Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-4

1)SİVEREK'TE DEDAŞ MERKEZİ VE ARAÇLARINA ATEŞ AÇILDIŞANLIURFA'nın Siverek İlçesi'nde, DEDAŞ'a ait fatura merkezine kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce ateş açıldı.

23.02.2017 11:12
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1)SİVEREK'TE DEDAŞ MERKEZİ VE ARAÇLARINA ATEŞ AÇILDI

ŞANLIURFA'nın Siverek İlçesi'nde, DEDAŞ'a ait fatura merkezine kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce ateş açıldı. Otomatik silahlarla açılan ateşte, fatura merkezi ile önünde park halinde bulunan şirkete ait 3 araçta hasar oluştu.

Olay, bu sabaha karşı Ayvanat Mahallesi'nde bulunan DEDAŞ'a ait fatura ödeme ve müşteri hizmetleri merkezi olarak kullanılan binada meydana geldi. Merkezin bulunduğu alana gelen kimliği belirsiz kişi ya da kişiler, otomatik silahlarla rastgele ateş etti. Tüfekten çıkan fişekler, merkeze ve merkezin önünde park halinde duran DEDAŞ'a ait bir kamyon ile 2 hafif ticari araca isabet etti. Kimsenin yaralanmadığı, merkez ve araçlarda hasar oluşan saldırı sonrası silah sesini duyanların ihbarıyla bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Çevrede önlem alan ve güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye başlayan polis, saldırının ardından kaçan kişi ya da kişilerin kimliklerinin saptanarak yakalanması için çalışmasını sürdürüyor.

Görüntü Dökümü

------------------------------

Olay yeri

Mermi isabet eden otomobiller

Mermilerin isabet ettiği fatura merkezi

Yerdeki boş fişekler

İnceleme yapan polis ekipleri

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN-ŞANLIURFA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 606 MB

==================================================

2)SANIK POLİSLER: MAKTULE DEĞİL HAVAYA ATEŞ ETTİK

ANTALYA Havalimanı'nda geçen 18 Temmuz'da kendisinden kimlik talep eden polisten kaçarken açılan ateş sonucu vurulan 17 yaşındaki Ferit İli'nin ölümüyle ilgili tutuksuz yargılanan 4 polis, maktule değil, havaya ateş ettiklerini ileri sürdü.

Alanya'daki ailesinin yanına gitmek için geçen 18 Temmuz günü uçakla Antalya'ya gelen Ferit İli, havalimanında bir taksiye bindi. İlter'in durumundan şüphelenen taksi durağındaki kişiler polise ihbarda bulundu. İhbar üzerine İli'nin içinde bulunduğu taksi, havalimanı girişindeki nizamiye kapısı önünde durduruldu. Hakkında yakalama kararı bulunan Ferit İlter, kendisinden kimlik talep edilmesi üzerine taksiden inerek kaçmaya başladı. Ferit İli 'dur' ihtarına uymayınca, kendisini takip eden polisler havaya ateş etti. İli, havalimanı duvarlarını çevreleyen tel çitleri tırmanarak kaçmayı sürdürdü.

KURŞUN BULUNAMADI

Polisin ateşi sonucu yaralanan İli, hastanede yaşamını yitirdi. İlter'in vücuduna giren mermi çekirdeğinin sağ köprücük kemiğinden çıkarak vücudunu terk ettiği belirlendi. Yapılan aramalara rağmen İli'nin ölümüne neden olan mermi çekirdeği bulunamadı. İli'nin ölümüyle ilgili tutuksuz polis memurları H.S., E.S., A.A. ile H.U. hakkında, kasten öldürme suçundan ve çocuk koruma kanununu ihlalden ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

DARBE TEŞEBBÜSÜ YÜZÜNDEN TEYAKKUZ HALİNDEYDİK

Davanın ilk duruşmasında tutuksuz polis memurları, suçsuz olduklarını iddia etti. Sanık polis memuru E.S. ifadesinde şöyle dedi: "Bu olaydan bir hafta önce İstanbul'da havalimanındaki terör saldırısında 37 vatandaşımız şehit olmuştu. 2 gün öncesinde de 15 temmuz darbe girişimi olmuştu. Cumhurbaşkanımıza suikast girişiminde bulunan darbeciler de halen firariydi. Yeni bir terörist girişimi olabileceği için sürekli teyakkuz halinde olmamız emrediliyordu. Olay tarihinde havalimanından gelen bir takside bir şüpheli olduğu anons edildi. Bunun üzerine aracın içindeki kişinin kimliğini kontrol etmemiz istendi. Birlikte çalıştığımız A.A. aracı durdurup içindeki şahıstan kimliğini alıp bana getirdi. A.A. kimliğin bu kişiye ait olmadığını söylediği esnada taksinin arkasında bekleyen şahıs kaçmaya başladı. Yolda koştuktan sonra tel örgülere tırmanıp ormanlık alana girdi. Ormanlık alanın devamında uçak pisti vardı. Bunun üzerine silahımı çıkarıp havaya iki el ateş ettim."

Sanıklardan A.A. ise "Kimlikte fotoğraf yoktu. Kendisi 20 yaşlarında görünüyordu. Kimlikteki kişinin yaşı ise küçüktü. Bunun üzerine şüphelendim. Şahsın kolundan tutup başpolise götürürken koşarak kaçmaya başladı. Tel örgüleri tırmanıp ormanlık alana girdi. Ben kendisinin peşinden koşarken havaya doğru 3-4 el ateş ettim. Kendisine doğru ateş etmedim" dedi. Sanıklardan H.S. ve H.U. da havaya ateş ettiklerini iddia etti.

ADAM ÖLDÜRMENİN MAZERETİ OLAMAZ

Ferit ili'nin babası Celal İli ise oğlu hakkında esrar kullanmak suçundan yapılan bir işlem nedeniyle yakalama kararı olduğunu söyledi. Bu nedenle oğlunun küçük kardeşine ait nüfus cüzdanıyla Diyarbakır'dan Alanya'ya gelmek üzere yola çıktığını ileri süren Celal İli, "Adam öldürmenin mazereti olmaz. Bu nedenle 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek darbe psikolojisinde olmalarını kabul etmiyorum" dedi. Olay yerinde keşif yapılmasına karar veren mahkeme duruşmayı, erteledi.

Baba Celal İli,duruşma çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlunun kimlik kontrolü sırasında gözaltına alınmaktan korkup kaçarken arkasından açılan ateş sonucu öldürüldüğünü ileri sürdü. Avukatı Fırat Kılıç da olayda silah kullanmayı gerektiren bir durum olmadığını belirterek, sanıkların ortaya attığı gerekçelerin de inandırıcı olmadığını savundu.

Görüntü Dökümü

--------------------

Avukat Fırat Kılıç ile Celal İli'nin birlikte adliye önünde görüntüleri

Avukat Fırat Kılıç'ın açıklamaları

Celal İli'nin konuşmaları

79 MB/// 02.30"

Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA,

================================================

3)GAZETE ARŞİVİ KUPÜRÜNDEN, 14 YIL ÖNCEKİ CİNAYET AYDINLATILDI

KONYA polisi, gazete arşivi kupüründen 14 yıl önce köprü altında bulunan ve kimsesizler mezarlığına defnedilen 27 yaşındaki Ümmü Şimşek'in, cinayete nasıl kurban gittiğini aydınlattı. 1 çocuk annesi Şimşek'in, o dönem cezaevindeki eşini aldattığı iddiasıyla ağabeyi, ablası ve iki yeğeni tarafından dövülüp, kemerle boğulduğu ortaya çıktı. Ağabeyinin 2010 yılında hastalık öldüğü belirlenirken suçu itiraf eden ablası Raziye Şimşek ve yeğenleri Talat ve İlhami Şimşek çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Çumra Cumhuriyet Başsavcılığı'na geçen ocak ayında Çumra'da oturan Ümmü Şimşek'in, 2003 yılından itibaren kayıp olduğu ve öldürülüp Konya'daki kimsesizler mezarlığına defnedilmiş olabileceği üzerinde ihbar yapıldı. Bunun üzerine Konya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği, özel bir ekip oluşturdu. Özel ekip, Ümmü Şimşek hakkında her hangi bir kayıp başvurusunun olmadığını ve 14 yıl boyunca da her hangi bir sağlık ve kamu kurumunda, bankalarda hakkında hiç bir işlem yapılmadığını saptadı.

GAZETE KUPÜRÜNDEN CİNAYET ÇÖZÜLDÜ

Ümmü Şimşek'in, kaybolduğu belirtilen yılda eşi Hasan Şimşek'in 'adam öldürme' suçundan cezaevinde olduğunu, o dönemde 3 yaşındaki kızının ise eşinin babasının yanında yanında büyüdüğünü belirledi. Polis Şimşek'in ailesi ve yakınlarıyla görüştü, ancak aile fertlerinin bazılarının çelişkili ifadeler vermesinden şüphelendi. Araştırmasını derinleştiren özel ekip, 2003 yılana ait yerel ve ulusal gazetelerin arşivlerini İl Halk Kütüphanesi'nden tek tek inceledi. Binlerce gazete sayfasını inceleyen polis, bir gazetenin 22 Haziran 2003 yılana ait sayısında 'Esrarengiz Cinayet' başlıklı haberin fotoğrafındaki öldürülmüş olarak bulunan kadın ile ihbarcının savcılığa Ümmü Şimşek'e ait verdiği fotoğrafın aynı kişi olduğunu belirledi. Haberde, Konya- Isparta Karayolu'nun 28'inci kilometresinde hayvanlarını otlatan bir çobanın, dere yatağında kimliği belirsiz bir kadın cesedi bulduğu, 25-30 yaşlarındaki kadının öldüresiye dövülüp, boğularak öldürüldüğünün belirlendiği ve kimliği tespit edilmediği içinde kadının cesedinin Musalla Mezarlığı'nda bulunan kimsesizler mezarlığına defnedildiği yer aldı. Polis, bunun üzerine Ümmü Şimşek'in eşi Hasan Şimşek'in başka suçtan halen cezaevinde olduğu saptadı.

Polis, Ümmi Şimşek'in, ablaları 54 yaşındaki Raziye Şimşek, 41 yaşındaki Hayriye Şahin, ağabeyi 49 yaşındaki Zekeriya Şimşek ve Raziye Şimşek'in oğlu 34 yaşındaki Talat Şimşek ve ölen ağabeyi Veli Şimşek'in oğlu 38 yaşındaki İlhami Şimşek'i, şüphe üzerine gözaltına aldı.

AİLE İÇİ CİNAYET

Ümmü Şimşek'in ailesini çapraz sorguya alan polis, aile içi cinayeti ortaya çıkardı. Ümmü Şimşek'in, 2003 yılında cezaevinde bulunan eşi Hasan Şimşek'i, başka bir erkekle aldattığı iddiasıyla şu anda hayatlarını kaybettikleri belirlenen anne Ayşe Şimşek, ve ağabeyi Veli Şimşek ile ablası Raziye Şimşek tarafından zorla Çumra Devlet Hastanesi'ne götürülerek cinsel ilişki yaşayıp yaşamadığını öğrenmek için muayene ettirilmek istendiği belirlendi. Doktorun bunun yasal olmadığını ve Şimşek'i muayene etmemesi üzerine ailesi, eve döndüklerinde Ümmi Şimşek'i, öldüresiye dövdüğü saptandı.

KEMERLE BOĞUP, DERE YATAĞINA ATMIŞLAR

Ümmü Şimşek'in, dövüldükten sonra yarı baygın halde ağabeyi Veli, ablası Raziye, yeğenleri Talat ve İlhami tarafından otomobile bindirilerek Konya-Isparta Karayolu 28'inci kilometresine getirildiği, burada otomobili kullanan Veli Şimşek belinden çıkardığı kemerini yeğenlerine verip Ümmü Şimşek'i boğmasını söylediği belirlendi. Bunun üzerine ablası Raziye ve yeğenlerine direnen genç kadının, boynuna kemer geçirildiğinde Kelime-i Şahadet getirdiği, öldürmemeleri içinde yalvardığı, bu esnada yeğeni Talat'ın kemeri sıkmasıyla öldürdüğü, cesedini de bölgede bulunan dere yatağına attıkları saptandı.

3 YAŞINDAKİ KIZI, EŞİNİN BABASINA TESLİM EDİLMİŞ

Ümmü Şimşek'in öldürülüp, cesedinin dere yatağına atılmasının ardından olaya karışan aile fertlerinin Çumra'daki evlere döndüğü ve bu sırada anne Ayşe Şimşek'in, 3 yaşındaki torununu gösterip "Bunu da götürüp, öldürüp atın bir yere" dediği, ancak teyzesi Raziye'nin de "Annesini öldürdük. Bu çocuğa kıyamam" diyerek küçük kızı götürüp, Ümmü Şimşek'in, eşinin babasına teslim ettiği öğrenildi.

Ümmü Şimşek'in kamyon şoförü yeğeni İlhami Şimşek'in ifadesinde, kamyonuyla cinayetin işlendiği yerden sık sık geçtiği, olayın ve halasının son anlarının gözünün önünden gitmediğini söylediği öğrenildi.

Cinayeti itiraf eden Raziye Şimşek, Talat Şimşek, İlhami Şimşek, ve olayı bildikleri halde gizleyen ağabeyi Zekeriya Şimşek, ablası Hayriye Şimşek, Çumra Adliyesi'ne sevk edildi. Şüphelilerden Raziye Şimşek, Talat Şimşek ve İlhami Şimşek, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Zekeriya ve Hayriye Şimşek'de adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü

------------------

Şüphelilerin Asayiş Şube Müdürlüğü'nden çıkartılması

-Ölen Ümmü Şimşek'in ve gazete kupürünün fotoğrafı

(Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

====================================

4)CEP TELEFONU ALARMI FACİAYI ÖNLEDİ

Kayseri'de sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 4 kişi tedavi altına alındı. Evde çalan cep telefonu alarmı faciayı önledi. Merkez Kocasinan ilçesine bağlı Argıncık Mehmet Akif Ersoy Mahallesi Sıla sokak'ta oturan Gül ailesinden 4 kişi sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendi. Saat 07.30 telefonun çalan alarm sesine uyanan Emre (22), yoğun gaz kokusunu hissederek, uykudaki annesi Ayşe, babası Ahmet ve kız kardeşi Selinay'ı (19) güçlükle uyandırarak ambulans çağırdı. Sağlık ekipleri gelinceye kadar oturdukları devin pencere ve kapılarını açarak, içeriyi havalandırdı. Gazdan etkilenen Gül ailesinden anne ve baba, 112 Acil Servis Ambulansıyla Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Gevher Nesibe hastanesine gönderilirken, Selinay ve Emre Gül ise Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı.

Görüntü Dökümü

--------------------

Zehirlenen kardeşlerin ambulanstan indirilişi

-Detay

Haber: Yasin DALKILIÇ Kamera: KAYSERİ, DHA)

30 saniye/17 MB

==================================================

(yeniden)

5)ADANA'DA SİLAH KAÇAKÇILARINA OPERASYON

ADANA, Kahramanmaraş ve Mersin'de, silah kaçakçılığı yaptığı iddia edilen 13 kişi, düzenlenen operasyonla yakalandı. Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, silah kaçakçılığı yaptığı iddia edilen Adana'da 11, Gaziantep' in İslahiye İlçesi'nde 1, Mersin'in Tarsus İlçesi'nde de 1 kişiyi eş zamanlı operasyonla yakaladı.Sabahın ilk saatlerinde düzenlenen operasyonlarda, Özel Harekat polisleri, koç başlarıyla kapıları kırarak girdiği adreslerde arama yaptı. Aramalarda, 2 av tüfeği, 3 tabanca, 26 tabanca fişeği ele geçti. Şüpheli olarak gözaltına alınan 13 kişi, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Görüntü Dökümü

--------------

Polis araçlarının emniyet müdürlüğünden çıkışı

Özel Harekat Polislerinin evlere girmesi

Sokak içerisenden bekleyen polisler

Polislerin ellerindeki uzun namlulu silahlar

Gözaltına alınanların sağlık kontrölüne getirilmesi

SÜRE: 03'21" BOYUT: 242 MB

Haber-Kamera: Gökhan KESKİNCİ/(ADANA),

=======================================================

6)KAYSERİ'DE FETÖ/PDY'DEN 20 POLİS GÖZALTINA ALINDI

Kayseri'de yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 20 polis memuru gözaltına alındı. 1 polis de aranıyor.Terör örgütü FETÖ/PDY soruşturması kapsamında halen görevlerini sürdüren 21 polis memuru hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Bu kişilerden 20'si gözaltına alınırken, firari olan 1 kişinin de yakalanması için çalışmaların devam ettiği bildirildi. Polis memurlarının, 17-25 Aralık sürecinden sonra Bank Asya'daki hesaplarında artış olduğu ve Kimse Yok mu Derneği'ne yardım ettikleri belirtildi.

Görüntü Dökümü

--------------------

Gözaltına alınan polislerin adli tabipliğe getirilişi

-Detay

Haber: Yasin DALKILIÇ Kamera: KAYSERİ, DHA)

DV 1 DOSYA, 30 saniye/17 MB

========================================================

7)FETÖ ŞÜPHELİSİ İMAMLAR VE KURAN KURSU ÖĞRETMENLERİ ADLİYEDE

Kayseri'de FETÖ/PDY soruşturması kapsamında gözaltına alınan 3 imam ve 3 kuran kursu öğretmeni sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi.Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin FETÖ/PDY soruşturmasında iki gün önce gözaltına aldığı 3 imam ve 3 kadın kursu öğretmeni, yapılan sorgulamanın ardından Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tabipliğine getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Şüpheliler yapılan işlemlerin ardından adliyeye sevk götürüldü.

Görüntü Dökümü

--------------------

FETÖ'cü imamlar sağlık kontrolüne getirilmesi

FETÖ'cü imamların sağlık kontrolünden çıkarılması

-Detay

Haber: Yasin DALKILIÇ Kamera: KAYSERİ, DHA)

DV 1 DOSYA, 1 dakika 14 saniye/40 MB

====================================================

8)KAHRAMANIN AİLESİNDEN İZİN ALMAK İÇİN 1600 KİLOMETRELİK YOLCULUK

AYDIN Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) öğrencisi 2 genç, okullarına kurulacak kütüphaneye 15 Temmuz kahramanı Şehit Ömer Halisdemir'in isminin verilmesi amacıyla şehidin ailesinden izin almak için otostopla, gidiş-dönüş toplam 1600 kilometre yolculuk yaptı. Halisdemir ailesinin elini öpüp şehidin isminin kütüphaneye verilmesi için izin alan gençler, yolculuklarını kameraya alarak o anları ölümsüzleştirdi. ADÜ Söke İşletme Fakültesi 3'üncü sınıf öğrencisi Görkem Balcı ile Sağlık Yüksekokulu 3'üncü sınıf öğrencisi Hakan Siliv, üniversitede yapılması planlanan kütüphaneye 15 Temmuz kahramanı Şehit Ömer Halisdemir'in ismini verilmesini istedi. Konuyu anlattıkları Söke Meslek Yüksekokulu Dekanı Prof. Dr. Fatma Neval Genç, düşünceyi olumlu buldu. Bunun üzerine gençler, kahramanın ailesinden izin almak için Şehit Ömer Halisdemir'in memleketi Niğde'ye gitmeye karar verdi. Gençler yolculuğu, otostopla gerçekleştirmeyi hedefledi. 15 Şubat Salı günü Söke'den yola çıkan Balcı ve Siliv, 2 günde 800 kilometre yolculuk yaparak Niğde'ye ulaştı. Halisdemir'in ailesinden üniversitede yapılacak kütüphanede isminin yaşatılması için el öpüp izin alan gençler, şehidin kabrini de ziyaret etti. Yini 2 günde 800 kilometre daha yolculuk yapan Balcı ve Siliv, Söke'ye döndü. Gittikleri her yerde ilgiyle karşılanan Balcı ve Siliv, yolculuklarını kamerayla kaydetti.

EL ÖPÜP İZİN ALDILAR

Üniversiteli gençlerden Hakan Siliv, "Söke'den Niğde'ye otostop çekerek gittik. Toplam 1600 kilometrelik yolculuk yaptık. Tabii ki yolda sıkıntılar da yaşadık. Ama amacımız Söke İşletme Fakültesi'ne, Şehit Ömer Halisdemir Kütüphanesi'ni kurabilmekti. Şehidimizin annesi Fadime Halisdemir, amcası Mustafa Halisdemir ve ağabeyi Doğan Halisdemir'i, Niğde'nin Bor İlçesi Çukurkuyu Köyü'ndeki evlerinde ziyaret ettik. Ellerini öperek, gerekli izinlerimizi aldık" dedi.

Görkem Balcı ise, "Biz bu yola çıkarken, şahsımız adına hiçbir çıkar gütmedik. Tek amacımız üniversitemiz var oldukça şehidimizin adının yaşatılmasıydı. Bizim artık eli silah tutan nesillere değil, eli kalem tutan nesillere ihtiyacımız var. Bunun tek yolu da bilindiği gibi okumaktan geçer. İsteğimiz gerekli olan maddi ve manevi yardımlar. Gerekli olan masa, sandalye ve kitap rafı gibi destekte bulunmak isteyenler üniversitemize yollayabilirler" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

---------------------

İki üniversiteli gencin otostopla Niğde'ye gidişi

Vatandaşların ilgisi

Şehidin ailesini ziyaret, şehitliği ziyaret ve konuşmaları

Haber- Kamera: Burhan CEYHAN/ İNCİRLİOVA (Aydın),

===================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-4 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement