İstanbul Finans Zirvesi - Son Dakika
Ekonomi

İstanbul Finans Zirvesi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin şu anda ihtiyaç duyduğu şeyin, siyasi istikrar, güçlü bir hükümet ve reformların tekrar başlaması olduğunu belirterek, "Türkiye bunu başarırsa sorunu, büyümeyi kontrol etmektir, büyüyememek değildir" dedi.

09.09.2015 14:00
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin şu anda ihtiyaç duyduğu şeyin, siyasi istikrar, güçlü bir hükümet ve reformların tekrar başlaması olduğunu belirterek, "Türkiye bunu başarırsa sorunu, büyümeyi kontrol etmektir, büyüyememek değildir" dedi.

Şimşek, 6. İstanbul Finans Zirvesi kapsamında kendisiyle gerçekleştirilen "Özel Mülakat" oturumunda soruları yanıtladı.

Gelinen noktada açılım sürecinin sona erip ermediğine ilişkin bir soruya Şimşek, Çözüm Süreci'nin kendisi için daha çok demokrasi ve temel hak ve özgürlükleri ifade ettiğini söyledi.

Şimşek, bu anlamda Çözüm Süreci'nin çok doğru, güçlü ve cesaretli bir adım olduğunu belirterek, "Gerçekten de eğer istismar edilmeseydi başarı şansı son derece yüksek bir adımdı ve cesaret gerektiriyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız bu cesareti gösterdi, ama gelin görün ki, terör örgütünün derdi Kürtlere hak ve özgürlük değil" diye konuştu.

Hiçbir dönemde olmadığı kadar, Kürtlere hak ve özgürlük alanında genişleme olduğunu, bölgeye yatırımlarda teşvik sağlandığını vurgulayan Şimşek,  şunları kaydetti:

"Gelin görün ki bu dönemde bütün bu adımları takdir edeceklerine, bu adımlar çerçevesinde silahları bırakıp, bahsettiğimiz yeni döneme uyum sağlayacaklarına, bu dönemi kendileri açısından daha çok silahlanma, daha çok örgütlenme ve daha büyük terör faaliyetlerine hazırlanma dönemi olarak geçirdikleri ortaya çıkıyor. İstismar büyük ölçekte.

Asla kastımız dağda eşkıyanın güçlenme süreci değildi ama görünen o ki; biz Çözüm Süreci sonucunda milletimizin huzuru, refahı ve kardeşliği daha güçlü bir şekilde keşfedip, teröre karşı duracağını ümit ederken, terörün Türkiye'yi bırakacağını ve terk edeceğini düşünürken, yakın coğrafyadaki gelişmeler nedeniyle bu süreç çok daha büyük ölçekte istismar edilmiştir."

Gelinen noktada daha çok demokrasi, temel hak ve özgürlükler konularında en ufak bir tereddüt olmadığını vurgulayan Şimşek, "Eğer Çözüm Süreci, terör örgütü tarafından bölgeyi PKK'nın, tahakkümüne bırakmak olarak algılandıysa, o Çözüm Süreci yoktu, asla olmadı ve bu anlamda da olmayacaktır. Ancak Çözüm Süreci'ne tarif ettiğimiz anlamda bakıyorsanız en ufak bir tereddüdümüz yok" ifadelerini kullandı.

"Türkiye mutlaka teröristleri dize getirecektir"

Bakan Şimşek, geçen yıl bu vakitlerde yaptığım sunumlarda, Türkiye'nin kendi sorunlarını daha çok demokrasiyle çözerse, büyümenin en az 1 puan daha yüksek, cari açığın milli gelire oranının ise en az 1 puan daha düşük olacağı öngörüsünde bulunduğunu anımsattı.

Bu öngörüleri son derece temkinli ve mütevazi hesaplar olarak ortaya koyduğunu aktaran Şimşek, şunları söyledi:

"Bugün gelinen noktada tersini düşünebilirsiniz, ama ben bunun kısa vadeli olacağı kanısındayım. Terörle mücadelede ülkemiz başarılı olacaktır. Eninde sonunda, aslında başlangıçtaki Çözüm Süreci'nin öngördüğü noktaya gelmek zorunda kalınacaktır. O başlangıçta öngördüğümüz nokta, 78 milyonun birlik ve beraberliği, çok açık ve net olarak herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu bir ülke. Başka türlü çözüm de olamaz.

Terör örgütünün kafasında ne varsa, eğer bölücülükse, bu asla Türkiye'ye uygulanamaz. Bugün İstanbul, dünyada en fazla Kürtün yaşadığı bir şehirdir, Irak gibi, Suriye gibi değildir. Bunun için bu başarılı olmayacaktır. Türkiye mutlaka ve mutlaka teröristleri dize getirecektir diye düşünüyorum ama bu uzun soluklu bir çaba ve sabır gerektirecek."

Seçimlerin yaklaştığına dikkati çeken Şimşek, siyasi istismarın da söz konusu olduğunu, ancak muhalefetiyle, iktidarlarıyla, kanaat liderleriyle herkesin bu durum karşısında birlik olup, "Teröre hayır" demesi gerektiğini vurguladı.

"Emtia fiyatlarındaki düşüş karşı bir rüzgardır"

Maliye Bakanı Şimşek, yıl sonu büyüme beklentisinin sorulması üzerine, "Nokta tahminler yapılmasının zor olduğu bir dönemdeyiz. Yüzde 3 civarında diye ben de zikretmiştim. En azından yılın dokuz ayındaki öncü ve gerçekleşen veriler buna işaret ediyor. Ancak takdir edersiniz ki önümüzdeki 3 ay içerisinde, 'tüm bu içerideki ve dışarıdaki gelişmeler beklentileri ne kadar olumsuz etkiler, tüketim ve yatırıma nasıl yansır?' diye tahmin etmek zor" dedi.

Düşük büyümenin herkesin problemi olduğuna dikkati çeken Şimşek, gelişen ülkelerin hızlı büyüme döneminin en azından yakın gelecek için sona erdiğini dile getirdi.

Şimşek, geçmiş yıllarda yapısal reformlarla küresel konjonktürlerin elverişli olması nedeniyle gelişmekte olan ülkelerin çok hızlı bir çıkış yaptığını kaydederek, şöyle devam etti:

"Önümüzde şimdi karşıdan esen rüzgarlar var. Nedir bunlar; birincisi ilave yapısal reform ihtiyacı var ve siyasi belirsizlikler buna engel oluyor. Bu sadece Türkiye için geçerli değil, Rusya, Ukrayna ve Brezilya'da durum farklı değil. Birçok yerde bu sorunu görüyoruz. Reform süreci başlar, bitmez. Reform süreklilik gerektirir. İkincisi emtia fiyatları...

Her ne kadar bizim gibi ülkeler, düşen emtia fiyatlarından olumlu etkileniyor diye düşünsek de Rusya gibi ticaret ortaklarımızın büyük bir kısmı bu nedenle perişansa, ekonomilerinde büyük tahribat varsa, bizim bundan büyük ölçekli nemalanmamız, faydalanmamız zor oluyor.  Dolayısıyla emtia fiyatlarındaki düşüş de olumsuz bir trenddir, karşı bir rüzgardır. Doların güçlenmesi ve  jeopolitik gerilimler de karşı bir rüzgardır. Bütün bunları dikkate almamız lazım."

"Karşı rüzgarların etkisini sınırlamanın tek yolu, reformlara sarılmak"

Düşük büyümenin gelişen ülkeler için önemli bir sorun olduğunu dile getiren Şimşek, gelişmiş ülkelerin belli bir refah seviyesine ulaştığına ve gelişen ülkeler açısından gelişmiş ülkelere yakınsamanın önemine işaret etti.

Şimşek, karşı rüzgarların etkisini sınırlamanın tek yolunun, reformlara çok güçlü bir şekilde sarılmaktan geçtiğini vurgulayarak, "İnanın başka hiçbir çözüm, sihirli politika yok. Hiçbir para politikası tek başına bunu çözemez. Yapısal dönüşüm gerekiyor ve bunu yapan ülkeler başarılı olacak" diye konuştu.

Türkiye'nin demografik yapı, önceliklendirmenin doğru yapılması gibi avantajları olduğunu ifade eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'nin şu anda ihtiyaç duyduğu bir miktar siyasi istikrar, güçlü bir hükümet ve reformların tekrar başlaması. Türkiye bunu başarırsa, sorunu büyümeyi kontrol etmektir, büyüyememek değildir. Genç bir nüfus ve dinamik bir özel sektör var. Refah artışına özlem içinde olan çok büyük bir kesim ve ekonomi var.

Türkiye'de orta kesim güçlü. Evet, gelir dağılımı hala arzuladığımız noktada değil ama iyileşmiştir. OECD ülkeleri arasında gelir dağılımını iyileştiği nadir ülkelerden biriyiz. Büyüme şu anda aranan bir özellik, arzulanan bir durum ama çok basit koşulların bir araya gelmesiyle Türkiye büyümeyi rahat bir şekilde sağlayabilir."

"Maliye politikasında güçlü bir rahatlama ters tepebilir"

Bakan Şimşek, "Hükümetler mali disiplini bozmadan büyümeye nasıl destekleyebilir? Kısa vadede yapılabilecek adımlar var mı?" sorusuna, şöyle yanıt verdi:

"Türkiye eğer cari açık ve nispeten yüksek enflasyon sorunlarıyla karşı karşıya olmasaydı, bugünkü maliye politikası bir miktar rahatlatılabilir, özellikle yatırımlara daha çok kaynak aktarılabilir veya kısa vadeli ekonomiyi canlandıracak tedbirler alınabilir. Fakat küresel konjonktürü ve Türkiye'nin karşı karşıya olduğu iki temel makro soruna etkisini dikkate almadan, maliye politikasında güçlü bir rahatlama bence ters teper.

Tam aksine, maliye politikasını eğer güven aşılama açısından çıpa olarak güçlü tutarsak merkez bankasının elini güçlendiririz, cari açığın daha da kötüleşmesini engelleriz ve cari açığın yönetilebilir olmasını sağlarken, yapısal reform programı için kaynak ayırmış oluruz. Diyelim ki bir miktar daha tolerans gösterilecek mali alan var, ben bunun uzun vadeli üretken potansiyeli ve verimliliği artıracak reformlara ve alanlara harcanmasına asla ve asla karşı durmadım."

Şimşek, 2009'dan bu yana ulaştırma altyapısına ilave 65 milyar lira kaynak verildiğini, bu yıl eğitim için öngörülen bütçenin de epey üzerinde olunacağını aktararak, ancak bir transfer harcamasının, tüketime alan açılmasının bu konjonktürde zorlayıcı olabileceğini ifade etti.

"Türkiye hak ettiği bir zenginliği yaşamalı, verimlilik artışıyla bunu sağlamalı" diyen Şimşek, şunları söyledi:

"Maliye politikasında güçlü bir duruşumuz var. Borç-milli gelir oranımız ve bütçe açığımız düşük. Bunlar doğrudur ama bunu doğru alanlara, doğru bir çerçevede yönlendirmemiz lazım. Bizim mutlaka enflasyonu düşük tek haneye, cari açığı çok daha yönetilebilir bir düzeye çekip, ikiz açığa asla ve asla tolerans göstermememiz lazım. Hiçbir hükümetin göstermemesi lazım, çünkü bu anlamda hiçbir kazanım kalıcı olmaz ve eninde sonunda faturayı millet öder."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi İstanbul Finans Zirvesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement