Fransa'daki Saldırılar Müslümanlara Kin ve Nefreti Artıracak" - Son Dakika
Güncel

Fransa'daki Saldırılar Müslümanlara Kin ve Nefreti Artıracak"

Zürih Teknik Üniversitesi UNESCO Bilimsel Diplomasi Müzakere ve Çatışma Çözümleri Kürsü Başkanı Doç. Dr. Selin Şenocak, Paris'teki saldırıların ardından buradaki Müslümanların hiç görmediği kadar büyük baskı altına gireceğini belirterek, "Asıl büyük dram Avrupa'daki Müslümanların yaşadığı ayrımcılık ve şu anda gittikçe artan kin, nefret ve onlara karşı yapılacak baskı olacak" dedi.

18.11.2015 13:15
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

HANİFE SEVİNÇ - Zürih Teknik Üniversitesi UNESCO Bilimsel Diplomasi Müzakere ve Çatışma Çözümleri Kürsü Başkanı Doç. Dr. Selin Şenocak, Paris'teki saldırıların ardından buradaki Müslümanların hiç görmediği kadar büyük baskı altına gireceğini belirterek, "Asıl büyük dram Avrupa'daki Müslümanların yaşadığı ayrımcılık ve şu anda gittikçe artan kin, nefret ve onlara karşı yapılacak baskı olacak" dedi.

Paris saldırılarını AA muhabirine değerlendiren Şenocak, 10 yıl önce Fransa'daki banliyölerde yaşanan olayların ardından bir iç savaş çıkabileceği uyarısında bulunduğunu, bunun o zaman ciddiye alınmadığını vurgulayarak, Fransa Başbakanı Manuel Valls'ın "Fransa Müslüman topluluk ve Müslüman olmayanlar arasında iç savaşa sürüklenmeye çalışılıyor. DAEŞ'in isteği bu, bunun mücadelesini yapacağız" ve eski Fransa Başbakanı François Fillon'un "Bu bir iç savaş başlangıcıdır" şeklindeki açıklamalarını hatırlattı.

Fransa'nın DAEŞ tarafından iki defa saldırıya uğramasının bir tesadüf olmadığını ifade eden Şenocak, DAEŞ'in şu anda 125 bin ile 150 bin kadar elemanı bulunduğunu, bunların da çoğunu bu ülkede yetişmiş Fransız pasaportlu gençlerin oluşturduğunu anlattı.

Fransa'nın "Biz özgürlükçü bir ülkeyiz. Multikültürel bir devletiz. Bu yüzden saldırdılar" diyerek olayın özünden kaçtığını dile getiren Şenocak, şöyle devam etti:

"Avrupa'da yükselen bir İslamofobi'den bahsediyoruz. Fransa gibi 70 milyonluk bir ülkenin yüzde 10'unu Müslümanlar temsil ediyor. 6-7 milyonluk Müslüman kitleden söz ediyoruz. Fransa'daki problem, isminiz Muhammed, Mustafa ise istediğiniz kadar iyi bir üniversiteye gidin, iş bulamıyorsunuz. Fransa aslında bahsettiği gibi kardeşlik, eşitlik ve özgürlükler ülkesi değil. 10 sene önce banliyölerde olaylar çıktığında gençler isyanlarını gösterdi. 'Biz iş istiyoruz, bizi dışlamayın, entegre edin' dedi. Kendi ülkelerine yabancılaşmışlar, geri dönemiyorlar. Fransa da onları entegre edemiyor. Müslümanlar, Arap oldukları için dışlanıyorlar. Bu şekilde o insanlara gelecek sağlamaz, entegre etmezseniz, iş imkanı vermezseniz, onlar da bu tür terör örgütlerine üye olup, 'bizi kabullenmediniz, bize sahip çıkmadınız, hor gördünüz' gibi bir nefret ve kinle geri dönüş yapar." Bu gençler kendilerinin çıkış noktasını DAEŞ gibi örgütlerde buldular. O kini, nefreti ve intikamı da bu tür terör saldırılarıyla yapıyorlar."

"Avrupa tehlikeli bir sürece girdi"

Doç. Dr. Şenocak, Fransa'nın sadece göçmenlerin entegrasyonunun başarısız olması değil yüzyılar boyunca Afrika'yı sömürmeye çalışması ve Cezayir'deki katliamlar gibi olaylar nedeniyle insanların kafasında Fransa'yı hedef ülke haline getirdiğini söyledi.

Fransa'da çifte standartlı özgürlük ve demokrasi anlayışı olduğunu ifade eden Şenocak, "Şu anda da Avrupa çok büyük tehlikeli bir sürece girmiş durumda. Müslümanlar, Müslüman halk, Müslüman göçmen topluluğu Avrupa'da hiç görmediği kadar büyük bir baskı altına girecek. En büyük endişem bu. Benim için Suriyeli göçmen meselesi suni bir mesele. İnsanlık dramı var. Bunun nasıl önüne geçebilirize bakmak lazım. Asıl büyük dram Avrupa'daki Müslümanların yaşadığı ayrımcılık ve şu anda gittikçe artan kin, nefret ve onlara karşı yapılacak baskı, aslında dram olacak. Benim açımdan en büyük tehlike bu" diye konuştu.

Fransa'da Müslümanlarla Hristiyanlar veya oradaki topluluklar arasında çatışma çıkmasının ülkenin sosyal açıdan çökmesi anlamına geleceğini, bunun da bütün Avrupa'nın çöküşünü getireceğini belirten Şenocak, şunları kaydetti:

"Fransa'nın bu dengeleri sağlaması açısından önemli adımlar atması, Müslüman gençlerin entegrasyonunu sağlaması gerekir. Uluslararası anlamda DAEŞ'e karşı askeri savaşa girmeden önce Fransa'nın 'nerede hata yaptım' deyip öncelikle kendi içişlerinde Müslüman topluluğunun maruz kaldığı ayrımcılığı, dışlanmayı nasıl düzeltirim ve bu gençlerin DAEŞ'in tuzağına düşmelerini nasıl önlerim diye acilen sosyal reformlar yapması lazım. Asıl sorun ve mesele budur. Fransa ve Avrupa bunu çözümlemedikçe toplumsal çöküşe ve çatışmaya girer ki bu Avrupa Barışını ve istikrarını yok eder."

İslamofobi nasıl çözülür

Saldırıları yapan 7 kişiden üçünün Fransız gizli servislerince tanınan şahıslar olduğunu ve ülkede fişlenen 4 bin kişinin bulunduğunu aktaran Şenocak, "Charlie Hebdo saldırısındakiler de Fransız gizli servisince radikal gruplara bağlı olarak bilinen, takip edilen kişilerdi. Nasıl bir güvenlik zafiyetinden bahsediyorsunuz. 4 bin fişlenmiş kişi var. Saldırılar yapıyorlar, siz hiç bir şekilde kontrol edemiyorsunuz. Bu kadar bariz bir güvenlik açığı olabiliyor. Fransa'nın terörle mücadele konusunda içsel olarak da prosedürlerini gözden geçirmesi lazım" dedi.

Doç. Dr. Selin Şenocak, İslamofobi ve "Türkofobi"yle ilgili yüzyıllardır süren bir propaganda olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Avrupa ve Batı'nın gözünde, İslam'ın barbar, insanları katleden din olduğu algısı var. Bunun değişmesi uzun yıllar alır. Belki Türkiye burada iyi rol oynayabilir. Bunu da kültürel diplomasiyle yapabilir. Türkiye Müslüman ülkeleri temsil edebilecek bir ülke. Müslümanları Suudi Arabistan temsil etmiyor. En çok Müslümanın bulunduğu Endenozya temsil etmiyor. Türkiye bu rolü çok iyi oynayabilir. Hem Asya'da, hem Ordadoğu'da bir imajı var. Türkiye hem laikliği, hem de İslami kimliğiyle bunu çok güzel üstlenebilir. İslamobofinin üzerine gidebilecek en doğru ülkenin Türkiye olduğunu düşünüyorum."

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Fransa'daki Saldırılar Müslümanlara Kin ve Nefreti Artıracak' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • DEİK Heyeti Güney Afrika'da İş Dünyası Temsilcileriyle Görüştü
    20:53 DEİK Heyeti Güney Afrika'da İş Dünyası Temsilcileriyle Görüştü

    CAPE Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) heyeti, Güney Afrikalı siyaset ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi. Türk iş insanları, Johannesburg, Pretorya ve Cape Town kentlerinde üst düzey hükümet yetkilileri ve Güney Afrika'nın önde gelen iş insanlarıyla görüşmeler yaptı. Güney Afrika Ticaret ve Sanayi Bakanı Ebrahim Patel'in de katıldığı etkinlikte, Türkiye ile Güney Afrika arasındaki ticaret bağları ve işbirliği potansiyeli vurgulandı. DEİK heyeti, ziyaret kapsamında yeni iş ilişkileri kurmayı ve ticaret ile yatırım fırsatlarını artırmayı hedeflediklerini belirtti.


Advertisement