İhracatın Önünde Marka ve Tasarım Hukuku Kaynaklı Engeller" Sempozyumu

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, yabancı yatırımcının bir yere yatırım yapmak için en çok dikkat ettiği hususun "hukuk sisteminin doğru ve düzgün işlemesi" olduğunu belirterek, "Biz de sistemin düzgün işlemesi için elimizden gelen gayreti sağlamaktayız." dedi.

Cirit, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu tarafından Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi'nde düzenlenen "İhracatın Önünde Marka ve Tasarım Hukuku Kaynaklı Engeller" sempozyumuna katıldı.

Sempozyumun açılışında konuşan Cirit, her türlü sosyal faaliyette olduğu gibi fikir ve sanat eserleriyle ticaret hayatının da ancak hukuki güvenlik ortamında gelişebileceğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Avrupa ve dünyada olduğu gibi, ülkemizde genel olarak hukuk sisteminin ekonomik ve sosyal ilişkilerin gerisinde gitmesinden dolayı yaşanan hukuki belirsizlikler, insanların refah ve mutluluğu çerçevesinde az çok engeller oluşturur ve rekabet ortamını bozar. Bu riskin en aza indirilmesi konusunda gerekli tedbirleri almak gerekir. Dolayısıyla sosyal ve ticari hayatta gittikçe önemini artıran fikri mülkiyet haklarına ilişkin gelişmelerin, daha yakından izlenmesine imkan sağlayacak bu sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum."

Yargıtay Başkanı Cirit, fikri mülkiyet haklarının, hukukun diğer alanlarından farklı, kendine özgü niteliklere sahip olduğunu belirtti.

Fikri mülkiyetin özellikleri dikkate alınmaksızın, klasik hukuk bilgisiyle bu alana ilişkin sorunlara çözüm beklenemeyeceğini dile getiren Cirit, dolayısıyla konu ile ilgili profesyonellerin kendilerini sürekli yenilemesi ve geliştirmesi gerektiğini anlattı.

Yaşanan değişimlerin iyi takip edilmesi ve bu değişimin herkesin farkında olması gerektiğinin altını çizen Cirit, konuşmasına şöyle devam etti:

"İnsan varlığının en somut ifadesi, yaratıcı düşünce ve sanat eserleridir. Uygarlıkların değeri miras bıraktıkları kültür ve sanat eserleriyle ölçülür. Bu nedenle gelecek nesillere iyi bir uygarlık mirası bırakmak istiyorsak, yaratıcı düşünceyi ve sanat eserlerini teşvik etmeliyiz. Yasanın ve cezaların yetersiz olması ve uygulamadaki başarısızlıklar nedeniyle korsan devleti olan bir ortamda yaratıcı düşünce ve sanat eserleri arzulandığı ölçüde gelişemez. Kişisel bir hak olarak görülen fikir ve sanat eserlerinin kamu gücüyle korunmasının nedeni, insanın gelişime ilişkin kamusal yarardır. "

"Markaları, korumak gerekir"

Cirit, ticaret hayatının da diğer sosyal alanlar gibi küreselleşmenin etkisine maruz kaldığını, bunun sonucunda ekonomik, siyasal, kültürel, sosyal değerlerin ulusal sınırları aşarak, ülkeler arasında sürekli bir iletişim ve etkileşimin meydana geldiğini anlattı. İsmail Rüştü Cirit, hukuk sisteminin görevinin, bireyler arasında ayrım yapmadan, onlara hukuki güvenlik ortamını sağlamak olduğunu vurguladı.

Son dönemde ihracatta inanılmaz başarılar sağlandığını aktaran Cirit, şunları kaydetti:

"150 milyar dolar civarında bir ihracatımız oldu ama geleneksel üretim teknikleriyle yapılan bu ihracatı Almanya ile kıyasladığımızda, onlara aynı ölçüde bir ihracatımız olmasına rağmen, onların ödediği nakliye parası bizden daha az. Demek ki biz yükte ağır pahada hafif şeyler satıyoruz. Demek ki bu geleneksel üretim teknikleriyle varılacak yer belli bir noktaya kadardır. Burada marka meselesini korumamız gerekir. Birçok markamız uluslararası arenada rekabet eder durumda. Bunları, milli duruş sergileme adına korumak gerekir."

Yabancı yatırımcının bir yere yatırım yapmak için en çok dikkat ettiği hususun, "hukuk sisteminin doğru ve düzgün işlemesi" olduğu değerlendirmesinde bulunan Cirit, "Biz de sistemin düzgün işlemesi için elimizden gelen gayreti sağlamaktayız. Ar-Ge'ye ayırdığımız pay Batı ülkelerine nazaran son derece azken, son zamanlarda burada önemli gelişme sağladık. Bilgi teknolojilerine geçmemiz gerek. Bununla ilgili gerekli atakları yapıp, dünyadaki yerimizi almalıyız. Bunlarla ilgili her türlü çaba ve gayretin yanında olacağız." diye konuştu.