Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-2

Dha Yurt Bülteni-2

21)ÇELİKHAN'DA, EĞİTİME KAR TATİLİADIYAMAN'ın Çelikhan İlçesi'nde, yoğun kar yağışı nedeniyle okullar bugün tatil edildi.

13.03.2017 10:24
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DHA YURT BÜLTENİ-2

1)ÇELİKHAN'DA, EĞİTİME KAR TATİLİ

ADIYAMAN'ın Çelikhan İlçesi'nde, yoğun kar yağışı nedeniyle okullar bugün tatil edildi.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Resul Acar, gece başlayan ve halen devam eden yoğun kar yağışı nedeniyle, bugün ilçede tüm okulların bir gün süreyle tatil edildiğini duyurdu.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Kar yağışı

Vatandaşların karlı yolda yürümesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Selim SONKAYA-ADIYAMAN-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 80 MB

==================================================

2)ASIRLIK SAVAŞ ANILARINA YARIM ASIRDIR EVSAHİBİ

ÇANAKKALE'nin Eceabat İlçesine bağlı Alçıtepe Köyü'nde tarih aşığı bakkal Salim Mutlu'nun, yiyecek ve içecek karşılığında köylülerden topladığı savaş malzemeleriyle 1961 yılında oluşturduğu müze, yarım asırdan fazla süredir ziyaretçilere savaş anılarını canlı olarak görme fırsatı sunuyor.

Çanakkale Savaşı'nın üzerinden 102 yıl geçerken, o günlere ait izler ve anılar Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki devlet ve özel şahıs müzelerinde sergilenen eserlerle yeni nesillere aktarılıyor. Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bugün Çanakkale Destanı Simülasyon Merkezi bünyesindeki müzede savaşa dair eserler sergileniyor. Eceabat İlçesine bağlı Alçıtepe ve Seddülbahir Köyleri'nde ise özel müzelerde yine Çanakkale Savaşları'na ait yüzlerce eser bulunuyor. Ancak tüm bunlar arasında bölgenin ilk müzesi olma özelliğiyle Alçetepe Köyü'nde bulunan 'Salim Mutlu Özel Harp Anıları Koleksiyonu'nun kuruluşu da bir o kadar ilginç.

ŞEKER, UN VE YAĞ VEREREK TARİHİ ESER TOPLADI

Çanakkale Savaşı'nın ardından Alçıtepe Köyü'ne Romanya'dan ailesiyle birlikte göç eden Salim Mutlu, genç yaşlarda burada açtığı bakkal dükkanını işletirken, o günlerde bölgenin neredeyse her karış toprağından çıkan savaş eserlerini köylülerden toplayıp, gösterdiği hassasiyet ile yüzlerce savaş anısının kaybolmasını ya da hurdacıya gitmesini engellemiş oldu. Üstelik bu malzemelerin birçoğunu, bakkalındaki yiyecek ve içecekleri kendilerine takas olarak vererek elde etti. O dönemde kullanılan silahlardan havada çarpışan mermilere, top mermilerine, asker kıyafetlerine ve çeşitli eşyalarına kadar yüzlerce eseri evinin odalarında bir araya topladı. Ardından da evinin bir odasını 1661 yılında müzeye dönüştürdü ve yıllarca burada savaş malzemelerini sergiledi. Tarihi Gelibolu Yarımadası'nı gezmeye gelenlere müzedeki savaş eserlerini anlatarak Çanakkale ruhunun yaşatılmasına önemli katkı sundu.

KIZI VE DAMADI SÜRDÜRÜYOR

Çanakkale Savaşı'na dair eserlerin günümüze kadar taşınmasına büyük katkı sağlayan bakkal ve müzeci Salim Mutlu, 2004 yılında yaşamını yitirdi.

Bayrağı bu kez kızı Nermin ve damadı Özcan Adanır devraldı. Halen 'Salim Mutlu Özel Harp Anıları Koleksiyonu' olarak aynı yerde hizmet veren müze, 102 yıllık Çanakkale Savaşı'nın 56 yıldır canlı tanığı olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Müzeyi, Tarihi Gelibolu Yarımadası'nı gezmeye gelen vatandaşlar ve öğrenciler 1 TL karşılığında ziyaret ediyor. Üzerinden 102 yıl geçmiş olan Çanakkale Savaşı'na ait eserleri görerek, bir anlamda savaşın izlerini canlı olarak tanıklık etme imkanı buluyor.

Tekirdağ'dan okul gezisiyle Tarihi Gelibolu Yarımadası'na gelen öğrencilerden Berk Çetin, "Çanakkale çok güzel bir yer. Burda olmak çok anlamlı. Atalarımın savaştığı ve şehit düştüğü yerleri gezerken çok duygulanıyorum ve huzur buluyorum. Alçıtepe Köyü'ndeki bu müze çok etkileyici. Müzenin birinci bölümünde büyük top mermileri var. Çok eski silahlar var. Şehitlikleri gezerken beni en çok insanların yaşadıkları, Seyit Onbaşı'nın kaldırdığı o mermi çok etkiledi" dedi.

TÜFEKLER, SÜNGÜLER, EL BOMBALARI SERGİLENİYOR

Eşi Nermin ile birlikte müzeyi işleten Salim Mutlu'nun damadı Özcan Adanır, kayınpederinin köyde uzun yıllar bakkallık yaptığını belirerek, "Kayınperedinden kalan müzede, Çanakkale Savaşı'nda büyük bir zafer elde eden Mehmetçiklerimiz'in yanı sıra, itilaf devletleri İngilizler'in, Fransızlar'ın ve Anzaklar'ın kullandığı savaş malzemeleri sergileniyor. Kılıçlar, tüfekler, süngüler, fişekler, el bombaları gibi çeşitli eserler yer alıyor. İnsanlar 56 yıldan bu yana bu müzeyi gezerek Çanakkale Savaşı'nın izlerini görüyor ve Çanakkale ruhunun nasıl kazanıldığını anlıyor" dedi.

Müzede şu anda sergilenen eserlerin yanı sıra 1982 yılında Salim Mutlu'nun, envanterinde bulunmayan çok önemli iki oda dolusu savaş eserini devlete bağışladığını anlatan Özcan Adanır, şuan ki koleksiyonun ise kayınpederinin 1995 yılından itibaren tekrar köylülerden topladığı malzemelerden oluştuğunu söyledi.

PEK ÇOK ÜNLÜ İSİMDE MÜZEYİ GEZDİ

Müzeyi, Fahri Korutürk, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel ve Rauf Denktaş gibi pek çok tanınmış kişinin ziyaret ettiğini de anlatan Özcan Adanır, Çanakkale'ye geleceklerin, Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda Şehitler Abidesi'ne giderken, yol üzerindeki Alçıtepe Köyü'nde durup, Salim Mutlu Müzesini gezebileceklerini söyledi.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

-Salim Mutlu Müzesi'nden görüntüler

Müzede sergilenen eserlerden görüntü

-Müzeyi gezen vatandaşlar ve öğrencilerden görüntü

-Öğrenciler ile röp.

-Özcan Adanır ile röp.

Haber: Burak GEZEN - Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ ÇANAKKALE,

====================================================

3)MUĞLALI ARICILAR PERİŞAN

MUĞLA'da küresel iklim değişiklikleri nedeniyle ölen arı sayısının genel toplam üzerinden yüzde 60'lara çıkması bal üreticilerini çıkmaza soktu. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birlik ve Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin "Muğla'daki 400 bine varan arı kaybı için devlet arıcılara destek eli uzatmalı" dedi. Şahin ayrıca 11.40 liraya mal ettikleri balı 7-7.5 liraya satarak zarar ettiklerini de söyledi. Datça ve Marmaris'te bir hafta içinde yaklaşık 300 bal üreticisiyle bir araya gelerek sorunları masaya yatıran Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birlik ve Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin özellikle son zamanlardaki toplu arı ölümlerine de dikkat çekti. Türkiye'deki 7 milyon kovan sayısının 1 milyon 280 binin Muğla'da olduğunu, bu seneki toplu ölümlerle bu sayının 800 binlere kadar düştüğünü söyleyen Ziya Şahin "Muğla'daki arı ölümleri Adana ve Mersin'de olduğu gibi zirai ilaçlamadan kaynaklanmıyor. Buradaki ölümler küresel iklim değişiklikleri nedeniyle arıların kışlatma döneminde bizlerin can simidi olan püren çiçeğinin kuraklık nedeniyle açmaması arıcılarımızın yaşlı arılarla kışa girmek zorunda kalmasına neden oldu. Bu da doğal olarak yoğun miktarda arı ölümlerine neden oldu. Muğla il genelinde arı ölümleri yüzde 60'lara çıtkması bal üreticilerini de çıkmaza soktu. Muğla'daki 400 bine varan arı kaybı için devlet arıcılara destek eli uzatmalı. Taze arıyla kışlatmaya girsek bunlar olmazdı. Bu zayiatlar karşısında bakanlığın en azından gerek kredi borçları ve gerekse arıcılara arı takviyesi yapılması gerekir. Mazot ücretlerinde arıcıya özel indirimler düşünülebilir. Bir şekilde arıcılarımızın ayakta kalması sağlanmalı" dedi.

11'E ÜRETİP, 7 LİRAYA SATIYORUZ

Üreticilerin satış rakamları açısından da zararda olduğunu vurgulayan Şahin, Marmaris'in Bayır Köyü'nde arıcılarla yaptığı toplantıda "Balın maliyeti bize 11 lira 40 kuruş. Bizlerin pazara verebildiği rakam ise 7 veya 7.5 lira. Burada hepimizin içi yanıyor. Bunun düzelebilmesi için çok çalışmalar yaptık ama bir türlü düzeltemedik. Eylül ayından bu yana bakanlığımızla çalışmalarımız sürüyor. Hazırladığımız raporu sunduk. Pazarlarsa satılan bal aromalı şurupların yasaklanmasını istedik. İnşallah bu yasaklanacak. Biliyorsunuz glikozun kotası şekere oranla yüzde 18-20 daha fazla. Bunun indirilmesini istiyoruz. Eski seviyesine yani yüzde 2'lere çekilmeli. Üçüncü olarak da büyük firmaların baldaki glikoz ya da tatlandırıcı işlemlerini sonlandırmasını istedik. Bakanlık bu üç isteğimiz üzerinde çalıştığını açıkladı" diye konuştu.

EN BÜYÜK BEKLENTİ BAHAR YAĞMURLARI

Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve eski Osmaniye Muhtarı arıcı Hasan Hüseyin Aydın da, Marmaris'te birliğe kayıtlı 600 arıcı olduğunu belirtip, "Kayıt dışını da ekleyince bu rakam 750'yi buluyor. Kovan sayımız ise 180 bin civarında. Önceki yıllarda Marmaris'te ortalama 350 ton bal üretiliyordu. Şu anda yüzde 50-60 civarında arı ölümü var ama bu kış zayiatı. Eğer bahar aylarında yağmur iyi olursa o zaman bu 350 tonluk rekolteyi yakalayabiliriz. Ama baharda hava iyi gitmezse bu rakam kesinlikle düşer. Arı hızla yok olabildiği gibi aynı zamanda da hızla çoğalabiliyor. Bu tamamen iklim koşullarına bağlı." dedi.

Görüntü Dökümü

--------------------------------

-Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birlik ve Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin ile röp.

-Bayır Mahallesi'nde arıcılarla yapılan toplantıdan görüntü

-Arı kovanları görüntüsü (Arşiv)

Haber-Kamera: Mustafa SARIİPEK/ MARMARİS (Muğla),

==========================================================

4)KÖY TAVUĞUNA ÖZLEM DUYANLAR İÇİN ÜNİVERSİTEDE ORGANİK TAVUK YETİŞTİRİLİYOR

DİCLE Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından 'Organik Tarım Kümelemenme Projesi' kapsamında üniversitesinin kampüsünde, köy tavuğu etine özlem duyanlar için organik tavuk yetiştiriliyor. GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nca yürütülen ve Karacadağ Kalkınma Ajansı'nın desteğiyle Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından "Organik Tarım Kümelemenme Projesi" kapsamında organik tavuk yetiştirme projesi hayata geçti. Projenin koordinatörlüğünü kapan Ziraat Fakültesi Zooteknik Bölüm Başkanı Doç.Dr. Muzaffer Denli, organik etlik tavuk yetiştiriciliği bölgede ilk kez uygulandığını ifade ederek, bu faaliyetin bölge için bir örnek model olma özelliği taşıdığını söyledi. Organik tavuk yetiştiriciliğini yaygınlaştırmayı hedeflediklerini dile getiren Doç.Dr.Denli, şunları söyledi:

"Projemiz GAP Kırsal Kalkınma İdaresi Başkanlığı'nca yürütülen 'Organik Tarım Kümelemenme Projesi 'kapsamında, Karacadağ Kalkınma Ajansı'nca desteklenen pilot bir uygulamadır. Proje kapsamında bölgemizde organik tavuk yetiştiriciliğini yaygınlaştırmak istiyoruz. Proje kapsamında hem üretimimiz söz konusu olacak. Özellikle bölgemizde bir alternatif hayvancılık faaliyeti olarak, bu işe gönül verenler, yapmak isteyenlere özel uygulamalı bir eğitim vermeyi düşünüyoruz. Bu işi yapacak olanların sürdürülebilir bir şekilde, önce bu işin bilimsel olarak nasıl yapıldığını öğrenmesi ve daha sonra kendi kuracakları işletmelerde sürdürebilir bir üretim faaliyetini yapmalarıdır. Organik tavukçulukta, aynen köylerdeki gibi hayvanların doğal davranışlarını sergileyebilecekleri bir yetiştirme ortamı sunuyoruz. Burada önemli olan durum, havyanların çok güvenli yem tüketmelerini sağlamaktır. Çünkü, yemlerinde kullanacağımız tüm yem ham maddeleri hepsi tam kontrollerden geçmiş, özellikle antibiyotik kullanılmadığı, kalıntının olmadığı, güvenilir yemlerle beslenmesi, üretim alanınında önplana çıkıyor. Diğer önemli bir özellik hem köy tavukçuluğunda hem de endüstriyel tavukçuluktan yetiştirme sistemi çok farklıdır. Burada hayvanlar gezebilecekleri kadar dışarı çıkabiliyorlar. Kümesteki iç alanlar daha çok geniş ve daha fazla alan ayrılmış durumda. Bir diğer önemli özellik ise normalde endüstriyel tarımda tavuklar 45 günde kesime gönderilirken, burada ise süre 2 katına çıkıyor. Yani 90 gün sonra kesime gönderiliyor. Hem beslenme hem de kesim süresinin uzun olması buradaki tavukların, köy tavuğu etine benzer üretim oluyor. Bu da özellikte tüketicinin köy tavuğuna duyduğu ihtiyacı karşılayabilecek bir üretim modeli oluyor."

"YILDA 10 BİN TAVUK YETİŞTİRECEĞİZ"

Doç.Dr.Muzaffer Denli, proje kapsımda yılda 10 bin tavuk yetiştireceklerini ifade ederek, satışları ise organik pazarlarda gerçekleştireceklerini Söyledi. Denli, "Oluşturduğumuz tesislerde yılda 4 dönem şeklinde her dönemde 2 bin 500 tavuk yetiştirerek, yılda 10 bin adet tavuk yetiştirmeyi planlıyoruz. Diğer yanda organik yem üretimimiz de söz konusu olacak. Günde yaklaşık 16 ton organik tavuk yemi üretebileceğiz. Bu da çok önemli, çünkü bölgemizde organik tavukçuluk yapmak isteyenlere organik yem tedariği sağlamaları için adım atmış olacağız. Tavukların pazarlama konusu ise taleple ilgilidir. Eğer iç pazarda telep olursa, birinci önceliğimiz iç pazardır. Bizim burada amacımız üretimizi çoğaltmak değil, bir model oluşturmaktır. Bu modeli çiftçilere öğretmektir. Tüketiciler bu et tadını aldıklarında buna daha fazla ilgi duyacaklarını umut ediyoruz. Bu şekilde girişimciler bu faaliyet alanına girecekler. Ziraat Fakültesi'nin döner sermayesi bunların satışlarından sorumlu olacaktır. Dışarıda oluşan organik pazarlarda da ürünlerimiz satışa sunulacaktır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

-Tesisten görüntü

-Tavuklardan görüntü

-Tavuklara yem verilmesi

-Tavukların kümesten görüntüsü

-Denli'nin konuşması

-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, -

====================================================

5)ÖĞRENCİLER CEP HARÇLIKLARIYLA KISA FİLM ÇEKTİ

MANİSA Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri, cep harçlıklarıyla "Uyanış' adlı 15 dakikalık kısa bir film çekti. Derste uykuya dalan bir öğrencinin rüyasında tarih öğretmeninin Eflak Dönemi'nde yaşadığını gördüğü bilim kurgu ve gerilim temalı film, sosyal medya üzerinden Mayıs ayında yayınlanacak.

Manisa Yunusemre İlçesi Sosyal Bilimler Lisesi öğrencileri Doruk Erdener, Serra Yüksel, İdil Kayın, Ramazan Altekin, Bahadır Çakır ve Emir Ali Senger cep harçlıklarından biriktirdiği parayla kısa film çekti. Tarih öğretmenleri Cihat Gülseven'in derste anlattığı Eflak Prensliği'ne ilişkin hikayeyi filmlerine konu alan öğrenciler, öğretmenlerin de desteğiyle kamera arkasına geçti. Manisa'nın tarihi yerlerinde çekimi tamamlanan bilim kurgu ve gerilim temalı 'Uyanış' adını verdikleri kısa film, Mayıs ayında sosyal medya üzerinden yayınlanacak.

ÖĞRETMENLERDE FİLM DE OYNUYOR

Filmin senaryosunu yazan ve yönetmeliliğini de üstlenen öğrencilerden Doruk Erdener, "Kısa film sektörüne bir buçuk yıl önce İngilizce öğretmenimizin bize verdiği bir ödevle başladık. Ödevimiz gereği arkadaşlarımla kısa bir film çektik. Yaptığımız ödev beğenilince bizde bir heyecan uyandı. Daha sonra profesyonel anlamda geliştirerek, sinematografi anlamında yeni eklemelerle yeniden yeni bir film yapmayı düşündük. Tarih öğretmenimiz Cihat Gülseven derste bize Osmanlı'nın Eflak Prensliği seferini anlattığı sırada bir hikaye anlattı. Bizde bu hikayeyi çekmeyi düşündüğümüz filmimize konu aldık. Bu fikrimizi öğretmenlerimize de aktardık. Bize destek vermeyi kabul ettiler. Eflak hükümdarı rolünde coğrafya öğretmenimiz Selami Arı oynuyor. Tarih öğretmenimiz Cihat Gülseven de senaryonun çeşitli yerlerinde bize katkısı oldu. Güzel bir projeye imza attık diye düşünüyoruz" dedi.

FİLM İÇİN CEP HARÇLIKLARINI BİRİKTİRDİLER

Erdener, Mayıs ayında yayınlanacak olan 'Uyanış' filmlerinin beğenilmesinin ardından kısa film çekmeye devam edeceklerini ve çektikleri filmlerle festivallere de katılacağını söyledi. Erdener, "Filmimizi çekerken kimseden destek almadık. İmkanlarımızı doğru yolda kullanmaya çalışıyoruz. Kamera ve mikrofonlarımızı annemiz ve babamızın verdiği harçlıkları biriktirerek aldık. Çekimleri tamamlanan filmimizi kurgusu ve montajı tamamladıktan sonra sosyal medya üzerinden izleyicilere sunacağız. Seyirciden gelecek beğeniler bizim motivasyonumuzu arttıracak ve daha iyi işler yapmamızı sağlayacaktır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------------------------

-Kamera arkasından görüntü

-Filmden görüntü

-Öğrencilerden görüntü

-Filmin senaryosunu yazan ve yönetmeliliğini de üstlenen öğrencilerden Doruk Erdener ile röp.

Haber-Kamera: Görüntü: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA,

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-2 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement