Hakim ve savcıların özlük haklarında yapılacak iyileştirme - Feyzioğlu -

Tükiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, hakim ve savcıların özlük haklarında yapılacak iyileştirmeye ilişkin, "Zan altında kalmamak için yasama organının, siyasi iktidarın mutlaka bu zammı seçimlerden önce çıkarması gerekir" dedi.

Türk-Alman Avukatlar Konferansının açılışında konuşan Feyzioğlu, avukatların varlığının hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı olduğunu belirtti.

Feyzioğlu, demokratik hukuk devletlerinde etkin ve bağımsız savunmadan söz edilebileceğini dile getirerek, "Eğer bir devlet demokratik hukuk devleti değilse biliniz ki orada savunma bağımsız değildir, etkin değildir, sistemin gerçek anlamda kurucu unsuru değildir" diye konuştu.

Feyzioğlu, hukukun üstünlüğünün sağlanması mücadelesindeki en büyük sorunun yasama ve yürütme organının, hakim ve savcıların keyfiliği olduğunu savundu. Feyzioğlu, "Eğer bir siyasi iktidar avukatı yok saymaya başlarsa meşruiyetinin yegane dayanağı olan yurttaşı ve yurttaşlığı dışlamış olur" dedi.

Hukuk devleti ve yargıya ilişkin fasıllarda Avrupa Birliği (AB) ile tarama sürecinin hala başlatılmamasını eleştiren Feyzioğlu, "Şu halde tarama sürecinin başlatılarak Türkiye'nin hukuk devletinin ve yargısının Kopenhag kriterlerine ulaşması sadece Türkiye'nin sorunu değil, Avrupa'nın da en önemli sorunudur. Bu itibarla tam üyelik sürecini engelleme adına bu fasılların da taranmasının engellenmesi kanaatimce akla ve mantığa uygun değildir. Bu noktada özellikle Alman Federal Barolar Birliğinden bize destek olmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Feyzioğlu, konuşmaların ardından gazetecilerin hakim ve savcıların özlük haklarında yapılacak iyileştirmeye ilişkin sorusu üzerine, düzenlemenin HSYK seçimlerinden önce çıkarılmasını beklediğini söyledi.

Feyzioğlu, "Çünkü Meclis'in önüne getirip 'bakın elimizde böyle bir düzenleme var, seçimlerdeki sonuçlara göre çıkarıp çıkarmamaya karar vereceğiz' noktasında durursa siyasi iktidar o zaman bu, hakim ve savcıları maaş zammı yoluyla etkilemeye çalışıyorsunuz iddialarının bir nevi ispatı olur. Böyle bir zan altında kalmamak için yasama organının, siyasi iktidarın mutlaka bu zammı seçimlerden önce çıkarması gerekir" dedi.

-"Özgüveni yüksek, cesur bir meslek olarak tanıdık"

Alman Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Michael Krenzler de iki ülkenin sadece ekonomik ve siyasi açıdan sıkı bir işbirliği içinde olmadığını, ayrıca hukuksal ve bireysel bir alışverişin de söz konusu olduğunu söyledi.

Özellikle Alman ve Türk avukatların bu alışveriş çerçevesinde güzel bir çalışma içerisinde olduklarını belirten Krenzler, 2009 yılından bu yana Türkiye'deki avukatlarla ortak etkinlikler düzenlediklerini anlattı.

Türkiye'deki bazı yargılamalara değinen Krenzler, "Hepimiz biliyoruz ki Türkiye'de hakimler her zaman hukuk yönünde karar vermeyebiliyorlar. Bu zaman çerçevesinde Türkiye'deki avukatlık kurumunu özgüveni yüksek, güçlü ve altını çizmek istiyorum ki cesur bir meslek olarak da tanıdık" dedi.

-"Siyasetin hukuku terbiye etmesine müsaade etmemek zorundayız"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da konferansın, evrensel hukukun sağlanması sürecinde uluslararası dayanışmanın önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Hukukun üstünlüğünün sürekli vurguladıkları bir kavram olduğunu belirten Tezcan, siyasetle hukukun, tarihin her döneminde birbirleriyle yetki alanları konusunda mücadele içerisinde olduklarını anlattı.

Tezcan, "Eğer demokrasiyi hakim kılmak istiyorsak, hukuk devletini yerleştirmek istiyorsak bu mücadelede siyasetin hukuku terbiye etmesine müsade etmemek zorundayız. Hukuk devleti ve demokrasi, hukukun siyaseti terbiye edebildiği rejimlerdir" değerlendirmesinde bulundu.

TBMM'de kabul edilen torba yasayı eleştiren ve yasada iktidar partisine mensup avukatların imzasının bulunduğunu söyleyen Tezcan, yasanın, "hakim ve savcıların ceza davalarında avukatın dosyayı incelemesine yasak getirebilmesini düzenlediğini" ifade etti. Tezcan, bu anlayışın yok edilmediği sürece savunma hakkının etkin şekilde hayata geçirilmesinin mümkün olmayacağını savundu.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş da Türkiye'nin hukuk devleti ilkesinden hızla uzaklaştığını ileri sürerek, eleştirilerde bulundu.