Europalia Kültür ve Sanat Festivali'nin Konuk Ülkesi Türkiye

Türkiye, Ekim 2015-Ocak 2016 döneminde, merkezi Brüksel'de bulunan Europalia Kültür ve Sanat Festivali'nin konuk ülkesi olacak. "Açık hava müzesi" Anadolu'nun sahip olduğu zengin, köklü ve renkli medeniyetin kültürel ve sanatsal unsurları festival süresince Brüksel ve birçok Avrupa kentinde sergilenecek.

"Europalia Turkey" uluslararası sanat festivalinin felsefesi ve projeleri Egmont Sarayı'nda Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Belçika Enerji, Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Marie-Christine Marghem ve Europalia Başkanı Jacobs de Hagen'in katıldığı basın toplantısında açıklandı.

Bakan Çelik, konuşmasında, Anadolu medeniyetinin zenginliğini öne çıkardı ve Europalia Turkey ana sergi temasını "Anadolu: Sonsuzluğun Evi" şeklinde belirlediklerini açıkladı.

Çelik, tarihin bilinen en eski yerleşimlerine sahip Anadolu'nun "binlerce yıllık insanlık mirasını bünyesinde barındıran devasa bir açık hava müzesi olduğunu", Türkiye'de 13 bine yakın sit alanı bulunduğunu ve müzelerdeki kültür varlıklarının sayısının 3 milyonu aştığını söyledi.

"Hititlerden Friglere, Lidyayılardan İyonlara ve Artuklulara, onlardan Roma ve Bizansa ve devamında Selçuklu ile Osmanlıya kadar pek çok medeniyetin birikimleriyle zenginleşerek günümüze kadar gelen köklü bir mirastır Anadolu medeniyeti. Bu mirasın merkezinde sevgi, hoşgörü ve birlikte yaşam vardır" diyen Çelik, İstanbul'da cami, kilise ve havraların yan yana görülebilmesini ve Mardin'de Süryani, Nusayri ve Yezidiler gibi onlarca farklı inancın asırlardır barış içinde birlikte yaşamalarını örnek gösterdi.

Çelik, "Mezhep savaşlarının Ortadoğu'yu kasıp kavurduğu bugünlerde dahi, o ateş çemberinden kaçan insanların yegane sığınağı Türkiye olmaktadır. Ülkemiz halen 2 milyona yakın, yani Brüksel'in nüfusundan daha çok sayıda insanı misafir etmektedir" diye konuştu.

Anadolu'nun tarihinde bunun birçok örneğinin görülebileceğini belirten Çelik, "15. yüzyılın sonunda İspanya'dan kaçan binlerce Yahudi, 18. yüzyılın başında İsveç Kralı 12. Şarl ve 19. yüzyılın ortalarında Macar Kralı Kossuth beraberlerindekilerle Osmanlıya sığınmıştır" hatırlatmasında bulundu.

Bakan Çelik, "Yani ülkem, tarihte de hep darda kalan insanların sığınağı, adeta evi olmuş, ırkına ve inancına bakmaksızın her kesime kucak açmıştır. Anadolu'nun insanları kategorize etmeden, inancına, ırkına ve yaşam tercihlerine bakmadan evsahipliği yapması, engin bir dünya görüşünün ve sonsuz bir sevgi ve hoşgörünün bu topraklarda hakim olmasındandır" dedi.

Çelik, şöyle devam etti:

"Tarihten bize miras bırakılıp sonsuzluğa uzanan bu felsefe, 'Yaradılanı sevdik, Yaradandan ötürü', 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' ve 'Yurtta sulh, cihanda sulh' gibi veciz ifadelerle kültürümüzün merkezine konumlanmış bulunmaktadır. Bunlar, medeniyetimizin temel yapıtaşlarını oluşturan ve toplumuza yön veren temel varsayımlarımızdır. İnsanlığın müştereken geliştirdiği demokrasi, çoğulculuk ve insan hakları, bu varsayımlarımızın içinde zaten kadimden beri varolagelen en değerli medeniyet unsurlarımızdır."

Ömer Çelik, Türkiye'nin dinamik genç nüfusu, artan ekonomik gücü ve dünya ortalamalarının üzerinde gelişen turizm potansiyeliyle "Avrupa'nın lokomotif unsurlarından biri olmaya aday olduğunu" söyledi.

Çelik, Europalia Turkey festivali boyunca gerçekleştirilecek birçok etkinlikte Avrupalı sanatseverlerin "Türkiye'nin kültürel zenginliğinin geleneksel ve çağdaş sanata nasıl yansıdığını, bu mirasın nesilden nesile nasıl aktarıldığını ve geliştirildiğini, kültürel çeşitliliğin ve çoksesliliğin sanattaki izdüşümlerini izleme ve hatta yer yer deneyimleme şansını bulacaklarını" ifade etti.

Bakan Çelik, festivalde Anadolu'daki Ermeni mirasının da sergilenip sergilenmeyeceği sorusu üzerine, "Ermeni kültürü bizim kültürümüzün dışında bir kültür değil, tam tersine kendi kültürümüzden bahsederken Ermenilerin kendi kültür ve kimlikleriyle, sanatçıları ve fikir adamlarıyla yaptıkları katkıyı kendi kültürümüzün çok önemli damarlarından biri kabul ediyoruz" diyerek bu kültürel kimliğin kendisini göstermesinin ve Anadolu topraklarında kendini geliştirmesinin "kısa bir dönem dahilinde ihmal edilmiş olabileceğini" belirtti.

Çelik, "fakat şimdi bütün kültürel kimliklere sahip çıkarken Ermeni kültürünün ihmal edilmiş taraflarını gidermek ve asli kimliğiyle Anadolu kültürünün bir parçası olarak öne çıkmasını sağlamak için çalışmalar yaptıklarını" anlattı ve bu kapsamda Ermeni eserlerinin ve kiliselerinin restore edilmesine yönelik çok önemli çalışmalar yürütüldüğünü ve Akdamar dahil bazı kiliselerin ayinlere açıldığını dile getirdi.

Bakan Çelik, Europalia festivalinde çok sayıda Ermeni kökenli Türk vatandaşının görev aldığını ve Osmanlı döneminde çıkarılmış Ermenice ve Rumca yayınların festivalde sergileneceğini anlattı.

Ömer Çelik, "Anadolu kültürünü tanıtırken kompartımanlara bölmüyoruz. Anadolu kültürü içinde Ermeni, Rum ve Türk kompartımanları açmıyoruz. Tam tersine bunların her beraber Anadolu kültürünü oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu festivalin üst başlığı 'Sonsuzluğun Evi' ve bunu Türkler, Kürtler, Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler Anadolu'da beraberce paylaştılar. Ayrı ayrı değil hepsini beraber, bir organik bütünlük içinde göstereceğiz" dedi.

"Sonsuzluğun Evi'ne girenler gereken mesajı alacak"

Çelik şunları kaydetti:

"Avrupa ve Paris adları Batı Anadolu'da tarihte yaşayan bazı kavimlerin tanrılarının adlarıydı. Türkiye'nin Avrupalı olduğunu ispat etmek gibi özel bir propaganda amacımız yok. Dolayısıyla Ermeni meselesinde ve diğer meselelerde özel bir mesaj iletme kaygımız yok. Burada yaptığımız şey Anadolu'da ne varsa onu göstermektir. Bir propaganda faaliyetinin içine girmek özgüven duygusunun eksikliğini gösterir. Anadolu'yu yani sonsuzluğun evini olduğu gibi tanıtacağız, bu eve girenler zaten gereken mesajı alacaklardır."

Belçikalı Bakan Marghem de "Festivalde Türk kültürünün ne denli dinamik ve canlı bir kültür olduğunu, binlerce yıldır ne denli önemli olduğunu anlatabileceğiz" dedi.

Marghem, festival kapsamında iki ülkenin üniversiteleri ve müzeleri arasında ortak çalışmalar yapılacağını, Belçika'daki Türk toplumunun bu ülkeye katkısının öne çıkarılacağını ve iki medeniyet arasında sağlam bir ilişki kurulmaya çalışılacağını anlattı.

Europalia Turkey festivalinde Türkiye adına Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ermen Ilıcak ve Belçika adına Ackermans & van Haaren üst yöneticisi Luc Bertrand genel komiserler olarak görev yapacak.

Belçika'nın önde gelen iş adamlarından Baron Luc Bertrand, basın toplantısındaki konuşmasında Türk ekonomisini övdü.

Türkiye'nin dünyanın 17. büyük ekonomisi olduğunu ve yıllık yüzde 4 gibi "Belçika'nın hayal edemeyeceği rakamlarda" büyümeye devam ettiğini anlatan Bertrand, "Türk kültürü hakkında büyük coşku hissediyorum, beni heyecanlandırıyor. Bu ülke bütün disiplinlerde son derece canlı bir sanatsal canlılığa sahip" dedi.

Europalia Başkanı Jacobs de Hagen, çok sayıda ülkenin konuk olmak için aday olduğu festivalde Türkiye'yi iyi hazırlanması, aktif iradesi ve dinamizmi nedeniyle seçtiklerini dile getirdi.

Festivalde "Anadolu: Sonsuzluğun Evi" ana sergisi Brüksel Güzel Sanatlar Sarayı'nda (BOZAR) açılacak. Anvers, Liege, Gent başta olmak üzere Belçika'nın diğer önemli kentlerinde İstanbul'u, Türk kültürünü ve mutfağını tanıtan sergiler ve etkinlikler gerçekleştirilecek. Festival kapsamında Amsterdam, Londra, Paris, Berlin, Köln ve Marsilya gibi kentlerde de çeşitli faaliyetler planlanıyor.

Maliyeti 12 milyon avroya yaklaşan ve gençleri hedef kitle olarak belirleyen festivalin sponsorları arasında Türk Hava Yolları, Belçika Merkez Bankası, BNP Paribas, Total, Solvay, Anvers Limanı ve Deme gibi şirketler bulunuyor. - Brüksel