Dha Yurt Büteni-5 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Büteni-5

Isparta'daki korkunç kazadan sonra viyadük trafiğe kapatıldıYaralılar kazayı anlattıISPARTA'da, ehliyetsiz 17 yaşındaki Nesim Salman'ın kullandığı kamyonetin kontrolden çıkarak çarptığı 42 yaşındaki Veli Bakır'ın ölümüne, 2 üniversite öğrencisinin ölümüne neden olduğu kazanın meydana...

10.03.2017 13:32
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Isparta'daki korkunç kazadan sonra viyadük trafiğe kapatıldı

Yaralılar kazayı anlattı

ISPARTA'da, ehliyetsiz 17 yaşındaki Nesim Salman'ın kullandığı kamyonetin kontrolden çıkarak çarptığı 42 yaşındaki Veli Bakır'ın ölümüne, 2 üniversite öğrencisinin ölümüne neden olduğu kazanın meydana geldiği viyadük trafiğe kapatıldı.

Isparta- Keçiborlu karayolundaki Süleyman Demirel Üniversitesi'nin doğu ve batı yerleşkesini birbirine bağlayan viyadükte dün saat 15.00 sıralarında Nesim Salman yönetimindeki 06 KBG 65 plakalı kamyonet, sürücünün kontrolünden çıkıp viyadüğün kaldırım bölümünde yürüyen üniversitede temizlik personeli olarak çalışan Veli Bakır ile öğrenciler Caner Özcanlı ve Betül Dönmez'e çarptı. Kazanın şiddetiyle Veli Bakır ile kamyonet viyadükten yaklaşık 10 metre uçarak İstanbul Caddesi'ne düştü. Öğrenciler ise viyadük üstünde savruldu. Bu sırada yoldan geçen Gürşah Akman'ın kullandığı 34 PH 0345 plakalı otomobil Veli Bakır'ın üzerinden geçti. Veli Bakır olay yerinde yaşamını yitirirken, öğrenciler ve kamyonet sürücüsü yaralandı.

KAZA ANINI HATIRLAMIYOR

Yaralı öğrenciler Caner Özcanlı ve 20 yaşındaki Betül Dönmez'in tedavisi SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde sürüyor. Öğrencilerden Betül Dönmez, olay anına ilişkin hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Yere düştüğünde acı hissettiğini ve ambulansın siren sesini duyduğunu belirten Betül Dönmez, "Arkadaşlarım 'kımıldama' dedi. Dedikleri her şeyi yapmışım. En son gözümü açtığımda hastanedeydim. Onun dışında bir şey hatırlamıyorum" dedi. Kendilerine çarpan aracı da görmediğini kaydeden Betül Dönmez, kaza anında telefonla konuştuğunu, aracın gelişini görmediğini söyledi.

Kaza anında Betül Dönmez'in yanındaki arkadaşlarından Berat Çeliker ise "Araç yüksek bir hızla geliyordu. Aracın kayma sesini duyduk. O sesi duyunca arkamı döndüm. Toparlayamayacağı belliydi. Zaten ondan sonra da kaldırımda yürüyenlerin arasına daldı. 1,5- 2 metre kadar önümden geçti. Risk altında değildim" diye konuştu.

TRAFİĞE KAPATILDI

Kazanın yaşandığı viyadük ise bu sabah SDÜ yönetiminin talebi üzerine araç trafiğine kapatıldı. Viyadüğün kırılan bariyerleri yenilenirken araç girişi yola konulan bariyerlerle kapatıldı. Kazada yaşamını yitiren 3 çocuk babası Veli Bakır'ın cenazesi ise morgdan alınarak Yalvaç İlçesi Eyüpler Köyü'ne getirildi. Bakır'ın cenazesi burada toprağa verildi. Tedavisinin ardından gözaltına alınan ehliyetsiz kamyonet sürücüsü Nesim Salman'ın emniyetteki ise işlemleri sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------

Viyadükten görüntü

Dha Muhabiri Mehmet Erçakır'ın anosnları

Betün Dönmez'in olayı anlatması

Berat Çeliker'İn olayı anlatması

veli Bakır'ın cenazesinin köye getirilmesi

Haber: Mehmet ERÇAKIR-Nurettin ARKAN- Kamera: Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA,

=================================

Çarşamba çayı taşmak noktasına geldi

KONYA'nın Bozkır İlçesi'nde kent merkezinden geçen Çarşamba Çayı, karların erimesi ve son günlerde yağan yağmur nedeniyle taşma noktasına geldi.

Bozkır, ilçesi Konya'ya 116 kilometre uzaklıkta olup, Akdeniz Bölgesi sınırları içinde Toros Dağları'nın İç Anadolu Bölgesi'ne bakan eteklerinde yer alıyor. Yine Toros Dağları'nda yeraltından çıkan sular, kent merkezinden geçen Çarşamba Çayı ile bölgedeki barajlara, göllere ve tarımsal alanlara taşınıyor. Bölgede bu yıl yoğun kar yağışı etkili oldu. Yer yer karın yüksekliği 3 metreye kadar ulaştı. Hava sıcaklığının artması nedeniyle de eriyen kar sularının Çarşamba çayına akması ve son haftalardaki yağan yağmur nedeniyle çaydaki su seviyesi yaklaşık 2 metreyi buldu. Bu nedenle de Çarşamba Çayı taşma noktasına geldi. 2008-2010 ve 2012 yılında da taşkınlar meydana gelmişti. Taşkınlar nedeniyle Çarşamba Çayı'nda ıslah çalışması yapıldığı ancak yine de halk tedirgin. Bozkır Belediyesi de dere yatağını sürekli kontrol ederek, taşkına sebep olabilecek tıkanmalara karşı tedbirlerini sürdürüyor.

Görüntü Dökümü

-------------------

Çaydan detay

Çayın çevresinden detay

Genel ve detay

Haber- kamera: Hüseyin DUMRU BOZKIR KONYA DHA))

=======================================

İşyerine giren manda, korkuttu

Güvenlik kamerası görüntüsü

SAMSUN'un Bafra İlçesi'nde cam-kapı doğrama işi yapan bir işyerine giren manda, çalışanlara zor anlar yaşattı.

Samsun- Sinop Karayolu Kavakpınar Mahallesi'nde bulunan bir işyerine dün gece bir manda girdi. Nereden geldiği ve kimin olduğu belirlenemeyen manda, bir anda işyerine girerek çalışanlara zor anlar yaşattı. Çalışanlar, mandayı işyerinden çıkarmak için büyük bir çaba gösterdi. Camları boynuz darbeleri ile kıran manda, bir süre sonra işyerinden çıkarak uzaklaştı. İşyeri sahibi Vedat Ertürk, mandanın işyerine girmesiyle büyük şok yaşadığını belirterek, "Nereden ve nasıl içeri girdiğini göremedik. Bir anda karşımızda belirdi ve sağa sola koşuşturarak bize zor anlar yaşattı. Şans eseri kimse yaralanmadı. Fakat camı çerçeveyi boynuz darbeleri ile indirdi. Hala şaşkınlık içerisindeyiz" dedi.

Görüntü Dökümü:

--------------------

Güvenlik kamerası görüntüsü

Haber : Ayhan AYDEMİR/BAFRA(Samsun), -

================================

Şentop : Bu millet bu ülkede diktatörleri yaşatmaz

ADALET ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) MKYK Üyesi, İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, Ak Parti İl Başkanlığı'nı

ziyaret etti. Ziyaretin ardından partililere Anayasa değişikliğiyle ilgili bilgiler veren Şentop, işleyen sistemlerde son sözü tek kişinin söylediğini, Türkiye'de Cumhurbaşkanı ve Başbakan arasındaki çift başlılığın sürekli sorun olduğunu söyledi. Şentop, "Türkiye'de kağıt üzerinde de uygulamada da çift başlılık var. Bu problem oluyor. Bu problem, Atatürk döneminde de vardı. Atatürk, İnönü'yü görevden almıştır ve Atatürk, İnönü'yle dargın gitmiştir. Ondan sonra da başa gelenler arasında ihtilaflar yaşandı. Her cumhurbaşkanı mutlaka başbakanla bir kriz yaşamıştır. Bugüne kadar zaten Recep Tayyip Erdoğan'a 'diktatör' demiyorlar mıydı, arkadaş bir karar verin bugün mü diktatör yoksa yeni sistemle mi diktatör olacak" dedi.

AK Parti'nin Bayraklı İlçesi'nde bulunan hizmet binasında İzmir İl Başkanı Bülent Delican'ı, AK Parti İzmir Milletvekili Necip Kalkan ve partililerle ziyaret eden AK Parti MKYK Üyesi, İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, ziyaretin ardından partililere seslendi. Anayasa değişikliğiyle ilgili bilgiler veren Şentop, yaklaşık 1 aydır Türkiye ve yurtdışında bir çok yere gittiğini, 'Hayır' kampanyası yürütenlerin maddeleri çarpıttığını savundu. Referandumda oy kullanacakların neden 'evet' ya da 'hayır' dediklerini bilmeleri için çaba sarf ettiklerini kaydeden Şentop, "Evet de hayır da diyen neden bunu söylediğini bilsin istiyoruz. Ancak 'Hayır' kampanyasını yürütenler bazı bilgileri çarpıtarak yanlış bir karar için gayret gösteriyor. Bütün bilgileri doğru bir şekilde paylaşalım isteyen doğru bildiğini yapsın. Uğur Mumcu'nun bir sözü var, 'bilgi sahibi olmadan görüş sahibi olmak', bizim bütün vatandaşlarımıza neye evet ya da hayır dediklerini anlatmamız lazım" dedi.

"CHP GENEL BAŞKANI'NDAN MEMNUNUZ"

İzmir Barosu tarafından Anayasa değişikliğiyle ilgili hazırlanan kitapçıktaki karşılaştırmada hata yapıldığını dile getiren Şentop, "İzmir Barosu'nun referanduma giderken hazırladığı bir kitapçık var maddeleri karşılaştırmışlar. Ancak kitapçıkta bazı yanlış bilgiler var, İzmir Barosu maddenin tamamını değil işine gelen kısmı yazmış, çıkıp özür dilemeleri ve maddenin doğrusunu yazmaları gerekiyor. Bu arada, CHP Genel Başkanı'ndan memnunuz, 'Evet' kampanyası için yaptıklarını unutmayacağız. Belli ki CHP'nin Sayın Genel Başkanı bazı şeyleri anlamamış, 18 maddenin hepsini bilmeyebilir ama bizim yaptığımız işin özü başbakanlıkla cumhurbaşkanlığını birleştirmek. Bunu bilmiyorsa bu gaf değildir. Sonrasında da bir açıklama yaparak 'Meclisteki çoğunluk partisini kast ettiğini söyledi. Olsun söylesin ama 'Hayır'a öncülük yapan bir kişi değişikliği bilmiyor. İşte bizim de kast ettiğimiz bu 'Hayır' diyen kardeşlerimiz için de uğraşıyoruz, bilmeden cehaletle çarpıtılmış bilgilerle konuşmasınlar" diye konuştu.

"50 YILDIR TARTIŞILDI BİZ ÇÖZÜYORUZ"

Anayasa değişikliğinin bir hükümet sistemi değişikliği olduğunu vurgulayan Şentop, "Bunu Cumhurbaşkanı için mi Ak Parti için mi yapıyoruz? Biz bunu kendimiz için yapmıyoruz, bu görüşümüz yeni değil. Biz 2012 yılında meclise yeni anayasa teklifi verdiğimizde de bu sistem vardı. Ama daha enteresan bir şey var, Cumhurbaşkanımız yeni Başbakan olduktan sonra 20 Nisan 2003'te, 'Türkiye bu sistemle yoluna devam edemez, Türkiye'nin mutlaka yarı başkanlık ve başkanlık sistemine geçmesi lazım' diyordu, daha 35 günlük başbakanken. 'Bu sistem gelirse ben başkan olurum' diye ortada henüz o günün şartlarında bir veri yoktu. O zaman da değil 1988 yılında İstanbul'da bir dergi çıkartıyorduk, orada kendisinden bir görüş almışız ve daha barajı geçmemiş bir partinin İstanbul İl Başkanı olarak doğru olanın başkanlık sisteminin olduğunu söylüyor. Başkanlık sistemini Türkiye için savunan birçok siyasi var, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ortaokula giderken başkanlık sistemini savunanlar vardı. O yüzden Cumhurbaşkanımız için bunu istiyoruz demek yanlış olur. Cumhurbaşkanımız gibi güçlü bir siyasi lider varsa hükümet sistemi sorun değil, ama güçlü bir lider çıkmazsa bugünkü sistem çuvallıyor. 1990'lı yıllar hep hükümet krizlerinin yaşandığı yıllar. Biz daha rahmetli Özal zamanında bu sisteme geçmiş olsaydık 33 yılda 21 hükümet yerine 7 hükümet kurulmuş olacaktı. Bu sistem değişikliği Ak Parti için değil ama Türkiye için gerekli. Biz istikrarı sistemin kendisinin üretmesini istiyoruz. Bugünkü istikrar güçlü bir liderden kaynaklanıyor. Bizim önerdiğimiz sistemin kendisi istikrar üretiyor. Bu değişiklik 50 yıldır tartışıldı biz bunu çözüyoruzö dedi.

"SAYIN KALIÇDAROĞLU'NUN ANLAYACAĞI ŞEKİLDE ANLATIYORUM"

Anayasa değişikliği ile vesayeti ortadan kaldıracaklarını öne süren Şentop, şöyle konuştu: "Sayın Kılıçdaroğlu'nun da anlayacağı şekilde izah ediyorum. Bizim önerdiğimiz sistemde, meclisi seçiyoruz, ama ayrıca ikinci bir sandık kuruyoruz ve Cumhurbaşkanı'nı seçiyoruz dolayısıyla onu seçince hükümet de seçilmiş oluyor. Bu sistemle vesayeti ortadan kaldırıyoruz. Sürücü adaylarının araçları var, dışarıdan baktığınızda fark edilmez ama içinde bir farklılık var, sürücü eğitmeni oturuyor ve onun da araca müdahale edeceği mekanizma var. Sürücü hata yaparsa veya kritik yerlerde diğer koltukta oturan araca müdahale ediyor. Türkiye'deki siyaset de böyle. Biz 14 senede eğitmen koltuğunda oturanı arabadan attık ama mekanizma duruyor, eğer o koltuğa birisi oturursa aracı yönetmeye devam edebilir. FETÖ'nün yaptığı da buydu 15 Temmuz'da kapıyı açtı, oraya oturmak istedi, oturunca müdahale edebileceğini zannetti ama hep birlikte bu milletle biz onu araçtan aşağıya attık. Yapmak istediğimiz 14 yıldır vesayetle olan mücadelemizi başarımızı kayıt altına almak istiyoruz. 1982 Anayasası'ndaki 19. değişikliği onaylayacağız ve o sağ taraftaki mekanizmayı çıkartacağız. Daha önce yapılan değişikliklerde aracın sağ tarafındaki mekanizmaya müdahale edilmemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi'yle beraber Türkiye'de gerçek bir demokrasinin sağlanması, vesayetin tam tasfiyesi için bu değişikliği yapıyoruz. Bununla ilgili bazı itirazlar var ama bütün bu soruların hepsi bilgi eksikliğinden çarpıtılmış bilgilerden kaynaklanıyor."

HİTLER VE MUSSOLİNİ ÖRNEĞİNE CEVAP

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Hitler ve Mussolini örneğine cevap veren Şentop, şunları söyledi: "Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki 'evetçiler 'evet dememiz için sebep göstersin. Ben hayırcılar için 3 sebep söylüyorum 1- Milli kurtuluş savaşını veren meclisin yetkileri elinden alınmamalı', nasıl alınmış yalan yazmışlar yalan yazınca da meclisin yetkilerinin elinden alındığını zannediyorlar. Bunu da yanlış biliyor. 2-'Bütün yetkiler bir kişide toplanamaz, böyle örnekler tarihte yoktur var olan örnekler de o topluma felaket getirmiştir'. Hitler ve Mussolini parlamenter sistem içinde yetişmiştir. İkisi de parlamenter sistemde yetişmiş. Verdiği örnek de yanlış demek ki dünyanın en büyük diktatörleri parlamenter sistemde yetişiyor. Türkiye'de koalisyon hükümetleri döneminde yüzde 21'le başbakan olup ülkeyi yönetenler oldu biz yüzde 50 oy alıp ancak yönetebilirsin diyoruz. Millete hakaret edenler yüzde 50 oy alamazlar, yüzde 50 oyu millete saygı gösteren bir siyasetçi alabilir.

"TEK ADAM MESELESİ CEHALLETTEN KAYNAKLANIYOR"

Dünyada iyi işleyen bütün hükümet sistemlerinde son sözü tek kişinin söylediğini belirten Şentop, şunları söyledi: "Tek adam, diktatörlük meselesi de cehaletten kaynaklanıyor. Tek kişi yönetimi dediğimiz şey, hükümet sistemiyle ilgili dünyada iyi işleyen bütün hükümet sistemleri son sözü 1 kişinin söylediği hükümet sistemidir. 59 ülkede başkanlık sistemi var bunlarda son sözü 1 kişi söyler. Parlamenter sistemlerde çift başlılık var gibi gözükür ama iyi işleyen parlamenter sistemlerde de son sözü 1 kişi söyler. İngiltere'de kağıt üstünde çift başlı ama Kraliçe değil Başbakan yönetiyor. Almanya'da Cumhurbaşkanı'nın adını bile bilmezler, anket yapmışlar 'Almanya'nın Cumhurbaşkanı kim' diye, Recep Tayyip Erdoğan'ın adı yüzde 36 çıkmış. Almanlar kendi Cumhurbaşkanlarını tanımıyorlar çünkü sadece Başbakan yönetiyor. Kağıt üzerinde çift başlı gibi gözükse de uygulamada tek başlılık var."

"ATATÜRK İNÖNÜ'YLE DARGIN GİTMİŞTİR"

Türkiye'de kağıt üzerinde de uygulamada da çift başlılık olduğunu bunun da problem yarattığını sözlerine ekleyen Şentop, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü ile ilgili "Bu problem, Atatürk döneminde de vardı. Atatürk, İnönü'yü görevden almıştır ve Atatürk İnönü'yle dargın gitmiştir. Ondan sonra da başa gelenler arasında ihtilaflar yaşandı. Her cumhurbaşkanı mutlaka başbakanla bir kriz yaşamıştır. Kılıçdaroğlu'nun tabi kafası karışık, 'Bir otobüste bile 2 şoför var' diyor, iyi de ikisi yan yana mı oturup kullanıyor, uçaklar için de aynı şey, biri yorulunca diğeri kullanıyor yandaki yardımcı. Bunu da bilmiyor. İşleyen sistemlerde son sözü tek kişinin söylemesi lazımö dedi.

"BU MİLLET DİKTATÖRLERİ YAŞATMAZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 'diktatör' diyenlerin milleti korkutmak için böyle bir söylemde bulunduğunu savunan Şentop, "Bugüne kadar zaten Recep Tayyip Erdoğan'a diktatör demiyorlar mıydı? Arkadaş bir karar verin bugün mü diktatör yoksa yeni sistemle mi diktatör olacak? Ellerinde bir şey olmadığı için milleti korkutmak için böyle söylüyorlar. Bu millet bu ülkede diktatörleri yaşatmaz. Biz de bu millete itimat ediyoruz. Bu ülkede yüzde 50'den fazlası bir yanlış adam üzerinde ittifak etmez. Biz milletimize güveniyoruz" diye konuştu. Konuşmanın ardından İl Başkanı Delican, Şentop'a, 15 Temmuz sürecinde İzmir'de 27 gün boyunca nöbet tutanların yazdığı mektupların derlendiği kitabı hediye etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'un konuşması

-Salondan görüntü

-Genel v e detay görüntü

Haber: Tufan HAMARAT, Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR,

===============================================

Bakan Yılmaz: Cumhurbaşkanlığı sistemi, cumhuriyetin ilanı kadar önemli (2)

"EĞİTİMDEN DAHA ÖNEMLİ HİZMET YOKTUR"

Sivas'ta esnaflarla buluşan Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, daha sonra valiliğe geçti. Bakan Yılmaz burada hayırsever iş adamı Lütfü Abay tarafından kente yaptırılacak olan 16 derslikli ortaokul ve lisenin protokol imza törenine katıldı. Burada konuşan Bakan Yılmaz, iş adamı Abay'ı tebrik ederek eğitimdeki hedeflerine değindi. Bakan Yılmaz, "Başbakanımızın önümüzdeki dönemde milli eğitime çizdiği 3 tane hedef var. İkili eğitimi kaldıracaksınız, okul öncesi eğitimi zorunlu eğitim kapsamına alacaksınız, birde ortaokulun ilk sınıfında ağırlıklı olarak İngilizce ders saatini haftada 20 ders saatinden az olmayacak şekilde bir programla evlatlarımıza 21'inci yüzyıla daha kaliteli eğitim vermek adına bir hedef çizdi. Bu hedef doğrultusunda Türkiye'de ikili eğitimi kaldırmak için 77 bin derslik gerekiyordu. Sayın başbakanımız bir kampanya başlattı. Bu kampanya çerçevesinde devletimiz Türkiye bütçesinin en büyük bütçesini milli eğitime ayırıyor" dedi.

'3 BİN DERSLİĞİ GEÇTİK'

77 bin dersliğin devlet-millet işbirliğiyle hayata geçirileceğini ifade eden Yılmaz şöyle devam etti: "İşte devlet-millet işbirliğinin bir örneğini de gördük. Başbakanımızın başlatmış olduğu bu proje kapsamında, vatandaşın da bu projeye katkısı çerçevesinde 3 bin dersliği şu anda geçtik. Bu sayıyı 4 binin üzerine çıkarmak istiyoruz. Gelecek yıl göreceksiniz ki 77 bin sayısı 50 bine düşecektir. Ama 2019 yılının sonunda biz konulan hedeflere hep birlikte varacağız diyoruz. Başbakanımızın koymuş olduğu bu hedefe ulaşmak için büyük fedakarlık yapan Lütfi Abay'a ve ailesine teşekkür ediyorum. Bu okula bakanlığımız olarak, özel idaresi olarak her türlü katkıyı vereceğiz ve Allah nasip ederse önümüzdeki eğitim öğretime başlayacak. Bu ülkede, bu ülkeye yapılabilecek en iyi hizmet eğitimden geçer. Eğitimden daha önemli bir hizmet veya konu ülkemiz gündeminde yok. Dolayısıyla bu şuurda hareket eden herkese sonsuz teşekkür ediyorum"

Görüntü Dökümü:

-Protokol imza töreni

-Bakan Yılmaz'ın açıklamaları

Haber-Kamera: SİVAS, DHA)

==========================================

AK Partili Gül: Bu sistem ülkemize patinaj yaptırıyor

AK Parti Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Abdülhamit Gül, "Mevcut sistemde parlamenter sistem saf uygulanmıyor, melez bir sistem var. Ne olduğu belli olmayan bir sistem ve bu sistem ülkemize patinaj yaptırıyor" dedi.

Abdülhamit Gül beraberinde Ak Parti Milletvekilleri; Ahmet Uzer, Mehmet Erdoğan, Abdülkadir Yüksel ve Nejat Koçer ile Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti'ni ziyaret etti. Burada gazetecilere açıklamalar yapan Abdülhamit Gül, Türkiye'nin çevresindeki bütün ülkelerde istikrarsızlık, savaş ve kaos olduğunu söyledi. Suriye'de yaşanan iç savaş ve terör örgütü DEAŞ'ın saldırıları nedeniyle Türkiye'nin olumsuz etkilendiğini ifade eden Abdülhamit Gül, " Cerablus'ta, Bab'ta yaşanan hadiseler Türkiye'nin huzuru için, güvenliği için çok önemli adımlardır. Fırat Kalkanı Operasyonu esasen, Gaziantep'imizin, Kilis'imizin, İstanbul'umuzun huzurunu ve güvenliğini sağlamak için yapılan bir operasyondur" dedi.

'REFERANDUMA CHP SAYESİNDE GELDİK'

16 Nisan'da gerçekleşmesi planlanan Anayasa değişikliği için yapılacak olan referandum sürecine CHP sayesinde gelindiğini dile getiren Gül, şunları dedi: "Referandum sürecine geliş asılında 2007 yılında CHP'nin gayretleriyle oldu. Bu nasıl oldu? CHP 2007'de Cumhurbaşkanı seçimi yapılırken, Cumhurbaşkanı normalde o tarihe kadar Anayasa uygulamalarına bakıldığında esasen AK Partili bir adayın seçileceği belliydi. CHP o zaman Cumhuriyet mitinglerine başladı ve parlamentoya gelip oy kullanmadı. '367 olmadan seçim yapılamaz' diye bir yorum yaptı. O zamana kadar seçilen hiçbir Cumhurbaşkanı için kullanılmamış ve Anayasa'da olmayan bir hükmü tutanağa geçirdiler, mecliste oy bile kullanmadılar ve Anayasa mahkemesine iptal için başvurdular. Anayasa mahkemesi seçimi iptal etti. Sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti de Anayasa değişikliğine gitti ve dedi ki, 'Parlamento Cumhurbaşkanı seçtirmiyor ve Anayasa mahkemesi de meclisin iradesine ipotek koyuyor.' Bir Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanını halk mı seçsin yoksa parlamento mu seçsin? diye bir referanduma gittik. Bunun sonucunda milletimiz referandumda yüzde 71'lik bir sonuçla, 'halk olarak Cumhurbaşkanını ben seçeceğim' dedi. O zaman CHP, 'rejim elden gidiyor, rejim tehlikede, sıkıntıda' diyerek yine kampanya yapıyordu. Ne oldu ? Halk 2014'te Recep Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı olarak seçti ve Türkiye demokratik açıdan tarihi bir reformu gördü."

'MEVCUT SİSTEM MELEZ BİR SİSTEM'

Mevcut sistemin ülkeye patinaj yaptırdığını ifade eden Gül, "Kılıçdaroğlu katıldığı bir radyo programında dedi ki 'Ya başbakanla, cumhurbaşkanı ikisi de yarı partiden olursa bu bir kriz olur, bunu millete anlatmıyorlar' dedi. İşte biz de bunu anlatıyoruz zaten, milletimizde bunu anlıyor eğer iki başlılık olursa Türkiye'de kaos getirir. Bunun öreklerini gördük. Burada bir istikrar için güven için, kuvvetler ayrılığı olması lazım, yasamanın millet tarafından seçilmesi, hükümetin millet tarafından seçilmesi, yargının da tarafsız ve bağımsız olması lazım. İşte bu sistemin adı Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. İşin şu anda kuvvetler ayrılığı mevcut sistemde yok. Aslında mevcut sistemde parlamenter sistem de saf halde uygulanmıyor, melez bir sistem var. Deve mi? Değil, Kuş mu? Değil. Ne olduğu belli olmayan bir sistem ve bu sistem ülkemize patinaj yaptırıyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------

Toplantıya katılanlar

Abdulhamit Gül'ün konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Eyyüp BURUN-Kamera: Ahmet ÖZER-GAZİANTEP-DHA)

==========================================

Hisarcıklıoğlu: Milletlerin gücü, artık silah gücüyle değil, girişimcilikle ölçülüyor

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bir ülkenin zenginliğinin artık girişimci sayısıyla ölçüldüğünü belirterek, "Milletlerin gücü, artık silah gücü ile ölçülmüyor, girişimcilik ile ölçülüyor" dedi.

Balıkesir'in Bandırma İlçesi'nde bulunan Onyedi Eylül Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu'nun düzenlediği 'Girişimcilik' konferansına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmacı olarak katıldı. Üniversiteli gençlerle deneyimlerini paylaşan Rifat Hisarcıklıoğlu, işsizlik sorunun girişimcilik ile çözüleceğine işaret ederek şöyle konuştu: "Bizim hayalimiz kadın girişimcilerin, erkek girişimcileri geçmesidir. Böyle genç bir üniversite de bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Benim en mutlu olduğum anlardan biri gençlerle bir arada bulunmaktır. Bu daveti yapan İşletme ve Ekonomi Topluluğu'na da çok teşekkür ederim. Gençlerle bir araya gelince en çok anlattığım girişimcilik konusudur. Ben ne bürokratım, ne de siyasetçiyim. Ben iş insanıyım. Girişimciliğin ana konusu ve amacı şudur, zengin olmak. Toplum olarak zengin olmak istiyoruz. Zengin olmanın yolu da girişimcilikten geçiyor. Milletlerin gücü, artık silah gücü ile ölçülmüyor, girişimcilik ile ölçülüyor. Dünyada zenginlik, dünya liderliği yarışı ölçümü artık girişimciliktir. Bir ülkenin girişimcisi ne kadar çok ise, o ülke o kadar zengindir. Evlerimizde huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamak istiyorsak, girişimciliğe önem vermeliyiz. Bugün işsizlik, girişimcilik ile çözülecektir. En çok sorulan soru şu; girişimci doğuştan mı, yoksa sonradan mı olunur? Bence girişimci doğulmaz, girişimci olunur. Eğitim sisteminin girişimciliğe yol göstermesi gerekiyor."

Girişimcilikte başarılı olmak için gerekli olan altın kuralları öğrencilere anlatan Girişimciliğin ilk şartının hayal olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Girişimci bir insan muhakkak hayal etmeli. İkincisi ise hedef koyman gerekiyor. Ama bunlar yeterli olmuyor. Başarı için muhakkak çalışmanız gerekiyor. Çalışmadan hedefinize ulaşamazsınız. Diğer altın kural ise cesur olmak gerekiyor. Girişimcilikte başarılı olmak için kaybetmekten korkmamanız gerekiyor. Girişimci olmak istiyorsanız, başarının yanında başarısızlığın da olduğunu bilmeniz gerekiyor. Ayrıca kazanmak istiyorsanız, dürüst olmanız gerekiyor. Gençler olarak sizden ümitliyiz" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR

Haber: Erdem Özcan-Tufan DALGIÇ/BANDIRMA (Balıkesir), -

===============================================

Camiye engelliler için asansör yapıldı

SAKARYA'nın Arifiye İlçesi'ndeki sanayi içinde bulunan Dörtyol Ulu Camii'nin cemaati camiye engelli asansörü yaptırdı.

Arifiye Dörtyol Otomotiv Sanayi'nin içinde yer alan Dörtyol Ulu Camii cemaati, girişi yüksek olan camiye girmekte zorlanan engellilerin camiye daha rahat girebilmesi için asansör yaptırma kararı aldı. Cami derneğiyle birlikte çalışmalara başlayan vatandaşlar, yaklaşık 15 bin lira toplayarak engelli asansörünü yaptırdı. Camiye namaz kılmak için gelen engelli vatandaşlar merdivenlerin başında rayların üstündeki sandalyeye oturarak merdivenlerin üstüne çıkıyor.

Dörtyol Ulu Camii'nin İmamı ve Cami Derneğinin Başkanı olan Fırat Başer, "Bazı engelli vatandaşlar camiye geliyor. Bütün engelleri kaldıralım diye asansör yaptırma kararını aldık. Bu makineyi alarak projeyi gerçekleştirdik. 1 dakikada bir engellimizi camiye çıkarıyoruz bu asansörle. Bütün camilerin bunu örnek alması lazım" dedi.

Camii cemaatinden olan Mustafa Denktaş caminin bu projeyle örnek hale geldiğini ifade ederek, "Türkiye için örnek bir cami oldu burası. Engelli vatandaş geliyor, 3-4 kişi yardımıyla ancak yukarıya çıkabiliyordu. Bu durumda bu engeller ortadan kalkmış oluyor" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Camiden görüntü

Asansörden görüntü

Röportajlar

Haber-Kamera: Zafer TOKUŞ-Aziz GÜVENER/ARİFİYE(Sakarya), -

=====================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Büteni-5 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement