Emniyet Müdürü Yılmaz Hakkındaki Dava

Trafikte tartıştığı motosiklet sürücüsünü Halkalı'daki polis lojmanlarının önünde tabancayla öldüren emniyet müdürü Celal Yılmaz, "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan yargılandığı davanın ilk duruşmasında tutuklandı.

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı sanık Celal Yılmaz ile ölen Ahmet Sülüşoğlu'nun babası Mehmet Sülüşoğlu, ağabeyleri Mecnun ve Rujdi Sülüşoğlu ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Celal Yılmaz, duruşmalardan bağışık tutulmak istediğini, ölen Ahmet Sülüşoğlu'nun ailesi adına üzgün olduğunu ve istemediği bir olay meydana geldiğini söyledi.

Yılmaz, olayın olduğu tarihlerde Türkiye'nin gündemindeki durumun herkes tarafından bilindiğini ve kendisinin de uzun süre terörle mücadele biriminde çalıştığından bahsederek, şöyle devam etti:

"O gün seyir halindeyken aracımın başında şahsın tehlikeli vaziyette aracımın önüne kırması durumunda ona karşı bir şey yapmamama rağmen bağıra bağıra peşimden geldi, bir ara durmak istedim ancak her türlü eylemin beklenilmesi durumunda anonslar ve bilgiler geldiğinden ister istemez psikolojik bir hale geliyor insan, şahsa yolda herhangi bir şey demememe rağmen evimin önüne kadar bizi takip etti. Arabamın önüne kırıp durması, inmesi, şahsın polis olduğumuzu söyledikten sonra çekip gitmesi ve bunlar olurken yanımda eşim olmasından dolayı da uzatmamıştım."

Evine gidip eşini bıraktıktan sonra arabasını park ettiğini ve tekrar olay yerine giderek, güvenlikçilerle sohbet ettiğini anlatan Yılmaz, Sülüşoğlu'nun olay yerinden ayrılırken, "Biraz sonra burada büyük bir olay olacak" dediğini anlattı. Kavga ettiği kişinin yeniden geleceğini tahmin etmediğini belirten Yılmaz, gelmesi durumunda da güvenlikçilere polisi aramalarını söylediğini aktardı.

Sülüşoğlu'un olay yerine geldiğini, kendisinin de güvenlikçilerin arkasına geçerek silahını hazır vaziyete getirdiğini ifade eden Yılmaz, "Mesafenin kısa olması, ortada üç tane vatandaşın silahsız olması ve silahı hazır birinin karşıda beklemesi, bu tür durumları da göz önüne alarak güvenlikçi arkadaşın omuz kısmından şahsı hedef konumuna getirdim. 'Silahını bırak' dedim ve silahı bana doğrulttu, bu esnada 'tık' diye bir ses geldi, o esnada ben de tetiğe bastım. Aldığımız eğitim ve refleks gereği, duble atış yaptım, vatandaş düşüşe geçince ateş etmeyi kestim" diye konuştu.

Yılmaz, Sülüşoğlu'nu öldürmek maksadıyla değil etkisiz hale getirmek için vurduğunu savunarak, "Kendimi korumak amacıyla hamle yaptım. Ölen şahsı daha önceden tanımam. Avukatım aracılığıyla üzgün olduğumuzu belirten haber gönderdik ancak cevap gelmedi. Çok üzgünüm" ifadelerini kullandı.

Duruşmada söz alan Ahmet Sülüşoğlu'nun babası Mehmet, ağabeyleri Mecnun ve Rüjdi Sülüşoğlu da önceki ifadelerini tekrar ettiğini belirterek, sanığın cezalandırılmasını talep etti.

"Basının içeri alınmamasını eksiklik olarak görüyorum"

Sülüşoğlu ailesinin avukatlarından Halis Yıldırım da basın mensuplarının duruşma salonuna alınmadığını belirterek, "Basının içeri alınmamasını, kamu vicdanı denetimi yapılmaması durumundan dolayı eksiklik olarak görüyorum. Sadece 1 hafta öncesine kadar aileye bir başsağlığı veya özür, üzüntü belirtilmesi olmamıştır" diye konuştu.

Ailenin avukatlarından Sabri Kuşkonmaz da kasten öldürmenin katalog suçlardan olduğunu kaydederek, "Yaşama hakkı ile savunma hakkının yarışması söz konusu değildir. Yaşama hakkı asıldır. Bu nedenlerle sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz" dedi.

Cumhuriyet Savcısı Talip Kalkan, meydana gelen olayda sanığın meşru müdafaa sınırlarını aştığını, hakkında kuvvetli suç şüphesinin mevcut olduğunu belirterek, suçun niteliği, kanunda öngörülen ceza miktarı ve dosya kapsamı göz önüne alınarak sanığın tutuklanmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesinin bulunması, otopsi raporu, olay yeri tutanağı, atış sayısı ve diğer somut delillerin varlığının tespit edilmiş olmasını göz önüne alarak, adli kontrol hükümleri yetersiz kalacağından ve işlenilen suçun katalog suçlardan olması nedeniyle sanık Celal Yılmaz'ın tutuklanmasına karar verdi. Yılmaz'ın eşi hakkında da tanıklık için zorla getirilme kararı verildi.

Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

Sülüşoğlu ailesinin avukatlarından Halis Yıldırım, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, tutuklama kararının önemli olduğunu, meşru müdafaa kavramına sığınılarak birçok insanın öldürüldüğünü iddia etti.

Baba Mehmet Sülüşoğlu da adaletin yerini bulduğunu ve kendisinin adalete güvendiğini dile getirdi.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 17 Ağustos'ta Celal Yılmaz'ın eşinin de içinde bulunduğu otomobiliyle Halkalı'daki evine giderken aynı istikamette seyreden Ahmet Sülüşoğlu yönetimindeki plakasız motosikletin sağ yanlarından geçtiği anlatıldı.

İddianamede, Yılmaz ve eşinin beyanlarına göre, Ahmet Sülüşoğlu'nun motosikletini Yılmaz'ın aracının önüne doğru sürdüğünü, motosikletin plakasız olduğunun görülmesi üzerine "emniyet güçlerine eylem yapılabileceği" yolundaki uyarıları dikkate alarak Yılmaz'ın motosikleti geçtiği ve bu sırada korna çaldığı aktarıldı. Sülüşoğlu'nun da bu sırada bağırarak bir şeyler söylediği, Yılmaz'ı Halkalı'daki lojmanlarına kadar takip ettiği ve Yılmaz'ın da motosikletten inip yanına gelen maktule vurduğu belirtilen iddianamede, araya özel güvenlikçilerin girmesi üzerine Sülüşoğlu'nun "Burada büyük bir olay çıkacak göreceksiniz" dedikten sonra motosikletiyle site girişinden ayrıldığı kaydedildi.

Beyanlara ve güvenlik kamerası saatine göre, Yılmaz'ın 00.56'da yaya olarak site girişine geldiği ve özel güvenlik görevlilerine, şahsın tekrar gelmesi halinde polisi aramalarını söylediği, bu sırada Ahmet Sülüşoğlu'nun motosikletiyle gelip yanındaki tabancayı doldurduktan sonra güvenlik görevlisine yönelerek 'Nerede lan o?' diye birkaç kez bağırdığı, 2-3 kez tetiğe bastığı ancak silahın patlamadığı ifade edildi.

İddianamede, özel güvenlik görevlisinin arkasında bulunan Celal Yılmaz'ın tabancayla Sülüşoğlu'na doğru ilerlediği ve tabancasıyla 3 defa ateş ettiği, yaralanan Sülüşoğlu'nun olay yerinde hayatını kaybettiği bildirildi.

Sülüşoğlu'nun silahı çekerek mermi sürmesi karşısında Yılmaz'ın suçu haksız tahrik altında işlediğinin anlaşıldığına işaret edilen iddianamede, Yılmaz'ın suçu meşru savunma ve zorunluluk halinde işlediği yönündeki savunmalarının ise mahkemenin takdirinde olduğu vurgulandı.

İddianamede, Celal Yılmaz hakkında "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası istendi.

Yılmaz, Nöbetçi Küçükçekmece Sulh Ceza Hakimliği'nce 18 Ağustos 2015'te tutuklanmış, avukatının itirazı üzerine 23 Ağustos'ta Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği'nce serbest bırakılmıştı.