Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri - Son Dakika
Yerel

Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizler ülkemize, dünyaya bakıp 'aman bana ne' diyemeyiz.

16.08.2015 22:31
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizler ülkemize, dünyaya bakıp 'aman bana ne' diyemeyiz. Bu dünyayı insanlığa yakışır bir hale getirirsek yediğimiz lokmaları o zaman hak ederiz" dedi.

Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında Kemal Kılıçdaroğlu Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, terör ve şiddete asla geçit verilmemesi gerektiğini söyledi.

Bu güzelim ülkeyi cehenneme çevirmek isteyenlerin karşısında dimdik durulması gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Biz barış diyeceğiz, insanlık diyeceğiz. Birlikte huzur içinde yaşama diyeceğiz. Daha da önemlisi her şeyden önce Türkiye diyeceğiz. Bırakın silahları, insanlar yaşasın, Türkiye kazansın demeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Buraya yalnız velileri yani Anadolu erenlerini anmaya, onlara şükranlarını sunmaya gelmediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, bugün buraya onları anmaya, onların rehberliğine başvurmaya, onlardan birazcık olsun ilham almaya geldiklerini dile getirdi.

Velilerin Allah dostu olduğunu, onların bedenlerinin toprak olmalarına rağmen sevdalarının ve düşünceleri hep canlı kaldığını anlatan Kılıçdaroğlu, akıl sahipleri için velilerin herkesten daha çok hayatta olduğunu vurguladı.

Hacı Bektaş-ı Veli'nin "düşmanınızın dahi insan olduğunu unutmayın" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu insanlık bilincine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Hacı Bektaş-ı Veli, 'sakin ol, kimsenin gönlünü yıkma, gerçek erenlerin izinden çıkma, eğer insan isan ise ölmezsin korkma aşığı kurt yemez, kuşta değildir' diyor. İşte Anadolu kültürünün özü budur. Bizlere düşen görev bu kültürü anlamak, içselleştirmek ve doğal olarak yaşatmaktır. Bu evrensel kültürü Anadolu coğrafyasına getiren Hacı Bektaş-ı Veli çocukluğu ve gençliği Horasan'da geçen akılcılığa ve bilime inanan örnek dürüst bir kişi olarak ortaya çıkmıştır"

"İslam ülkeleri acılar, felaketlerle karşı karşıya"

İnsanların ailesine, halkına ve bütün insanlığa karşı sorumluluklarının olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bizler ülkemize, dünyaya bakıp 'aman bana ne' diyemeyiz. Bu dünyayı insanlığa yakışır bir hale getirirsek yediğimiz lokmaları o zaman hak ederiz. Değerli canlar, sevgili gönül dostları, bölgemizde büyük bir ateş var. Suriye'de, Irak'ta milyonlarca masum insan büyük acılar yaşıyor. Bütün İslam ülkeleri türlü çeşitli acılar, felaketler kederlerle karşı karşıya. Savaş, açlık, ölüm, yoksulluk ve sefalet her tarafı sarmış durumda. Dünyada işsizlik oranı ortalama yüzde 6 ama İslam ülkelerinde bu oran yüzde 8. Dünyada iş gücüne katılım oranı yüzde 63 ama İslam ülkelerinde yüzde 59. Çok daha acı olanı, dünya enerji kaynaklarının yüzde 70'ine ve doğalgaz kaynaklarının yüzde 40'ına sahip olmasına rağmen İslam ülkeleri İş Birliği Teşkilatı'na üye olan İslam ülkelerinde nüfusun yüzde 40'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yani servetin üzerinde acımasız bir yoksulluk var. Yani yoksulluğu servet edinmeye mecbur edilenler var."

700 yıl önce robotik alanında El Ceziri'yi, matematikte Harezmi'yi, astronomide Ali Kuşçu'yu, coğrafyada İbn-i Batuta'yı yetiştiren İslam dünyasında bugün her dört kişiden birisinin okur yazar olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, bir zamanlar bilimin, felsefenin açıkça tartışıldığı, düşünce özgürlüğünün çok geniş koca bir coğrafyada açıklandığı ve insanların düşüncelerini özgürce dile getirdiği bir İslam coğrafyasında bugün acılar ve gözyaşı olduğunu ifade etti.

"Devletin görevi bu ülkede yaşayan herkese hizmet etmektir"

Ahmet Yesevi'nin 700 yıl önce "kafir bile olsa kimseyi kırma" derken bugün birilerinin İslam adına insanları köle yapıp, tecavüz ettiğini, toplu katliamlara maruz bıraktığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Herkesin kendine şunu sorması lazım. 13. yüzyılda İslam coğrafyasında yaşanan mucize neden bugün kendini korkunç bir karanlığa bıraktı? Bu sorunun cevabı aslında bizim anayasamızın birinci maddesinde var. Anayasamız açıkça şunu söylüyor. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Bugün sahip olduğumuz konum diğer İslam ülkelerinden net olarak ayıran işte bu cümledir. Demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir Türkiye Cumhuriyeti. Demokrasilerde insanlar kimliklerine göre ayrılmaz. Bu ülkenin bütün vatandaşları bu ülkede eşit hak ve paylara sahiptir. Demokraside insanlar inançlarına göre ayrılmaz. Laiklik bütün inançların güvencesidir. Demokraside herkes cinsine, dinine, diline, kimliğine bakılmaksızın eşittir. Bu ülkede devletin görevi kimseye baskı kurmak, yaşam şekli dikte ettirmek, bir takım yurttaşlara inançları dolayısıyla aşağılamak değildir. Özetle devletin görevi, bu ülkede yaşayan herkese hizmet etmektir. Bu ilkeler, Hoca Ahmet Yesevi'nin, Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Yunus Emre'nin, Mevlana'nın bu ülkeye kültürünü vuran bütün erenlerin görüşleriyle ortaktır. Aynı doğrultudadır."

İslam dünyası bugün türlü acılar yaşıyorsa insanları kimliklerine, inançlarına göre ayıran, özgür düşünceyi yok eden, kadınları ikinci sınıf yurttaş olarak gören anlayış yüzünden bu faturayı ödediğini anlatan Kılıçdaroğlu, bu anlayışı kökten değiştirmeye kararlı olduklarını vurguladı.

"Kim kul hakkı yemiyorsa onu başa getirmek zorundayız"

Kökleri bu toprakların irfanında olan, kimliklere, ilkelere sahip çıkacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biz bu ülkede birinci sınıf demokrasiyi kurmak zorundayız. Sosyal adaleti sağlayacak ve mazlum milletlere bir kez daha örnek olmak zorundayız. Seçimlerimizi yaparken ön yargılarımızla değil aklımızla hareket etmeliyiz. Kimin hangi kimlikten olduğu değil, kimin Türkiye'ye daha fazla hizmet edeceğine bakmak zorundayız. Kim bu ülkeyi daha iyi yönetecekse, kim dürüstçe bu ülkeye hizmet edecekse. kim bu ülkenin derdiyle dertleniyor bu ülkenin sorunlarına çözüm bulmak için çalışıyorsa, kim kul hakkı yemiyorsa onu başa getirmek zorundayız. Çıkışımız buradadır. Çünkü biz dile ve söze değil öze ve hale bakarız. Bizler, Yunus gibi seveceğiz, Mevlana gibi gönüllere yaklaşacağız. Hacı Bektaş-ı Veli gibi elimize, dilimize, belimize sahip çıkacağız. Coğrafyamızın kanayan yaralarına ilaç olacak anlayış işte bu anlayıştır" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu, 22. Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü'nü Prof. Dr. Çetin Yetkin'e verdi.

Törende, Kültür ve Turizm Bakanlığı Hacı Bektaş Semah Ekibi tarafından semah gösterisi sunuldu.

Kaynak: AA

Son Dakika Yerel Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement