'Kemik Dedektifleri' Cinayetleri Çözüyor - Son Dakika
Güncel

'Kemik Dedektifleri' Cinayetleri Çözüyor

Adli Antropoloji, insan iskeletlerini inceleyerek yalnızca geçmişteki kültür ve yaşamlara ışık tutmakla kalmıyor, vakaları çözmeye yardımcı oluyor.

15.07.2014 14:38  Güncelleme: 14:43
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kriminal Polis Laboratuvarı’nın en önemli bölümü Adli Antropoloji, insan iskeletlerini inceleyerek yalnızca geçmişteki kültür ve yaşamlara ışık tutmakla kalmıyor, aynı zamanda bugünün en karmaşık kriminal vakaları çözmeye yardımcı oluyor.

Adli Antropoloji, özel davalarda iskeletleri inceleyerek, mağdurun yaşı, cinsiyeti, ırkı, boy ve kilosu, geçirdiği rahatsızlıklar gibi verileri toplayıp kimlik tespiti yapabilen uzmanlar, mağdurun ölüm nedeni ve ölümün nasıl olduğunu da araştırmalar sonucunda bulabiliyor. Uzmanlar, bazen çözülmesi en zor vakaları bilgi ve deneyimleriyle ortaya çıkarıyor.

Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, teknoloji ve bilimin gelişmesiyle birlikte suç ve suçu kavramının farklılaştığını belirterek, “Adli Bilimlerde bu anlamda farklı bilim adalarının sahip olduğu bilgi birikimini kolluk güçlerine destek sağlamak amacıyla bu bilgi alanlarını kullanarak suçu ve suçluyu doğru bir şekilde tanımlamaya veya ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalar sürdürüyor” ifadesini kullandı.

KEMİĞİN ÜZERİNE YANSIMIŞ VERİLERDEN KİMLİK TESPİTİ

Antropologların, iskelet üzerinde bilgi birikimi sayesinde birçok olayın ortaya çıkarılmasını sağladığını ifade eden Erdal, şunları aktardı:

“Adli Antropoloji önemli bir yere sahip. Genellikle bir birey öldüğü zaman onun kimliğini belirleyecek veriler varsa, o kişinin Adli Tıp ve diğer Adli Bilimler ile ilgili adli kolluk güçleri kişinin kimliğini doğrudan saplayabiliyor. Fakat çürüme süreci, ölünün yakılması ya da uzun süre dışarıda kalması sonucunda bireyin kimliğini belirleyecek veriler ortadan yok oluyor. Dolayısıyla birçok kalıntı mumyalaşmış ya da kemikleşmiş hale dönüşüyor. Antropologlar bu iskelet sistemindeki sahip oldukları bilgi birikimini kemiğin üzerine yansımış olan verilerden yola çıkarak bireyin doğrudan kesin kimliğini belirlemeye yönelik çalışmalar sürdürüyor.”

Ölünün gömülme biçimi ve üzerine yansımış verileri kalıntıları inceleyerek bunun adli bir durum temsil edip etmediğini tespit ettiklerini söyleyen Erdal, şunları kaydetti:

“Bu tür çalışmaların içerisinde en çok kullanılan bilgi alanlarına öncelikle ele geçen nesnenin kemik olup olmadığını belirlemek birinci aşamayı oluşturuyor. İkinci aşama eğer bu kemikse birçok memelinin de kemiğe sahip olması nedeniyle bu insan mı değil mi? onu çözmemiz gerekiyor. İnsan olduğunu belirledikten sonra yeryüzü yüzbinlerce yıldır insan tarafından işgal edildiği için bu kemikler acaba yakın zamana ilişkin bir insana ait mi? yani adli bir durum mu? Yoksa daha eskiye ait kalıntımı bu belirlemek bir sonraki aşamayı temsil ediyor. Kemik yeniyse bile her zaman adli bir durumdan dolayı ölmüş ya da öldürülmüş olmayabilir. Doğal koşullarla da ölebilir. Ölünün gömülme biçimi ve üzerine yansımış verileri kalıntıları inceleyerek bunun adli bir durum temsil edip etmediğini çözmemiz gerekiyor. Bu çerçeve de özellikle kişinin ölümüne yol açan yaralanmalar ve diğer ölüm nedenlerini eğer iskelet üzerine yansıdıysa bunlar bulmak Adli Antropologların temel görevleri arasındadır.”

Kişi adli bir durumla öldürüldüğü tespit edildiğin de bir sonraki aşamada doğrudan kesin kimliğini belirlemeye yönelik araştırmaların başladığını belirten Erdal, şöyle devam etti:

“Ölen kişinin cinsiyeti, yaşı, hangi yaş grubunda yer alıyor iskelet üzerindeki veriler özellikle bebek, çocuk, çocuksa kaç yaşında belirli bir hata payında yaşı belirlenebiliyor. Yetişkinlerde hata payı daha yüksek olmakla beraber yine önemli bir iskelet üzerindeki çalışmalarla önemli bir sorun çözümlenmiş oluyor.”

ZEHİRLENME, SİLAHLA YARALANMA GİBİ DURUMLAR TESPİT EDİLEBİLİYOR

Kişiyi aniden öldürüldüyse ya da silah yaralanması ile ilgili bir şeyse iskelete yansımış yaralanmalardan yola çıkarak kişinin doğrudan öldürüldüğü belirlemek mümkün olduğunu belirten Erdal, “Kemikler sadece yumuşak doku değil, kemiklerde bu yaralanmalardan etkileniyor. Her bir yaralanmanın kemik üzerinde bıraktığı izler farklı dolayısıyla biz bu izleri analiz ederek bu kişinin bu tür yaralanma sonucunda ölüp ölmediğini belirleyebiliyoruz. Bir diğer öldürülme yolu da, uzun süreli zehirlenmeler gibi şeylerdir. Bunlarda kişinin hayatı boyunca aldığı ağır metaller ve diğer zehirler kemik üzerinde birikebiliyor. O birikimi de analiz ederek zehirlenip zehirlenmediğini belirlemek mümkündür” dedi.

DNA ANALİZİNE İHTİYAÇ DUYULMADAN KİMLİK BELİRLENEBİLİYOR

Ölen kişinin iskeletinde daha önceden oluşan durumların bilinmesi durumunda kimlik tespitinin doğru bir şekilde yapılabileceğini söyleyen Erdal, sözlerine şöyle devam etti:

“Kimliğin belirlenmesinde kullanılan durumları şöyle sıralayabiliriz. Boy, yaş ve cinsiyet ve kişinin sahip olduğu ve iskeletinde mevcut olan bedensel özellikleri mutlaka bilmemiz gerekiyor. Bir kişi yaşamı boyunca karşılaştığı durumların tamamı iskelet üzerine yansımış oluyor. Bu yansıyan durumlara ilişkin bilgileriniz varsa o bilgilerden yola çıkarak DNA analizine ihtiyaç duymadan doğrudan kişinin kimliğini belirleyebilirsiniz. Örneğin; kişinin bacağında sakatlık varsa ve siz bunu biliyorsanız iskelete yansımış durumsa bu çok rahat bir şekilde belirlemek mümkündür. Dişlerinde bir çekilme, dolgu, çürük, parmağında kırık, kolunda enfeksiyon ya da çolaklık gibi durumlar kişinin doğrudan kimliğini belirleyen sistemler. Biz bu iskelet üzerine yansıyan durumları kullanarak kişilerin kimliklerini doğru bir şekilde belirlemeye çalışıyoruz.”

YÜZÜN YENİDEN YAPILANDIRILMASI YOLUYLA KİMLİK TESPİTİ MÜMKÜN

Ölen kişinin kimlik tespitinin bir diğer yolu ise yüzünün yeniden şekillendirmesi olduğunu ifade eden Erdal, “Bu veriler, kişinin yaşı, cinsiyeti, boyu gibi özellikleri, genetik kökenine ilişkin bilgiler hala o kişini kimliğini doğru bir şekilde belirlememize olanak sağlamıyorsa bu sefer son aşamada, iskeletinin yüzünün yeniden yapılandırılması söz konusudur. Yüzün yeniden yapılandırması işlemiyle de medya kuruluşları aracılıyla da o kişinin muhtemel yüzünün nasıl göründüğünü dağıtarak halka buna benzeyen biriler üzerinden yine kişinin belirlenmesi işlemleri yapılabiliyor. Son aşamadır aslında DNA analizleri ama çoğunlukla adli bilimle uzmanlaşmamış kişiler önce DNA analizi yaptırmak ister ama DNA analizi eğer karşınızdaki kayıp kişiyi biliyorsanız ya da kayıp kişinin yakınlarına ilişkin bir tahmininiz varsa onların DNA’sını karşılaştırarak ancak kesin kimliği belirleyebiliyoruz” dedi.

Kemiklerin de zaman içerisinde yok olabileceğini ama oksijen temas etmemesi halinde binlerce yıl bozulmadan durabileceğini ifade eden Erdal, şunları kaydetti:

“Kemikler yok olabilir. Ama genellikle adli bilimler son 50 yıl içerisinde ölmüş bireylerle ilgilenir. Kemikler uygun koşullarda kalmışlarsa uzun süre kalabilir. En önemli şey ölünün nereye gömüldüğü nerde kaldığı şeklindedir. Ölüyü asittik bir ortama bırakırsanız çok hızlı bir şekilde tahrip olup yok olabilir. Ölü uygun bir ortam da en fazla oksijenle temas etmeyecek şekilde gömüldüyse binlerce yıl hiç bozulmadan kalabilir.” 

ÖMER ÇETİN

ANKARA 

\'Kemik Dedektifleri\' Cinayetleri Çözüyor
Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel 'Kemik Dedektifleri' Cinayetleri Çözüyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement