Dha Yurt Bülteni - 14 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni - 14

Fırat Kalkanı'nda 1 asker daha yaralandı (3)YARALI 5 ASKER DAHA KİLİS'E GETİRİLDİFırat Kalkanı Harekatı kapsamında, Suriye'nin El Bab bölgesinde DEAŞ militanlarının saldırısında 5 asker daha yaralandı.

25.11.2016 21:36
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fırat Kalkanı'nda 1 asker daha yaralandı (3)

YARALI 5 ASKER DAHA KİLİS'E GETİRİLDİ

Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında, Suriye'nin El Bab bölgesinde DEAŞ militanlarının saldırısında 5 asker daha yaralandı. Sınır hattına getirilerek ambulanslara taşınan yaralı askerler, Kilis Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı.

Gün içerisinde harekat kapsamında yaralanan asker sayısı 7'ye yükselmiş oldu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

-Ambulansların gelişi-

Yaralıların indirilişi,

-açilden görüntü

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-DHA)

=================

Metin Fevzioğlu: Türkiye'nin bir numaralı sorunu adalettir

TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu, Türkiye'nin bir numaralı sorunun adalet olduğunu söyledi. Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararı da eleştiren Feyzioğlu, Türkiye'nin hedefinin 200 yıldır Avrupa olduğunu ve bundan vazgeçmeyeceğini söyledi.

Türkiye'nin fiziki olarak en büyük baro binası, düzenlenen törenle açıldı. Denizli Barosu'nun 7.5 milyon liraya mal olan hizmet binasının açılış törenine Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu, Denizli Valisi Ahmet Altıparmak, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli Baro Başkanı Müjdat İlhan ile avukatlar, Denizli Adliyesi'nde görevli savcı ve hakimler katıldı. Denizli Baro Başkanı Müjdat İlhan, yargının en önemli ayağı olan savunma makamını güçlendirmek, Denizlili avukatların daha iyi fiziki koşullarda hizmet verilmesi için inşa edilen hizmet binasının Denizli halkına da açık olduğunu söyledi.

Törende konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu ise yeni hizmet binasının Denizli'ye hayırlı olmasını diledi. Avrupa Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili kararını eleştiren Fevzioğlu, Türkiye'nin 200 yıllık modernleşme ve çağdaşlaşma yolundan döndürülemeyeceğini söyledi. Konuşmaların ardından Denizli Barosu'nun hizmet binası açılış kurdelesi protokol üyeleri tarafından kesildi.

'TÜRKİYE AB'YE GİRME HAKKINA ÇOKTAN SAHİP OLMUŞTUR'

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu, daha sonra basın toplantısı düzenleyerek basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Avrupa Komisyonu'nun Türkiye'nin üyelik müzakerelerini dondurma kararını eleştiren Fevzioğlu, "İlk sözüm Avrupa Birliği'ne. Sanki bizi az kaldı, tam üye yapacaklarmış gibi, onlar ısrar etmiş de biz ayak sürümüşüz gibi şimdi biz sizi almayacağız, müzakereleri donduruyoruz diyorlar. Bir kere herkes samimi olsun, AB'yi samimiyete davet ediyorum. Bugüne kadar AB'ye giren son 10 yılda AB'ye giren devletlere bakınız, Türkiye AB'ye girme hakkına çoktan sahip olmuştur. Ama hep ayak sürüdüler. Avrupa'da popülist siyasetçiler kendi siyasetlerini yürütürken, Türkiye düşmanlığını malzeme olarak kullanmayı mazeret bildiler. Oysa bunun ne Avrupa'ya faydası var, ne Türkiye'ye faydası var. AB'ye girmek elbette Türkiye'nin menfaatine, ama Avrupa'nın da menfaatine. Çünkü AB'nin tam sınırında Ortadoğululaşmış bir Türkiye mi tercih edilir, yoksa çoğulcu, katılımcı demokrasinin tüm kurallarını yerine getiren, hukukun üstün olduğu, birliğini beraberliğini koruyan Türkiye mi?" dedi.

'BİZİ MODERNLEŞME YOLUNDAN KİMSE AYIRAMAZ'

Avrupa Birliği ülkelerini terör örgütünün söylemlerinin peşine takılmakla eleştiren Fevzioğlu, "Birliğini beraberliğini koruyan Türkiye dediğimizde AB'nin bir kusuru daha var. O da Türkiye'de insan hakları ihlallerine karşı söz söylüyoruz diye bölücü terör örgütünün söylemlerinin peşine takıldı bazı Avrupa ülkeleri. Evet, Türkiye'de insan hakları sorunu var, demokratik kurum ve kuralların işlemesinde büyük sorun var. Yalnız terör örgütünün söylemleriyle insan hakkı, temel hak hürriyet, çoğulcu demokrasi ihtiyaçlarına dair söylemleri birbirinden kesin çizgilerle ayırmak lazım. AB, Türkiye'yi çağdaş toplumuna elini uzatmakta çok geç kaldı. Çok tereddütlü davrandı. Onun yerine birtakım terör örgütü sempatizanlarıyla toplantıları ve bir takım faaliyetleri tercih etti. Bu da dolayısıyla Türk milletine rahatsız etti. Ancak Türkiye'nin yolu ve yönü 200 yıldır Avrupa'dır. Bugün Avrupa Birliği'nce sahiplenilmiş olan değerlerinin bir sahibi de hiç kuşkusuz Türkiye'dir. Çünkü bu topraklardan çıkmıştır bu değerler. Çok açık söyleyeyim, 200 yıllık modernleşme, çağdaşlaşma, yolundan bizi hiç kimse döndüremez. AB'nin bir kararı da durduramaz, Türkiye'de geçici siyasetin sığ söylemleri de bizi bu yoldan çeviremez" dedi.

'ŞANGHAY, AB'NIN ALTERNATİFİ DEĞİLDİR'

Şanghay İşbirliği Örgütü'nün AB'nin alternatifi olamayacağını söyleyen Fevzioğlu, "Elbette Şanghay İşbirliği Örgütü, Avrupa Birliği'ne bir alternatif değildir. Avrupa'dan kopmamızı da seçimle, bir takım siyasi taban konsolidasyonu hedefli söylemler sağlayamaz, buna sebep olamaz. Bunu Türkiye'deki siyasetçiler için de Avrupa'daki siyasetçiler için de söylüyorum. Sığ siyasetle, hamasetle bir yere varılmaz. Şanghay işbirliği Örgütü'nün üyelerine baktığımızda tamamı demokrasiden uzakta kalmış, tamamı insan haklarında sınıfta kalmış ve enginliği, refahı, küçük bir azınlığa, oligarklara dağıtan devletlerdir, toplumun geneline yaymayı başarmış, sınıf farkı olmaksızın her vatandaşın eşit vatandaş olduğu toplumlar değildir. Türkiye'nin hedefi ise bu değildir. Şanghay Ekonomik Örgütü ile elbette işbirliği kurulabilir ama Avrupa Birliği'nin alternatifi sayılamaz. Bu örgütün içine girmek askeri alımlarda da silah alınmasını, işbirliği yapılmasını somutlayacak bir adım olur. Bu da Türkiye'nin NATO üyeliği ile bağdaşmaz. Bulunduğumuz coğrafyada NATO ittifakının içinde yer almamız Türkiye ve NATO için de önemlidir. Rusya için önemimiz ve değerimiz NATO'nun üyesi olduğumuzda, Avrupa Konseyi'nin parçası olduğumuzda, AB ile adaylık sürecimiz devam ettiğinde çok daha fazladır. Aksi takdirde Rusya'nın işbirliği yapacağı bir devlet olmaktan çıkarız, Rusya'nın sömürmek istediği bir devlete dönüşürüz. Osmanlı Tarihini yakından bilenler Rusya'nın hedefinin daima Türkiye'yi sömürgeleştirmek ve ele geçirmek olduğunu bilirler. Türkiye'nin hiçbir devlete boyun eğecek biat edecek hali de yoktur" diye konuştu.

'BAĞIMSIZ YARGI, GÜÇLÜ MECLİS'

Başkanlık sistemi konusunda taslağı görmek istediklerini söyleyen Barolar Birliği Başkanı Metin Fevzioğlu, "Henüz kamuoyuna açıklanmadı. Partiler arasında neyi konuşurlar biz bilmiyoruz. Bizimle paylaştıklarında söyleyecek çok sözümüz vardır. Türkiye'yi uyaracağımız husus şudur. Hangi paket gelirse gelsin önümüze, kuvvetler ayrılığı ne oldu diye sorarız biz, yargı bağımsızlığını nasıl sağlıyorsunuz, yasamayı nasıl güçlendiriyorsunuz. Başkanlık sisteminin demokratik bir sistem olmasının vazgeçilmez koşulu tamamen bağımsız yargı ve güçlü bir meclistir. Başkan aynı zamanda bir siyasi partinin genel başkanı olacaksa, bu siyasi partiler yasasıyla partisinin bütün milletvekillerini atama yetkisi olur.12 Eylül faşist rejiminin Siyasi Partiler Yasası ile Başkanlık sistemine gidersek Meclis, hiç kuşkusuz başkan tarafından şekillendirilir. Bu apartman yönetiminde bile olmaz bu. Apartman yöneticisine denetçini sen tayin et diyor muyuz. Başkan adayının partisinin genel başkanı olmasına ve milletvekili adaylarını belirlemesine izin verilecek olursa yasama organı tamamen başkanı tabi olur ve denetleyemez. Yargı da bugünkü gibi siyasi iktidara bağımlı devam ettirilirse, bunun adı kuvvetler birliğidir. Biz bu sistemi biliyoruz. 6 yüzyıl yönetildik. Bunun adı padişahlıktır. Onun için bizim tutumumuz Başkanlık sistemine karşı çıkmak değildir. Meclisi nasıl güçlendireceksin, yargı bağımsızlığını nasıl sağlayacaksın. Bu soruların cevaplarını istiyoruz. Paylaşırlarsa bizimle tasarılarını bu soruların tatmin edici cevapları var mı paylaşırım. Ama basına yansıyan bilgi kırıntılarından gördüğümüz kadarıyla sanıyorum kaygıları bu değil, daha çok kişi üzerine bina edilmiş kaygılar var. Bir kişi için bütün sistemin değiştirilmesi gibi bir kaygı ve talep var" dedi.

'KİM BU İŞİN ARKASINDAYSA ORTAYA ÇIKSIN, ÜSTÜ ÖRTÜLMESİN'

FETÖ soruşturmalarıyla ilgili değerlendirme yapan Metin Fevzioğlu, Meclis Araştırma Komisyonu'nun faaliyetlerini sürdürdüğünü, 25 yıl önce İçişleri Bakanlığı yapan Mehmet Ağar'ın dinlendiğini, ama MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanı'nın dinlenmediğini, bu tutumu anlamanın mümkün olmadığını söyledi. Soruşturmaların siyasete uzanmasını vatandaşın beklediğini belirten Fevzioğlu, "Bu hain örgüt her yere girmiş, yargıyı ele geçirmiş, emniyeti, istihbaratı, bakanlıkları ele geçirmiş, ne hikmetse nasıl olduysa siyasi partilere geldiğinde yok, biz girmeyelim mi demiş? Buna inanın var mı Allah aşkına. Tabi ki söz konusu değil. O zaman burada vicdanlar soruyor. Anaokulu öğretmenine kadar gidiyorsunuz, siyasetçiler söz konusu olduğunda frene mi basıyorsunuz? Bunu artık insanlar soruyor ve herkes için eşitlik istiyoruz. Kimse, kim bu işin arkasındaysa, siyasi kaygılarla, oraya dokunursak domino etkisi yaratır gibi mülahazalarla üstü örtülmesin. 15 Temmuz'da bu milletin üzerine bomba yağdırdılar, Meclis'i bombaladılar. Suriye olmanın tam kıyısından döndük. O zaman millet olarak biz bu işin siyasi ayağında kimler var, inandırıcı delilleriyle görmek istiyoruz. Bir an önce davaların açılmasını istiyoruz" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN BİR NUMARALI SORUNU ADALETTİR'

FETÖ soruşturmalarında dosyaların gizli olduğunu, avukatların dosyaları görememesini de eleştiren Fevzioğlu, "Mağduriyet iddiaları gittikçe çığ gibi büyüyerek şuyu vukuundan daha beterdir deyişini haklı çıkarıyor. 40 bine yakın tutuklu var, dosyalarında hangi deliller olduğunu hiç kimse bilmiyor. Açılsın bunlar, suçluyla suçsuzu ayıracak tek yol adil yargılama. Başka türlü ayrılamaz ikisi birbirinden. Suçlu ve suçsuzu adil yargılama yapıp ayırmadığınız sürece bundan terör örgütleri yararlanıyor. Açıkça söyleyelim size. Şu anda Güneydoğu'da vatandaşlardan Ahmet Türk'ü hangi nedenle aldınız. Cevaplayabiliyor muyuz? Dosya kapalı. Biz Ahmet Türk'ü barış yanlısı, merkeze insanı, şiddete karşı olan bir insan olarak biliyoruz. Kamuoyundaki algılama bu. Böyle bir kişiyi tutukladığına göre yargı, dosyası açılmak zorunda. Tarihinde halktaki tabanı en alt seviyelere kadar inmiş olan bölücü terör örgütü yapılan yargısal uygulamalar yüzünden yine taban kazanmaya başlayacak, uyarıyorum sizi. Teröristle mücadele silahla olur, terörle mücadele ise akılla olur. Akıl bize adil yargılama yap diyor. Bunun için delilleri göstereceksiniz, avukatıyla görüştüreceksiniz, savunma hakkı vereceksiniz. Türkiye'nin bir numaralı sorunu adalettir, Başkanlık sisteminden önce adalettir. Cayır cayır yanan sorunu adalettir. Türkiye'de mahkemeleri, tarafsız, bağımsız, güven verir, şeffaf hale getirmedikçe yapılan her kamuoyunu ilgilendiren soruşturma bizi birbirimize düşman ediyor" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-----------------------------------

Salondan görüntü

Metin Fevzioğlu'nun konuşmasından görüntü

Açılıştan görüntü

Metin Fevzioğlu ile basın toplantısı

Genel ve detay görüntü

Haber: Osman Nuri BOYACI - Kamera: Deniz TOKAT/ DENİZLİ,

=================

CHP'li Aldan: Kadına şiddet, geleneksel bir hal almış durumda

CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, şiddetin kadına yönelik geleneksel bir hal aldığını belirterek, "Geçmişten bu yana kadına şiddet, Türkiye'de uygulanan bir yöntem ve geleneksel bir hal almış durumda. Belki iletişim araçlarının bu kadar gelişkin olmaması sebebiyle, pek çoğundan haberdar değildik" dedi.

CHP Bodrum Kadın Kolları, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle, ilçe binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen ve partililer katıldı.

Basın açıklamasını yapan İlçe Kadın Kolları Başkanı Emel Çakaloğlu, "Bugün dünya üzerinde yaşayan tüm kadınların ve çocukların çeşitli biçimlerde maruz kaldıkları ve giderek artan her türlü şiddet ve cinsel istismarı bir kez daha hatırlatma günüdür. Bugün kadına yönelik şiddet olgusunun hem kadına, hem de tüm topluma dayatılan ideolojik bakıştan, çağdışı ve gerici anlayıştan, ekonomik koşullardan, politik gelişmeler ve kültürel etkenlerden ayrı tutulamayacağı gerçeğini dünyanın gündemine tekrar tekrar taşıma günüdür. Yaşadığımız coğrafyada, kadınlar günlük yaşamda sürekli olarak cinsel, psikolojik, fiziksel şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalmakta ve öldürülmektedir. Tacizciler, tecavüzcüler ve kadın katilleri tahrik indiriminden yararlanmakta ve hatta serbest bırakılmaktadır. Bunca olumsuzluk karşısında, her ne olursa olsun, Cumhuriyet Halk Partisi ve kadınları olarak, asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz" dedi.

'ORTAK DİLİMİZ VAR, MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'

Çakaloğlu'nun ardından konuşan CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan ise, "Geçmişten bu yana kadına şiddet, Türkiye'de uygulanan bir yöntem ve geleneksel bir hal almış durumda. Belki iletişim araçlarının bu kadar gelişkin olmaması sebebiyle, pek çoğundan haberdar değildik. Son yıllarda kadına yönelik şiddetin nedenleri arasında aile içindeki şiddetin belli yansımaları, kültürel farklılaşma, kentsel göç, kültürel uyumsuzluk süreci, önemli bir kadına şiddet sebebi arasında yer alıyor. Asıl üzerinde durmamız gereken bir neden var o da öykünme. Külhanbeylik, efelik, erkeklik, taslamak yaygın bir hal aldı. 'Hey bana bak' anlayışı hayatın her anlamında egemen olmaya başladı. Her şey anlamını yitirdi, bu ülkeyi yeniden inşa etme durumuna doğru gidiyoruz. Cumhuriyetimiz hasar aldı. Cumhuriyetimizi yeniden tamir edeceğiz, o eski şaşalı günlerine döndüreceğiz. Ortak dilimiz var, Mustafa Kemal Atatürk. Şimdi herkes ona sarılmaya başladı" dedi. Açıklamaların ardından Aldan, bir süre partililerle basına kapalı olarak görüştükten sonra Bodrum'dan ayrılarak Muğla'nın Milas İlçesi'ne geçti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Kadın Kolları Başkanı Emel Çakaloğlu'nun açıklaması,

-Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın açıklamaları,

-Açıklamaya katılanlardan genel detay görüntüler.

Haber: Nilüfer DEMİR - Kamera: Hülya ELTEŞ/ BODRUM (Muğla),

================

Seyir halindeyken alev alan otomobil yandı

ZONGULDAK'ın Ereğli İlçesi'nde seyir halindeyken alev alan otomobil, yangında kullanılmaz hale geldi.

Zonguldak-Ereğli Karayolu Sücüllü Köyü mevkiinde, hareket halindeki Alper Günaydın yönetimindeki 67 LR 928 plakalı otomobil, motor kısmından alev aldı. Aracı yol kenarına çeken Günaydın ile yanındaki eşi Büşra Günaydın aşağı indi. Alevler kısa sürede tüm aracı sararken, ihbar üzerine olay yerine itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiyenin kısa sürede söndürdüğü otomobil, kullanılmaz hale geldi.

Otomobilin yanma anı, yoldan geçen diğer sürücüler tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Yanan otomobil

-Otomobilden çıkan duman

-Beleyen araçlar

Haber-Kamera: Sinan KABATEPE/EREĞLİ(Zonguldak),

=================

Kadınlardan 'şiddete hayır' eylemi

ANTALYA'da kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'nde, kadınlara yönelik şiddeti protesto etti.

Antalya Kadın Platformu'nun çağrısı üzerine akşam saatlerinde Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kadınların eylemine, balonlarla süslü bisikletli genç kızlar da katıldı. Kadın cinayetlerinin, şiddetin, eşitsizliklerin, tecavüzlerin ve çocuk istismarının protesto edildiği eylemde, hükümetin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra uyguladığı politikalar da eleştirildi.

Zaman zaman sloganlar atan grup adına Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Melise Şekerci açıklama yaptı. Şekerci, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra toplumsal muhalefetin, demokratik siyasetin, halk iradesinin, emek örgütlenmesinin ve kadın mücadelesinin tasfiye edilmeye çalışıldığını söyledi.

OHAL sürecinde şiddet uygulandığını, kanun hükmündeki kararnamelerle bu şiddetin meşrulaştırılmaya çalışıldığını öne süren Şekerci, "Darbe hukukundan ve şiddetinden kadınlar ayrıca etkileniyor. Karşımızda bizi her taraftan kuşatmaya çalışan, nefes almamızı engellemek isteyen erkek egemen bir sistem var. Belli ki bizden korkuyorlar. Biz kadınlar mücadelemize devam edeceğizö dedi. Grup açıklamadan sonra dağıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------------------------

-Cumhuriyet meydanında toplananların genel görüntüleri

-Grup adına açıklama yapan Akdeniz Ün. Öğrencisi Melise Şekerci'nin konuşmaları

-Kadınların slogan atarken görüntüleri

-Kadınların genel görüntüleri

-Bisikletli genç kızın konuşmaları

Haber Kamera: Mustafa KOZAK/ Antalya,

=================

Eskişehir'de kadınlar yürüdü

ESKİŞEHİR'de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle kadınlar yürüyüş yaptı.

Üniversite Caddesi'nde akşam saatlerinde toplanan Eskişehir Demokratik Kadın Platformu üyesi yaklaşık 200 kadın, 'Gericiliğe karşı özgürlüğümüzü, irademizi, yaşam hakkımızı savunuyoruz, kazanacağız' yazılı pankart açıp yürüyüşe geçti. Davul çalıp çeşitli sloganlar atan kadınlar, Porsuk Bulvarı'na kadar yürüdü. Platform adına basın açıklaması yapan Sevilay Derman "1999 yılında 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak anılmaya başlandı. Her yıl bugün, dünyanın birçok yerinde biraraya gelen kadınlar, mücadelenin bitmediğini ve ataerkil sistemi yıkana kadar da bitmeyeceğini haykırıyorlar. Kadın mücadelemizin tarihi, direniş ve isyan tarihidir. Bundan sonra da isyanımız artarak devam edecektir."

Yapılan konuşmaların ardından çeşitli sloganlar atan kadınlar daha sonra dağıldı.

Görüntü dökümü:

-------------------------

-Kadınların slogan atarken,

-Kadınların yürümesi,

-Kadınlar adına sevilay Derman'ın basın açıklamasını okumasından çekilen görüntüler bulunuyor.

Haber-Kamera: Eyüp KELEBEK-ESKİŞEHİR,

=================

Pedalları eylem için çevirdiler

İZMİR'in Konak İlçesi'nde 'Critical Mass' etkinliği kapsamında toplanan bisiklet tutkunları, 'Biz trafiği tıkamıyoruz, trafik biziz' diyerek trafikte bisiklet sürdü.

Konak Saat Kulesi Meydanı'nda, bugün saat 18.30'da toplanan yaklaşık 100 kişilik bisiklet sever, tüm dünyada her ayın son Cuma günü gerçekleştirilen 'Critical Mass' etkinliği kapsamında, 'Biz trafiği tıkamıyoruz, trafik biziz' diyerek trafikte bisiklet sürdü. Konak Meydanı'ndan hareket eden grup, bisikletleriyle Cumhuriyet Bulvarı'na çıkarak sağ şeritten Alsancak Semti'ne doğru harekete geçti. Renkli anların yaşandığı etkinliğe her yaştan bisiklet sever katıldı. Katılımcılardan bazıları Saat Kulesi önünde bisikletleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi. Otomobillerin trafiği tıkamadığını, tıkanıklığın sebebinin otomobiller olduğunu belirten grup, etkinliğin ardından dağıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

Konak Meydanı'ndan görüntü

Bisiklet severlerden görüntü

Sürüş etkinliğinin başlamasından görüntü

Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Mehmet GÜNEY/ İZMİR,

==================

Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement