'Geç Olursa Kürtler Sizi Affetmez'

Sulh ve Adalet Hareketi Lideri Molla Süleyman Kurşun, Kürtlerin uzattığı barış elini ve zeytin dalını tutmamakla eleştirdiği Türklere seslenerek, "Bir gün gelecek siz Kürtlerden barış isteyeceksiniz, af isteyeceksiniz ama Kürtler sizinle barışmayacak ve sizi de affetmeyecek" dedi

Roboski olayının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen hala olayın failleri bulunamadı. Olayda hayatını kaybeden 34 köylünün aileleri adalet ararken, Roboski olayı, Kobani meselesi ve çözüm sürecinin ve bunların yaşandığı dönem ve sonrasındaki etkilerinin neler olduğu İnsan Hakları ve Mazlumlarla Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Şanlıurfa Şubesi tarafından düzenlenen panelle masaya yatırıldı.

Şair Nabi Kültür ve Konferans Salonu'nda düzenlenen panelde moderatörlüğü Avukat Abdulbasit Bildirici, konuşmacılığı ise Aktivist Yazar Reha Ruhavioğlu, Gazeteci Yazar Ayhan Bilgen ile Sulh ve Adalet Hareketi Lideri Molla Süleyman Kurşun yaptı. Panele Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Emin Özçınar, Viranşehir Belediye Başkan Yardımcısı Şeyhmus Çakırtaş, Şanlıurfa Barosu Başkanı Av. Hikmet Delebe, İHH Şanlıurfa Şube Başkanı Behçet Atila, İnsan-Der Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan İçen, Mustafa Kırıkçı, Öze Dönüş, Eğitim-Bir-Sen, Eğitim-Sen, İHD, DBP, Hak-Par, EMEP yöneticileri ve bölgeden bazı alimler ile MAZLUMDER üyeleri katıldı. Şube başkanı Meral Dervişoğlu'nun açış konuşmasının ardından panelistler sahneye davet edildi.

RUHAVİOĞLU: MUHAFAZAKARLAR DUYARSIZ KALDI

Roboski olayı üzerinden yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen adaletli bir yargılamanın yapıldığını belirten ilk konuşmacı Reha Ruhavioğlu, hükümetin ve medyanın tavrını eleştirdi. Roboski olayına benzer Hrant Dink suikastını da hatırlatan Ruhavioğlu, her iki olayın da faillerinin bulunmasının hükümetin sorumluluğunda olduğunu dile getirdi. Medyanın yanında dini hassasiyeti olan cemaat ve grupların da Roboski olayında duyarsız kaldığını kaydeden Ruhavioğlu, Roboski olayıyla ilgili Ankara'da sembolik olarak 34 tabutu taşıyacak insan bulunamadığını ifade etti. Ruhavioğlu, "Muhafazakarı, seküleri hemen hemen birkaç tanesi hariç bütün gazeteler ezelden beri hükümetlerin güdümünde nasıl yayın yapmışlarsa bu olayda da öyle yayın yaptılar. Örneğin Akşam Gazetesi TMSF'nin el koyma haberini almış olmalı ki, Akşam Gazetesi şöyle bir haber yaptı. 'Devlet milletiyle barıştı' şeklinde başlık attı. Dersim katliamındaki haberlere bakın, mesela Falih Rıfkı Atalay diyor ki, 'Devletin iş imkanı vermesiyle bu yabaniler şereflendi.' 100 yıldır medyada değişen bir şey yok" diye konuştu. Ruhavioğlu, Roboski olayı çözülmeden bölgede üzerine bina edilecek barışın da kalıcı ve sağlam olmayacağını ifade etti.

BİLGEN: HÜKÜMET FAİLİ ÖLMÜŞ OLAYLARLA YÜZLEŞİYOR

Kobani'yle ilgili söylemlerin Kürtler arasında bir mesaj olarak alındığını kaydeden Gazeteci Yazar Ayhan Bilgen ise, sorunun bileşik kaplar gibi olduğunu söyledi. Bilgen, "Irak Kürdistanı'ndaki her kazanım İstanbul'daki Kürt'e yansıyacaktır. Rojava'daki her kazanıM Urfa'daki her Kürt'ün beklentilerini ve çıtayı yükseltecektir. Bu iki kere iki netliğindeki bir durumdur. Siz istediğiniz kadar sınır çizin, istediğiniz kadar algıları yönetmeye çalışın Güney Kürdistan'da kendi petrollerini satan bir Irak Kürdistanı olduğu müddetçe Türkiye Kürtleri de kendi kaynaklarının nasıl kullanıldığının kavgasını verecekler. Irak Kürtlerinin neyi varsa hangi haklara sahipse Türkiye Kürtleri de bunu isteyecektir." dedi. Bilgen, çözüm sürecine ilişkin yaptığı konuşmada, Hükümetin faili ölmüş ( İsmet İnönü, Sabiha Gökçen gibi) olaylarla yüzleşebildiğini ancak bugüne kadar muhatapları yakalanamayan, yargılanamayan olayları görmezlikten geldiğini belirtti.

MOLLA KURŞUN: MÜCADELE BUGÜNE KADAR DEVAM ETTİ'

Osmanlı dönemi ve daha sonrasında Kürtlerin tarihteki rolünü anlatarak Rojava'ya yönelik konuşmasına başlayan Sulh ve Adalet Hareketi Lideri Molla Süleyman Kurşun, Kürtlerin verdiği mücadelenin yeni olmadığını, bunun uzun bir geçmişi olduğunu söyledi. Osmanlı Devletinin zayıflamasıyla ve ekonomisinin bozulmasıyla Kürtlerin yeni bir arayış içerisine girdiğini belirten Kurşun, o mücadelenin bugüne kadar devam ettiğini kaydetti. Kurşun, "Cumhuriyet geldi. Daha sonra Mustafa Kemal Kürtleri yok etmeyi devreye soktu. Sykes-Picot Anlaşması'nda, 1919'da Kürtlere yer bırakılmadı. Kürtler cumhuriyetin insafına bırakıldı. Kürtler İkinci Dünya Savaşına kadar başkaldırdı. Bundan sonra dünya Kürtlere yer verilmesini istedi. O günden bugüne kadar plan adım adım indiriliyor. Günümüze dönersek tarih tekerrürden ibarettir. Ortadoğu'da iki büyük güç arasında soğuk bir savaş var. Türkler, Kuzey Kürdistan'ın nimetlerini 200 yıl yemek için konvansiyonel bir şey yaptı. Amerika da Kürtlerin önde gelenlerini terör listesine alınca ve Amerika ile NATO'nun Ortadoğu'daki gücü azalınca Kuzey Kürdistan Türkiye'ye yakın olmaya başladı" dedi.

'ÖNCE KAFALARINI KIRIYORLAR SONRA PANSUMAN'

El Kaide'nin bir kolunun Amerikan CIA gizli servisinin elinde olduğunu daha önce bildiklerini belirten Kurşun, bu kolun silahlanmasıyla ve desteklenmesiyle bu örgütün hem Şiilere hem de Kuzey Kürdistan'a saldırdığını söyledi. Bu durumda her iki tarafın da Amerika'ya muhtaç duruma geldiğini dile getiren Kurşun, Amerika'nın hem Şiilere hem de Kürtlere destek verdiğini kaydetti. Türkiye'nin Kürtlere yönelik politikalarını eleştiren Kurşun, "Önce Kürtlerin kafasını kırıyorlar ondan sonra pansuman ediyorlar. Peşmergenin geçişine izin verdiler. Bir aydan fazla Kobani'de kaldım. Benim kanaatime göre yüzde 90 Türkiye Devleti IŞİD'e yardım ediyor. Mülteciler Türkiye'ye geldi. Bu da pansumandı. Bugün de bu devam ediyor. Ortadoğu'da iktidar olmadan bahsediyorsunuz. Kürtlere yardım etmediniz, onlara silah vermediniz. İnsani koridor açmadınız. Hiç olmazsa barış isteseydiniz. Madem ki büyük bir güç idiniz Kobani'den gelen insanlar için IŞİD'le Kürtler arasında arabulucu olaydınız" diye konuştu.

'KÜRTLERİN BİR STATÜSÜ YOK'

Türkiye'nin Kürtlerin Suriye'deki kazanımlarını istemediğini belirten Kurşun, meseleye yaklaşımda insani ve İslami bir kriter gözetilmediğini söyledi. Kurşun, "Onların siyaseti Kürtlerin sınırlarında bir Kürdistan kurmamasıdır. Kürtlere karşı bir amansız kin var. Bugünkü siyaset budur" dedi.

Karşı tarafın Kürtleri hep uşak olarak gördüğünü kaydeden Kurşun, Kürtlerden bu uşaklığa devam etmeleri isteniyor. Kurşun, "Eğer uşaklığa razıysanız devam edersiniz. Uşaklığa razı değilseniz o zamanda katliam. Bu yoldan birini seçin. Ey Kürt kardeşim. Siz ne diyorsunuz? Ben de size diyorum. Karşı taraf bunu söylüyor. Siz ne diyorsunuz? Bugün Kürtlerin bir statüsü yok siz ne diyorsunuz" ifadelerini kullandı.

KÜRTLER ZEYTİN DALI UZATIYOR

Sorunun Kürt sorunu değil "Kürdistan" sorunu olduğunu vurgulayan Kurşun, "Sorun toprak sorunudur. Toprak ele geçirilmiş. Bu meselenin çözülmesi gerekiyor. Gönlümüzde ve aklımızda bu yer edinmeli. Aklımızı başımıza almalıyız. Kürdistan bizim kırmızı çizgimizdir dediğimiz zaman düşmanlarımız da bizi dinler" diye konuştu.

Türklerin, Kürtlerin uzattığı barış elini ve zeytin dalını tutmamakla eleştiren Kurşun, "Bir gün gelecek siz Kürtlerden barış isteyeceksiniz, af isteyeceksiniz ama Kürtler sizinle barışmayacak ve sizi de affetmeyecek" dedi. Kurşun'un bu sözleri salondan büyük alkış aldı.

Bütün Kürtlerin birlikte hareket etmeleri gerektiğini kaydeden Kurşun, "İstesek de istemesek de dünya Kürdistan'ı kuracaktır. İslam alemine de söylüyoruz. Siz dost da olsanız düşman da olsanız Kürdistan kurulacaktır; ama gelin bu mücadelede Müslümanların da bir barış ve kurtuluş hesabı olsun" dedi. Panel daha sonra soru cevap kısmının ardından son buldu.
(Kaynak: Gazeteipekyol)