Diyarbakır'da "Eğitim Şehitleri" Anıldı

Diyarbakır'da 3 Ocak 2008 günü askeri servis aracının geçişi sırasında bir dershane önünde bomba yüklü aracın patlatılması sonucu meydana gelen saldırıda yaşamını yitiren 6'sı öğrenci 7 kişi anıldı.

Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi'nde, 7 yıl önceki olayda hayatını kaybedenler için "Eğitim Şehitleri Anma Günü" etkinliği düzenlendi.

Programa patlamada oğlu Eren Şahin'i kaybeden AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, AK Parti Milletvekili Mine Lök Beyaz, Vali Hüseyin Aksoy, İl Emniyet Müdürü Recep Güven ve Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Necdet Güngör ile olayda hayatını kaybedenlerin yakınları ve öğrenciler katıldı.

Etkinlikte, yaşamlarını yitiren öğrencileri anlatan slayt gösterildi.

"Bu tür olaylardan ders çıkarmalıyız"

Vali Aksoy, etkinlikte yaptığı konuşmada, çözüm sürecinde önemli aşamaların kaydedildiğini belirterek, çözüm süreciyle huzura ve barışa ulaşmayı temenni etti.

Artık ne söylenecekse demokratik platformda, şiddet içermeden ifade edilmesi gerektiğini vurgulayan Aksoy, böyle bir dönemde olunduğunu belirtti.

Aksoy, şiddetin işin içine girmesi halinde birçok sorunun yaşandığına işaret ederek, terör olaylarında çocukların kullanılmasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Çocukların yerinin okul ve evleri olduğuna dikkati çeken Aksoy, şöyle dedi:

"Çocuklarımızı sokakta, terör eylemlerinde görüyorsak, bu insan haklarına aykırı bir durum. Buna toplumun tüm kesimleri yüksek sesle itiraz etmelidir. Çünkü çocukları geleceğe hazırlamak hepimizin görev ve sorumluluğudur. Bu tür olaylardan ders çıkarmalıyız."

"Kimse bizi bölemedi, bundan sonra da bölemeyecektir"

Milletvekili Eronat, evlat acısının çok büyük bir acı olduğunu söyledi.

Örgüt mensuplarının yüzde 53'ünün Türkiye, yüzde 47'sinin ise başka ülkelerin vatandaşı olduğunu savunan Eronat, şöyle konuştu:

"Acaba benim ülkemdeki bir sorunu yabancı bir insan neden çözmeye çalışsın? PKK'ya katılım yaşı 9'a inmiştir. Bu yaştaki çocuk kendi başına kahvaltı yapamayacağı gibi ayakkabısını dahi bağlayamaz. Yine örgütte en küçük ölüm yaşı 14'tür. PKK'nın yüzde 40'ı 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. Çocukların ölüme gönderilmesine ve kullanılmasına izin vermememiz gerekiyor."

IŞİD'ın Kobani'ye saldırısı gerekçe gösterilerek düzenlenen izinsiz gösterilere de değinen Eronat, "Kobani'deki Kürt için Diyarbakır'daki Kürtlerin ölmesinin sorgulanması gerekir" diye konuştu.

Eronat, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm süreci için yaptığı baldıran zehiri benzetmesini hatırlatarak, şunları dile getirdi:

"Biz de 6-7 Ekim olaylarında baldıran zehrinden biraz tattık, ama ne yaptık aşılandık. 6-7 Ekim olayları çok büyük bir musibetti. Ama bundan ders çıkardık. Bu olayları polis ve başka güçler sonlandırmadı. Halk sonlandırdı. Vatandaşlar artık bu olayların arkasında olmadığını gösterdi. Akan kana rağmen 34 yıldır kimse bizi bölemedi, bundan sonra da bölemeyecektir."

"Aynı şeyi yaşamamak için lütfen gereken dersi çıkarın"

Saldırıdan yaralı kurtulan Vedat Bora, yaptığı konuşmada, olay günü yaşadıklarını anlattı.

Sınava hazırlanırken tedavisi için bir süre hastanede kaldığını anlatan Bora, daha sonra girdiği sınavı kazanarak Fen Lisesine yerleştiğini, bu eğitimini de tamamlayarak üniversite sınavında Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazandığını ve eğitiminin sürdüğünü söyledi.

Derin acılara neden olan saldırıyı gerçekleştirenlere tepkisini dile getiren Bora, şöyle dedi:

"Liceli Kürt bir ailenin çocuğuyum. O gün o bombayı patlatanlar da Kürt idi. Sözde yıllarca hakkımızı savunduklarını ifade ettiler. Yıllarca, 'Bu halk için savaşıyoruz' dediler. Hakkımız, gözümüzün içine baka baka bizi öldürmekse, biz böyle bir savunma istemiyoruz. Bu saldırıdan çok önemli bir ders çıkardık. Yıllarca bu halk için savaşıyoruz diyenler, o gün bize bunu yaşattılar, yarın sizlere de yaşatabilirler. Yarın sizler de aynı şeyi yaşamamak için lütfen gereken dersi çıkarın."

"Bu son olsun"

"Türkiye 1980'lerin, 1990'ların karanlık Türkiye'si değil. Batı sopasıyla terbiye edilecek bir Türkiye kimsenin karşısında yok. Bunun için çözümü dağlarda aramaya gerek yok. Bunu anlayın lütfen. Top, tüfek, bomba, silah artık çare olmayacak. 2015'e  geldik" diyen Bora, şunları kaydetti:

"Böyle bir ilkellik yok. Çareyi dağda, savaşta arayanlar anlasınlar ki çare orada değil, çare buradadır. Halkınızı savunuyorsanız gelin burada savunun, gelin doğru zeminde savunun. Varsa bir hakkımız bizler de sizlerle savunalım, bunun için çalışalım. Ama başka şekilde biz buna karşıyız. Yıllarca bu halk nice evlatlarını bu uğurda kaybetti. Hep yeni canlar kaybettik. Bizim acımız bize yeter. Bu son olsun."

Bora, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeni canlar kaybedilmesin düşüncesiyle bir araya geliniyor ve ne hikmetse birileri orada bir şeyleri eşeleyip, olayı farklı yere sürüklüyor. Bu bizim kabahatimizdir. Böyle insanları içimizde barındırmamız gerekiyor. Provokasyonlara hiç bir şekilde yer vermemiz gerekiyor. Çözüm sürecinin devam etmesini ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulmasını istiyoruz. Halk barışı yaşamak istiyor. Ödediğimiz bedeller ve canların son olması diliyorum."

Saldırıda oğlu Rıdvan Süer'i kaybeden baba Şemsettin Süer de kızı ile Rıdvan için yazdıkları şiirleri okudu.

Şiirlerin okunduğu sırada salonda duygusal anlar yaşandı.

Program, olayda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarının yanına karanfil bırakılmasıyla sona erdi. - Diyarbakır