İslam Medeniyetinin Dünya Barışına Katkıları" Konferansı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Mısır halkının özgür irade ve seçimleriyle iktidara gelen Muhammed Mursi, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf el-Karadavi, İhvan-ı Müslümin'in manevi lideri Muhammed Bedii ve birçok insan idam cezasına mahkum edildi. Siyaseten insanları idam cezasına mahkum eden anlayış, temelinde insanların seçme anlayışını ortadan kaldıran anlayıştır" dedi.

Kurtulmuş, Medeniyet Gençliği Derneği'nce Fatih'teki Ali Emiri Kültür Merkezi'nde düzenlenen "İslam Medeniyetinin Dünya Barışına Katkıları" konferansında, dünyanın büyük bir krizden geçtiğini söyledi.

Dünyanın birçok bölgesinde büyük çatışma, savaş ve gerilimlerin yaşandığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Tabiri caizse 1. Dünya Savaşı ile başlayan süreç, iki savaş arasında başta Avrupa olmak üzere süren gerginlik, 2. Dünya Savaşı, bu savaşın ardından devam eden soğuk savaş dönemi, 1990'dan sonra yeni bir düzenin kurulacağı iddiasıyla ortaya çıkan bir dönem. Ama bu dönemde devam eden vekalet savaşlarıyla dünyadaki gerginliğin sürdüğü bir dönemden geçiyoruz" diye konuştu.

Bu gerginliklere rağmen dünyada yeni bir barışı tesis etmenin mümkün olup olmadığını soran Kurtulmuş, şunları kaydetti.

"Bu kadar çok çatışmanın olduğu bir ortamda, İslam medeniyetinin bu barışa katkısı olabilir mi? Batılı bir tabir olan Pax Ottomana yani Osmanlı barış düzeninden onlarca farklı örnek vermek mümkün. 5 asır boyunca, çok farklı milletlerin yer aldığı Balkan coğrafyasında hiçbir dini, mezhebi, etnik bir savaş olmadan Osmanlı yönetiminde barış içinde yaşanmıştır. Bu dönemi tarihçiler örnek gösterir. 400 sene boyunca Kudüs'te etnik, dini bir çatışma yaşanmamıştır. Herkes özgür bir şekilde inandığını yaşıyor. Ben buna Osmanlı'nın Kudüs kriterleri diyorum. Bizim medeniyetimizin en önemli barış düzenlerinden birisi de 7 asır süren Endülüs barış düzenidir. Endülüs Emevileri İspanya'da bilimde, sanatta, edebiyatta, tarihte, devlet yönetiminde, her alanda dünyanın en ileri medeniyetini ortaya koyabildiler. Ve Hristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar bir arada barış içinde yaşayabildi. Bu örnekler İslam medeniyetinin dünya barışını sağlayacağının kanıtıdır."

Kurtulmuş, Endülüs Emevilerinin olmaması halinde Avrupa'daki aydınlanmanın, Fransız ve sanayi devrimlerinin gerçekleşmeyeceğini, bugünkü teknolojik ve bilimsel seviyeye asla ulaşılamayacağını dile getirdi.

"Dünya 5 ülkenin dudağı arasındadır"

Kurtulmuş, İslam'ın dünya barışı sağlamasının 5 şartını şöyle sıraladı:

"Birincisi, insanların yaratılışta eşit olduğu prensibidir. Çatışmaların nedenleri, birinin dini, etnik, sınıfsal, cinsiyet olarak kendini üstün görmesidir. İsrailliler, Filistinlilere baskı yaparken, sorunun kaynağında üstün ırk meselesi var. 'Ben üstün ırkım, sen bana hizmet edeceksin' diyor. İkincisi, insanların seçme özgürlüğü vardır. Birçok ideolojinin hatta yanlış dini uygulamaların temelinde yatan budur. Dinde zorlama yoktur. Medeniyetimizin üçüncü temel prensibi, gücün değil hakkın ve haklılığın esas alınmasıdır. Dünyadaki siyasal sorunların tamamının arkasında en temel nedenlerden birisi dünyada sadece ve sadece gücün ve güçlünün sözünün geçmesidir. Dünya 5 ülkenin dudağı arasındadır. 5 ülke istediği şekilde karar verecek, geriye kalan 195 ülke ne yapacak? Bunun için İsrail'in Filistin'e yaptığı zulüm, 100'den fazla karar çıkmasına rağmen devam ediyor. Çünkü arkasında Amerika vardır. Suriye'de 2011'den bu yana 320 bin insanın ölmesini engelleyemezsiniz. Çünkü arkasında Rusya durur. Ukrayna'da yaşanan rezaleti, toprak ihlallerini durduramazsınız. Çünkü Rusya, BM Güvenlik Konseyi üyesidir."

BM'nin yeniden yapılandırılması, dünyadaki güce dayalı bu siyasal sisteminin sona erebilmesi için gerçekten gücün değil haklılığın esas alındığı bir değerler sistemine ihtiyaç bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, son iki şartı da şöyle açıkladı:

"Dördüncüsü, yeryüzünün hatta kainatın insanın emrine musahhar kılınmasıdır. Bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün alemler insanın emrine amade kılınmıştır. Kainatta ne varsa insanın emrine verilmiştir. Son değer ise maruftur. Maruf, evrensel doğrular bütünü demektir. Emr-i bil maruf sadece ibadetlerle ilgili bir şey değildir. Bunlar bireysel sorumluluklar. Maruf, akıl ve vicdan sahibi herkesin kabul edeceği doğrular demektir. Adalet, vefa, ihsan, yardımlaşma, fakire fukaraya gerçekten kol kanat germek gibi."

Mursi'ye verilen idam kararı

Mısır'da, darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye verilen idam kararını eleştiren Kurtulmuş, "Mısır halkının özgür irade ve seçimleriyle iktidara gelen Muhammed Mursi, Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusul el- Karadavi, İhvan-ı Müslümin'in manevi lideri Muhammed Bedii ve birçok insan idam cezasına mahkum edildi. Siyaseten insanları idam cezasına mahkum eden anlayış, temelinde insanların seçme anlayışını ortadan kaldıran anlayıştır. Seçme özgürlüğü yoksa insanın imtihanı yoktur" ifadelerini kullandı.

"Medeniyet Gençliği" isminin güzel ama iddialı bir isim olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Medeniyet gençliği sadece gazetelerde gördükleriyle, televizyonda dinledikleriyle, sadece kulaklarına fısıldanan sözlerle ne ayakta kalabilir ne bir ufuk sahibi olabilir ne de gelecek inşa edebilir. Zaman da söz de mekan da tam da sizin güçlü bir şekilde dünyaya irfanı ve hikmeti öğretebileceğiniz imkanı veriyor. Güçlü olacağız, birikimimizi artıracağız. Fikrimizi artıracağız. Çok sayıda insanla iç içe olacağız. Doğru istikamette, doğru bir dünyanın şekillenmesi için elimizden gelen her şeyi ortaya koyacağız" şeklinde konuştu.

Dernek başkanı Fatih Ayan, konuşmanın ardından Kurtulmuş'a çiçek takdim etti.

Konferansa, Medeniyet Gençliği Derneği yöneticileri, üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.