dokunulmazlığını ihlal ( 2 kez), haberleşmenin engellenmesi, işyeri dokunulmazlığını ihlal, (7) kez olmak üzere silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi" suçlarından 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

DARBECİ ASKERLERE 3'ER KEZDEN 92'ŞER KEZE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ...

Şüpheliler Tümgeneral Fethi Alpay, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit, Tuğgeneral Özkan Aydoğdu, Tuğgeneral Eyyüp Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık hakkında da aynı suçlardan ayrı ayrı 92 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 56 yıldan 174 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istenen iddianamede, şüpheliler Engin Durmaz, Mehmet Kapan ve Fatih Karakaya hakkında 47 kez, şüpheli Sadık Cebeci hakkında 17 kez, şüpheliler Nebi Gazneli, Müslüm Kaya hakkında 6 kez, şüpheliler Şakir Çınar, Rıfkı Keser, İrfan Arat, Ömer Faruk Özköse, Ahmet Gümüş, Erdal Öztürk ve Yüksel Durak hakkında ise 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep edildi.

YURTTA SULH KONSEYİ İSTANBUL YAPILANMASI...

İddianamede, İstanbul ilindeki darbe girişimi faaliyetlerini öncesinde yaptığı toplantılarla planlayan, görev taksimatı yapan, kontrol altına alınacak bölgeleri belirleyen, "Yurtta Sulh Konseyi İstanbul Yapılanması"nın; Fethi Alpay, Mehmet Nail Yiğit, Özkan Aydoğdu, Eyyüp Gürler, Muzaffer Düzenli, Uzay Şahin, Onur Özden, Ahmet Zeki Gerehan, Mehmet Murat Çelebioğlu ve Murat Yanık isimli şüphelilerden oluştuğu vurgulandı.

=============================

"İSTANBUL'DAKİ DARBE GİRİŞİMİ" ANA İDDİANAMESİ TAMAM. (2)

İddianamede 2003 yılına kadar FETÖ ile iltisaklı olduğu tespit edilen 400 subay-astsubayın ihraç edildiği, ancak 2003 yılından sonra bu ihraçların durduğuna, ardından Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi kumpasa dayalı davalar aracılığıyla FETÖ mensubu olmayan ve örgütün kritik konumda gördüğü birçok askeri personelin tasfiye edildiği görüşüne yer verildi.

Ümit TÜRK, İstanbulDHA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede darbe girişimine ilişkin, sıkı yönetim direktifinin, Personel Planlama Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç tarafından 21.30'da "Harekat Yıldırım" adı altında, "Yurtta Sulh Konseyi Başkanı" imzası ile tüm askeri birliklere gönderildiği belirtildi. Gönderilen direktifte sıkıyönetim ilanı ile birlikte atama listesinin de belirlendiği, buna göre Genelkurmay Başkanı dahil tüm komuta kademesi ile MİT Müsteşarı ve bazı bakanlık müsteşarlarına kimlerin atanacağı belirtildi.

DARBE GİRİŞİMİ 42 SAAT SONRA BASTIRILDI

İddianamede, İstanbul'da 15 Temmuz günü 22.10'da Boğaz köprülerinin kesilmesiyle başlayan ve ertesi gün 13.00'a kadar süren tüm olaylar dakikası dakikasına anlatıldı. Darbe girişiminin tam olarak Genelkurmay Başkanlığ'ndan yapılan açıklamaya göre 17 Temmuz saat 16.00'da bastırıldığının açıklandığı vurgulandı.

DARBE GİRİŞİMİ FETÖ'NÜN SON HAMLESİYDİ

İddianamede darbe girişiminin, devletin etkin mücadele kararı almasından sonra sosyal ve ekonomik anlamda zayıflayan Fetullahçı Terör Örgütü'nün, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan mensupları aracılığıyla son bir hamlesi olarak değerlendirildi.

2003'TEN SONRA FETÖ MENSUBU ASKER İHRAÇLARI DURDU... TASFİYELER BAŞLADI...

FETÖ'nün 1984 yılından 2014 yılına kadar TSK içerisinde yuvalanmaya çalışıldığı belirtilen iddianamede, 1987'den itibaren FETÖ ile iltisaklı olduğu tespit edilen 400 subay-astsubayın ihraç edildiği ancak 2003 yılından sonra ise ihraçların gerçekleşmediği kaydedildi. Bu tarihten sonra da Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi kumpasa dayalı davalar aracılığıyla FETÖ mensubu olmayan ve örgütün kritik konumda gördüğü birçok askeri personelin tasfiyesi gerçekleştirilerek, TSK içerisindeki yapılanmanın hız kazandığı anlatıldı.

"TSK İÇİNDE TEDBİR GELİŞTİRİLEMEDİ"

İddianamede FETÖ'nün en önem verdiği kurumun TSK olduğu belirtilerek, "Devlet polis okulları ve polis akademisinde tedbir alırken harp okulları ve harp akademilerinde bu gruba yönelik herhangi bir tedbir geliştirilememektedir" denildi.

UYUYAN HÜCRELER

İddianamede FETÖ'nün TSK içerisinde kümelenen uyuyan hücrelerine de dikkat çekildi. Darbe girişimine katılmayan ancak örgütün kriptolu haberleşme uygulaması Bylock'u kullanan 800 personelin varlığının tespit edildiği, bunlardan 500'ünün ise darbe girişimine iştirak etmediklerine dikkat çekilerek, bu kişilerin darbenin başarısız olmaları durumunda ikinci bir darbe girişiminde kullanılmak üzere uyuyan hücreler olarak bekletildikleri tespitine yer verildi.

ALTAN KARDEŞLER İLE NAZLI ILICAK'IN İSMİ DE İDDİANAMEDE...

İddianamede "Terör örgütünün darbe girişimine iştirak eden medya unsurları" bölümünde, Ahmet Altan ile kardeşi Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'a da yer verildi. 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce katıldıkları bir televizyon programında, darbe çağrışımıyla subliminal mesaj içeren söylemlerde bulundukları iddiasıyla tutuklanan Altan kardeşler ile Nazlı Ilıcak'ın çeşitli tv programları ile köşe yazılarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldıkları ve darbe ile yönetimden indirileceği yolunda imalarda bulundukları iddia edildi.

===============================

"İSTANBUL'DAKİ DARBE GİRİŞİMİ" ANA İDDİANAMESİ TAMAM (3)

Haber: Ümit TÜRK İstanbul/ DHA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yürütülen ana darbe iddianamesinde, darbeci askerlerden İl Jandarma Komutanı Gürcan Sercan'ın, Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit ile birlikte darbe girişiminden bir gün önce Atatürk Havalimanı'nın krokisini incelediği ortaya çıktı.

DARBEDEN BİR GÜN ÖNCE ATATÜRK HAVALİMANI'NIN KROKİSİ ALINDI

İddianamede, Atatürk Havalimanı Jandarma Bölük Komutanı Üsteğmen E.Ç'nin savcılıkça alınan ifadesine de yer verildi. Üsteğmen ifadesinde, 14 Temmuz 2016'da İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan ile 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit'in çay içmek maksadıyla bölüğe geldiğini, ancak kendisine Atatürk Havalimanı'na ait krokinin olup olmadığını sorduklarını, kendisinin de krokinin olduğunu söyleyerek makam odasında bulunan krokiyi getirttirdiğini anlattı. Üsteğmen ifadesinde Gürcan Sercan'ın kroki üzerinde devlet konuk evinin, dış hatların, iç hatların, giriş ve çıkışların nerede olduğunu, kaç kontrol kulesinin olduğunu sorduğunu, kendisinin de cevap verdiğini söylediğini anlattı. Üsteğmen ifadesinde, İl Jandarma Komutanı Gürcan Sercan'ın kendisine "sen bize iki çay söyleyip çıkabilirsin" dediğini, daha sonra kendilerine iki çay söylediğini ve odada Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit ile 20-25 dakika boyunca baş başa görüştüklerini söyledi.

ORGENERAL ÜMİT DÜNDAR'IN KAÇIRILMASINA TEŞEBBÜS

Olay tarihinde 1'nci Ordu Komutanlığı görevini yürüten Orgeneral Ümit Dündar, iddianamede müşteki olarak yer aldı. Darbeci askeri kanat tarafından hazırlanan sözde atama listesine göre Dündar'ın mevcut görevine son verilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görevlendirileceği kaydedildi. Şüpheli Eyüp Gürler'in Dündar'ı kaçırmak için bir grup askerle 22.30'da Fenerbahçe Orduevi'ne gittiği konuta gittikleri ve içeriye girerek Dündar'ı aradıkları ancak bulamadıkları belirtildi. Dündar'ın ise kendisini kaçırmaya gelen darbeci askerlerden, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın 15 dakika önce telefonla haber vermesi üzerine kurtulduğu kaydedildi. Darbeci askerlerin birbirlerine WhatsApp üzerinden sık sık Ümit Dündar'ın yerini sorduğu belirtildi.

"YURTTA SULH BİZİZ" WATSAPP GRUBUNUN KURULMASI...

İddianamede şüpheli Murat yanık ifadesinde, şüphelilerden Mehmet Murat Çelebioğlu'nun darbe faaliyetinin başlamasıyla birlikte aktive edilecek, personel arasında irtibat ve koordinasyonu sağlayacak bir WhatsApp grubu kurması talimatı verdiği ve darbe girişiminin başlamasıyla birlikte söz konusu şüpheli tarafından "Yurtta Sulh Biziz" isimli whatsApp grubu kurulduğunu söylediği kaydedildi.

================================

SU KUYUSUNDA KADIN CESEDİ BULUNDU

Haber - Kamera: Uğur AYAZSIN-Cengiz ÇOBAN/ İstanbul DHA

Pendik'te metruk bir evin önündeki 23 metrelik su kuyusunda kadın cesedi bulundu. 52 yaşındaki Nigar Deli'ye ait cesedin yaklaşık 5 aydır kuyuda olduğu belirlendi. Ceset, incelemelerin ardından adli tıpa gönderildi.

Ceset, Pendik Ertuğrul Gazi Mahallesi Orman Caddesi'nde bulunan metruk bir evin bahçesindeki 23 metrelik su kuyusunda bulundu.

Bir vatandaşın ihbarı üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Polisler, yaptığı incelemede kuyuda ceset olduğunu tespit etti. Ekipler caddeyi iki yönlü trafiğe kapattı ve bölgede güvenlik önlemi aldı.

CESET KUYUDAN ÇIKARTILDI

Daha sonra olay yerine itfaiye ekipleri geldi. Bir itfaiye eri özel kıyafetler giyip maske takarak kuyuya indi. Kuyudaki kadın cesedini ipe bağladı ve kadının çantasını alarak kuyudan çıktı. Ardından kadının çürümüş haldeki cesedi de kuyudan çıkartıldı.

YAKLAŞIK 5 AYDIR KUYUDA

Yapılan ilk incelemede 52 yaşındaki Nigar Deli'ye ait cesedin yaklaşık 5 aydır kuyuda olduğu belirlendi. Deli'nin çantasından para, telefon ve kişisel malzemeler çıktı. Ceset, yapılan incelemenin ardından adli tıpa gönderildi. Polis olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlattı.

Görüntü Dökümü:

--------------------------

-Kuyu

-Polis ve itfaiye ekipleri

-Yapılan çalışma

-Çevredekiler

-Cesedin çıkarılması

-Polisin çalışması

-Güvenlik önlemleri

-Maskeli özel kıyafetli itfaiye

- İtfaiye erinin kuyuya girip çıkması

-Nigar Deli'ye ait çanta

-Genel ve detay

22.02.2017 - 17.18 Haber Kodu : 170222165

============================

BAR VE EĞLENCE MERKEZLERİNE SAHTE İÇKİ SATACAKLARDI

Haber: Süleyman KAYA Kamera: İbrahim AKTÜRK/İSTANBUL,

Fatih'te, bar ve eğlence merkezlerine sahte içki satıldığı yolundaki bir ihbar üzerine harekete geçen polis, bir işhanına baskın yaptı. Satışa hazır yüzlerce sahte içki ele geçiren polis, 5 kişiyi gözaltına aldı.

Fatih Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Büro Amirliği'ne bağlı ekipler, bar ve eğlence merkezlerine sahte içki satıldığı ihbarı üzerine çalışma başlattı. Tahtakale, boş işhanının bodrum katında sahte içki üretildiğini tespit eden polis, şüpheli şahısları takibe aldı. Çevredeki geniş güvenlik önlemi alan polis, iş hanına baskın yaptı. Satışa hazır yüzlerce şişe sahte viski, rakı ve votka ele geçiren polis, 5 kişiyi gözaltı aldı. Şüpheliler sorgulanmak üzere polis merkezine götürüldü.

Görüntü Dökümü:

--------------

-İçki şişelerinden görüntüler

-Muhabir anonsları

-Sahte içkinin bulunduğu depo

-Polis ekiplerinin sahte içkileri incelemesinden görüntü

-Kullanılmayan iş hanındaki çöpler

-İş hanından detay görüntüler

-Genel görüntüler

22.02.2017 - 16.06 Haber Kodu : 170222138

==========================

SAVCILIK, HAKEM DENİZ BİTNEL HAKKINDA TAKİPSİZLİK VERDİ

Haber: Ümit TÜRK İstanbul/ DHA

Olaylı Galatasaray- Trabzon spor maçı sonrası yapılan şikayet üzerine soruşturma başlatılan hakem Deniz Ateş Bitnel hakkında savcılık, "Hakemin suç teşkil eden kasıtlı bir davranışının olmadığını" belirterek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi.

Türk Telekom Arena Stadı'nda 21 Şubat Pazar akşamı oynanan ve 4 kırmızı kartın çıktığı Galatasaray - Trabzonspor maçı hakemi Deniz Ateş Bitnel hakkında şike ve bahis iddialarına ilişkin yapılan suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma tamamlandı. Bitnel hakkında, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veren savcılık, şikayete konu müsabakada, hakemin suç teşkil eden kasıtlı bir davranışının ya da ciddi ve belirgin bir yanılsamasının tespit edilemediğini belirtti.

ŞİKE, BAHİS TESPİT EDİLEMEDİ

Takipsizlik kararında, Bitnel'in şike ya da bahis oynadığını gösteren herhangi bir delilin bulunmadığı belirtilerek, "Müştekinin soyut beyanları dışında herhangi bir delilinin olmadığı, televizyonda müsabakayı seyretmesi sırasında gördüğü pozisyona hakemin verdiği kararın aykırı olduğu gerekçesiyle bu sonuca vararak şikayette bulunduğu" anlatıldı.

"VERİLEN HER YANLIŞ KARARIN..."

Çalınan pozisyonların, verilen kararların isabet derecesinin, tecrübesi bilgisi sabit kişilerce yapılan yorumlarda bile farklılık gösterebildiği değerlendirilen kararda, "Hakemlerce verilen her yanlış ya da kişinin bakış açısına göre değişen kararlar nedeniyle 'şike olduğu, başka suçu oluşturduğu' yorumuna ulaşılması spor camiasıyla birlikte birçok kurum ve kişiyi zan altında bırakacaktır" denildi.

"CEZA HUKUKUNUN DEĞİL SPOR DİSİPLİNİNİN ALANINA GİRER..."

Savcılık ayrıca ilgili gözlemcilerin de bu konuda herhangi bir rapor sunmadıklarına dikkat çekerek, o anki görüş muhakemesinin, kararı verenin mesleki yeterliliği ile alkalı olduğu, bu hususun da ceza hukuku alanına değil, spor disiplin hukuku alanına girdiği vurgulandı.

"VERDİĞİ KARARLARIN ARKASINDA"

Kararda, Deniz Ateş Bitnel'in soruşturma kapsamında alınan savunmasına da yer verildi. Söz konusu maçla ilgili verdiği kararların arkasında olduğunu belirten Bitnel'in, mevzuat ve mesleki tecrübesi çerçevesinde bu kararları verdiğini söylediği belirtildi. Şike ve bahis iddialarının tamamen asılsız olduğunu belirten Bitnel'in, maçın yan hakemleri hakkında yaptığı röportaj haberinin ise doğru olmadığını savundu. Kimseye röportaj vermediğini belirten Bitnel'in, gittiği bir arkadaş ortamında uğradığı haksızlıkları anlattığı bunun da röportaj gibi yansıtıldığı, bu kişiler hakkında da dava açtığını söylediği belirtildi.

"EŞİM VE OĞLUM ZOR DURUMDA KALDI"

Bitnel'in savunmasında, çıkan haberler üzerine eşinin işte, oğlunun da okulda zor duruma düştüğünü, eşinin daha onra işi bırakmak zorunda kaldığını anlattığı belirtildi.

ŞİKAYETÇİ AVUKAT, KARARA İTİRAZ EDECEK

Bitnel hakkında suç duyurusunda bulunan İstanbul Barosu avukatlarından Ortak Değer Trabzon Platformu Başkanı Osman Erusta, savcılığın takipsizlik kararına itiraz edeceklerini söyledi. Kararın mevzuata ve hakkaniyete uygun gerekçelerle olmadığını savunan Erusta, "Deliller tamamen değerlendirilmeden eksik incelemeyle takipsizlik kararı verildiğini düşünüyorum" dedi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Suç duyurusu dilekçesinde hakem Bitnel hakkında "Futbol ve diğer spor müsabakalarında bahis ve şahıs oyunları düzenlenmesi hakkında ki kanuna muhalefet, Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanuna muhalefet, görevi ihmal, görevi kötüye kullanma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama" suçlarından dava açılması istenmişti.

======================

LİSELİ ELİF'İN ÖLÜMÜNE 18 BİN 200 LİRA CEZA VERİLEN SANIĞIN AVUKATI: ALT SINIRDAN UZAKLAŞILARAK HÜKÜM KURULDU

*16 yaşındaki lise öğrencisi Elif Dağyeli'ye aracıyla çarpıp kaçarak ölümüne sebep olduğu gerekçesiyle yargılanan sürücü Fatih Yalkın 18 bin 200 lira adli para cezasına çarptırıldı.

*Cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verildiğini ifade eden sanık avukatı kararın kaldırılmasını talep ederek istinaf başvurusunda bulundu.

Haber: Arzu KAYA, İstanbul DHA

Sancaktepe'de köpeğini gezdiren 16 yaşındaki lise öğrencisi Elif Dağyeli'ye aracıyla çarpıp kaçarak ölümüne sebep olduğu gerekçesiyle sürücü Fatih Yalkın'ın 18 bin 200 lira adli para cezasına çarptırılmasının gerekçesi açıklandı. Sanık avukatı cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etti.

KONTROLSÜZ HIZLA GEÇTİ, YOLUNA DEVAM ETTİ...

Anadolu 36. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, Fatih Yalkın'ın 24 Kasım 2015 tarihi saat 00.30 sıralarında Sancaktepe'de karşıdan karşıya geçmek isteyen Elif Dağyeli'ye aracıyla çarptığı belirtildi. Kararda sürücü Yalkın'ın hızını düşürmediği, muhtemel yaya hareketlerine karşı hazırlıklı bulunmadığı, klakson çalarak uyarmadığı, fren tedbirine başvurmadığı gerekçesiyle asli kusurlu bulunduğu ifade edildi.

18 BİN 200 LİRA 12 TAKSİTTE ÖDENECEK

Tedbirsiz ve dikkatsizlik sonucu Elif Dağyeli'nin ölümüne neden olduğu kaydedilen Yalkın'ın "Taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet verme" suçundan önce 2 yıl 6 ay hapisle cezalandırılmasına karar veren mahkeme, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık gibi gerekçelerle hapis cezasını günlüğü 20 liradan 18 bin 200 lira adli para cezasına çevirdi. Sanığın 12 eşit taksitte ödemesine hükmeden mahkeme, Yalkın'ın ehliyetine de 6 ay süreyle el konulmasına karar verdi.

"ALT SINIRDAN UZAKLAŞILARAK HÜKÜM KURULDU"

Gerekçeli kararın ardından sanık Fatih Yalkın adına istinaf başvurusunda bulunan avukatı Mustafa Gökhan Öncül, kazada ölen Elif Dağyeli'nin Adli Tıp Kurumu'nca asli kusurlu belirlendiğini ifade ederek, "Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporu dikkate alındığında müteveffa Elif Dağyeli'nin meydana gelen trafik kazasında asli kusurlu olması nedeniyle sayın mahkemenin alt sınırdan uzaklaşarak hüküm kurması yasalarımıza ve hukuka aykırı olduğundan müracaat zorunluluğu hasıl olmuştur" cümlelerini kullandı. Yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep eden avukat Öncül sanığın kusur durumuna ilişkin farklı raporların bulunduğunu da belirterek yeniden bilirkişi inceleme yapılmasını istedi.

İDDİANAMEDEN

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sürücü Fatih Yalkın'ın 24 Kasım 2015 günü aracıyla Sancaktepe Sarıgazi Mahallesi Atatürk Caddesi'nde ilerlerken yolun karşısına geçmeye çalışan Elif Dağyeli'ye çarparak ölümüne neden olduğu anlatıldı. Yalkın'ın kazadan sonra durmadan yoluna devam ettiği belirtilen iddianamede, polis ekipleri tarafından yapılan incelemede olay yerine düşen parçalarından aracın marka ve modelinin tespit edilerek şüphelinin adres ve kimliğinin belirlendiği ifade edildi. Fatih Yalkın hakkında "Bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Olaydan 3 gün sonra teslim olan Yalkın çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılmıştı. Serbest kalmasına itiraz edilen Yalkın hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmıştı. 5 Aralık 2015'te tutuklanan Yalkın, 20 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilmişti.

Görüntü Dökümü: (ARŞİV)

-----------------

-şüphelinin gözaltına alınıp emniyete getirilmesi

-Genç kızın fotoğrafı

22.02.2017 - 16.47 Haber Kodu : 170222145

================================

AKİT'İN "ATATÜRK'ÜN HATIRASINA ALENEN HAKARET" DAVASI..

AKİT TV yayınlarından ve programlarından sorumlu müdür olan tutuksuz sanık Ali Özken duruşmaya katılmadı, avukatı da mazeret bildirdi. 9'u 5 geçe başlamasına karar verilen duruşma saat 9.30'da başladı.

Serpil KIRKESER, İstanbulDHA

Atatürk'ün ölüm yıl dönümünde "Zulüm 1938'de son buldu" başlığıyla Akit TV'nin televizyonunda yayınlanan haberle ilgili açılan davanın ilk duruşması yapıldı.

DURUŞMA SAAT 9.30'DA BAŞLADI

Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya AKİT TV yayınlarından ve programlarından sorumlu müdür olan tutuksuz sanık Ali Özken katılmadı. Mahkeme hakimi Tijen Özay, sanık Ali Özken müdafinin mazeret dilekçesi sunduğunu açıkladı. 9'u 5 geçe başlamasına karar verilen duruşma saat 09.30'da başladı.

İSTANBUL VALİLİĞİ İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ DE ŞİKAYETÇİ

İstanbul, Ankara, Adana, Sakarya, İzmir, Aydın, Denizli ve Sakarya Barosu'nun Avukatları, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) avukatları, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Birleşik Kamu İşgörenleri Sendikaları Konfederasyonu, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası, İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü ve Türkiye Emekli Subaylar Derneği üyeleri duruşmada müşteki olarak hazır bulundu.

ATAMIZIN ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ TÜRK MİLLETİ ADINA BİR YAS GÜNÜDÜR

Aydın Barosu Başkanı Avukat Gökhan Bozkurt ise "Atamızın ölüm yıldönümü Türk milleti adına bir yas günüdür. Sanığın paylaşımlarının Türk halkı üzerinde yaptığı ayrımcılık ve etki göz önünde bulundurularak cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.

SANIĞIN ÜST SINIRDAN CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ

Ankara Barosu Başkanlığı adına Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hamit Baykara şikayetinde hakaretin yanında sövgüye dayalı ifadeler yer aldığını, ulusun ortak değerlerine saldırıldığını belirterek sanığın üst sınırdan cezalandırılmasını istedi.

"DAVAYA KATILMAMIZ ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİNDEN GELMEKTEDİR"

Sakarya Barosu Başkanı Zafer Kazan, "Söz konusu davaya katılmamız avukatlık kanunundan değil Atatürk'ün gençliğe hitabesinden gelmektedir. Yapılan hakaret Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasına karşı yapılmıştır, bu milletin ortak değerlerine ve temeline karşı işlenmiş bir eylem söz konusudur. Üst sınırdan cezalandırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

"MUSTAFA KEMAL ATATÜRK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN SEMBOLÜDÜR"

İzmir Barosu Başkanlığı adına konuşan avukat Cemil Öz ise şunları söyledi: "Söz konusu yayında Mustafa Kemal'in adı Kamal olarak bilerek yanlış yazılmıştır. Atatürk halkına zulüm eden bir zalim olarak nitelendirilerek açıkça hatırasına hakaret edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin sembolüdür. Ona yönelmiş olan hakaretler ve saldırılar Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerine yöneliktir. Sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını talep ediyoruz."

"TÜRK MİLLETİNE YAPILMIŞ BİR HAKARETTİR"

Atatürkçü Düşünce Derneği(ADD) Genel Merkezi adına Kutlay Altuğan, "Sanık tarafından yapılan hakaret yüce Türk Milletine yapılmış bir hakarettir. Bu itibarla sanığın en üst seviyeden cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi

EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ : İSNAT EDİLEN SUÇ SABİTTİR, ŞİKAYETÇİYİZ

İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü adına konuşan avukat Fatma Akar sanığa isnat edilen suçun sabit olduğunu, şikayetçi olduklarını belirterek davaya katılma talebinde bulundu.

CHP: TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN VE PARTİMİZİN KURUCU BAŞKANINA HAKARET ETMİŞTİR

Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan avukat Zeynep Gönenç Parmaksızoğlu, "Sanık eyleminde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve partimizin kurucu başkanına hakaret etmiştir. Sanığın cezalandırılmasını istiyoruz diye konuştu.

DURUŞMA ERTELENDİ

Sanık vekili avukat Ali Pacci'nin mazeretinin kabulüne karar veren mahkeme, dinlenmeyen müştekilerin dinlenmesi için duruşmayı Haziran'a erteledi.

İDDİANAME

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Akit TV isimli televizyon kanalında 10 Kasım 2015'te Atatürk'ün ölüm yıldönümünde "Zulüm 1938'de son buldu" başlığıyla haber yayınlandığı anlatıldı. Haberin ardından Atatürk'ün hatırasına alanen hakaret işlendiğine bahisle çok sayıda ihbar dilekçesinin savcılığa gönderildiği ifade edilen iddianamede, haber programının bir bütün olarak ele alındığında haber verme ve eleştiri sınırlarının aşıldığı belirtildi. Atatürk'ün hatırasına alanen hakaret edildiğinin anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, sanık Ali Özken hakkında "Atatürk'ün hatırasına alanen hakaret" suçundan 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Duruşma bittikten sonra tüm barolar adına açıklama yapan İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Necmi Şimşek yaptığı basın açıklamasında, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurtarıcısı ve kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik, giderek yoğunlaşan ve üzülerek ifade etmemiz gerekir ki iktidar sahibi olan partinin milletvekilleri ve yöneticileri tarafından da,açıkça ve fütursuzca yapılan saldırılar,adeta sistematik bir biçimde devam etmekte,bazı yazılı ve görsel basın organları, bu sinsi mücadelenin tetikçiliğini yapmaktadır.

Ulu Önderimiz Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve Cumhuriyetimize anlam ve mana katan devrimlerine sahip çıkma kararlılığında olan bizler,bu saldırılara ve saldırganlara ölünceye kadar karşı duracağız.Şu husus herkes ve her kesim tarafından iyi blinmelidirki, hiçbir güç bizleri bu azim ve kararlılığımızdan asla vazgeçirmeyecektir. Yüzyıllardır,aynı topraklarda,aynı kültür, örf ve adetlerle kardeşçe yaşamış olan Türk toplumunu,hiçbir güç bölemeyecek ve parçalayamayacaktır. Toplumumuzu bizler ve onlar olarak ikiye bölmek isteyen, hainler, bu emellerine asla kavuşamayacaklardırö dedi.

Görüntü Dökümü:

------------------------

Avukat Necmi Şimşek'in konuşması

Genel ve detaylar

22.02.2017 - 17.32 Haber Kodu : 170222171

=========================

"FUTBOLDA ŞİKE DAVASI"NIN ÜÇÜNCÜ DURUŞMASI SÜRÜYOR

Yüksel KOÇ/ İSTANBUL DHA

FETÖ/ PDY'nin "Futbolda şikeö soruşturmasında kumpas kurduğu iddiasıyla 15'i tutuklu 108 sanık hakkında 35 yıldan 85 yıla kadar hapis cezası istemiyle aılan davanın üçüncü duruşması sorgularla devam ediyor. Sorgusu yapılan tutuksuz sanık gazeteci Ekrem Açıkel, bir terör örgütü üyesi olarak duruşmada bulunmaktan büyük üzüntü duyduğunu söyledi.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde bulunan salonda görülen, 15'i tutuklu 108 sanıklı davanın bugünkü duruşmasına, 14'ü tutuklu 33'ü tutuksuz 47 sanık ile bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Duruşmanın sabah yapılan oturumunda, tuttuğu rapor ile şike soruşturmasının başlamasına neden olan tutuklu polis memuru Lokman Yanık'ın sorgusu yapıldı. Sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Mehmet Baransu, Hidayet Karaca'nın da aralarında bulunduğu diğer tutuklu sanıklar, hazırlanmadıklarını belirterek savunma için süre istediler.

Duruşmanın öğleden sonra yapılan oturumuna, tutuksuz sanık gazeteci Mahmut Ekrem Açıkel'in sorgusu ile başlandı. Burada bir terör örgütü üyesi olarak bulunmaktan derin bir üzüntü duyduğunu belirterek sözlerine başlayan Açıkel, "Hiçbir dönem bir FETÖ kuruluşunda çalışmadım, çalışmayı aklımdan bile geçirmedim. İşsizken bile çalışmadım. FETÖ bağlantılı hiçbir eğitim kurumunda eğitim görmedim. FETÖ iddialarını kesinlikle reddediyorumö dedi.

Polis adliye muhabirlerinin mecburen güvenlik ve hukuk camiasıyla iletişim içinde olduğunu söyleyen Açıkel, "O gün ben de bilgi almaya çalıştım. 19 Nisan 2016 tarihinde de ben gözaltına alındım. Sabah saat 07.00'da sağlık kontrolü için Haseki Hastanesi'ne götürüldüğümde birlikte çalıştığım meslektaşlarım önceden öğrenip oraya gelmiş. Oysa o soruşturma ve operasyon gizliydiö dedi.

"Şike operasyonunu attığım bir tweet nedeniyle önceden bildiğim iddia ediliyorö diyen Açıkel, "O tweet ile kastım, seçimden sonra peş peşe KCK ve benzeri operasyonlardır. Bu operasyonları kast ederek o tweeti attım. Öğrendiğimde televizyonu açtım. Aziz Yıldırım'ın Vatan'a gidişi canlı yayınlanıyordu. Eğer önceden haberim olsaydı, aracımı önceden belirler, oraya gider o canlı yayını ben yapardım. Ben ilk bağlantımı Mehmet Ali Birand'ın talimatıyla CNN Türk'e yaptım. Benim ilk yayınım Kanal D ve CNN Türk, öğlen bülteninde oldu. Ben soruşturmalarla ilgili teknik ve fiziki takip görüntüsü yayınlamadım. Teknik ve fiziki takip görüntüsünü bazı gazeteler 3-4 Temmuz tarihinde yayınladı. Önceden haber alsaydım, 17-25 Aralık tarihinde büyük haberlere imza atardımö dedi.

Açıkel, 3 Temmuz operasyonunu, operasyon öncesi sanıklardan Mutlu Ekizoğlu'dan telefondan öğrendiğine ilişkin iddiaları kabul etmedi. Hakkındaki adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağına ilişkin kararının kaldırılmasını ve duruşmalardan vareste tutulmasını isteyen Açıkel, suçsuz olduğunu belirterek beraatine karar verilmesini istedi.

Duruşmada hazır bulunan diğer tutuksuz sanıklar hazır olmadıklarını belirterek süre istediler. Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, duruşmaya yarın sabaha kadar ara verdi.

======================================

ATATÜRK HAVALİMANI'NDA RADAR ARIZASI

Haber-Kamera: Murat ÇAKIR - Faik KAPTAN/ İSTANBUL DHA

Atatürk Havalimanı'nda hava trafik kontrol sisteminde radar arızası meydana geldi.

Saat 16.25'ten itibaren havalimanına uçak inişleri ve kalkışları durduruldu. Yaklaşık 30 dakika süren radar arızasının giderilmesinin ardından Atatürk Havalimanı yeniden hava trafiğine açıldı. Arızanın neden meydana geldiğiyle ilgili teknik ekipler çalışma başlattı. Arıza nedeniyle havada olan uçaklar tur atmak zorunda kalırken kısa süreli gecikmeler yaşandı.

========================================

TARİHİ ÇINAR AĞACI TAHRİBATINA SUÇ DUYURUSU

Haber-Kamera: İhsan DÖRTKARDEŞ/ İSTANBUL DHA

Silivri'de yaklaşık 400 yıllık çınar ağacı kimliği belirlenemeyen kişi veya kişilerce tahrip edildi. Belediye bu kişilerin bulunabilmesi için suç duyurusunda bulunurken, ağactaki tahribatı önlemeye yönelik çalışma başlatıldı.

Silivri'ye bağlı Ortaköy'de kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce yaklaşık 400 yıllık bir çınar ağacının gövdesi testereyle oyuldu. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerini harekete geçirerek, tahrip edilen çınarda ağaç restorasyonu başlattı.

Silivri Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri öncelikle mantar ilacıyla ağacın içini yıkayarak, steril hale getirdi. Aşı macunuyla sıvanarak havayla teması kesilen ağaç kovuğunun içi dolgu malzemesiyle dolduruldu. Üzeri ince gözenekli krom tel ile çevrelenen ağaç için yapay doku oluşturuldu. Zarar gören ağaç dokularının tedavisi sağlanarak, ağaç restorasyonu tamamlandı.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

Tarihi çınar ağacından görüntüler

Ağaçta inceleme yapılırken

Ağaçta çalışma yapılırken

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 5 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement