Fikri Işık: "Paralel yapıyı da tasfiye etmek iktidarımızın boynunun borcudur" - - Son Dakika
Güncel

Fikri Işık: "Paralel yapıyı da tasfiye etmek iktidarımızın boynunun borcudur" -

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Yargının, emniyetin, kurumların içine çöreklenmiş ve belli ki dışarıdan talimat alan bir yapı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kabul edeceği bir yapı değildir" dedi.

04.08.2014 16:43
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Yargının, emniyetin, kurumların içine çöreklenmiş ve belli ki dışarıdan talimat alan bir yapı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kabul edeceği bir yapı değildir" dedi.

Bakan Işık, Rize Valiliği ve Belediye Başkanlığının ardından AK Parti Rize Milletvekili Hasan Karal ile AK Parti İl Başkanlığını ziyaret etti.

Işık, burada yaptığı açıklamada, Türkiye'nin önünde pazar günü çok önemli bir süreç olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Halk, cumhuriyet tarihinde ilk kez sandığa giderek kendi cumhurbaşkanını seçecek. Bu, yeni Türkiye'nin en önemli kilometre taşlarından birisi. Zira bugüne kadar bir iki istisna dışında hep pazarlıklar sonucu ortaya çıkan isimler oldu. Bazen en zayıf halka cumhurbaşkanı oldu. Bazen en güçlü adaylar tehdit edildi. Rahmetli Ali Fuat Başgil hoca gibi seçilmesine kesin gözüyle bakılan birisi gece yarısı yapılan tehdit sonucu vazgeçti. Bazen Meclis üzerinde baskı, vesayet oluşturuldu, Meclisin hür iradesiyle seçeceği cumhurbaşkanı seçilemedi. Bazen de denge adına Ahmet Necdet Sezer gibi bir isim cumhurbaşkanı oldu. Bütün bunlar siyasi parti liderlerinin pazarlıkları sonucu oldu. Artık cumhurbaşkanını halk doğrudan seçecek. Bundan sonra milletin değerlerini benimsememiş hiç kimse cumhurbaşkanı seçilemeyecek. Bizim mahallemizden olduğu düşünülse de bundan sonra monşerler cumhurbaşkanı seçilemeyecek. Halka tepeden bakan insanlar artık cumhurbaşkanı seçilemeyecek."

- "Paralel yapıyı da tasfiye etmek iktidarımızın boynunun borcudur"

Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan sayesinde bütün vesayet kurumlarının tasfiye edilmesinin başarıldığını ifade eden Işık, "Askeri vesayet, bürokratik vesayet, yargı vesayeti tasfiye edildi. Şu anda tasfiyesi üzerinde yoğun olarak durulan son vesayet alanı paralel yapıdır. Paralel yapıyı da tasfiye etmek iktidarımızın boynunun borcudur. Zira devlet içinde devlet olmaz. Amirinden değil de abisinden talimat alan bir anlayışla devlet yönetilemez. Yargının, emniyetin, kurumların içine çöreklenmiş ve belli ki dışarıdan talimat alan bir yapı Türkiye Cumhuriyeti devletinin kabul edeceği bir yapı değildir" diye konuştu.

"Biz hizmet hareketiyiz, biz eğitimle uğraşıyoruz" diyenlerin bir ülkenin cumhurbaşkanını, başbakanını, genelkurmay başkanını, anayasa mahkemesi başkanını, komutanlarını, MİT müsteşarını dinlemesinin izahının mümkün olmadığını vurgulayan Işık, şöyle devam etti:

"Üst düzey devlet yetkililerini dinleme ancak bir başka ülkenin istihbarat örgütünün yapacağı bir iştir. Dolayısıyla bu yapının, bu ülkenin hayrına çalıştığı yönündeki bir düşünceye sahip olanlar lütfen bir kez daha düşünsünler. Belli ki ve çok açık ki bu yapı bir başka ülkenin hesabına çalışıyor. Hiçbir devlet de bir başka ülkenin hesabına çalışan yapıya tahammül edemez. İnşallah son vesayet girişimini, Genel Başkanımız, Başbakanımız önümüzdeki günlerde cumhurbaşkanlığı edeceği bir süreçte tasviye edeceğiz. Bu, devletin bekası içindir. Hiç kimse bu işi bir hizmet, eğitim alanı olarak görmesin. Biz de 'çok eğitim, hizmet ediyorlar' diye düşündük ama ortaya çıkan tüm veriler, bilgiler, onların belli ki bazı küresel güç odakları ile işbirliği içerisinde hatta onlar namına Türkiye'de bu operasyonları yürüttüklerini gösteriyor. 17 ve 25 Aralık operasyonlarının ortaya çıkardığı gerçek budur."

- Türkmenlere yapılan yardımlar

Bakan Işık, bazı liderlerin, hükümetin Türkmenlere yardım yapmadığı yönünde açıklamalar yaptığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hükümetin Türkmenlere nasıl yardım ettiğini en iyi Mehmet Şandır bilir. MHP'nin Grup Başkanvekili idi, Meclis kürsüsünden yaptığı teşekkürü ben biliyorum ama bunlar, Türkmenleri veya diğer bizim soydaşlarımızı, kan kardeşlerimizi, din kardeşlerimizi seçim dönemlerinde hatırlarlar fakat bizim gündemimizden hiç düşmezler. Çok hazin bir şey daha var. Türkmenlere yardım götüren tırları durduran bu paralel yapıya arka çıkanlar, bugün hükümeti 'Türkmenlere yardım etmiyor' diye suçlayanlarla aynı kişiler. Bu AK Parti açısından değil belki ama bu partiler açısından ve Türk demokrasisi açısından önemli bir sorundur. Siz bir taraftan Türkmenlere giden yardımı durduran paralel yapıyı canhıraş bir şekilde savunacaksınız, diğer taraftan da Türkmenlere yardım götüren hükümeti yardım göndermemekle suçlayacaksınız. Buna ne denir ki? Biz öncelikle bölgemizde huzurun, barışın egemen olmasını istiyoruz. Başta Türkmen kardeşlerimiz olmak üzere bölgede tüm kardeşlerimize, akrabalarımıza, dindaşlara el uzatmanın gayreti içinde olduk. Bundan sonra da bu anlayışımız devam edecek. 10 Ağustos'tan sonra yeni bir heyecanla çalışmalarımızı sürdüreceğiz."

- Gayri yasal dinlemeler

Bakan Işık, bir gazetecinin, "Genelkurmay Başkanlığında da ortam dinlemelerinin yapıldığı yönünde bilgiler olduğu ve bu konudaki son duruma ilişkin" sorusu üzerine, Genelkurmay Başkanlığındaki kriptolu telefonların dinlendiğini net olarak bildiklerini belirterek, şöyle dedi:

"Bunu net olarak tespit ettik. Burada kritik soru, 'Bir ülkenin Genelkurmay Başkanını bir yapı niye dinler'. Genelkurmayın yaptığı çalışmaların eğitimle ve hizmetle ne alakası olabilir. Genelkurmay, birinci derecede ülkenin savunmasıyla ilgili bir kurumdur. Siz eğer Genelkurmay Başkanını, kuvvet komutanlarını dinliyorsanız belli ki sizin ülkenin savunmasına yönelik birtakım ilgi ve çalışmalarınız var demektir. Benim bildiğim, bir ülkenin savunmasıyla o ülkeye rakip başka ülkeler ilgilenir. O zaman aklımızdaki temel soru, 'Siz acaba bu dinlemeleri bir başka ülke adına mı yapıyorsunuz'. Şu anda bütün yoğunlaşılan alan bu dinlemelerin nereye servis edildiği ile alakalıdır. Bu, yargının görevi, inanıyorum yargı bunu bulup ortaya çıkaracak ve bu yapı bir ihanet şebekesi olarak Türkiye tarihine geçecektir."

- Cumhurbaşkanı seçimi ve Başbakan Erdoğan'ın İstanbul mitingi

Bakan Işık, cumhurbaşkanı seçiminde Başbakan Erdoğan'ın ilk turda seçilip seçilemeyeceği ve İstanbul'da düzenlediği mitingle ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı:

"Önemli bir farkın olacağına da inanıyorum. Yüzde 54-55 bandında olacağı benim şahsi kanaatim. Daha da yüksek olabilir, seçime katılımla da ilgili. Olağanüstü bir durum olmazsa bu şekilde neticeleneceğine inanıyorum. Dünkü İstanbul'daki tabloyu sayısal olarak yorumlamak çok anlamlı değil. Sayın Başbakanımızla Kocaeli'deki mitingden sonra helikopterle Maltepe'deki miting alanına geçtik. Helikopterden çektiğim fotoğrafı Twitter'dan paylaştım. Oradaki ortam muhteşem. Birisi 1,5, birisi 2, birisi 2,5 milyon der ama önemli olan kemiyet kadar keyfiyet. Ben İstanbul'un bugüne kadar gördüğü en muhteşem mitinglerden biri olduğu kanaatindeyim. Çok yoğun bir katılım vardı. Fotoğrafı çektiğim anda insanlar akın akın alana geliyordu. Ciddi bir yoğunluk vardı. Tek tek oturup saysak 1,5, 2 milyon deriz. Önemli olan insanların sabahın erken saatlerinde o alana, o sıcakta gelip beklemiş olmaları ve liderlerini bağrına basmış olması. 1,5 milyon muydu, 2 milyon muydu? Yapsın da karşıdaki güya rakip diye çıkardıkları çatı adayı da 150 bin toplasın İstanbul'da."

Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyenlerin Recep Tayyip Erdoğan'ın topladığı kalabalığı tartıştığını kaydeden Işık, "Sen 150 bin topla da de ki bire on sayın da hiç olmazsa bir denge olsun, falan deyin. Hani bizimkiler dağdaki çoban, onlar okumuş oluyor ya. Oyları eşit sayılmıyor onların kafasına göre. Böyle bir oran koyun. Bari bire on getirin, yok böyle bir şey. Dünkü İstanbul mitingi hem katılım hem coşku olarak muhteşem bir tabloydu" ifadelerini kullandı.

- MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin gurbetçilerle ilgili açıklaması

Işık, bir gazetecinin, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Erdoğan'a oy veren gurbetçilerle ilgili sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Eğer demokrasiye inanıyorsanız seçmen yanlış yapmaz. Yanlış varsa kendinizde arayacaksınız. Biz AK Parti olarak seçim kaybettiğimiz her yerde kendimizi sorguladık. Acaba hangi hatayı yaptık da seçmen bize oy vermedi, yeteri kadar destek almadık. Eğer bir toplumda insanlar kilometrelerce yol gidiyorsa ve tercihlerini yapıyorlarsa o insanlarda kusur bulmak yerine, 'O insanlar tercihlerini neden benden yana yapmıyor' diye kendinde kusur araması gerekir, siyasi parti genel başkanının. Niye bu insanlar gidip Recep Tayyip Erdoğan'a oy verip sana vermiyorlar? Bu zavallılıktır, başka bir şey değildir. Milliyetçi Hareket Partisi'nin özellikle bu hareketten sonra çok ciddi bir durum değerlendirmesi yapmaya ihtiyacı var. Demokrasilerde hiçbir zaman oy veren suçlanmaz, oy alamayan suçlanır. İnsanların hür iradesiyle kilometrelerce gidip oy vermesi ne kadar kıymetli, değerli bir şeydir. Velev ki MHP'ye, Ekmeleddin İhsanoğlu'na, Selahattin Demirtaş'a gitsin, oy versin. Bu çok değerli bir şeydir. Demokrasiye inanıyorsak bunun değerini ortaya koymamız lazım ama 'Tayyip Erdoğan'a oy verenler düşünsün' demek zavallılıktır, acizliktir ve artık sayın Bahçeli'nin sağlıklı düşünemediğinin de bir göstergesidir. Bunu artık MHP'nin değerlendirmesi gerekiyor. Ben inanıyorum ki MHP'nin tabanı, 10 Ağustos'ta ilk değerlendirmeyi yapacak ve bir dayatılan adaya değil de kendine en yakın aday Recep Tayyip Erdoğan'a oy verecektir. Ondan sonra da kendi iç değerlendirmelerini inanıyorum yaparlar."

Bakan Işık'ın açıklamalarının ardından yöresel sanatçı Ahmet Çakar atma türkü söyledi. Çakar'ın "Bir aday maday geldi. Ne idi onun adi. Bu İstiklal Marşı'nı okudu, tanımadı" şeklindeki türküsü Bakan Işık tarafından alkışlandı.

Işık daha sonra yanına gelen çocuklarla fotoğraf çektirdi.

Fikri Işık: "Paralel yapıyı da tasfiye etmek iktidarımızın boynunun borcudur" -
Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Fikri Işık: 'Paralel yapıyı da tasfiye etmek iktidarımızın boynunun borcudur' - - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement