Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-9

Aladağ'da 12 kişiye mezar olan yurdun müdürü herkesi suçladı, "Benim kusurum yok" dedi (1)ADANA'nın Aladağ İlçesi'nde 12 kişiye mezar olan kız yurdunun tutuklanan müdürü Cumali Genç'in ifadesi, bu yurttaki ihmaller zincirini ortaya koydu.

07.12.2016 16:03
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Aladağ'da 12 kişiye mezar olan yurdun müdürü herkesi suçladı, "Benim kusurum yok" dedi (1)

ADANA'nın Aladağ İlçesi'nde 12 kişiye mezar olan kız yurdunun tutuklanan müdürü Cumali Genç'in ifadesi, bu yurttaki ihmaller zincirini ortaya koydu. Genç'in ifadesinde yangından önceki dönemlere ait ihmallerin yanı sıra, facia sırasında itfaiyenin yetersizliği ve yurttaki ihmaller de detayları ile ifadede yer aldı. Olay günü yurtta yangın tüpü olmadığını, kendilerinin yanı sıra öğrencilerin de yangın söndürme eğitimi almadığını, güvenlik görevini servisçinin sağladığını, müfettişlerin eksiklerle ilgili raporundan haberi bulunmadığını itiraf eden müdür Camali Genç ifadesinde, müdahalede bulunan itfaiye ekibinin oksijen tüpü ve merdiven yetersizliğine dikkat çekti. Öğrencilerin ifadelerinde yangın anı ve kusurlar tam olarak aydınlandı. Öğrenciler ayrıca, sabah 04.00'te uyandırılarak namaz kıldıklarını, isteyenlere de dini eğitim verildiğini de söyledi.

Yangında, kendisini ziyarete gelen 6 yaşındaki çocuğu Sera Betül Genç ölen, eşi yaralanan, 6 kişi ile birlikte tutuklanıp Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmayı bekleyen, 1 yıldan bu yana Süleymancılar'a ait özel yurtta aynı görevde bulunan Cumali Genç'in 6 sayfalık ifadesinde dikkat çeken ihmaller zinciri ile ilgili sözleri özetle şöyle:

Olay günü Adana'daydım, saat 19.00 sıralarında Aladağ'a girdiğimde yangından güvenlik görevlisi Mahmut D.'nin bildirmesi ile haberim oldu. Bu kişinin güvenlik sertifikası yok. 2015 denetiminde bildirilen eksiklikleri gidermiştik. 2016'da denetlemesinde yerleşim planına uygun kullanılmadığı, yeterli hizmetli ve belletici görevlendirmesinin yapılmadığı hususlarını hatırlamıyorum.

Yangın yerine ulaştığımda üçüncü kata kadar tutuşmuş olduğunu, alevlerin çatıya ulaştığını gördüm. 1'inci kattaki çocukların pencerelerde olduklarını gördüm. Komşulardan biri elektrikçi merdiveni denilen alüminyum merdiven getirmişti. Getirilen diğer merdiveni de oturma odasının diğer penceresine dayandı.

Bu arada vatandaşlar merdivenin üzerine çıkarak yukarıdaki çocukları ve bayanları bu merdivenden indirmekteydi. Ben de merdivenlerin yanında yerde bulunan yorganı alarak orada bulunan vatandaşla açıp öğrencilerin bu yorganın üzerine atlamalarını istedik. Bizim açtığımız yorgana 4-5 çocuk atladı, kurtuldu. Merdiveni üçüncü kata yetiştirmeye çalıştıysak da kısa geldi. Yurdun arkasındaki yangın merdiveninden yukarıya çıkmaya çalıştık ama maske ve elbise olmadığından yoğun duman sebebiyle çıkamadık. İtfaiye görevlileri ve diğer görevliler yurdun üçüncü katına ulaşamadıklarından sadece yukarıya su sıkmakla yetindiler.

YANGIN TÜPLERİ O GÜN ALINMIŞ

Tutuklanan müdürü Cumali Genç, facianın olduğu günün sabahında Mahmut D. çocukların yangın tüpü başlıklarıyla oynamaları sonucu bunların basıncının azaldığını görünce değiştirmek için görevlileri çağırdığını söyledi.

Genç, "Gelip bu tüpleri almalarına rağmen yerine bir yedek tüp bırakmamışlar" dedi.

İTFAİYEYE SUÇLAMALAR

Yurt Müdürü Cumali Genç, yangını söndürmeye gelen itfaiyeyi de suçlarkan şunları söyledi:

Olay itfaiyenin tamamen bu konudaki yetersizliğinden ve itfaiye aracının merdivenli müdahale aracının bulunmamasından, merdivenlerinin üçüncü kata yetişecek şekilde uzun olmamasından, itfaiye görevlilerinin yeterli donanıma sahip olmamasından kaynaklanmıştır. Eğer yukarıdaki müdahaleler yapılabilseydi bütün öğrencilerin kurtarılabileceğini düşünüyorum.

Yangın sırasında üçüncü katta bulunan öğrencilerden yangın merdivenine yönelen kimse de olmamıştır. Ben çocukların yönelmek için fırsatlarının olmadığını düşünüyorum. Yangın ve duman birden bastırdığından belleticiler dahi üçüncü kata çıkamamış.

Yangın söndürüldükten sonra gelen itfaiye araçlarında yangın merdiveni vardı. Yangın sırasında üçüncü kata ulaşılamadığından çaresizlikten üçüncü kattaki pencerelere camlarını kırmak için vatandaşlarla taş attık. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerinde ne oksijen tüpü ne maske, ne de ekipman vardı. Yangına müdahale çoğunlukla vatandaş tarafından yapıldı. İtfaiye ekipleri yetersiz kaldı. Kurtulanları da çoğunlukla vatandaşlar kurtardı.

YANGIN KAPISININ NASIL OLACAĞINI BİLMİYORMUŞ

Cumali Genç, bu konudaki iddialarını şöyle sürdürdü:

Yangın merdiveninin kapılarının birkaç kez denedim. Herhangi bir bozukluk yoktu. Yurdun yangın merdiveni kapılarının normalde yanmaz ve belli bir süre dayanması gereken maddeden olması gerektiğini bilmiyordum. Ruhsatı böyle olduğu için araştırmadım. Ben yangınla ilgili herhangi bir resmi eğitim almadım.

Panoda 5-6 ay önce sigorta attı. Aladağ'da zaman zaman bu şekilde elektrik kesildiği için ona bağlı olduğunu düşündüm tamirci çağırmadım.

"VİCDANIM RAHAT"

Müdür Cumali Genç ifadesinde akşamları kızı ile birlikte 4 belleticinin de yurtta kaldığını anlatırken, "Asgari ücret üzerinden maaş almaktayım. Vicdanen yaşanan olayda kendimde herhangi bir kusurum yoktur. Olayla alakalı tüm önlemleri aldığımı düşünüyorum" dedi.

Görüntü Dökümü

--------------

İfade tutanaklarının görüntüsü

Yanan yurt binasının genel ve detayları

Haber-Kamera: ADANA,

=====================================================

Kulp'ta 6 öğrencinin öldüğü Kuran kursu bilirkişi raporu: İmam birinci derecede kusurlu

DİYARBAKIR'ın Kulp İlçesine bağlı Karaağaç Köyü'ndeki yatılı Kuran Kursu'nda 1 Aralık 2015'te meydana gelen, 6 öğrencinin yanarak yaşamını yitirdiği, 6 kişinin de yaralandığı yangınla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunda çarpıcı tespitler yer aldı. Olayda kurs yöneticisi olan kadrolu imam Faruk Işık'ın birinci derecede kusurlu olduğu, diğer sorumluların ise kurs binasına elektrik tesisatını döşeyen firma ve köydeki muhtarlık ihtiyar heyeti olduğu belirtildi.

Kulp İlçesine bağlı Karaağaç Köyündeki yatılı Kuran kursunda 1 Aralık 2015 günü saat 02.00 ve 02.15 arasında çıkan ve Nur Muhammed Bayka, Mehmet Bingöl, Suat Çankaya, Serhat Sancar, Şahin Kahraman ve Sabahattin Altun adlı 6 çocuğun yanarak ölmesine, 6 çoçuğun da yaralanmasına neden olan yangın ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporu ortaya çıktı.

Akdeniz Üniversitesi'nden 4 öğretim elamanı tarafından hazırlanan bilirkişi kurulu raporunda çarpıcı tespitler yer aldı. Soruşturmada tek şüpheli olan Faruk Işık'ın ifadesine de yer verildiği bilirkişi raporunda şöyle denildi:

"Faruk Işık, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı kadrolu imam pozisyonunda Kuran Kursu öğreticisi olarak Eylül 2015'ten beri görev yaptığını söyledi. Işık, 2011 yılında inşaa edilen binanın ruhsatının olup, olmadığını, arazinin tapulu olup olmadığını bilmediğini söyledi. Işık, kursun elektrik tesisatının hangi firma tarafından yapıldığını bilmediğini, elektrik aboneliğini başvurusunda bulunulduğunu düşündüğünü ancak binada elektrik sayacına rastlanmadığını görev yaptığı sürede kursa elektrik faturasının gelmediğini söyledi."

ELEKTRİK TERTİBATI VE PANOSU YÖNETMELİĞE UYGUN DEĞİL

Eğitim verilen kursun Müftülüğe kayıtlı gündüz eğitim verme belgesine sahip C sınıfı Kuran kursu olduğu, Işık'ın göreve başladıktan 15 gün sonra Kulp Müftüsü ile görüşüp, kursu yatılı hale getirmek isteğini sözlü olarak bildirdiği belirtilen bilirkişi raporunda şöyle denildi: "Yangın raporu, Jandarmanın verdiği raporlar, verilen ifadeler ve elektrik tertibatının ve panosunun Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ve Elektrik iç tesisleri yönetmenliğine göre uygun olmadığı göz önüne alınarak, yangının elektrik kaynaklı olduğu, Kalorifer sisteminin var olduğu, ifadelerden kazanın aktif olarak ısıtma tesisat, sisteminin çalıştığı, yangın olayının meydana geldiği yerde 2 adet elektrikli ısıtıcı ve 1 adet elektrikli radyatör bulunduğunun tespit edilmesiyle ya kalorifer tesisatının yetersiz kaldığı ya da hiç çalışmadığı teknik olarak ortaya çıkmaktadır. Her iki durumda da kurs yöneticisi Faruk Işık'ın görevinin ifası için gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüyle görevini ihmal ettiği tespit edildi."

YATILI STATÜSÜNE GEÇMEDEN YATILI KALMALARINA İZİN VERİLMİŞ

Bilirkişi raporunda, 6 kişinin yanarak ölmesine neden olan Karaağaç Kuran kursunun yatılı Kuran kursu statüsüne yasal olarak geçmeden kursta öğrencilerin bazılarının gelişi güzel şekilde kayıtları bile tutulmadan yatılı olarak kalmalarına izin verdiği belirtilerek, "Kömür yakıtlı kalorifer kazanının yatılı kalan öğrencilerden biri tarafından yakıldığı, eğitim almayan kişiler tarafından kazanın yakılmasına müsaade edildiği, belirtilen hususlar göz önüne alındığında kurs yönetici Faruk Işık'ın öğrencilerin gece kursta yatmalarına müsaade etmesi, buna bağlı olarak elektrik kaynaklı, yangın olayına bağlı 6 kişinin hayatını kaybeden olayda birinci derecede asli kusurlu olduğu görüş ve kanaatindeyiz" denildi.

Kusur bakımında Karaağaç Kuran Kursu'nun elektrik tesisatını yapan firma ile Muhtarlık İhtiyar Heyetinin, kursun kurallara uygun olarak inşa edildiğini tespitinin ilgili makamlarca yapılmasını sağlamak üzere bir başvurunun yapılmadığından bu yangın olayının meydana gelmesinde 2'nci derecede tali kusurlu oldukları görüşü bildirilen bilirkişi raporunda, ilçe müftüsü ile ilgili ise şöyle denildi: "Kulp İlçe Müftüsü Selahattin Özçelik'in Karaağaç Köyündeki Kuran Kursu'nda 16 Kasım 2015 günü rutin kurs denetlemesi yaptığı ve denetleme raporu hazırladığı görülmüştür. Ancak hazırlanan denetim raporunun matbu bir form olduğu ve bu denetlemenin kursun fiziki şartlarına kurs öğreticilerine, personellerine yönelik olduğu kursun fen ve sağlık kurumlarına uygunluğu belirleyecek ve uygunsuzlukları ortaya çıkarılabilecek nitelikte bir denetim olmadığından müftünün bu teknik kontrollerle ilgili mevzuatta bir yükümlülüğünün olmadığından olayın meydana gelmesinden bir kusurunun olmadığın kanaatindeyiz."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Rapordan görüntüler

-Arşiv-

-Kuran Kursundan görüntü

Haber-Kamera: Ferit ASLAN-Ahmet ÜN/DİYARBAKIR,-

===================================================

Çukurca Belediye Başkanı Tunç tutuklandı

HAKKARİ'nin Çukurca İlçesi'nde 4 gün önce gözaltına alınan DBP'li Belediye Başkanı Servet Tunç, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Çukurca İlçesi'nde 4 gün önce operasyon yapıldı. Belediye Başkanı DBP'li Servet Tunç'un da aralarında bulunduğu 8 kişi gözaltına alınırken, belediye binasında kapsamlı arama yapıldı. Çukurca Belediye Başkanı Servet Tunç, Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından Çukurca'da bugün adliye çıkarıldı. Savcılık tarafından ifadesi alınan Tunç, 'Terör örgütüne üye olduğu' iddiasıyla sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Değer 7 kişinin Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri ise sürüyor.

Şemdinli Belediye Başkanı Seferi Yılmaz da dün sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı.

Haber: ÇUKURCA(Hakkari), -

=======================================================

Numan Kurtulmuş: Fırat Kalkanı, laf olsun diye yapılan operasyon değildir

BAŞBAKAN Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Fırat Kalkanı operasyonunu sürdüren Türk askerine yönelik El-bab'da, IŞİD tarafından yapılan saldırıyla ilgili, Fırat Kalkanı operasyonunu, Türkiye'nin güvenliği için yapıldığını ve terör örgütü militanlarının da Türk ordusuna saldırmasının beklenilen bir şey olduğunu söyledi. Kurtulmuş, "Maalesef bazı yerlerde terör örgütü militanlarının Türk unsurlarına saldırmaları bu beklenilen bir şeydir. Bugün ki şehidimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Fırat Kalkanı, vatan savunmasının bir parçasıdır. Laf olsun diye yada her hangi bir ülkenin toprağını işgal edelim diye yapılmış bir şey değildir."dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'İslam Dünyası Turizm Başkenti Konya', organizasyonu kapsamında Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından bir otelde düzenlenen 'Uluslararası İslam Sanatları Yarışması' ödül törenine katıldı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, sanatın sadece bir müzede veya kongre merkezin de sergilensinler diye yapılan bir iş olmadığına dikkat çekerek, "Bizim için sanat sadece soyut olarak, sadece sanat olsun diye değil, bütün bunların hepsini içerisine alan ama hayatın içerisinde var olan bir bütünün parçasıdır."dedi.

Numan Kurtulmuş, programın ardından Ak Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Numan Kurtulmuş, burada basın mensuplarının sorunlarını cevapladı.

HAC VE UMRE İÇİN TÜRK LİRASI ALINMASI

Hac ve Umre ücretlerinin Türk lirası olarak alınmasıyla ilgili soru üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi: "Hac ve Umre milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiriyor. Biz niye hac ve umreyi döviz üzerinden konuşalım. Oradaki hizmetler belli, Suudi Arabistan'daki otellere riyal üzerinden ödenecek. Türk Hava Yolları, biletleri de dövizi belli bir seviyede tutarak Ramazan ayı sonuna kadar artırım yapmayacak. Dolayısıyla biz vatandaşlarımızdan hac ve umre ücretlerini Türk parası olarak alacağız. Bu önemli bir gelişmedir. Aynı şekilde Anadolu medyasının Türksat uydusuna ödemiş olduğu paralar dolar üzerinden ödeniyordu. Bunun belirli bir yerde sabitlenerek Türk parasına döndürülmesi teklifinde bulunduk. Diğer alanlarda bu çalışmalarımız devam edecek. Ayrıca yıllarca konuşulur, başka ülkelerle yaptığımız ticaretlerde her ülkenin kendi milli para biriminin kullanılması. Ruslar'dan biz bir şey alacaksak ruble ödeyelim, onlar bizden bir şey alacaksa Türk parası ödesinler. Böylece dolara ihtiyaç uluslararası piyasada azalacak ve doların bir uluslararası baskı aracı olarak kullanılmasını isteyen bazı çevrelerinde imkanları kısıtlanacaktır. Bu doğru politikadır. Bazıları bunu küçümsüyor ve hafife almaya çalışıyorlar. Boşuna merak etmesinler bu milletimizin de hassasiyetle destek verdiği milli bir anlayıştır."

EL-BAB'DA TÜRK ASKERİNE SALDIRI

Kurtulmuş, Fırat Kalkanı operasyonunu sürdüren Türk askerlerine yönelik El-bab'da IŞİD tarafından yapılan saldırıyla ilgili de, Fırat Kalkanı operasyonunun Türkiye'nin güvenliği için yapıldığını kaydetti. Operasyonun laf olsun diye yapılmadığını ifade eden Kurtulmuş, "Türkiye'nin, 'Fırat Kalkanı' operasyonunu laf olsun diye yapılan bir operasyon değildir. Milli güvenliğini ilgilendiren bir gerekliliktir. Sınırın ötesinden gerek DEAŞ, gerek PYD, başka unsurlar, hem teröristler olarak Türkiye'ye saldırıda bulundular, roketler atıldı. Türkiye'nin içerisinde insanlarımız şehit edildi. Bu artık Türkiye için sabredilemez noktaya geldi. Türkiye kendi ulusal güvenliğini temin etmek bakımından bu operasyonu başlattı. Operasyonun hedefi de bellidir. Bu bölgede DEAŞ başta olmak üzere hiçbir terör örgütü kalmayacaktır. Bu anlamda El-bab'ın, Mümbiç'in terör örgütlerinden boşaltılması için hedeflerimizden vazgeçmiş değiliz. "diye konuştu.

"BİR ÜLKENİN TOPRAĞINI İŞGAL EDELİM DİYE YAPILMIŞ BİR ŞEY DEĞİLDİR"

Fırat Kalkanı operasyonunun sonuna kadar devam edeceğini ifade eden Kurtulmuş, "Türkiye burada 5 bin kilometrekarelik alanı terör örgütlerinden temizleyecektir. Bu operasyonun ikinci önemli maksadıyla şuydu; biz Suriye'nin kuzeyinde Kürt kardeşlerimizin varlığından rahatsız değiliz. Ama Suriye'nin kuzeyinde diğer unsurlarında Arapları'nda, Türkmenleri'nde asırlardır yaşadığı gibi kıyamete kadar yaşamasından yanayız. Suriye'nin kuzeyinde her hangi bir terör grubunun tek başına iddia ederek bir bölgeyi kendi etkisi altına almış olması, pratik olarak Suriye'nin üçe bölünmesi demektir. Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğunu bir defa daha ifade ediyoruz. Türkiye sınırlarının hemen altında uzun bir coğrafyada bir terör grubunun tek başına hakim olduğu ortamın ortaya çıkmaması için Türkiye, 'Fırat Kalkanı' operasyonuna başladı. Sonuçlarımız, hedeflediğimiz istikamette adımlarımızı atıyoruz. Başarılı bir şekilde de sonuna kadar gideceğiz. Bunu yaparken de maalesef bazı yerlerde terör örgütü militanlarının Türk unsurlarına saldırmaları bu beklenilen bir şeydir. Bugün ki şehidimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Fırat Kalkanı, vatan savunmasının bir parçasıdır. Laf olsun diye yada her hangi bir ülkenin toprağını işgal edelim diye yapılmış bir şey değildir. Türkiye'nin güvenliği, oradaki bölge halkının esenliği için yapılmış olan bir operasyondur. Biz Özgür Suriye Ordusu'na orada lojistik destek veriyoruz. Meşru bir grupla birlikte orada meşru bir operasyonu yürütüyoruz."dedi.

Görüntü Dökümü

------------------

Numan Kurtulmuş'dan detay

-Ödül töreninden detay

Numan Kurtulmuş basın toplantısı

Genel ve detay

Haber- Kamera: Mehmet Kayhan YILDIZ- Hasan DÖNMEZ KONYA DHA))

==================================================

Apartmanın önünde toprak kaydı, belediye 'boşaltın' uyarısı yaptı

Trabzon'da, ön kısmında toprak kayması meydana gelen 10 katlı binanın tedbir amacıyla tahliyesi istendi. Ancak bina sakinleri, belediye ekiplerinin uyarısına rağmen evlerinden ayrılmadı.

Ortahisar İlçesi Çukurçayır Mahallesi'nde bir sitede yer alan apartmanın önündeki inşaat alanında 2 gün önce toprak kayması yaşandı. Apartmanın yer aldığı kuzey cephesinde toprak kitlesi kayınca sitenin yürüyüş yolu ve demir korkuluklar yıkıldı. Olay sonrasında Ortahisar Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ekipleri bölgede inceleme yaptı. Belediye yetkilileri incelemenin ardından bina sakinlerinden, toprak kayan bölgede istinat duvarı inşa edilmesi tamamlanana kadar tedbir amaçlı olarak binayı boşaltmalarını istedi. Toprak kayması yaşanan bölümde duvar örülmesine başlandı ancak apartman sakinleri binayı boşaltmadı.

Tehlike yaşanan binada ikamet eden ve göçüğün yaşandığı inşaatın sahiplerinden olan Hüseyin Örnek, "Oturduğumuz bina yapılırken buradan çıkan toprak yanda bulunan bizim arazimize dökülmüş. Drenaj sistemi sağlıklı yapılmadığından binanın altına yağışlardan dolayı su birikti. Daha sonra bu su birikintisi ile gevşeyen toprak yamaçtan kayınca göçük oluştu. Bizim binada herhangi bir hasar oluşmadı. Ancak belediye tedbir amaçlı olarak boşaltılmasını istedi. Ama evimizde oturuyoruz. Bir sıkıntı yor. Bina sağlam. Tek bir çatlak dahi yokö dedi.

Görüntü dökümü

Apartmandan görüntüler

Çevreden görüntüler

İstinat duvarı inşaası

Hüseyin Örnek ile röp

Detaylar

Haber-Kamera: Osman ŞİŞKO/ TRABZON

=============================================

Halep'e 52 ton un yardımı

CANSUYU Derneği, Suriye'nin Halep kentinde yoğun olarak devam eden çatışmalardan dolayı evlerini terk ederek İdlib İli kırsalına yerleşen halkın ihtiyacını karşılamak amacıyla 52 ton un gönderildi.

Malatya Şubesi tarafından bağışçılardan sağlanan 52 ton un Hatay'ın Reyhanlı İlçesi Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan İdlib ve kırsalında yaşayan halka dağıtılarak ekmek yapımında kullanılacak. Halep'teki insanlık dramının dünyaca görmemezlikten gelindiğini söyleyen Cansuyu Derneği Hatay Temsilcisi Abdulhadi Bük yaptığı açıklamada, şöyle dedi: "Cansuyu Derneği olarak yardım konusunda çok duyarlı davranıyoruz. Türk halkının da desteği ile düzenlediğimiz kampanya kapsamında toplanan yardımları Suriye'deki kardeşlerimize yetiştirmeye çalışıyoruz. Var çaba ve var gücü ile düzenlediğimiz bu kampanya ile Halep halkı için elimizden geleni yapıyoruz. Bu güne kadar aralarında battaniye ve değişik gıda malzemeleri de bulunan 2 bin ton eşya gönderdik. Bu gün ise acil ihtiyaç duyulan 52 ton un gönderdik. Yardım yüklü 2 TIR Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan çıkış yaparak Halep'ten kaçıp İdlip kırsalına yerleşen halkın ihtiyacını karşılayacak."

Görüntü Dökümü

----------------------

Cansuyu yazılı afiş

TIR'lardan görüntü

Hatay temsilcisi Abdulhadi Bük'ün konuşması

TIR'ların hareketi

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),

================================================

Kilis'in düşman işgalinden kurtuluşu kutlandı

KİLİS'in düşman işgalinden kurtuluşunun 95'inci yıldönümü törenle kutlandı. Kutlamalar sırasında yoğun güvenlik önlemleri alındı.

Asri Mezarlıktaki Şehitlik ziyareti ile başlayan törende; Vali İsmail Çataklı, Belediye Başkanı Hasan Kara, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Gökhan Şahin, Ak Parti Kilis milletvekilleri Reşit Polat ile Mustafa Hilmi Dülger ve protokol üyeleri, İslahiye Caddesi'nde Kilis'e temsili giriş yaptı ve Kuvay-i Milliye ve Mücahitleri ve Gaziler Derneği üyeleri tarafından çiçeklerle karşılandı. Protokol üyeleri burada kortej oluşturup Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüdü. Cumhuriyet Meydanı'nda saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu. 7 Aralık nedeniyle düzenlenen müsabakalarda dereceye girenlere çeşitli ödüllerin verildiği tören, resmigeçit ile sona erdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Alınan güvenlik önlemleri

Polislerin gelişi

Yürüyüşten detay

Meydandaki tören

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU-KİLİS-

============================================

200 dolar bozdurana 10 bardak çay bedava

TOKAT'ta 24 yıllık çay ocağı işleten Mustafa Özdilek, 200 dolar bozdurana 10 bardak çay bedava kampanyası başlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısından sonra Türk lirasının değerlenmesi için başlatılan döviz bozdurma kampanyasına çeşitli kişilerin ve esnafın desteği devam ediyor. Kent merkezinde Saray İş Hanı içerisinde çay ocağı işleten 44 yaşındaki Mustafa Özdilek, 200 dolar bozdurana 10 bardak çay bedava kampanyası başlattı. İşyerinin camına yazı asarak kampanyayı duyuran Mustafa Özdilek, doların yükselmesine tepki amacıyla kampanyayı başlattığını söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dolara verdiği tepki üzerine böyle bir tepki eylemine karar verdiğini belirten Özdilek, "Günde 200 dolar bozdurup fişini getirene 10 çay bizden. Ne zaman gelirse içsin çayını. Vatandaşın kampanyaya desteği iyi" dedi.

Görüntü Dökümü:

- Çay ocağından görüntü

-Asılan yazı

-İşletmecinin konuşması

Haber-Kamera: Mustafa TURAPOĞLU/TOKAT,

===============================================

Mersin'de taksicilerin korkulu rüyası yakalandı (2) (Yeniden)

MERSİN'de taksicilerin korkulu rüyası haline gelen bıçaklı gaspçı B.Y. tutuklandı.

Yaklaşık 15 gün önce Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nda taksiye binen bir kişi, hastaneye gitmek istediğini söyleyip hareket eden aracın şoförünü bir süre sonra durdurup, bıçak zoruyla 180 lirasını alıp kaçtı. Taksi sürücüsü polise giderek eşkalini verdiği zanlıdan şikayetçi olurken, 2 gün önce gece aynı bulvar üzerinde yine bir taksi sürücüsünün 600 lirası ve cep telefonu bıçak tehdidi ile gasp edildi. Polis bölgedeki güvenlik önlemini arttırırken, dün bindiği bir taksicinin daha 50 lirasını yine aynı yöntemle gasp eden B.Y., polis ekipleri tarafından kısa süre içinde yakalandı. Yaptığı gasplardan biri taksi içindeki güvenlik kamerası kayıttlarına da yansıyan zanlı, sevk edildiği adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü

----------------------

3 taksiciyi ayrı ayarı gasp eden zanlı emniyetten çıkarken

Zanlı polislerin arasında emniyetten götürülürken

Polis aracına binerken

Ekmek bıçağı polisin elinde

(Görevlik kamera görüntüsü)

Zanlı akşam kaldırımda yürürken

Yolun karşısına geçerken

Yolun karşısında taksiye binerken

Taksi giderken

Haber : -Kamera: Mustafa İNSAN/MERSİN

===========================================

Haran'da, balkondan düşen çocuk ağır yaralandı

ŞANLIURFA'nın Harran İlçesi'nde binanın 2'nci katındaki balkondan beton zemine düşen 1 yaşındaki Burak Atlı ağır yaralandı.

Olay, öğlede saatlerinde ilçenin Şeyh Hayati Harrani Mahallesi'nde meydana geldi. Burak Atlı, 4 katlı binanın 2'nci katındaki evin balkonunda oynarken dengesini yitirince beton zemine düştü. Yaralanan küçük Burak, yakınlarının ihbarı üzerine gelen sağlık görevlilerinin olay yerindeki ilk müdahalesi ardından Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Acil serviste tedavisine başlanılan çocuğun hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

Hastanenin acil servisi

Yaralı çocuğu ambulanstan indirilmesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA-DHA)

============================================

Sahile ölü caretta vurdu (2) (Yeniden)

MERSİN'in Erdemli İlçesi'nde sahile koruma altında bulunan 50 kiloluk bir ölü Caretta Caretta kaplumbağası vurdu.

Sahilde bir kaplumbağanın hareketsiz yattığını gören vatandaşlar, Erdemli Belediyesi ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Erdemli Şefliği'ni arayarak haber verdi. Hayvan Hakları Savunucusu Semih İğdigül ile sahile gelen görevliler, kaplumbağanın leşini Tarsus'taki Hayvan Hastanesi'ne götürdü. Hayvanın üzerinde herhangi bir darp izi olmadığını belirten Semih İğdigül, kaplumbağanın yaklaşık 5 yaşlarında ve 50 kilo ağırlığında olduğunu belirtti. İğdigül, "İlk belirlemelere göre hayvanda herhangi bir darp izi yok. Balıkçı ağına takılmış ve orada ölmüş olabilir. Daha sonra da sahile vurduğunu düşünüyorum" dedi. Doğa Koruma ve Milli Parklar görevlileri ise yapılacak incelemenin ardından kaplumbağanın ölüm nedenin anlaşılacağını belirtti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------

-Caretta sahilde görüntüsü

-Caretta ölü halde görüntüsü

-hayvan hakları savunucusu semih iğdigül carettayı incelerken

-Semih İğdigül ile röportaj

-Carettayı gören vatandaşlar ile röportaj

-caretta taşınırken

-caretta araca yüklenirken

Haber-Kamera: Mehmet DOĞANER/ERDEMLİ(Mersin),

===========================

Hayvanlar yanlış tedaviden telef oldu iddiası

ANTALYA'nın Serik İlçesi'nde hayvancılık yapan Adnan Demir, 22 küçükbaş hayvanının uygulanan yanlış tedavi nedeniyle 2 hafta içerisinde farklı günlerde telef olduğunu iddia etti.

Serik'e bağlı Deniztepesi Mahallesi'nde hayvancılık yapan Adnan ve Kiraz Demir çiftinin 22 küçükbaş hayvanı, geçen 22 Kasım'dan bu yana aralıklarla telef oldu. Hayvanların rahatsızlanması üzerine özel veterinerine durumu haber verdiğini söyleyen Adnan Demir, veterinerin yaptığı kontrolde hayvanlarda mavi dil hastalığından şüphelendiğini belirtti. Bunun üzerine 22 Kasım'da Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü'nü aradığını aktaran Adnan Demir, hastalıklı olduğu için sürüden ayırdığı 4-5 koyununa İlçe Müdürlüğü'nden gelen görevlinin de aynı teşhisi koyarak aşı yaptığını kaydetti.

'HAYVANLARA RASTGELE İĞNE VURDULAR'

Hayvanlar aşılanmasına rağmen günlük birkaçının öldüğünü savunan Adnan Demir, "En son dün birkaç çiftçi arkadaşımı aradım, onlar da gelip baktılar ve bunun çiçek hastalığı olabileceği kararına vardık. Sonra İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'nü tekrar aradım ve durumu anlattım. Geldi, baktılar, 'Evet, hatamızı kabul ediyoruz' dediler. Bu sırada delil olması için çocuğa telefonla konuşmalarımızı kaydettirdim. Bunu görünce memur arkadaşın biri çocuğun elinden telefonu alıp kaydı sildi. Sonra gerçekten 'bu hastalık mavi dil hastalığı değil çiçek hastalığıymış eyvah' dediler. İlk geldiklerinde muayene bile etmeden hayvanlara rastgele iğne vurdular. Bu hayvanlara çiçek hastalığı teşhisi konsaydı 3-5 zaiyatla kurtarabilirdim. Şu andaki zaiyatım 22, bunların hepsi gebe" diye konuştu.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkililerinden sorununa çözüm bulmalarını isteyen Adnan Demir, yanlış teşhisin yanlış sonuçlar doğurduğunu ve zarar ettiğini öne sürdü.

'HAKKIMI ELİMDEN ALDILAR'

Kiraz Demir de "Geldiler, herhangi bir teşhis koymadan malıma iğne vurdular. Bunlar benim gözbebeğimdi. Bunlardan geçiniyorum, benim başka bir geçim kaynağım yok. Ekmeğim bununla benim hakkım buydu. Hakkımı elimden aldılar. Beni kurtarsınlar. Ben maddi, manevi yıprandım. Beni bu dertten kısa zamanda kurtarsınlar. Aklımı yitirdim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------

Hayvan sahibi ile rop koyunlarda deday olen koyun ve kuzulardan deday gorundu

Haber- Kamera: Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya),

=======================================================

11 yaşındaki kuzene cinsel istismara 24 yıl hapis cezası

ANTALYA'nın Serik İlçesi'nde amcasının kızı 11 yaşındaki R.G.K.'ye cinsel istismarla suçlanan 21 yaşındaki Ahmet K., 24 yıl hapse mahkum edildi.

Serik'e bağlı Yanköy Mahallesi'nde geçen mart ayında amcasının kızı R.G.K.'ye cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen Ahmet K., tutuklandı. Ahmet K. hakkında 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan Manavgat 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın karar duruşması görüldü. R.G.K.'nın bulunmadığı duruşmaya, şikayetçi anne ve babayla sanık avukatları katılırken, tutuklu sanık Ahmet K. SEGBİS'ten bağlandı.

SAVCI MÜTALAA VERDİ

Duruşmada mütalaa veren savcı, sanığın müştekiye değişik zamanlarda 10'dan fazla cinsel istismarda bulunduğunu belirterek, en son olayda müştekiyi okuldan motosikletle alarak portakal bahçesine götürdüğünü, burada cinsel saldırı işlemini gerçekleştirdiğini kaydetti. Müşteki avukatı da savcının mütalaasına katıldıklarını belirterek, sanığın cezalandırılmasını talep etti.

'BERAATIMI İSTİYORUM'

Son sözü sorulan Ahmet K. ise suçlamaları reddetti. Ahmet K., "Portakal bahçesine gittim. Orada müştekinin babası da vardı. Böyle bir olay olmadı. Benden şikayetçi olma konusunda bir hafta içinde birkaç defa fikir değiştirdiler. Bana 'köyden gitsin' diye haber gönderdiler. Köyden gitseydim şikayetçi olmayacaklar mıydı? ya da ben onları şikayet etseydim mağdur olmayacaktım. 8 aydır cezaevindeyim. Beraatımı istiyorum" dedi.

AVUKATLAR: AİLELER ARASINDA HUSUMET VAR

Sanık avukatları da mahkeme başladığında hazırlanan iddianameyle şimdiki mütalaa arasında herhangi bir fark olmadığını, olayla ilgili keşifte müştekinin 'portakal bahçesi' diye ifade ettiği yerin böyle bir olayın yaşanmasına uygun olmadığını, müştekinin de portakal bahçesinin biraz ilerisinde sazlık bir bölgeyi gösterdiğini söyledi. Sanıkla müştekinin ailesi arasında miras paylaşımı nedeniyle husumet bulunduğunu öne süren sanık avukatları, müştekinin soruşturma aşaması ve keşifteki ifadelerinin çelişkili olduğunu savundu. Olayla ilgili tek bir somut delil olmadığını, sadece müştekinin iddiaları olduğunu kaydeden avukatlar, önceki dönemlerde olduğu belirtilen cinsel istismarlardan birinin olduğu tarihte müvekkillerinin askerde olduğunu vurguladı. Sosyal gelişim uzmanlarının da müştekinin gelişiminin normal ve yaşına uygun davranışlar sergilediğini belirttiğini aktaran sanık avukatları, Ahmet K.'nin beraatı ve tahliyesini talep etti.

Mahkeme, sanık Ahmet K.'ye 'çocuğun cinsel istismarı' suçundan 16 yıl 8 ay, 'hürriyeti tahdit' suçundan ise 7 yıl 4 ay olmak üzere toplam 24 yıl hapis cezası verdi.

Haber: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya), -

=========================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-9 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement