İsmail Koncuk'tan Yeni Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirmesi - Son Dakika
Güncel

İsmail Koncuk'tan Yeni Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirmesi

İsmail Koncuk\'tan Yeni Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirmesi

Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş yerleştirmelerinin aileleri ve öğrencileri isyan ettirdiğini söyleyen Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Doğu’da alternatif okullarda Kürtçe eğitim verilecek olmasını ise "tam bir kepazelik" olarak yorumladı.

13.09.2014 11:45
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş yerleştirmelerinin aileleri ve öğrencileri isyan ettirdiğini söyleyen Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Doğu'da alternatif okullarda Kürtçe eğitim verilecek olmasını ise "tam bir kepazelik" olarak yorumladı.

Koncuk, 15 Eylül'de başlayacak 2014-2015 eğitim-öğretim yılına yönelik yazılı açıklama yaptı. Zillerin yine dertli çalacağını belirten Koncuk, şöyle konuştu: "Bu eğitim-öğretim yılındaki en büyük sıkıntı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Yasası ve ardından çıkarılan Yönetici Atama Yönetmeliği ile birlikte MEB'de hız kazanan kadrolaşma furyası oldu. Paralel yapılanmayı ortadan kaldıracağız diyerek yola çıkanlar MEB'de taş üstünde taş bırakmadı. Çıkarılan yasayla 4 yılını dolduran okul müdürleri, müdür başyardımcıları, müdür yardımcıları, il milli eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları ve MEB'de üst düzey yöneticiler olmak üzere tam tamına 76 bin yöneticinin görevlerine son verilecek bir süreç başlatıldı."

Koncuk, dört yılını tamamlayan 8 bin civarında okul müdürünün görevinin hiçbir kriter olmaksızın keyfi bir şekilde uzatılmadığını vurguladı.

Müdür olarak görev süresi uzatılanların yüzde 81'inin malum sendikaya üye olduğu tespit edildiğini savunan Koncuk, şunları kaydetti: "Öğretmenler, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısı, öğrencilerden yani okul müdürünü yakından tanıyan, çalışmalarını bilen insanlardan tam puan alan okul müdürleri, her ne hikmetse MEB yetkililerinin değerlendirmesinden sınıfta kaldı. Okul müdürlerini görevinde vekaleten bulunan ilçe milli eğitim müdürleri, sadece 2-3 aydır görevde olan geçici il-ilçe milli eğitim şube müdürlerinin değerlendirmesi ne kadar adaletlidir? Bu insanların okul müdürlerinin çalışmaları, başarıları, bilgi ve tecrübeleri hakkında bilgi sahibi olmaları mümkün müdür? Bu kişiler okul müdürlerini bir kere bile görmediği gibi, okullarının önünden dahi geçmemiştir. İddia ediyoruz, ihtilal dönemlerinde, 28 Şubat'ta dahi böylesine bir tasfiye yapılmamıştı."

"ANAYASA MAHKEMESİ DAVANIN ESASTAN GÖRÜŞÜLMESİNİ İVEDİLİKLE SONUÇLANDIRMALI"

Koncuk, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı döneminde çıkarılan yasa ve yönetmeliğe dayalı işlemlerin Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in 76. Madde atamalarını bile gölgede bıraktığını savundu.

Bağımsız yargıya büyük görev düştüğünü kaydeden Koncuk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiçbir şey için geç değildir. Anayasa Mahkemesi davanın esastan görüşülmesini ivedilikle sonuçlandırmalı ve bu adaletsizliğe, torpile, adam kayırmaya son vermelidir. Bu kadar yandaşlık, ayırımcılık, kadrolaşma kokan uygulamalara fırsat vermemek için Anayasa Mahkemesi Türkiye'nin hukuk devleti olduğunu herkese gösterecek bir karar vermelidir. Bizlerin sığınacağı liman yargıdır."

"MEB MÜŞTEŞARI YUSUF TEKİN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"

MEB'de kadrolaşmanın şube müdürlüklerinde de yapıldığını vurgulayan Koncuk, MEB'in sözlü sınava dayalı şube müdürlüğü atamalarını iptal etmesini beklediklerini belirtti. Koncuk, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, 'Mahkemelerde olabilecek gelişmeler karşısında uygulayacağımız bir B Planımız hazırda bulunmaktadır' şeklinde açıklama yapmıştır. Yusuf Tekin'e B planının ne olduğunu sorduğumuzda ise 'B planının mahkeme kararını uygulamak' olduğunu söylemiştir ancak Tekin'in sözlerinden bu anlam çıkmamaktadır. Türk Eğitim-Sen olarak hukuku çiğneyen Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulunduk. Mülakatla iktidara yakın kişilerin şube müdürü yapılmasına, emek, alın teri, liyakat, kul hakkının hiçe sayılmasına hiçbir şekilde tahammülümüz yoktur. Kendisini yüce mahkemelerin üzerinde görenler yargı kararlarını etkisiz kılmaya çalışsalar da, A, B, C planları olduğunu deklare etseler de adaletin terazisinden kaçamayacaklardır. Bu minvalde herkes bilmelidir ki; sendikamız şube müdürü atamalarının iptali içinde dava açacaktır. Merak ediyoruz; açacağımız davada yargı iptal kararı verirse, hangi plan uygulanacaktır?"

"İL İÇİ VE İL DIŞI ROTASYONA TAMAMEN KARŞIYIZ"

MEB'in gündeminde olan rotasyon konusunda öğretmenlerin tedirgin bir bekleyiş içerisinde olduğunu vurgulayan Koncuk, "Türk Eğitim-Sen öğretmenleri göçe zorlayacak bir sistemi asla kabul etmemektedir" dedi. Koncuk, gelinen noktada okul müdürlerine yapılan rotasyonun bir fayda sağlamadığının görüldüğünü kaydetti.

"Rotasyona il içi de olsa, iller arası da olsa tamamen karşıyız" diyen Koncuk, rotasyonu "zorunlu" bir öğretmen göçüne benzetti. Koncuk, ilkokuldaki öğrencilerin sık sık öğretmen değiştiriyor olmasının pedagojik açıdan önemli tahribatlara neden olacağını savundu. İller arası rotasyonun ise tam bir facia olacağını belirten Koncuk, "Öğretmenlerin kurulu düzenleri olmayacak, öğretmenlerin eşleri, çocukları oradan oraya savrulacak, aile bütünlükleri bozulacaktır" dedi.

Rotasyon konusunda öneri sunan Koncuk, zorunlu hizmetini tamamlayan öğretmenlerin herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın tayin taleplerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

"BAKAN AVCI'NIN SÖZ VERDİĞİ GİBİ ÖĞRETMEN ATAMALARININ 20 EYLÜL'E YETİŞMESİNİ İSTİYORUZ"

40 bin öğretmen atamasının Ağustos ayında yapılması gerektiğini hatırlatan Koncuk, "Öğretmen atamalarının Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın da söz verdiği gibi 20 Eylül tarihine yetişmesini istiyoruz" dedi.

350 bin öğretmen adayının atanmak için yıllardır beklediğini belirten Koncuk, sözlerine şöyle devam etti: "Öğretmen açığı da Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın açıklamalarına göre 126 bindir. Daha da ilginç olanı bu kadar çok öğretmen açığı varken öğretmenlerin 60 bine yakınının ücretli olarak görev yapmasıdır. Sendikamızın araştırmasına göre geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında 68 ilde 55 bin 987 ücretli öğretmen görev yapıyordu. Ücretli öğretmenlerin bir bölümü açık öğretim mezunu ve açık öğretim fakültesi mezunlarıdır. Devlet ne yazık ki ücretli öğretmen istihdamını asal istihdam haline dönüştürmüştür. Biz Şubat'ta 10 bin, Eylül'de 40 bin olmak üzere 2014 yılı için yapılan 50 bin atamayı yeterli bulmadığımızı her defasında dile getirdik. Hatta TBMM Genel Kurulu'nda Torba Kanun Tasarısı'nın görüşmeleri sırasında öğretmen atama sayısının 100 bine çıkarılması konusunda kanun teklifi hazırlayarak, TBMM'ye sunmaları için tüm milletvekillerine gönderdik. Hiçbir şey için geç olmadığını düşünüyoruz. Bu devlet 100 bin atama yapacak güçtedir. Bu nedenle başta Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere tüm Bakanlarımız bu konuya sağduyuyla yaklaşmalı ve Türkiye'nin öğretmen ihtiyacını göz önünde bulundurarak, ek bir atama yapılmasını sağlamalıdır. Şubat 2015 tarihi itibariyle bir ek öğretmen ataması yapılmalıdır."

"TEOG YERLEŞTİRMELERİ VELİLER VE ÖĞRENCİLER İÇİN KABUSA DÖNÜŞTÜ"

Koncuk, Temel Öğretimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) yerleştirmelerinin aileleri ve öğrencileri isyan ettirdiğini vurguladı.

Bazı öğrencilerin kayıtlarının evlerinden 100-150 kilometre uzaktaki okullara, bazılarının tercih etmediği halde meslek liselerine ya da imam hatip liselerine yapıldığını kaydeden Koncuk, şöyle konuştu: "Bunun nedeni tüm genel liselerin Anadolu lisesine dönüştürülmesiyle akademik lise ihtiyacını karşılayacak okul kalmamasıydı. Tercihlerine yerleşemeyen ve mağdur olan 40 bin öğrenci otomatik olarak ya evlerinden uzak okullara ya da meslek liselerine ve imam hatip liselerine yönlendirildi. Öğrencilerin önünde ise sadece özel lise ya da açık lise seçenekleri kaldı. Özel okullara zaten maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarını göndermesi mümkün değildir. Açık lise eğitimini ise sendika olarak desteklemiyoruz ve sağlıklı bulmuyoruz."

Bakanlığın TEOG sonrası istemediği okullara yerleşen öğrencilere boş kontenjanlara nakil hakkı tanıdığını hatırlatan Koncuk, ancak ilk hafta sistemde bazı aksaklıklar yaşandığını belirtti.

"ALTERNATİF SÖZDE OKULLARDA KÜRTÇE EĞİTİM VERİLECEK OLMASI TAM BİR KEPAZELİK"

"Alternatif sözde okullar açıp, buralarda Kürtçe eğitim verilecek olması ne demektir?" diye soran Koncuk, "Ana dilde eğitim vermiyorsanız, biz alternatif model oluştururuz' anlamına gelen bu iğrenç girişim cumhuriyet tarihinde bir ilktir ve bölücü çetenin bölgede gücünü artırdığının göstergesidir" dedi.

PKK ve yandaşlarının faaliyetleri dolayısıyla devletin bölgeden elini ayağını çekmiş bir görüntü içine girdiğini savunan Koncuk, şunları kaydetti: "Yol kesen, kimlik kontrolü yapan, kendi mahkemelerini kuran bölücü örgüt ve işbirlikçileri şimdi de eğitimi dinamitlemeye, yıllardır dillendirdikleri ana dilde eğitim taleplerini sözüm ona hayata geçirmeye, kendi okullarını kurmaya çalışmaktadır. Devletimizin bölücü yapıların okullarımızı değersizleştirme, kendi okullarını oluşturma gayretlerine, iki dilli bir devlet yaratma girişimlerine pirim vermeyeceğine inanıyoruz. Bu ülke bölücülerin istediği gibi at koşturacağı, kendi kanunlarını uygulayacağı, kendi okullarını oluşturacakları bir aşiret devleti değildir. Herkes Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uymak zorundadır."

"ÖZEL OKULLARI TEŞVİK EDENLER DEVLET OKULLARINA ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPIYOR"

Koncuk, yeni eğitim-öğretim dönemine damga vuran en önemli konulardan birisinin de devletin özel okullarda okuyan öğrencilere 3 bin 500 liraya kadar teşvik verecek olması olduğunu belirtti.

Devletin okullarının kan ağladığını vurgulayan Koncuk, bazı sınıflarda 70 kişi eğitim-öğretim görürken, öğretmen açığı hala büyük bir sorun iken, laboratuvarı, bilgisayarı, spor salonu olmayan okullar var iken, birleştirilmiş sınıf uygulaması devam ederken, bazı okullar elektrik, su faturalarını ödeyemezken, yakıt olamadığı için kışın buz gibi sınıflarda ders işlenirken, kırık cam, masa, kapı için bile ödenek bulunamazken özel okullara verilen bu teşvikin kabul edilemez olduğunu belirtti.

Koncuk, yapılan teşvikin devlet okullarının cezalandırılması anlamına geldiğini savundu.

"EĞİTİM ÇALIŞANLARI BU YILA EKONOMİK KAYIPLARLA BAŞLIYOR"

Öğretmenler ve diğer eğitim çalışanlarının yeni eğitim-öğretim yılını maddi zorluklarla karşıladığını belirten Koncuk, bütçelerin her geçen yıl biraz daha sarsıldığını kaydetti.

2013 yılında yapılan rezil bir toplu sözleşme nedeniyle çalışanların Temmuz ayında zamlı maaş alamadığına dikkat çeken Koncuk, şunları kaydetti: "2014 yılında sadece 123 TL, 2015 yılı için ise yüzde 3+3 zamla yetinmek zorunda kalmıştır. Üstelik çalışanlar 2014 yılı için ne enflasyon farkı alacak ne de aile, çocuk yardımlarına artış yapılacaktır. Öğretmenler, akademisyenler, hizmetliler, memurlar, teknisyenler gibi eğitim çalışanları için 2014 yılı maddi anlamda kayıp bir yıldır. Öğretmenlere, eğitim-öğretim ödeneği kapsamında 75+75 TL zam yapılmış ancak bu miktar, 666 sayılı KHK ile yapılan iyileştirme uygulaması sonucundaki kayıpları karşılamak için yeterli olmamıştır. Hatırlanacağı üzere öğretmenlerimizin kapsam dışı tutulduğu eşit işe eşit ücret uygulaması kapsamındaki memurlarımıza bin 500 TL'ye varan iyileştirme yapılmıştı. Öte yandan HSYK seçimleri öncesinde hakim ve savcılara bin 155 TL zam yapılmıştır. Hakim ve savcılara bin 155 TL zam yapılırken, ne yazık ki diğer memurlara ve öğretmenlere enflasyon farkı dahi çok görülmüş, akademisyenlere de zam sözü unutulmuştur. Ayrıca eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına verilmesini yıllardır talep ediyoruz. Hakim ve savcılara zam yapılırken, yıllardır ortaya konulan bu talebi ne yazık ki MEB, Maliye ve Hükümetin duymaması büyük bir haksızlıktır."

"İL İÇİ ÖZÜR DURUMUNA BAĞLI YER DEĞİŞTİRME TALEBİ YERİNE GETİRİLMEDİ"

İl içi özür durumuna bağlı yer değiştirme talebinde bulunan ancak tercihlerine yerleşemeyen kişilere ilçe emrine atanma hakkı getirilmediğini belirten Koncuk, sözlerini şöyle tamamladı: "Oysa bazı illerde ilçeler arasında 150-250 kilometre mesafe bulunmaktadır. Ayrıca 2. iller arası yer değiştirme döneminde eşlerden birine açık olan bir ilin diğer eşe kapalı olmasından dolayı ya da hizmet puanı yetersizliği nedeniyle ataması gerçekleşmeyen eşler bulunmaktadır. Tüm bunlar aile bütünlüğünün bozulmasına, eşlerin ayrı yaşamasına yol açmaktadır. Türk Eğitim-Sen olarak hem il içi özürleri devam eden eğitim çalışanlarının hem de 2. iller arası yer değiştirmelerde eşlerden birinin yer değiştirebilmesi için ikinci kez il içi ve iller arası özür grubu yer değiştirmelerinin yapılmasını istiyoruz. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'na yazılı başvurumuz da bulunmaktadır." - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel İsmail Koncuk'tan Yeni Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirmesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    Yorumlar (1)

  • işsiz ve aç: ismail bey, arkanızdayız. çoluk çocuk ac bir haldeyiz. aç aç boş boş geziyoruz. birazdaha gayret edin ne olur şubat ataması için. 20 bine bile razıyız. allah şimdiden siz ve sizin gibi öğretmenler için mücadele verenlerden razı olsun. saygılarımla 0 0 Yanıtla

Advertisement