Diyarbakır İş Dünyası ile Buluşma" Toplantısı (1) - Son Dakika
Yerel

Diyarbakır İş Dünyası ile Buluşma" Toplantısı (1)

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "(Çözüm Süreci) Bu mesele sadece senin benim meselem değil, bu mesele çocuklarımızın Türkiye'sinin meselesi, bu mesele torunlarımızın Türkiye'sinin meselesi" dedi.

22.05.2015 20:52
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "(Çözüm Süreci) Bu mesele sadece senin benim meselem değil, bu mesele çocuklarımızın Türkiye'sinin meselesi, bu mesele torunlarımızın Türkiye'sinin meselesi" dedi.

Bazı temaslarda bulunmak üzere kente gelen Babacan, Ticaret Borsası'nda gerçekleştirilen Diyarbakır iş dünyasıyla buluşma toplantısına katıldı.

Babacan, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yeraltı kaynaklarının bulunmadığını, petrol kaynaklarının ülke ihtiyacının yüzde 5'ini bile karşılamadığını anlattı.

Türkiye'nin alınteri ve bilek gücüyle kalkındığını belirten Babacan, "Biz hiçbir zaman sömürge ülke olmamışız ki gidip başka ülkelerin, Afrika'dan, Asya'dan, şuradan buradan, başka ülkelerin varlıklarına el koyup oradan bir birikim bir servet sağlayalım. Bizim kalkınmamız, güçlenmemiz tamamen alnımızın teriyle, bileğimizin gücüyle oluyor" dedi.

Babacan, kalkınmanın ve gelişmenin temelindeki en önemli faktörün istikrar ve güven ortamı olduğunu ifade etti.

Siyasi istikrarı bozulan ülkelerin krizden krize savrulduğunu aktaran Babacan, Suriye, Irak, Mısır, Yemen ve Libya'da yaşanan iç savaşları örnek gösterdi.

Suriye'de acı tablo yaşandığını, Irak topraklarının üçte birinin terör örgütü tarafından işgal edildiğini, Yemen ve Libya'da iç savaş yaşandığını, Mısır'ın askeri rejimin altında inim inim inlediğini vurgulayan Babacan, şöyle konuştu:

"Daha yeni yüzlerce kişi hakkında idam cezası, halkın iradesi, halkın desteğiyle seçilmiş bir cumhurbaşkanı bakıyorsunuz idam cezasına çarptırılıyor. Allah korusun, istikrar ortamı bir bozulursa, bir ülkede birlik beraberlik bozulursa, bir ülkenin kendi iç huzur, güven, barış ve kardeşlik ortamı zarar görürse bir ülke ne hale düşebiliyor en yakın örneklerini yakın coğrafyada görüyoruz. Bizim kaynaklarımız belki çok geniş değil ama en önemli varlığımız, şu anda sahip olduğumuz en büyük değer, ülkemizin güven ve istikrar ortamı. Bu parayla ölçülmez."

İstikrar ortamının kıymetinin bilinmesi gerektiğini kaydeden Babacan, geçmişte yaşanan sıkıntıların unutulmamasını istedi.

"Geçmişte devletin de dönem dönem hataları oldu"

Türkiye ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 30 yılı aşkın süredir büyük acılar yaşandığına dikkati çeken Babacan,"30 yılı aşkın bir süredir ülkemiz, hele hele bölgemiz çok büyük acılar çekti, çok büyük hatalar yaptı. 1990'lı yıllardan tutunda daha önceki dönemlerde dönem dönem devletin de çok büyük hataları oldu. Devlet dönem dönem bazı gerçekleri inkar etti, böyle bir şey yok dedi, tanımadı. Çok şükür son 12-13 yılda, Türkiye'nin her alanda büyük bir dönüşüm yaşandığı dönem oldu" diye konuştu.

Çözüm Süreci'ne ilişkin açıklamalarda da bulunan Babacan, şöyle devam etti:

"Çözüm Süreci demek; bizim tüm vatandaşlarımızın, Türkiye'nin neresinde yaşarsa yaşasın, etnik kökeni, mensubu olduğu mezhep ne olursa olsun, tüm vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinden doyasıya yararlanması. Dünyadaki en ileri özgürlük standartları neyse onun memleketimizde yaşanması. Yine merkezi hükümetin, bakanlıkların, devletin diğer birimlerinin, yerel yönetimlerimizin tüm vatandaşlarımızı aynı samimiyetle kucaklaması. İşin özü bu ama bunun yanında da varsa bir fikrimiz, varsa bir iddiamız bunu siyaset yoluyla, meşru yollarla aramak. Zorla, tehditle, silahla falan değil."

Çözüm Süreci'nin ruhunun kuşkusuz özgürlükler ve temel haklar olduğunu anımsatan Babacan, bunun yanında da ilkel metotları tarihe gömmek olarak gördüğünü dile getirdi.

"Türkiye'nin dört bir tarafında, Türkiye'nin tüm bölgelerinde Çözüm Süreci vatandaşlarımız tarafından sahiplenildi. O huzur ortamını yaşadıktan sonra ve huzur ortamının, güven ortamının olumlu sonuçlarını hep birlikte gördükten sonra inşallah bu sürecin sahibi olacağız" diyen Babacan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Sayın Cumhurbaşkanımız ne diyor? 'Ben kendi bedenimi koydum bu işe' diyor. İnşallah hep beraber, omuz omuza, herkes bir köşesinden tutacak ve engellemeye çalışanlara, bu işe taş koymaya çalışanlara hep birlikte 'dur kardeşim' diyeceğiz. Bu mesele sadece senin benim meselem değil, bu mesele çocuklarımızın Türkiye'sinin meselesi, bu mesele torunlarımızın Türkiye'sinin meselesi. Kendi iç huzurumuz bozulduğu anda çok büyük sıkıntılar gelebilir, Allah korusun."

"Müslüman olup da huzurun, istikrarın olduğu ülke sayısı çok çok azaldı"

Babacan, İslam coğrafyasında yaşanan zulme vurgu yaparak, "Şu anda nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olup da huzurun, istikrarın olduğu ülke sayısı çok çok azaldı. Şöyle bir bakın, kendi içinde problem yaşayan, kendi içinde bir biriyle didişen, çatışan çok sayıda ülke var. Bunların çoğunluğuna bakıyorsunuz nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin şu son 12 yıldır yakalamış olduğu noktayı çekemeyenlerin ve kıskananların bulunduğunu dile getiren Babacan, şunları kaydetti:

"Bizi içimizden vurmaya çalışanlar var. Sadece dışarıdan baktılar bu iş olmuyor, 'Türkiye'yi içeriden nasıl yıkarız, kendi içlerinde nasıl problem üretiriz' diyerek bunun için yoğun çaba harcayanlar var. Dışarıda pek çok odak, kafayı, aklı buraya odaklamış, 'ben nasıl olur da Türkiye'yi şöyle bir sarsarım' diye. 'Türkiye'de kimi nasıl kullanırım, hangi grupları, hangi örgütleri nasıl kullarım da Türkiye'nin de o saydığım ülkeler gibi o hale düşmesini sağlarım' diye özel çaba gösterenler var. Ben bunları aynı zamanda Dışişleri Bakanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak da söylüyorum. Onun için aman istikrarın kıymetini bilelim. Hep beraber sahip çıkalım."

Babacan, Türkiye'nin 2002 öncesinde koalisyon hükümet tarafından yönetildiğini ve 3,5 yıllık yönetimde ülke borcunun 29 katrilyondan 236 katrilyona çıktığını belirterek, "Beceremediler, erken seçim istediler. Erken seçimde de anahtarı bıraktılar gittiler. O dönem paramız pul olmuş. O dönemde ekonomik program yok mu? IMF 30 milyar dolar kredi açmış. Bunun hepsi de nakit olarak girmiş sisteme. Bu kadar para girmiş, yine olmamış. Niye? Güven yok, istikrar yok. Güveni sağlayamadıktan sonra ne yaparsanız yapın boş" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de alım gücünün de arttığının altını çizen Babacan,"Şu anda bu tür hayali proje açıklayan partilere dönüp bakın, kendi dönemlerinde ne yapmışlar diye incelettiğinizde maalesef hiper enflasyonu görüyorsunuz" dedi.

Gelecek dönem için çok detaylı bir reform programı hazırladıklarını anlatan Babacan, şöyle devam etti:

"Önümüzdeki dönem çok detaylı bir reform programı hazırladık. Son 12 yılda bu kadar uzun vadeli ve bu kadar detaylı bir hazırlık, hiçbir konuda yapmamıştık ki bunu gerçekleştirmiş olduk. Kalkınma Bakanımızın koordinasyonunda öncelikli dönüşüm programları hazırladık, 25 ayrı alanda bin 248 adım. Her bir adımın tarihi belli ve sorumlu kuruluşu belli. Şu anda G20 ülkelerinin hiçbirinde bu kadar detaylı bir reform hazırlığı yok. 12 yıllık tecrübemizden istifade ettik, başka ülkelerin iyi ve kötü tecrübelerine baktık, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı sorunlara baktık. Ülkemizin ve ekonomimizin ihtiyaçlarına baktım ve bunları hazırladık."

Babacan, ülke ekonomisindeki gelişmeler hakkında da bilgi vererek, Türkiye'nin ekonomisinin çeşitlendirebilmiş bir ülke konumunda olduğunu söyledi.

Türkiye'nin her alanda eş zamanlı ilerlediğini dile getiren Babacan, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye şu anda dünyada turizmde 6. sıraya yükseldi. Yani dünyada turistin en fazla geldiği 6. ülke olduk. Tarımsal Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'da dünya 7'ncisi olduk. Dünyanın 16. büyük ekonomisiyiz. Sanayileşiyoruz ama tarımda da aynı zamanda ilerliyoruz. Türkiye ihracatı 36 milyar dolardan 158 milyar dolara ulaştı. 215 milyar dolar olarak devir aldığımız ekonomi 800 milyar dolara ulaştı. Ben hazineden sorumlu bakan olarak başladığım gün Türkiye Cumhuriyeti hazinesi yüzde 66 faiz ödüyordu. Ama çok şükür normalleşmiş bir tablo var. Enflasyonun ve faizlerin tek haneye düştüğü bir ortam çok şükür oluştu. Bunlar tabi doğru politikaların ısrarla, birazda açıkça söylemek lazım inatla uygulanmasının sonucunda oldu. Kolay değil. Bu kadar popülist baskı varken, bu kadar farklı yerlerden farklı cin fikirler, hayali projeler üretilirken siz doğruyu yapmaya devam edeceksiniz ki orta ve uzun vadede ülkeyi güçlendirelim, Türkiye'nin gerçek anlamda ileri bir ekonomi olmasını sağlayalım."

"Kamu altyapı yatırımlarını maalesef engelliyorlar"

Ülke genelinde kamu altyapı yatırımlarının engellenmeye çalışıldığını anlatan Babacan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yatırım yapana kötü bakan, hatta kamu altyapı yatırımlarını engellemeye çalışan bir anlayış bir ülkenin ekonomisine vurulan en büyük darbedir. Bakın bugün GAP çerçevesinde Diyarbakır'da o kadar önemli projeler var ki bu kamu altyapı yatırımlarını maalesef engelliyorlar. Biz kaynağı ayırmışız, para sorunu yok. Proje başlıyor fakat bakıyoruz tehdit, yakmalar yıkmalar, müteahhitleri korkutmalar. Yazık, kim kamu altyapı yatırımlarına engel oluyorsa, kim sanayiciye yatırım konusunda engel oluyorsa, sanayicinin gözünü korkutuyorsa, kim bu ülkenin güven ve huzur ortamına kasten zarar veriyorsa o bu bölgeye bu şehre bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir. Çocuklarımızın işlerini ellerinden almaktır. Çocuklarımızın, torunlarımızın hayat standardını düşürmektir. Bunun hep birlikte farkında olmamız lazım. Kendi geleceğimize, kendi güvenliğimize, kendi refahımıza sahip çıkmamız lazım."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Diyarbakır İş Dünyası ile Buluşma' Toplantısı (1) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement