Kılıçdaroğlu'nun Konvoyuna Saldırı

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konvoyuna yapılan saldırıyla ilgili, "Bu ülkede milli birlik ve beraberliğimizden rahatsız olanlar var. İstiyorlar ki Aleviler, Sünniler, Kürtler, Türkler, CHP'liler, AK Partililer birbiriyle kavga etsin." dedi.

İstanbul Kalkınma Ajansı 2015 Yılı Yaratıcı Endüstriler Mali Destek Programı kapsamında Kültür Kenti Vakfı tarafından, Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçirilen Ustaişi Beyoğlu Projesi kapsamında düzenlenen sergi, Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisinde açıldı.

Sergi açılışında konuşan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konvoyuna yönelik saldırıyı kınadı.

Demircan, "Olanlardan anladığımız şu; Bu ülkede milli birlik ve beraberliğimizden rahatsız olanlar var. İstiyorlar ki Aleviler, Sünniler, Kürtler, Türkler, CHP'liler, AK Partililer birbiriyle kavga etsin. 15 Temmuz darbe girişiminin alt okumalarını çok iyi okumamız lazım. Dolayısıyla bu menfur saldırıyı kendimize yapılmış gibi görüyor, anlıyor ve lanetliyor, Allah'tan birlik ve beraberliğimizin daim olmasını diliyoruz." diye konuştu.

Ahmet Misbah Demircan, 15 Temmuz'da milletin kendi tercihleriyle bu devleti yönetebileceğini farkettiğini, milletin hiçbir dayatmaya ve ihanet şebekelerin kumpasına boyun eğmeyeceğini anlattı.

Serginin, Türkiye'de yaşananlarla önemli bir ilişkisi olduğuna değinen Demircan, şöyle devam etti:

"Ben bütün bu olanların alt okumalarında Türkiye'nin büyüyen gelişen ekonomisi olduğuna inanıyorum. Bundan 100 yıl evvel Türkiye'nin tarım üretmeye uğraşan bir ekonomisi vardı. Geçen 50-60 yılda Türkiye sanayi devrimini gerçekleştirdi. Bugün toplumda en büyük ihtiyaç inovasyonu geliştireceğimiz, fark yaratacağımız, zanaatı yeniden farkedeceğimiz, inovasyon ve endüstriyel tasarımla yeni bir çağa merhaba diyeceğimiz dönemi arıyoruz. Yani üretmek değil fark üretmek."

Başkan Demircan, Türkiye'nin son 10 yıldır yeni bir idari yapılanmaya ihtiyacı olduğunu farkettiği düşüncesini savunarak, bunun yolunun kalifikasyonla üretimi bir arada yürütmek ve dünyayla yarışacak ürünler üretmek olduğu değerlendirmesini yaptı.

Sadece okulda düz bir bilgi eğitiminin üretim için yeterli olmadığı görüşünü aktaran Demircan, "Düz bir işçilik bizim için yeterli olmuyor. Fark yaratmak, dünyada boy göstermek ve daha zengin olmak istiyoruz. İdari yapılanmamızdan üretim anlayışımıza kadar yeni bir Türkiye'den bahsediyoruz." dedi.

Toplumun beklentilerinin, kendilerini "Zanaat Yeniden" gibi sergileri düzenlemeye yönelttiğini vurgulayan Demircan, projede emeği geçen ustalara ve öğrencilerine teşekkür etti.

Serginin küratörü Aslı Kıyak İngin ise, serginin projenin bir yıllık meşakkatli çalışmalarının meyvesi olduğunu dile getirerek, "Projeye tüm inananlara ve destek olanlara gönülden teşekkür ediyoruz. Kolay bir süreç olmadı, meslek lisesi öğrencilerini, tasarım öğrencilerini atölyelerin bir parçası haline getirdik. Aslında 'Zanaat Yeniden' diyerek geleceğe ışık tutmaya çalıştık." şeklinde konuştu.

Projede usta, çırak, atölye ilişkisini yeniden gündeme getirmeye çalıştıklarının altını çizen İngin, sergide ustaların, çırakların çalışmalarının yer aldığını belirtti.

Sergide eserleriyle yer alan saz ustası Ömer Uysal, saz yapımını amcası İzzet Uysal'dan öğrendiğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Sergide yer alan sazlar el emeği. Saz Anadolu kültürümüzün önemli bir parçası. Ustaişi Projesi'nde de yeni çıraklar yetiştirmeye çalışıyoruz. Küçük bir başlangıç belki ama gelecekte çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bir mesleği olmayan insanlarımıza öğretirsek, onlar da geleceğe taşıyacaklardır diye düşünüyorum."

Sergi, 2 Eylül Cuma gününe kadar açık kalacak.