Feyzioğlu: Adli Yıl Törenlerini Gerekirse Yüzlerce Avukatla Anıtkabir'de Yaparız

Türkiye barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu, Kocaeli Barosu'nu ziyaret ederken insan haklarının eğitimin konuşması gerekirken, "Dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz" cümlesinin konuşulduğunu söyledi. Prof.Dr. Feyzioğlu, "Yukardan bir zat bunu buyurdu. Sadece ben değil bu millet geri kalmışlığı istemiyoruz. Zatı muhteremler sanki her gün dedelerinin mezarında geziyorlar" dedi. Feyzioğlu, adli yıl törenlerini de gerekirse yüzlerce avukatla Anıtkabir'de yapacaklarını söyledi.

Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği'nde düzenlenen bir konferans için İzmit'e gelen ve konferans öncesi Kocaeli Barosu'nun Avukat Sertif Gökçe başkanlığındaki yeni yönetimini ziyaret eden Prof.Dr. Metin Feyzioğlu, "Sertif Gökçe ve yönetimini hayırlamak için buradayız" dedi. Metin Feyzioğlu, insan haklarının bugün de Türkiye'nin gündeminde olduğunu ifade ederken, şöyle dedi:

"Bu noktada giderek geriye gidiyoruz. Bundan 7-8 sene önce Avrupa'nın ileri gelen ülkeleri ile kıyaslanırken, bugün insan hakları konusunda 'ama Tunus daha başarılı' cümlelerini duyuyoruz. Artık Ortadoğu ile kıyaslanıyoruz ve üst sıralarda yer bulamıyoruz. Demek ki bir yanlışlık var. Bu yanlışlığı düzeltmek için eğitim gerekiyor."

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, bugünlerde insan haklarını ve eğitimin konuşulması gerekirken 'dedelerimizin mezar taşını okuyamıyoruz' cümlesinin konuşulduğunu da belirterek şöyle devam etti:

"Yukardan bir zat bunu buyurdu. Sadece ben değil bu millet, geri kalmışlığı istemiyoruz. Bunu ne kadar erken anlarlarsa kendi menfaatlerine olacak. Biz dünyanın en ileri telefonlarını, bilgisayar programlarını yapmak istiyoruz. Biz dünyada marka sahibi olmak istiyoruz. Bunun için eğitim istiyoruz. Çocuklarımızın eğitilmesini istiyoruz. Çocuklarımızın beyinlerinin kendi beyinleri gibi yıkanmasına karşıyız. Elbette milli manevi değerlere bizler de sahibiz. Hem de bunları sömürenlerden 1000 kat daha sahibiz. 'Bu millet en iyisine layıktır' diyenlerdeniz. İnsan haklarını konuşmamız gereken şu günlerde evlatlarımızın en iyi eğitimi almalarının gasp edildiğini gördüğümüz şu günlerde tepkimizi dile getiriyoruz."

Metin Feyzioğlu açıklamasında, "Cumhuriyetin verdiği bütün nimetlerle okuma yazmayı öğrenenler şimdi kalkmış Cumhuriyeti tartışıyorlar" diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Sanki Osmanlıca okuyabilseler, okuyabilecekler gibi boş söylem içindeler. Arzu edeni kütüphaneye götürüp ne olduğunu anlatabilirim. Yukardan birisi bir lafı ortaya atıyor. Kraldan çok kralcılar 'Bu lafı alkışlamamız lazım ama ne deyip alkışlayacağız' bunu düşünüyorlar. Zat-ı muhteremler sanki her gün dedelerinin mezarında geziyor. Bunların hepsi boş. Biz kuyruklu yıldıza ne zaman uzay aracını gönderebiliriz bunu konuşalım, ondan sonra bunları konuşuruz."

TBB Başkanı Feyzioğlu açıklamasında, "Yukardan ne buyururlarsa aşağıdakiler bu buyurmayı emir telkin ediyor. Bunu da bir marifet kabul ediyorlar" dedikten sonra  şöyle devam etti:

"Bize yakışmayan bir görüntü. Adli yıl töreni yukardan gelen bir irade ile iptal edenler bizim sorumluluğumuzda değildir. Biz yüzlerce avukatla Anıtkabir'de yaparız bunu. Kendilerini de davet ederiz. Barolar Birliği Başkanı tüm avukatlar adına yılda 2 gün konuşur. Bu yöneticiler önerilere bile kapatmışlardır kendilerini. Bu gidiş Türkiye demokrasisi açısından sıkıntıdır. Millet demokratik kurallar çerçevesinde gereğini yapacaktır. Artık 'ben yaptım oldu' lar ve 'yukardan buyurdular' milleti baskı altına almışlardır."

Metin Feyzioğlu, 17 Aralık operasyonuyla ilgili olarak da, yolsuzluk ve kumpasla mücadele etmek için adliye içinde doğruya 'Doğru' diyebilecek bir yapının oluşabilmesi için yargı tarafsızlığı, sistem gerektiğini, ilk günden itibaren bu sistemin kurulmasını istediklerini anlatırken, "Yargı bana nasıl bağımlı olur sorusunun bin türlü cevabı vardır. Doğru cevap daha önce defalarca verilmiştir" dedi.

Feyzioğlu 'paralel Yapı' iddialarıyla ilgili olarak da şöyle dedi:

"Eğer böyle bir yapı varsa bunun sorumlusu barolar, gazeteciler değil, 12 yıldır kim yönetiyorsa onlardır. Siyasi iktidar bu konuda sorumludur. Yargının ya da emniyetin içinde bir tarikatın ya da başka gücün varlığını asla ayrı bir örgütlenme içine girmesini kabul edemeyiz. Böyle bir yapılanma varsa üzerine gitmek devletin görevidir. Bu koalisyon 17 ve 25 Aralık olaylarından sonra dağılmıştır. Devlet gibi devlet olmak lazım." - İzmitkocaeli