İzleme ve Su Bilgisi Sistemi Hizmet İçi Eğitimi

Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Karaaslan, Türkiye'deki su kaynaklarındaki yosunlaşma sorunu olduğunu belirterek, "Bunun önüne geçmek amacıyla Türkiye'de 25 havzada hassas su alanlarını belirledik. Bunun için su kaynaklarımızı su kütlelerine böldük. Bunların toplamı 2 bin 450 tane. Yaklaşık 778 su kütlesini 'hassas' olarak belirledik." dedi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından bir otelde düzenlenen İzleme ve Su Bilgisi Sistemi Hizmet İçi Eğitimi, Antalya'nın Kemer ilçesinde başladı.

Eğitimin açılışında konuşan Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Karaaslan, 2009'da AB'de çevre faslının açılmasıyla su yönetiminde anlayışın tamamen değiştiğini, AB ile mevzuatın uyum sağlanması açısından Su Kanunu Taslağı hazırlandığını söyledi. Taslağın Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığını aktaran Karaaslan, taslağın en kısa sürede hayata geçirilmesinin planlandığını bildirdi.

Su Kanun Taslağı ve yönetmelikler kapsamında şuana kadar 33 projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Karaaslan, şöyle konuştu:

"Türkiye'de su kalitesi izleme kapasitesinin zenginleştirilmesi, taşkın yönetim kapasitesinin zenginleştirilmesi, havza yönetimi planlaması, yer altı ve yer üstü su kütlelerinin kapasitesinin zenginleştirilmesi gibi projelerimiz büyük ivme kazandı. Bunlardan bazıları bitti bazıları da devam ediyor. Bazı projeler için şuana kadar AB'den 21,5 milyon avro destek aldık. Online izleme sistemini hayata geçirmek için projemiz var. Ergene ve Büyük Menderes havzalarında 9 tane online izleme istasyonuyla su kaynaklarımızı izliyoruz."

Su kaynaklarındaki yosunlaşma sorunu

Türkiye'deki su kaynaklarında kirliliğin ilk göstergesinin yosunlaşma problemi olduğuna değinen Karaaslan, "Türkiye'deki su kaynaklarındaki yosunlaşma sorunu artarak devam ediyor. Bunun önüne geçmek amacıyla Türkiye'de 25 havzada hassas su alanlarını belirledik. Bunun için su kaynaklarımızı su kütlelerine böldük. Bunların toplamı 2 bin 450 tane. Yaklaşık '778' su kütlesini hassas olarak belirledik. Bunlarla ilgili bilimsel çalışmalar yapıldı." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'deki yer altı sularını "emniyet supabı" olarak nitelendiren Karaaslan, yer altı sularının içme suyu olarak kullanılacak en önemli kaynaklar olduğuna dikkati çekti. Karaaslan, yer altı sularını korumak zorunda olduklarını ve bununla alakalı olarak da Gediz ve Sakarya akarsularında çalışmalar yapıldığını bildirdi.

Karaaslan, taşkın yönetim planı ile ilgili olarak da şu bilgileri verdi:

"Bu planları havza bazında hazırlıyoruz. Taşkın yönetim planları önemli. Bu planlar, taşkın öncesi, sonrası ve taşkın tehlikesini önlemek için en yapılması gerektiğini ortaya koyan planlar. Bununla alakalı da Yeşilırmak ve Antalya havzalarında çalışmalar yaptık. Türkiye'de iklim değişikliği etkisini göstermeye başladı. 2040 yıllarında İç Anadolu Bölgesi, bu değişikliklerden büyük ölçüde etkilenecek. Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgeleri son yıllarda etkilenmeye başladı. Bunlar için de kuraklık yönetim planları hazırladık. Dünyada ilk defa havza bazında kuraklık yönetim planları Türkiye'de hazırlandı."

TÜRKSAT ile Ulusal Su Bilgi Sistemi geliştirdiklerini ifade eden Karaaslan, bilgi olmadan suyu yönetmenin mümkün olmadığını, 2017'de bu sistemi hayata geçirmeyi planladıklarını sözlerine ekledi.

TÜRKSAT AŞ Genel Müdür Yardımcısı Halil Yeşilçimen ise Ulusal Su Bilgi Sistemi projesiyle en iyi hizmet vermeye çalışacaklarını belirterek, TÜRKSAT ve proje hakkında bir sunum gerçekleştirdi.

Havza izleme programları, kimyasal izleme, deniz, akarsu ve nehirlerden numune alımı, hidromorfolojik izleme, balık örnekleme yöntemleri, biyolojik izleme, Türkiye'deki su kalitesi gibi konuların ele alınacağı eğitim toplantısı, 11 Kasım'da sona erecek.