Domotex Turkey Halı Fuarı (1) - Son Dakika
Güncel

Domotex Turkey Halı Fuarı (1)

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, devletten iş bekleyen çok sayıda işsiz varken sanayide, KOBİ'lerde ve benzeri yerlerde istihdam söz konusu olduğunda nitelikli eleman bulunamadığını belirterek, "Bunu iyi irdelemek lazım. Bu, belki de en önemli derdimiz. Klasik liseler artık Türkiye'nin ihtiyacını karşılamaya yetmiyor" dedi.

25.05.2015 14:36
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, devletten iş bekleyen çok sayıda işsiz varken sanayide, KOBİ'lerde ve benzeri yerlerde istihdam söz konusu olduğunda nitelikli eleman bulunamadığını belirterek, "Bunu iyi irdelemek lazım. Bu, belki de en önemli derdimiz. Klasik liseler artık Türkiye'nin ihtiyacını karşılamaya yetmiyor" dedi.

Çiçek, Ortadoğu Fuar Merkezi'nde (OFM) açılışı yapılan DOMOTEX Turkey Halı Fuarı'nda yaptığı konuşmada, Gaziantep'in büyüme, gelişme ve girişimcilik konusunda önemli mesafeler katettiğini belirtti. Çiçek, dünyada bu işi öğrenmek isteyenlerin, Gaziantep'e gelip tecrübelerinden yararlanabileceğini söyledi.

Fuarın seçim arifesinde açıldığını, siyasi parti temsilcilerinin de bu vesileyle düşünce ve fikirlerini aktarma fırsatı bulduğunu ifade eden Çiçek, seçim dönemlerinin vaat patlaması yaşanan dönemler olduğunu vurguladı.

Çiçek, herkesin bazı gerçekleri görmesi gerektiğini, ülkeyi zenginleştirmenin veya kalkındırmanın kolay yolu olmadığına işaret ederek, seçimde oy verirken bazı gerçeklerin unutulmaması gerektiğini kaydetti.

Rekabet dünyasında "Ekmek aslanın ağzında" atasözünün geçerliliğini yitirdiğini, ekmeğin artık aslanın midesinde olduğunu ifade eden Çiçek, böylesine acımasız bir rekabet dünyasında girişimcilerin kollarını kaptırmadan aslanın midesindeki ekmeği alması gerektiğini belirtti.

-"Sayılar bizim sorunlarımızı çözmeye yetmez"

Çiçek, Türkiye'nin 78 milyonluk genç ve dinamik bir nüfusu olduğunu anımsatarak şöyle konuştu:

"Bu zenginliğimizi doğru yönlendirmenin ilk şartı, iyi eğitmektir. Bu noktada başta eğitim kurumlarımız olmak üzere sanayi kuruluşlarımıza bile önemli görevler düşmektedir. İşsizlik rakamları her açıklandığında bakınız hep bir tartışma yaşıyoruz. Yok iki haneli rakamlara çıktı, yok tek haneli rakamlara düştü. Ben Ankara'da yaşıyorum, oradaki sanayi kuruluşlarını da biliyorum. Birçok yerde eleman aranıyor, devletten iş isterken çok kişi işsiz, ama sanayide, KOBİ'de ve benzeri yerlerde istihdam söz konusu olduğunda nitelikli eleman bulunamıyor. Bunu iyi irdelemek lazım. Bu, belki de en önemli derdimiz. Klasik liseler artık Türkiye'nin ihtiyacını karşılamaya yetmiyor. 193 üniversitemiz oldu, bu sevindirici ama rakamlar bizi yanıltmasın. Biz siyasetçiler rakamlarla konuşuruz, çünkü yaptıklarımızı anlatmakta rakamlar kolaylık sağlar ama rakamlar her zaman kaliteye tekabül etmiyor. Şimdi Türkiye'nin derdi kaliteyi artırmaktır. Kaliteli bir eğitim veremezsek, sanayinin ihtiyacı olan yetenekleri çocuklarımıza kazandıramazsak, sayılar bizim sorunlarımızı çözmeye yetmez."

Acımasız bir rekabetin hemen her alanda etkisini sürdürdüğünü dile getiren Çiçek, "Dünyanın başka yerlerinde bizim ürettiklerimizi üretenler de var. Üretimde sadece biz varız diye bir şey yok. Bunların arasından sıyrılıp, ipi göğüslemenin yolu; kendi teknolojisini, makinesini, bilgisini üretmekten geçiyor. O zaman bizim 1. liglerde daha üstlerde var olmamız mümkün olabilir. Aksi takdirde bizim 1. ligdeki yerimiz düşme hattında olur" dedi.

Çiçek, Türkiye'nin başka ülkeler gibi yer altı zenginliklerinin olmadığını, o nedenle Türkiye'nin büyüyüp gelişmek için tek çıkar yolunun çok çalışmak ve teknoloji üretmek olduğunu kaydetti.

İstikrar vurgusu

Cemil Çiçek, Türkiye'nin dünyadaki krizlere paralel olarak geçmişte çok sayıda kriz yaşadığını, bugünlerde de dünyadaki ekonomik kriz ve bölgedeki siyasi krizler nedeniyle Türkiye'ye yansımalarının olduğunu bildirdi.

Siyasi hayatı boyunca bazı izlenimler kazandığını, buna göre bir ülke kalkınmasını sürekli hale getirecekse, dünya sıralamasında daha yukarılara çıkacaksa siyasi, ekonomik, hukuki ve bürokratik istikrarın vazgeçilemez olduğunu belirten Çiçek, bunların da eş zamanlı yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Çiçek, bu anlamda siyasi istikrarı çok önemsediklerini ifade ederek, "Siyasi istikrar, içi boş ve sıradan bir laf değil. Siyasi istikrar geçmişte yaşadığımız tecrübelerin kendisidir. Ayrıca ekonomik istikrar da önemli. Popülizme kaçtığımızda, seçim var diye pazartesi gününü hesaba katmadan söylemler olmamalı. İşadamları dişiyle, tırnağıyla gelişiyor. Taşın altında sanayicinin eli yok, başı ve gövdesi var, üzerinde de böyle bir yük var. O yüzden ekonomiyi zora sokacak, ekonominin içini boşaltacak, günü kurtarmak adına ekonomik istikrarı bozacak adımlara teşebbüs edersek Türkiye'nin kalp krizini yaşamaya bir kez daha tahammülü olmaz, olmamalıdır. Çok açık söylüyorum; Artık Türkiye'nin ne siyaseten ne de ekonomik olarak hata yapma lüksü yoktur" diye konuştu.

1992 yılında erken emeklilik yolunda iktidar sevdasıyla yapılan SGK'daki hatalı kararların halen sıkıntılarının sürdüğünü, 2036'ya kadar da devam edeceğini anlatan Çiçek, bunun faturasının da halka çıktığını kaydetti.

"Yargıya güven devlete güvendir"

Hukuki istikrarın da vazgeçilmezler arasında olduğuna işaret eden Çiçek, sözlerine şöyle devam etti:

"Hukuki istikrar, en az ekonomik ve siyasi istikrarların da teminatıdır. Bir ülkede hukuk düzeninde istikrar yoksa, bir ülkenin yargısı meydan muharebesi yapar gibi birbirine girdiyse, hukuka göre değil de mensubiyetlerine göre karar verip, hukuku ıskalarsa, o ülkede yatırım şevki de kırılır, hukuk güvenliği olmadığı için karar vericiler, ciddi ölçüde tereddüde düşer. Hadi biz birbirimizi anlarız ya yabancılar... Rakiplerimizle aramızdaki mesafeyi kapatabilmemiz için her yıl Türkiye'nin ortalama yüzde 7 büyümesi gerekiyor. Yüzde 13 tasarrufla yüzde 3 büyüyoruz. Aradaki yüzde 4'lük mesafeyi kapatacak olan yabancı yatırımcıdır. Yabancı yatırımcı da yıkılacak duvarın altına oturmaz. Ülkede hukuk güvenliği olacak, başıma bir iş gelirse, bana haksızlık yapılırsa 'ben o ülkenin yargısına güveniyorum' diyebilmesi lazım. Çünkü yargıya güven devlete güvendir."

Çiçek, bu yüzden yargının kendisini güvenilir olarak ortaya koyması gerektiğini belirterek, "Belli sayıdaki insan yüzünden canını dişine takmış hakim ve savcılarımız da töhmet altındadır. O yüzden 8 Haziran sabahı ülkenin en önemli sorunlarından bir tanesi hukuk güvenliğini sağlamaktır" dedi.

"Meclis kanun fabrikasına döndü"

Söz konusu 3 istikrarla paralel olarak sağlanması gereken bir diğer unsurun da bürokratik istikrar olduğuna dikkati çeken Çiçek, kaliteyi öne çıkaran bürokrasinin Türkiye'nin hedeflerini yakalamasına yardımcı olabileceğini vurguladı.

Cemil Çiçek, bürokratik iş ve işlemlerden birtakım şikayetlerin olduğunu hatırlatarak, "Şikayetler ama faturayı siyasetçiler biz ödüyoruz. Halbuki biz, kanunsa kanun çıkarıyoruz. Çünkü sizin ihtiyaçlarınız için kanunlar çıkarıyoruz. Hatta hiç bir ülkede olmadığı kadar sabahlara kadar uğraşıp kanun çıkarıyoruz, neredeyse meclis kanun fabrikasına döndü. Neden? Demek ki bürokrasi uygulamalarımızda ciddi sıkıntı var. Bunun için de kaliteli bürokrat fevkalade önemli. O yüzden bu noktada da istikrar lazım. Bunları gerçekleştirebilirsek, bugün 3 milyar dolar olan halı ihracatı, inanıyorum ki bir sonraki fuarlarda 5-6 milyar dolarlara neden çıkmasın? Bunun imkanlarını hep birlikte oluşturacağız" diye konuştu.

(Sürecek)

Kaynak: AA - AkHaber.com

Son Dakika Güncel Domotex Turkey Halı Fuarı (1) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement