İşçi Partisi Genel Başkanı Perinçek, Tekirdağ'da

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İşçi Partisi'nin programının "altı ok" programı olduğunu, bu programı kim kabul ederse, onunla hiçbir sorunlarının olmayacağını söyledi. Perinçek, Çorlu ilçesinde partilileriyle öğretmenevinde bir araya geldiği toplantıda, CHP ile altı ok altında birleşebileceklerini belirtti."Altı oku kabul etsinler 24 saatte birleşelim. Atatürk devrimlerini yıkan, AK Parti'yle ortak olan siyasetlerden, uygulamalardan vazgeçsinler, birleşelim" diyen Perinçek, bunun bir birleşim çağrısı olmadığını vurguladı. Söylediklerinin vatandaşı aydınlatan bir cevap olduğunu aktaran Perinçek, şöyle konuştu: "Kılıçdaroğlu, altı oku katliam yapan bir program olarak görüyor. 1930'ları, bir katliam, cinayet dönemi olarak görüyor. Aslında ben, dostlarımıza verdiğim bu cevapla, onların Atatürk'ten tamamen koptuğunu, altı oku terk ettiğini anlatmak istiyorum. Burada da tekrar ediyorum. İşçi Partisi'nin programı altı ok programıdır. Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik ve devrimcilik. Bu programı kim kabul ederse, onunla hiçbir sorunumuz olmaz."

Perinçek, Türkiye'nin ekonomik politikalarda yanlış bir yol izlediğini öne sürdü. Ülkenin bir dönüm noktasında olduğunu, bir kararın, çözümün eşiğinde bulunduğunu savunan Perinçek, "Turgut Özal ekonomisi, Tayyip Erdoğan ekonomisi bitmiştir. Bugün, Türkiye'nin gündeminde yeniden karma ekonomi, üretim ekonomisi var, üreticilerin ekonomisi var" diye konuştu.

PARALEL YAPI

Perinçek, paralel yapının artık isim değiştirerek suç örgütü halini aldığını aktardı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yazdığı iddianamede, o örgütün adının artık paralel yapı değil "Fethullah suç örgütü" olduğunu öne süren Perinçek, şunları anlattı: "Milli Güvenlik Kurulu, 31 Ekim toplantısında, bu örgütün ve benzeri örgütlerin suç örgütü olduğunu, Türkiye için bir tehdit oluşturduğunu ve kararlılıkla üzerine gidilmesi gerekliliğini tespit etti. Türkiye'de, NATO'nun kurduğu bir yeraltı örgütü. Bunun merkezinde özellikle siyasilerin bulunduğu Türkiye'deki operasyonları bunları yaptırdığını ve Türkiye'yi bu şekilde yeraltından yönettiği tespitini yapıyoruz. Türkiye büyük kayıplar verdi, aydınlarını kaybetti. Muammer Aksoy'ları, Uğur Mumcu'ları, Bahriye Üçok'ları, Eşref Bitlis'leri kaybetti."