Kanuna Aykırı Eğitim Kurumu Açanlara Verilen Ceza - Son Dakika
Güncel

Kanuna Aykırı Eğitim Kurumu Açanlara Verilen Ceza

Anayasa Mahkemesinin, CHP'nin, "6460 sayılı Kanun'un, kanuna aykırı eğitim kurumu açanlara ceza verilmesini ve kurumların kapatılmasını öngören TCK hükmünü yürürlükten kaldıran 13. maddesinin iptali ve yürürlüğünün istemiyle" yaptığı başvuruyu reddine ilişkin kararının gerekçesi, Resmi Gazetede yayımlandı Gerekçeden: "Kanun koyucunun takdir yetkisine dayanarak yaptığı dava konusu düzenlemeyle suç olmaktan çıkarılan eylemlerin yaptırımsız bırakıldığından ve eğitimin anayasal esaslarının kaldırıldığından söz edilemez" "Kaldı ki, Anayasa'da kanuna aykırı kurumu açan veya işleten kişiye adli ceza verileceğine ilişkin herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır.

18.09.2014 12:10
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Anayasa Mahkemesinin, CHP'nin, "6460 sayılı Kanun'un, kanuna aykırı eğitim kurumu açanlara ceza verilmesini ve kurumların kapatılmasını öngören Türk Ceza Kanunu (TCK) hükmünü yürürlükten kaldıran 13. maddesinin iptali ve yürürlüğünün istemiyle" yaptığı başvuruyu reddine ilişkin kararının gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.

CHP Milletvekilleri Akif Hamza Çebi ve Engin Altay ile 122 milletvekilinin, 6460 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un, yasa dışı eğitim kurumu açan, çalıştıran, kuranlarla ilgili TCK'da öngörülen cezai müeyyideyi kaldıran 13. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.

Yüksek Mahkeme, düzenlemenin iptal istemini oy çokluğuyla reddetmişti.

Anayasa Mahkemesinin ret kararının gerekçesi, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Gerekçede, dava konusu kuralla, 5237 sayılı TCK'nın, kanuna aykırı eğitim kurumu açma ve işletmenin suç olduğunu belirten 263. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı hatırlatıldı.

-"Kanun koyucu idari yaptırımı gözetti"

Dava konusu kurala ilişkin gerekçeden, kanun koyucunun, TCK'nın 263. maddesini, "çağdaş hukuki düzenleme ve uygulamalarla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları ve demokratik hukuk devletlerinde kanuna aykırı eğitim kurumu açma ve işletmenin ancak idari yaptırımı gerektiren filler olarak görülmesini gözeterek" yürürlükten kaldırdığının anlaşıldığı belirtildi.

Gerekçede, Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuk güvenliğini sağlayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa'ya uyan, işlem ve eylemleri bağımsız yargı denetimine bağlı devlet olduğu vurgulandı.

Ceza hukukunun, toplumların kültür ve uygarlık düzeyi, sosyal ve ekonomik yaşantısıyla yakından ilgili olduğu kaydedilen gerekçede, devletin tercih ettiği ceza siyasetine uygun suç ve suçlulukla mücadele amacıyla ceza ve ceza muhakemesi alanında sistem tercihinde bulunabileceği ifade edildi.

-"Hangi eylemlerin suç sayılacağını belirlemede takdir yetkisi"

Gerekçede, bu bağlamda kanun koyucunun, Anayasa'nın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak koşuluyla, toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağını belirleme konusunda takdir yetkisine sahip olduğu vurgulanarak, şu tespitler yapıldı:

"Kanun koyucunun, belirlenen suç politikası gereğince kanuna aykırı kurumu açma ve işletme eylemlerini belli bir yaptırıma bağlayıp bağlamamak veya yaptırım uygulanacaksa bu yaptırımın cezai veya idari nitelikte olup olmamasına karar yetkisine sahiptir. Dava konusu kuralla çağdaş hukuki düzenleme ve uygulamaları dikkate alan kanun koyucu, bu konudaki takdir yetkisini kullanarak kanuna aykırı biçimde kurumu açma veya işletme eylemlerini suç olmaktan çıkarmıştır."

Gerekçede, Anayasa'nın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" başlıklı 42. maddesinde, eğitim ve öğretimin Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre Devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağı ve bu esaslara  aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamayacağının düzenlendiği hatırlatıldı.

-Milli eğitimin temel amacı

Türk milli eğitiminin düzenlenmesinde esas olan amaç ve ilkelerin yer aldığı 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nda, Türk milli eğitiminin genel amacının, "Türk milletinin bütün fertlerinin, Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasa'da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasa'nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek" olduğu belirtildi.

Gerekçede, aynı Kanun'un "Özel Amaçlar" başlıklı 3. maddesinde, Türk eğitim ve öğretim sisteminin, bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenleneceği, çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel amaçlarının, genel amaçlara ve Kanun'da sıralanan temel ilkelere uygun tespit edileceğinin belirtildiği kaydedildi.

Kanun'un, "Atatürk İnkılap ve İlkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği" başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasında ise eğitim sisteminin her derece ve her türüyle ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılap ve ilkeleri ve Anayasa'da ifadesini bulmuş Atatürk milliyetçiliğinin esas alınacağının öngörüldüğü hatırlatıldı.

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu hükümlerinin de hatırlatıldığı gerekçede, görüldüğü üzere kanun koyucunun, Türk milli eğitiminin esas ve ilkelerin ve bunlara aykırılığın müeyyidelerini eğitim ve öğretime ilişkin özel kanunlarla belirlediği ifade edildi. Gerekçede, şunlar kaydedildi:

"Dolayısıyla, kanun koyucunun takdir yetkisine dayanarak yaptığı dava konusu düzenlemeyle suç olmaktan çıkarılan eylemlerin yaptırımsız bırakıldığından ve eğitimin anayasal esaslarının kaldırıldığından söz edilemez. Kaldı ki, Anayasa'da kanuna aykırı kurumu açan veya işleten kişiye adli ceza verileceğine ilişkin herhangi bir hüküm de bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'ya aykırı değildir."

Yüksek Mahkeme üyelerinin oy çokluğuyla aldığı karara üyeler Mehmet Erten, Serdar Özgüldür, Osman Alifeyyaz Paksüt ve Ayla Perktaş katılmadı. - Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Kanuna Aykırı Eğitim Kurumu Açanlara Verilen Ceza - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement