Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinde "Uyuz Salgını" İddiası

Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Ali Rıza Odabaş, "hastanenin dahiliye servisinin uyuz salgını nedeniyle kapatıldığı" iddialarına ilişkin, hastanedeki 5 hemşire ve 2 taşeron personelde uyuz tespit edildiğini belirterek, "Acil üniteye hizmet eden dahiliye kliniğinde olay oldu ve orası kapatılmadı. Orada hastalar şu anda tedavi görmeye devam ediyor. Karantina gibi bir şey söz konusu değil" dedi.

Odabaş, konuya ilişkin basın toplantısında, dün bazı medya kuruluşlarında "İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesinde, uyuz hastalığı nedeniyle bazı bölümler karantinaya alındı" şeklinde iddialar yer aldığını hatırlattı.

Ali Rıza Odabaş, söz konusu haberlerin çarpıtma olduğunu savunarak, "Bahsi geçen klinik acil ünitemizin, acile gelen dahiliye hastalıklarına hizmet eden bir bölüm ve aynı zamanda arkada tarafta bunun bir yoğun bakımı var. Burada çalışan 7 kişide, kaşıntı nedeniyle doktora başvurduklarında, bunlarda uyuz hastalığı tespit edildi. Bunlardan 5'i hemşire, 2'si de taşeron personel. İlk olarak hemşire arkadaşlarda saptanıyor, ondan sonra diğer personele bulaşıyor. Çok muhtemel ki personel dışarıda kaptı ve içerideki personele bulaştırdı ama hastalara bulaştırmadı. Neticede aynı evi paylaşan çalışanlarımız da var bunların arasında. Şu bir gerçek ki; kaynak hastane değil. Öyle olsa hastalara da bulaşmış olurdu. Bunlar çalışmaya devam ediyorlar. Acil üniteye hizmet eden dahiliye kliniğinde olay oldu ve orası kapatılmadı. Orada hastalar şu anda tedavi görmeye devam ediyor" diye konuştu.

"Hiçbir hastada tespit edilmedi"

Odabaş, hastalığın klinikte yatan hiçbir hastada tespit edilmediğine işaret ederek, "Çok yakın bir zamanda, İstanbul'un en büyük ve modern acil servisini açtık. Zaten buradaki bölüm, oraya transfer olacaktı. Nitekim son 15 gündür de yeni hasta alımını azalttık ve durdurduk. Bu hafta başı itibarıyla hastaları oraya taşıyacaktık. Dolayısıyla bölümün kapatılması gibi bir şey asla söz konusu değil. Karantina da asla söz konusu değil" ifadelerini kullandı.

Bir sendika tarafından sürekli olarak bir negatif propaganda yapıldığını ileri süren Odabaş, "taşeron firmalar çok kötü şartlar altında çalışıyor" iddialarının asılsız olduğunu, personelin 3 yıl önce alınan tedbirlerle kötü çalışma şartlarının düzeltildiğini ve şu anda da hekim, hemşire, taşeron personel ayrımı yapılmadan yemeklerin bir arada yendiğini söyledi.

Odabaş, taşeron personelin çalışma koşullarına ilişkin basına servis edilen fotoğrafların eski olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Uyuz çok sıkı bir temasla bulaşan bir hastalık. Hiç tehlike arz etmiyor. Kaldı ki bizde, başka bir nedenden dolayı yatan hiçbir hastada uyuz hastalığı tespit edilmiş değil. Biz yine de hastalara bulaşmaması açısından gerekli her türlü tedbiri aldık. Çarşaflar her gün yıkanır, temizlenir. Olay oldu ve bitti. Bizim yeni bir hastanemiz yapılıyor. Hastane inşa halinde olduğu için de biz bazı bölümleri yıkıyoruz. Başka bir yere taşıyoruz. Biz yeni bir acil açtık. Eskiden acilimiz o olayın vuku bulduğu servise çok yakındı. Acili taşıyınca bu servisi de biz taşımaya karar verdik. Taşınma kararı daha önceden alınmıştı, bölüme yeni hasta alınmıyordu. Ama bu olay vuku buldu ve o şansız haber yer aldıktan sonra, 'madem öyle taşınmayı durdurup hasta almaya devam edelim' dedik. Tehlike yok çünkü."

Ali Rıza Odabaş, "Tabip odasının genel sekreterini şiddetle kınıyorum. Bir hekim genel sekterin uyuz hastalığını bilmeden, karantina tabirini bilmeden böyle basına çıkıp, spekülatif, sansasyonel haber yapılmasını kınıyorum. Tabip odası genel sekreterini hekim olarak kınıyorum ve böyle bir tabip odasının üyesi olmaktan da üzüntü duyuyorum. En azından böyle bir haber yapılmadan önce bize gelip danışabilirdi" dedi.

"Bir kurumun hizmet vermesi engellenmek isteniyor"

Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Lütfullah Orhan da olayın yanlış aktarılarak, bir kamu kurumunun hizmet vermesinin engellenmeye çalışıldığını dile getirerek, "Böyle bir hedef olduğunu düşünerek, bundan vicdani ve etik olarak üzüntü duyduğumuzu ifade etmek isteriz" ifadesini kullandı.

Orhan, saat 12.01 itibariyle hastanede yapılan klinik, yoğun bakım, acil, ameliyat işlemlerini rakamsal olarak anlatarak, "karantina" tabirinin kullanıldığı bir hastanede bu kadar yoğun işlemlerin yapılamayacağını aktardı.

Hastalığın 7 çalışanda tespit edildiğini anımsatan Orhan, şöyle devam etti:

"Bunların da tedavileri yapıldı ve herhangi bir sıkıntıları yok. Toplamda, 2 bin 535 çalışanımız var. Şu anda aktif olarak 580 hekimimiz hizmet veriyor. Hizmetimizde hiçbir aksama yok. Bizim için rutin bir gün. Hatta bazı ünitelerimiz, yoğun bir gün yaşıyor. Hastalarımın herhangi birisinde de bu tanı söz konusu değil. Kliniğin kapatılması da söz konusu değil. Yeni açtığımız acil ünitesinde ayırdığımız yere nakil için, taşınma için süreç devam ediyor. Bu süreçle alakalı, o üniteye hasta almamaya zaten belli bir süreden beri başlamıştık. Ben bunun üzerine hatta, yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak için 'taşınmayı birkaç gün erteleyelim, hastayı da alalım' dedim."

"Kapatma kararı yoktur"

Hastanenin Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Enfeksiyon Kontrol Komitesi Başkanı Prof. Dr. Haluk Vahapoğlu ise "karantina" terimini enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının kullanmadıklarını söyledi.

Kendilerinin kullandığı kelimenin "izolasyon" olduğunu belirten Vahapoğlu, "Hastanede bulaşıcı hastalık ortaya çıktığında, izolasyon tedbirleri alırız. Bu durum bütün dünyada böyle. Bir hastanede bulaşıcı hastalık dolayısıyla bir servis kapatılacağı zaman önce içinde hastane yönetiminin de olduğu Enfeksiyon Kontrol Komitesi bir kapatma kararı alır. Hastanemizde böyle bir karar yoktur. Dolayısıyla Enfeksiyon Kontrol Komitesinden de bağımsız bir kapatma olamayacağına göre, enfeksiyon hastalıklarıyla ilgili bir kapatma uygulaması yoktur. Biz bu kararları zaman zaman alırız. Geçen yıl kış aylarında bütün dünyada olan kızamık salgınında tedbir olsun diye bir servisimizi, henüz problem çıkmadan hazırlık yapmak üzere değiştirerek, kızamık hastaları için ayırdık. Mesela bu bir uygulamadır. Şu anda böyle bir uygulamamız yok" değerlendirmesinde bulundu.

Vahapoğlu, uyuzun çok aktif tedavisi olan bir hastalık olduğunu, korkutucu bir hastalık olmadığını vurgulayarak, uyuzun görüldüğü kişiye bir günlük temas izolasyonu verildiğini, bölümle ilgili hiçbir uygulama olmadığını ve bütün dünyada böyle yapıldığını dile getirdi.

Basın toplantısı ardından, hastane yönetimi, karantinaya alındığı iddia edilen bölümü basın mensuplarına gezdirdi. - İstanbul