Eski Türk Halısı İthalatı Tamamen Serbest Bırakılsın"

İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB) Başkanı Uğur Uysal, "Kültürümüzün korunmasına katkı sağlamak adına devletin eski Türk halısının ithalatını tamamen serbest bırakması ve Kültür Bakanlığı'nın da bu konuda teşvikler yapması gerektiğini düşünüyoruz" açıklamasını yaptı.

İHİB açıklamasına göre, Birlik halı sektörünün önündeki engelleri kaldırmak için çalışmalar yaparak, sektörün gelişmesi ve Türk halısının dünya standartlarına ulaşması için girişimlerde bulunuyor.

Türkiye, dünyanın el halısı konusunda en bilinen ülkesi olmasına rağmen, gümrüklerdeki uygulamalar sebebiyle sıkıntı yaşıyor. Dünyanın her yerine eski ya da kullanılmış halı satan Türkiye'de, eski halı ithalinin önündeki engeller nedeniyle, satışı yapılan halıların ülkeye geri getirilmemesi halı sektöründe önemli bir sorun olarak nitelendiriliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen İHİB Başkanı Uğur Uysal, Türkiye'den eski halı veya kilim ihraç ederken, müzelerden yurt dışına çıkış için bir engel bulunmadığına dair belge almak zorunda olduklarını ifade etti.

Bu  uygulamanın doğruluğunu ve kültürün korunması gerektiğini  kabul ettiklerini, ancak benzer halıları da yurt dışından getiremediklerini kaydeden Uysal, "Kültürümüzün korunmasına katkı sağlamak adına devletin eski Türk halısının ithalatını tamamen serbest bırakması ve Kültür Bakanlığı'nın da bu konuda teşvikler yapması gerektiğini düşünüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Uysal, halı sektörünün önündeki engellerin sadece eski halı ithaliyle sınırlı olmadığına işaret ederek, Isparta'da bulunan Halı İhtisas Gümrüğü'nün de aslında Türk halısına fayda değil zarar getirdiğini savundu.

İhtisas gümrüğünün Sümer Halı'nın kapanmasından sonra Isparta'da olmasının bir anlamı kalmadığı yönündeki düşüncelerini dile getiren Uysal, şunları kaydetti:

"Biz Isparta gümrüğünün fiziki şartlarının bizim ithalatımıza cevap verecek nitelikte olmadığını biliyoruz. Antrepo ve deponun yeterli olmaması, İstanbul'dan halının çıkabilmesi, deponun boşalması gibi sıkıntıların yaşandığını ve bunların sektöre  zarar verdiğinin farkındayız ve bunun bir an önce  çözülmesini bekliyoruz. Türkiye ekonomisi çok hızlı  değiştiğinden, bundan on yıl  önce 100-150 dolar olan aylık dokuyucu ücreti, şu anda 300-500 dolar arasında bulunuyor. Buna rağmen, dokuyucuya bu ücret yeterli gelmiyor. Dokutanın ve dokuyanın mutlu olmadığı  bir  yerde  üretim olmayacağına göre, biz Halı üreticileri doğal olarak bu işi yapabileceğimiz yerlere gitmenin şart olduğunu düşünüyor ve bu konularda  devletin  bize  yardımcı olmasını bekliyoruz." - İstanbul