Kılıçdaroğlu: Bu seçimde CHP'ye Oy Vermek Zorundasınız - Son Dakika
Güncel

Kılıçdaroğlu: Bu seçimde CHP'ye Oy Vermek Zorundasınız

1 Kasım'daki seçim vaatlerini açıklayan CHP lideri, iş dünyasına seslendi: Üretmek, çalışmak, düşüncelerinizi özgürce dile getirmek istiyorsanız CHP'ye oy vermek zorundasınız.

30.09.2015 11:57  Güncelleme: 14:43
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ATO Kongre Merkezi'nde partisinin Seçim Bildirgesi ve Aday Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Kılıçdaroğlu toıplantıda, 1 Kasım genel seçimleri için 'Önce Türkiye' başlıklı seçim bildirgesini açıkladı.

Vaatlerini tek tek sıralayan Kılıçdaroğlu, "Buradan iş dünyasına da sesleniyorum. Bu seçimlerde CHP'ye oy vermek zorundasınız. Üretmek istiyorsanız, çalışmak istiyorsanız, düşüncelerinizi özgürce dile getirmek istiyorsanız oy vermek zorundasınız. Ha vermeseniz ne olur? Bize bir şey olmaz, biz maaşımızı alırız. Nasıl olsa vergiyi sen ödüyorsun, dert senin derdin olacak. O derdi çözmek istiyorsan, demokrasi istiyorsan CHP iktidarında CHP'yi açık yüreklilikle açık net eleştirme özgürlüğüne kavuşmak istiyorsan oyunu CHP'ye vereceksin." dedi.

İLK 100 GÜNDE YAPILACAKLAR

CHP iktidarının ilk 100 gününde yapmayı vaat ettiği konular şöyle sıralandı:

* Emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye,
* Aile Sigortası Kanunu TBMM'den çıkacak,
* Kamuda taşeron işçiliğe son verilecek, mevcut taşeron işçiler kadroya alınacak,
* Kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarında faizlerin en az yüzde 80'nin silinmesine dönük düzenleme yapılacak,
* Siyasi Ahlak Yasası çıkacak,
* TBMM'de kesin hesap komisyonu kurulacak,
* Passolig uygulaması kalkacak,
* Üniversite mezunlarının okurken aldıkları kredilerin geri ödenmesi iş buluncaya kadar ertelenecek.

YÜZDE 10 SEÇİM BARAJI 1 YIL İÇİNDE KALKACAK

CHP iktidarında ilk 1 yılında yapılacaklar ise şöyle sıralandı:

* Çiftçiye mazot 1 lira 80 kuruştan verilmeye başlanacak,
* Asgari ücretin vergisi kalkacak, net asgari ücret 1500 liraya çıkacak,
* Esnafın emekli aylığından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi kaldırılacak,
* Yüzde 10 seçim barajı kalkacak,
* Bir yıl içinde öğrencilerin yurt sorunu çözülecek,
* Teşvik sistemi değişecek, katma değeri yüksek üretimi özendiren sektörel teşvik politikası uygulanacak,
* Vergi ve sigorta borcu olmayan KOBİ'lerin ödedikleri vergi ve sigorta primi kadar sıfır faizli krediye erişimini sağlayacak düzenleme çıkarılacak,
* Vahidi fiyat uygulamasına son verilecek, orman köylüsü sigortalı işçi statüsüyle çalıştırılacak. Böylece emeklilik hakkı kazanacak.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"7 Haziran seçimlerinin üzerinden 5 ay geçti. Bu seçim bildirgesini gençlere adıyorum. Bu seçim bildirgesinin ana omurgasını umudumuz olan gençler oluşturuyor. Gençleri yarının umudu olarak görüyorum ama gençler bugünün de ortaklarıdır.

"BU SEÇİM BİLDİRGESİNİ TARIM İŞÇİLERİNE ADIYORUZ"

Bu seçim bildirgesini tarım işçilerine adıyoruz. Kaybettiğimiz gencecik fidanlarımıza adıyoruz. İşsizlikten bunalmış, işsiz gençlerimize adıyoruz bu seçim bildirgesini. Üniversitelerimizde okuyan sorunları çözülmemiş gençlere adıyoruz.

Büyüklerin kabahatlerinin faturasını gençler ödediği için gençler diyoruz. Bugün ülke nüfusunun yarısı gençlerden oluşuyor. Gençlerin hiçbir sorununu çözmediler. Gençleri biz baştaşı yapacağız. 6 milyon 62 bin üniversite öğrencisinden söz ediyorum. Mevcut yurtlar ihtiyacın yüzde 10'unu bile oluşturmuyor.

"GENÇLERDEN BEKLEDİĞİMİZ BİR ŞEY VAR"

Gençleri olağan şüpheli sınıfından çıkaracağız. Onları olağan şüpheli olarak değil olağan yurtsever olarak göreceğiz. Gençlerden beklediğim bir şey var. Biz bu gençlerden ne bekliyoruz. Siyasete ilgi gösterin. Siyaseti dinazorlardan temizleyin.

Eğer sizler siyasete girerseniz bugün Türkiye'de yaşananların hiçbirisi olmaz. Yüzde 10 gençlik kotasını getirdik. Gelin kurultaya oranı yükseltin size destek vereceğim. Siyasete girin aktif unsur olarak öne çıkın. Biz size ne vaadediyoruz. Hiçbir partinin yapmadığını yaptık. CHP'nin internet sitesine girin ve partiye üye olun önünüzde hiçbir engel yok.

İŞ GARANTİLİ EĞİTİM

İşsizlik geleceğin de sorunu. İş garantili eğitim yapacağız. 3. sınıftan itibaren fabrikalarda stajları yapacaksınız, mezun olduğunuz gün işiniz hazır olacak. Bizim getirdiğimiz düzende oğlunuz kızınız asla işsiz olmayacak.

TAŞERON İŞÇİLERE KADRO

Geçen seçim bildirgesinde de söz vermiştim sözümün arkasındayım, taşeron işçilerin tamamı kadrolu olacak.

"ASGARİ ÜCRET NET 1500 TL OLACAK, SÖZÜM SÖZ"

Asgari ücretle çalışanların yüzde 80'i genç. Sevgili gençler size sözüm söz, asgari ücret CHP iktidarında net 1500 lira olacak. Mali disiplini bozmadan bu işi çözeceğiz, herkes rahat yaşayacak.

"CHP İKTİDARINDA BÜTÜN MEYDANLAR SİZLERİN OLACAK"

Ve sevgili gençler, bir ülkede diktatöre diz çöktüren sevgili gençler sizinle gurur duyuyoruz. CHP iktidarında bütün meydanlar sizin olacak. Meydanlarda özgürce gezeceksiniz. Biber gazı CHP iktidarında olmayacak. Çünkü biz düşünceden korkmuyoruz. Yasaklar, yasaklar da kalkacak. Gençler özgür bir ülkede olmanın havasını teneffüs edecekler..

1 yıl içinde hiçbir üniversitelinin yurt sorunu olmayacak. Her anne baba benim oğlum kızım güvenli bir ortamda okuyor diyecek.

PASSOLİG VAADİ: SÖZ KALDIRACAĞIM BU BELAYI

Ve önemli bir uygulama. Gençler maça gitmek istiyor. Passolig nedeniyle maça gidemiyorlar. Söz kaldıracağım bu belayı. Özgürce maçlara geleceksiniz. Niye getirdiler? Efendim slogan atılıyor da beyefendiler rahatsız oluyorlar. İyi de o sloganlar boşuna atılmıyor ki orada, bir nedeni var. Sormuyor nedenini. Passolig'i kaldıracağız herkes özgürce maça gidebilecek, istediği sloganı da atabilecek.

"YÖK'Ü KALDIRACAĞIZ"

YÖK belasını kaldıracağız. Öğrencilerin üniversite yönetiminde söz hakkı var. Eğitimi parasız yapacağız. Gençler için düşündüğümüz her şey ülkenin geleceği için alınmış bir karardır.

"LİSEKART'I GETİRECEĞİZ"

Lise son sınıf öğrencilerinin öğrenim harcamalarına yönelik "lisekart" uygulamasını getireceğiz.

"GENÇLER SAKIN BU TUZAĞA DÜŞMEYİN"

Gençler sakın tuzağa düşmeyin. Eğer gelip birisi size inanç üzerinden siyaset yaparsa bilin ki bu ülkeye en büyük ihaneti yapandır. Etnik kimlik, dini inanç üzerinden siyaset... Bu tuzağa düşmeyin. Yaşam tarzı üzerinden de ayrışmaya son vereceğiz. Bunları reddedin ve bütün toplumu kucaklayın. Etnik kimlik, inanç ve yaşam tarzı üzerinden siyaset önümüzdeki en büyük tehlikedir.

Bölgenin sorunlarını en iyi analiz eden parti CHP. Devlet yönetiminde en iyi kadrolar CHP'de.

"HER KURUŞUN HESABINI YAPTIK"

Her kuruşun hesabını yaptık. Uygulanması mümkün olmayan projeleri seçim bildirgesine almadık. 5 ay önce seçim bildirgesini burada açıkladık. Neden bir daha seçim sandığına gidiyoruz. Koalisyon kurulacaktı buna kim engel oldu. Seçimden çıkan sonuç neydi? Halk başkanlık sistemini kabul etmediğini söyledi.

13 yıldır tek başına yönetiyorlar, tek başına yönetmeye izin vermiyorum. Bunu en yii okuyan parti hangisi. Sizin oyunuzu en iyi okuyan parti CHP'dir. Oyuna saygı göster. Hemen seçim demedik. Bu seçimde sloganımız "Önce Türkiye." Biz bir sonraki seçimi düşünmedik. Elinizi vicdanınıza koyun ve öyle oy kullanın. Çıkan sonucu değerlendirdik ve yeni bir anlayışla yol almamız gerektiğine karar verdik.

"MHP'NİN MALUM TAVRI NEDENİYLE GERÇEKLEŞMEDİ"

Bütün bu toplantılardan sonra dedik ki, ülkenin koalisyona ihtiyacı var. Koalisyon nasıl olur. 14 madde halinde koalisyon maddelerini belirledik ve kamuoyuyla paylaştık. Bizim gönlümüz yüzde 60'lık bloğun hükümeti kurmasından yanaydı. Ama MHP'nin malum tavrı nedeniyle bu gerçekleşmedi. 10 gün görüştükten sonra bize erken seçim hükümetini kuralım dediler. Milli iradaye duyduğumuz saygı nedeniyle bunu kabul etmedik. O zaman seçim ne olacak? Seçimden sonra aynı tablo çıkarsa bir daha mı uzlaşamayacağız? Bunu gayet açık şekilde ifade ettik.

KOALİSYON HÜKÜMETİ NEDEN KURULAMADI?

Koalisyon hükümeti neden kurulamadı. Neden kurulamadı? Biliyorsunuz herhalde? Bilmiyor musunuz?

"SARAY'DA OTURAN ZATIN BASKISINI OMUZUNDA SIRTINDA DÜŞÜNCESİNDE HİSSEDİYORSA O KİŞİ LİDER OLAMAZ"

Eğer bir siyasi lider, özgür iradeye sahip değilse, eğer bir siyasi lider kendi iradesini bir başka iradeye ipotek ettiyse o lider koalisyon kuramaz ve o ülkeyi yönetemez. Tablo bu.

Saray'da oturan zatın baskısını omuzunda sırtında düşüncesinde hissediyorsa o kişi lider olamaz. Lider vesayeti reddeden kişi demektir. Özgürce karar alan kişi demektir. Arkadaşlarıma söyledim, "görüşmelerde ne soruyorlarsa bütün samimiyetinizle cevap verin." Ve görüşmelerin tamamını tutanaklara aldık. Çünkü biz zaman zaman bize yöneltilen iftiralardan çok rahatsızdık. Bakın tutanakları aldık kimse bize yönelik eleştiri dile getirmiyor. Varsa eleştiri, bizim söylediklerimiz kamuoyunu rahatsız edecek söylemlerse zaten çoktan paylaşırlardı. Bu nedenle koalisyon gerçekleşmedi.

"MİLLİ İRADEYİ BİR KİŞİNİN DUDAĞINDAN ÇIKAN SÖZ OLARAK KABUL EDİYORLAR"

Ülkenin cumhurbaşkanı meydan meydan dolaşıp "400 vekil verin, vermezseniz bu tablo çıkar" dedi. Toplumun önüne acı kan ve gözyaşı şantaj malzemesi olarak konmuştur. Şimdi buradan, bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. CHP olarak biz üstümüze düşen görevleri yerine getirdik, kıl payı kadar saygısızlığımız yoktur. Ama onlar senin iradeni kabul etmediler. Önüne bir şantaj tablosu koydular, ya oy verirsin ya ben hep seçime giderim diye. Çünkü onlar milli iradeyi bir kişinin dudağından çıkan söz olarak kabul ediyorlar. Ben milli iradeyi senin iraden olarak kabul ediyorum.

"EĞER KOALİSYON KURULSAYDI EMEKLİLERİMİZ İLK İKRAMİYELERİNİ ALMIŞ OLACAKLARDI"

Eğer koalisyon kurulsaydı. Geçen kurban bayramında emeklilerimiz ilk ikramiyelerini almış olacaklardı. Halka ne söz verdiysek, tamamını kendilerine söyledik. Bunlar bizim olmazsa olmazlarımızdır. Ne veriyoruz emekliye zaten? Asgari ücretliye ne veriyoruz? Bizi işverenlere şikayet ettiler, CHP'ye niye karşı çıkmıyorsunuz diye? Aslında iktidarsız olan bir iktidar, tablo bu.

"NEDİR O BEŞ TEMEL SORUN?"

Bir ilki daha başardık. Dedik ki ülkenin beş temel sorununa çözüm üretmemiz gerekiyor. Nedir o beş temel sorun?

Bir, Türkiye'de demokrasinin hukukun üstünlüğü. İki, ekonomi. 13 yılda buraya getirdiler. Üç, dış politika. Dört, eğitim, ve beş toplumsal barışımız yani Kürt sorunu. Şimdi buradan diğer siyasetçilere sormak istiyorum. Bizim dışımızda, Türkiye'nin beş temel sorununu dillendiren başka bir siyasi parti var mı? Herkes bir ucundan tutuyor. Oysa sorunu bileceksiniz. Neden bizim seçim bildirgelerimiz örnek alınıyor? Çünkü bunları yapacak kadroları yok, bilgileri yok, birikimleri yok. Bilgi birikim ve kadro sadece ve sadece CHP'de var.

Hukukun üstünlüğü… Eğer siz 12 Eylül darbe hukukunu değiştirmezseniz hangi demokrasiden söz edeceksiniz? Darbe hukukunu tahkim ederseniz hangi demokrasiden söz edeceksiniz? Yargı bağımsızlığının olmadığı ülkede demokrasiden mi söz edeceğiz? Bir kişi konuştuğu zaman bütün savcıların harekete geçtiği ortamda demokrasiden mi söz edeceksiniz? Lise öğrencilerinin hapse atıldığı ülkede demokrasiden mi söz edeceksiniz?

"YÜZDE 10 SEÇİM BARAJINI KALDIRACAĞIZ"

"Ben anayasaya uymuyorum, anayasayı bana uydurun" denilen bir ülkede demokrasiden mi söz edeceksiniz? Yasama yargı ve yürütme organlarının, güçler ayrılığı ilkesini getireceğiz. Yüzde 10 seçim barajını kaldıracağız, YÖK'e tamamen sona erdireceğiz. Anayasayı değiştireceğiz. Eşit yurttaşlığı getireceğiz. Hiç kimse etnik kimliğinden ötürü ötekiyim diye düşünmeyecek. Siyasi ahlak yasası getireceğiz. Her kuruşun hesabını siyasetçi vermek zorundadır.

"KESİN HESAP KOMİSYONUNU KURACAĞIZ"

Ödenen vergiyi vatandaş ödüyor. Gençlerimiz de ödüyor, otobüse binerken vergi ödüyorlar. Vergi ödüyorsam, verginin nerelere harcandığının hesabını vermek zorunda. Kesin hesap komisyonunu kuracağız.

"CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKANDAN GİZLİ ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİ NASIL KULLANACAK?"

İki örtülü ödenek kullanan makam var. Biri cumhurbaşkanlığı, biri başbakan. Cumhurbaşkanı, başbakandan gizli örtülü ödeneği nasıl kullanacak? Ne için kullanacak? Aklınız kabul ediyorsa bir sorun yok. Ya böyle bir şey olmaz diyorsanız elinizi vicdanınıza

"TAMAMINI ÇÖP SEPETİNE ATACAĞIZ"

Bu garabete beraber son vereceğiz. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde üretim olmaz. Demokrasinin olmadığı bir yerde üretim olmaz. İş adamının elinde vergi sopasıyla üretim olmaz. Makul şüpheyle iş adamını, öğrenciyi, genci içeri atacaksın. Dosyaya gizlilik kararı koyacaksın, avukat savunamayacak. Kaldıracağız bunları. Tamamını çöp sepetine atacağız.

Benim insanım neden üçüncü sınıf demokrasiye layık olsun? Neden bu ülkenin insanları düşüncelerini özgürce dile getirmesinler? Düşünceyi kabul eder etmeyiz, ama mutlaka birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz.

"BU SEÇİMLERDE CHP'YE OY VERMEK ZORUNDASINIZ"

Ayrıca eğer Türkiye bölgesinde ve dünyada saygınlık kazanmak istiyorsa birinci sınıf demokrasiyi getirmek zorundadır. Yabancı sermaye Türkiye'den kaçıyor. Neden? Mal güvenliğimiz yok. Hatta bazı Türk işadamları şirketlerinin merkezlerini yabancı ülkeye taşıdılar. Buradan iş dünyasına da sesleniyorum. Bu seçimlerde CHP'ye oy vermek zorundasınız. Üretmek istiyorsanız, çalışmak istiyorsanız, düşüncelerinizi özgürce dile getirmek istiyorsanız oy vermek zorundasınız. Ha vermeseniz ne olur? Bize bir şey olmaz, biz maaşımızı alırız. Nasıl olsa vergiyi sen ödüyorsun, dert senin derdin olacak. O derdi çözmek istiyorsan, demokrasi istiyorsan CHP iktidarında CHP'yi açık yüreklilikle açık net eleştirme özgürlüğüne kavuşmak istiyorsan oyunu CHP'ye vereceksin.

EKONOMİ

Bunlar bunu görmüyor, göremiyorlar. Türkiye ekonomisi "orta teknoloji" ve "orta gelir" tuzağına yakalanmış durumdadır. 10 bin Dolar olan kişi başına milli gelir 9 bin dolara düştü. Teknoloji? İleri teknoloji yok. Katma değeri yüksek ürün yok. Üretemiyoruz, çakıldık kaldık. Güven endeksi yerlerde sürünüyor, güvenmiyorlar. Türkiye iyi yönetilmediği için, iki başlı bir yönetim olduğu için Türkiye toparlanamıyor. Toparlamak mı istiyorsun adres belli. Adres CHP.

Bakın size Haziran 2015'ten rakamlar vereyim.

Tüketici kredisi ve Kredi kartı borcu: 396 milyar TL.
Bankalara borcu bulunan vatandaş sayısı: 24 milyon 800 bin. Bunun adı iyi ekonomi mi?
Bankaların takibe aldığı kişi: 2 milyon 600 bin. İcra dairelerinden kaçıyor bunlar, yakalanıp içeri atılmayalım diye.

Son 7 yılda vatandaşların Tüketici kredisi ve kredi kartları için bankalara ödediği faiz: 205 milyar TL.

"DOLAR 3 LİRAYI GEÇTİ, KİM İKTİDARDA?"

Ne diyorlardı? Sakın ha CHP'ye oy vermeyin, iktidar olursa dolar fırlar. E dolar 3 lirayı geçti, kim iktidarda? CHP'ye oy vermeyin sakın faizler fırlar… E faizler fırladı kim iktidarda? Biz bunları biliyorduk. Kendisi sorun olan bir siyasal iktidar sorunlara çözüm bulamaz.

"EKONOMİDE EN İYİ KADROLAR BİZDE"

Vatandaş borç batağında. Kim borç batağından kurtaracak? Bir daha sorayım vatandaşı kim kurtaracak? Buradan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu dolayısıyla sizin omuzlarınıza yüklenen faizlerin en az yüzde 80'ini silme sözü veriyorum. Diyorlar ya nasıl? Şimdi diyemiyorlar. Biz dünya uygulamalarına da baktık, hiç endişe etmeyin. En az yüzde 80 diyorum. Ekonomide en iyi kadrolar bizde. Türkiye'yi krizden çıkaran kadrolar şu an CHP'de.

"EĞER SEN BORCUN DAHİ OLSA HASTANELERDE İNSANCA TEDAVİ OLMAK İSTİYORSAN, OY VERECEĞİN TEK PARTİ VAR CHP"

Esnaf kardeşim, o da beni dinlesin. Çalışıyor, emekli oluyor. Emekli maaşıyla geçinemiyor, dükkanda devam edecek. Vay sen misin devam eden, sosyal güvenlik destek primi kesiliyor. Esnaf kardeşim, maaşını tam almak istiyorsan oyunu CHP'ye vereceksin.
Prim borcu olan esnaf… Sağlık hizmeti alamıyor yasak. Böyle bir kanun çıkardılar. Eşine de bakmıyorum diyor. Eğer sen borcun dahi olsa hastanelerde insanca tedavi olmak istiyorsan, oy vereceğin tek parti var CHP.

"CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK BÜROKRATİK DEVRİMİNİ YAPACAĞIZ"

Buradan bürokrasi konusunda yapacağımız bir değişiklikten söz ediyorum. Cumhuriyet tarihinin en büyük bürokratik devrimini yapacağız. Bir iş veren düşünün. Yanında çalıştırdığı işçiler için beyannameyi SGK'ya veriyor. Vergiyi gelir idaresine, işçilerin beyanlarını da veriyor. Esnaf da iki ayrı yere veriyor. Niye iki ayrı yere veriyorlar? Milyonlarca kağıt harcanıyor. Milyonlarca harcamalar yapılıyor. Biz bütün gelirleri sadece ve sadece gelir idaresi başkanlığının toplayacağı bir düzenleme yapacağız. En büyük kağıt tasarrufunu gerçekleştirmiş olacağız. Bir yere muhatap olacaklar. Yeminli mali müşavirler, muhasebeciler sizin de eliniz rahatlayacak.

"MAZOTU SADECE DOLARDAKİ ARTIŞ NEDENİYLE 1 LİRA 80 KURUŞTAN VERECEĞİZ"

Ve çiftçi kardeşim. Ekonomide biliyorum sorun olduğunu. Mazotu sana 1,5 liradan vereceğimizi söylemiştim. Çiftçi kayıt sistemine göre. Kimin ne kadar ekeceği, ne kadar yakıt kullanacağı belli. Buna göre mazotu sadece dolardaki artış nedeniyle 1 lira 80 kuruştan vereceğiz. Her kuruşu hesaplıyoruz.

Bugüne kadar orman köylüsüyle ilgili hiçbir şey denmedi. Kişi başına gelirin en az olduğu kesimdir orman köylüleri. orman genel müdürlüğü kaçak işçi gibi çalıştırır onları. Bu uygulamaya son vereceğiz, orman genel müdürlüğü seni çalıştıracak, sigortalı yapacak ve sen çalışacaksın ve zamanı geldiğinde emekli olacaksın. San bu hakkı biz vereceğiz.

"EĞER ÜRETMİYORSANIZ GÜÇLÜ TÜRKİYE OLMAZ"

Bir ülke nasıl güçlü olur? Bir ülkenin gücü üretmesiyle olur. Eğer üretmiyorsanız güçlü Türkiye olmaz. Tüketen hiçbir toplum güçlü olmamıştır. Saygınlık kazanmamıştır.

Birinci soru şu… Türkiye nasıl rekabetçi bir ülke olacak? Üreterek. İki, uluslararası alanda güçlü olması için neyi üretmesi gerekiyor? Katma değeri yüksek ürün üretmesi gerekiyor. Soru üç, katma değeri yüksek ürünü nasıl üreteceğiz? Türkiye'yi bilgi toplumuna taşıyarak öğreteceğiz. Soru, bilgi toplumuna nasıl taşıyacağız? Üniversiteleri bilgi merkezi haline dönüştürerek. Neden YÖK'ü kaldıracağız diyoruz, üniversitelerde her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı her görüşün özgürce dile getirildiği mekanlar haline gelmesi lazım.

Bizim bir projemiz var. KOBİ'lere ve esnafa, sigorta ve prim borcu olmayanlara ödediği vergi ve sigorta primi kadar sıfır faizli kredi açacağız. Alacak, işini büyütecek. Bütün işveren kardeşlerim dinlesinler. Bir tahsilat sorunu kalkacak. İki, kayıt dışı kalkacak. Üç, yatırım artacak. Krediyi alıp ne yapacak, yatırım yapacak. Dört, işsizlik azalacak. Yatırım yapınca işsizlik azalmış olacak. Beş, devlet daha az borçlanacak ve faiz ödemeyecek. Bir taşla üç kuş değil, beş kuş.

"EĞİTİMSİZ BİR TOPLUMUN DEMOKRASİYİ YAKALAMA ŞANSI YOKTUR"

Üçüncü sorun alanımız eğitim, milli eğitim. Ne kadar milli onu bilmiyorum. 12 yılda 13 kez eğitim politikaları değişmişse orada millilikte sorun var. Bakın şuradan söylüyorum, hiçbir anne ve baba bu eğitim sisteminden memnun değildir. Bir sefer anne baba çocuğunu hangi okula göndereceğin bilmiyor. Çocukların neyi nasıl okudukları da belli değil. Velilerin isyanlarını zaman zaman görüyoruz. Eğitim aklın özgürleşmesi demektir. Eğitim dünyayı iyi okumak demektir. Eğitim bir ülkenin geleceği demektir. Eğitimsiz bir toplumun demokrasiyi yakalama şansı yoktur.

"ÖĞRETMENLER 3. SINIF YURTTAŞ KONUMUNDA"

Hele öğretmenler… Üçüncü sınıf yurttaş konumuna getirildi öğretmenler. Toplumun lideri ve önderi olacak öğretmenler. Gençlerimize iyi eğitim vermiyoruz… OECD PİSA sonuçlarına göre bizim çocuklarımız matematik, okuma becerisi ve fen alanlarında en sonlarda.

"TAŞIMALI EĞİTİME SON VERECEĞİZ"

Taşımalı eğitime son vereceğiz. Nerede öğrenci varsa, öğretmen orada olacak. Tam gün eğitim yapacağız, tam gün. Çocuk öğle yemeğini okulda yiyecek, beslenme çantası değil. Öğretmeniyle beraber oturacaklar, ücretsiz yemeklerini yiyecekler. Sonra okullarına devam edecekler. Ankara'daki beyler öğle yemeği yer, taşradaki öğretmene yasak. Niçin yasak? Çocuklarımızı teslim ettiğimiz kişidir öğretmen. Boşuna demiyoruz, öğretmeni toplumun lideri yapacağız diye.

"HER YIL EN AZ 15 BİN ÜNİVERSİTE BİTİREN ÇOCUĞUMUZU YURTDIŞINA DOKTORAYA GÖTÜRECEĞİZ"

YÖK'ü kaldıracağımızı söyledim. O beladan kurtaracağız. Her yıl en az 15 bin üniversite bitiren çocuğumuzu yurt dışına doktoraya götüreceğiz. Bu politikayla beş yıl, sonra Türkiye çok farklı bir noktaya gelecektir. Biz şu hedefi güdüyoruz. Şu anda insani gelişmişlik endeksinde Türkiye 69'ncu sırada, biz yirmi yıl içinde Türkiye'yi ilk yirmiye sokmak istiyoruz. Amaç ne? Türkiye'yi uygar dünyanın parçası haline getirmek.

Okul aile birlikleri. Onlarla da toplantı yaptık. Bir dokunun bin ah işitirsiniz. Yasal statüye kavuşturacağız. Öğretmen ve aile bir arada çocukları yönetecekler. Okulu da beraber yönetecekler.

"İMAM HATİPLERİ AÇAN CHP'DİR"

Özellikle bir kesimin beklediği, zaman zaman bize suçlama olarak yöneltilen İmam hatipler… Hep bize diyorlar ki, CHP gelecek imam hatibi kapatacak. Hayatımda duyduğum en büyük iftiralardan birisidir. Hiç kimse şunu unutmasın, imam hatipleri açan parti CHP'dir. Orada okuyan çocuklarımız bizim çocuklarımız. O çocukların da öğle yemeklerini okullarında yemesini isteriz, oradaki öğretmenlerin de toplumun lideri olmasını isteriz. Hiçbir okulun bir siyasi partinin arka bahçesine dönmesini kabul edemeyiz. Bizim imam hatipleri kapatma gibi bir düşüncemiz asla ve asla yoktur.

Sayın Davutoğlu geldiğinde de söylemiştim, dış politikanın 180 derece değişmesi gerekir. Biz Cilvegözü'nü unutmadık. Biz Reyhanlı'yı unutmadık. Niğde'yi unutmadık. Biz Suruç'u unutmadık. Tamamı yanlış dış politikanın bedelidir. Bu dış politikanın değişmesi lazım.

"SURİYE'DE BARIŞI SAĞLAYACAĞIZ"

Suriye konusu… İki milyonu aşkın mültecimiz var, onlara bakıyoruz. Suriye'de barışı inşa ettikten sonra, Suriyeli kardeşlerimizi göndereceğiz. Bunu hemen çarpıttılar. Evet göndereceğiz, Suriye'de barışı sağlayacağız. Suriye'de de Ortadoğu'da da barışı sağlayacağız. Yurtta sulh, cihanda sulh. Kural budur. Suriye politikasının yanlışlığını anlatan bir mektubu 24 ağustos 2012'de dönemin başbakanına gönderdim.

"BÖYLE DIŞ POLİTİKA OLABİLİR Mİ? HERKESLE KAVGALI TÜRKİYE"

Bize dediler ki "hayır biz bildiğimizi okuruz." Bugün ağır ağır dönüş yapmaya çalışıyorlar. Sanki beylerin gücü yetkisi var da bunu yapacaklar. Şimdi onu kaybettiniz, trenden ayrıldı Türkiye. Kuzey Irak dışında hiçbir yere mal satamıyoruz. Böyle bir dış politika olabilir mi? Herkesle kavgalı bir Türkiye. Herkesin iç işine karışan bir Türkiye.

"ÜRETTİĞİMİZ ÜRÜNLERİ SATAMIYORUZ"

Sana ne Mısır'dan kardeşim sana ne. Biz demokrasiyi savunalım, kim baskı yapıyorsa eleştirelim. Ama onların içişlerine doğrudan müdahaleyi asla kabul etmiyoruz. Doğru değil. sözde biz oyun kurucu olacaktık, hadi buyur git bakayım Ortadoğu'ya. Beş ülkede büyükelçimiz yok. Cumhuriyet tarihinde bir ilktir. Biz gönderiyoruz, onlar almıyorlar. Türkiye'yi bu hale soktular. Ürettiğimiz ürünleri satamıyoruz.

"Yurtta sulh cihanda sulh" Atatürk'ün sözü. Ömrünün büyük kısmı savaş meydanlarında geçmiştir. Savaş ve savaşın getirdiği acımasızlığı en iyi bilen kişi odur. O savaşın yarattığı atmosferi çok iyi bildiği için yurtta barış dünyada barış demiştir. Ama şimdi bu sözcüğün içi bile boşaltılmaya başlandı. Avrupa Birliği, tamamen unuttuk. Yurtdışındaydım, Strazburg ve Brüksel'de yetkililerle görüştük. Bizim taşıdığımız bütün kaygıları onlar da taşıyorlar.

"ŞİMDİ AĞIR AĞIR U DÖNÜŞÜ BAŞLADI"

Biz espri için de soruyoruz ya "ne olacak bu memleketin hali" diye, inanın onlar da soruyorlar. Şimdi ağır ağır U dönüşü başladı. AB yetkililerine şunu söyledim, "Türkiye 2 milyon mülteciyi alarak görevini yaptı. Ama siz sesinizi kestiniz, Türkiye'yi sadece alkışladınız. ne zaman ki mülteciler Avrupa kapılarına dayandı, o zaman bağırmaya başladınız. Suriye'de kan akarken siz de ses çıkarmıyordunuz. Şimdi mülteciler geldiler, aman önlem alın." Sordular nasıl çözülür? "Önce iç savaş bitecek" dedim, "sonra yıkılan kentlerin tekrar yapılması lazım. Sonra Suriyeliler kendi ülkelerine dönerler" dedim. Ve şu cümleyle bitirdim "mülteci sorunu Türkiye sorunu değil artık Avrupa dünya sorununa dönüşmüştür" neden? Nedeni sizsiniz dedim.

KÜRT SORUNU…

İki baldırı çıplak hikayesiyle başladı. Bu sorun da bir siyasi partinin çözebileceği sorun olmaktan çıkmıştır. Daha ciddi ele alınması gereken sorundur.

Soru bir, Kürt sorunu güvenlik politikalarıyla çözülür mü? Hepimiz biliyor ki çözülmez, 30 yıllık tecrübe bunu gösterdi.

Soru iki, siyasal partilerin ilk duruşları ne olmalıdır? İlk duruşları, bütün siyasi partilerin teröre karşı ortak tavır takınmalarıdır. Ama fakat lakin olmayacak. Biz teröre, terör örgütüne de karşıyız diyecekler, korkmayacaklar.

Üç, Kürt sorununu nasıl çözeceğiz? Toplumsal uzlaşmayla çözeceğiz. Birlikte çözeceğiz.

Dört, toplumsal uzlaşmanın merkezi neresi olacak? Onun merkezi TBMM'dir.

Soru beş, bu temel sorunu çözmek için siyasi partiler hangi ilkelerden hareketle yola çıkmalı? Onu da söyledim, samimi ve dürüst olacaksınız. Gizli kişisel bir ajandanız olmayacak. Üç, halka hesabını veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz, muhalefete ve topluma bilgi vereceksiniz. Birilerinin gizli ajandası vardı, birilerinin halka hesabı veremeyeceği yükümlülüklerin altına girdiklerini biliyoruz. Tutanakları açıklayamıyorlar. Bu sorunu çözmeye talibiz, CHP dışında kimse çözemez, açık ve net söylüyorum.

"CHP DIŞINDA HİÇBİR PARTİ BU SORUNU ÇÖZEMEZ"

Sorunun çözümüyle ilgili 6 haziran 2012 yol haritasını dönemin başkanına götürdüm, elden teslim ettim. Parlamentoda uzlaşma komisyonu, parlamento dışında akil adamlar, oturup çalışmalıyız. Kabul etmediler, kanun teklifi verdik. Onu da kabul etmediler. Sorunun çözümüyle ilgili bizim kadar çalışan, emek harcayan, yol yöntem öneren ikinci bir parti yoktur. Bu sorunu kim çözer? Açık net söylüyorum, CHP dışında hiçbir parti bu sorunu çözemez.

Neden biz çözeriz? Bizim gizli ajandamız yok. Bizim halka hesabını veremeyeceğimiz angajmanlara girme düşüncemiz yok. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz, bayrağımız ortak ve bu sorunu çözeceğiz.

"BUGÜN ŞEHİTLERİMİZ OLDUĞU İÇİN MÜZİĞİMİZ YOK"

Bugün müziğimiz yoktu, şehitlerimiz olduğu için. Şehidin olduğu her eve ateş düşüyor. Anneler ağlıyor. Düne kadar ne söylüyorlardı, bugünkü tablo ne? Ben şehit yakınları ve gazilerle zaman zaman bir araya geliyorum. Hep şikayet ediyorlar, bir protezi almak için ne tür zorluklarla karşılaştıklarını bana anlatıyorlar.

"MİLLETVEKİLLERİNİN SAĞLIK HAKLARI NEYSE AYNI HAKLARI GAZİLERE TANIYACAĞIZ"

O gazi kardeşlerime sesleniyorum. CHP iktidarında milletvekillerinin sağlık hakları neyse aynı hakları size tanıyacağız. Hatta mümkün olsa daha ilerisini sağlamak zorundayız. Bu ülke için canını bedenini veren insandan ne fedakârlık bekliyoruz? Her şeyden tasarruf edilir, gazinin taleplerinden, şehit yakınlarının taleplerinden tasarruf edilmez. Hepimizin onlara minnet borcu var. ve yine şikayet ediyorlar, derdimizi anlatacak makam bulamıyoruz diyoruz. beni iyi dinlesinler, başbakanlığa bağlı, şehitler ve gaziler yüksek kurulu oluşturacağız. Ve bütün sorunlar buradan çözülecek. Öyle kapı kapı kimse dolaşmayacak. Bu kadar açık ve net. Tedavi mi? Kapı kapı dolaşmak yok, dert anlatmak yok. Milletvekili nereye gidiyorsa aynı haklar sağlanmış olacak.

"ADRES BELLİ"

AKP 13 yılda ülkeyi buraya getirdi. MHP her şeye hayır diyor, neden siyasete giriyorsun. HDP denklem dışı Türkiye'yi yönetmeye hazır değil. Eğer siz saraya hizmet etmek isteyen birini istiyorsanız oy vereceğiniz parti belli. Ama saray yerine halka hizmet edecek birini istiyorsanız adres belli."

Kılıçdaroğlu: Bu seçimde CHP\'ye Oy Vermek Zorundasınız

Son Dakika Güncel Kılıçdaroğlu: Bu seçimde CHP'ye Oy Vermek Zorundasınız - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    Yorumlar (146)

  • türk: Besmeleyi bile yasaklayan insanlardan memlekete ne hayır gelir 127 130 Yanıtla
  • pinarello: Biz bunları çok duyduk kardeşim sizden bir cacık olmaz size oy falan yok 120 84 Yanıtla
  • lz : Biz sizin olduğunuz dönemdeki ssk yı biliyoruz boş vaad vermeyin 114 57 Yanıtla
  • llefkeli: ufak atta civcivlerde yesin sayın gandi kemal 101 61 Yanıtla TANGOCU: hadi başka kapıya makarnacı seniii 0 0
  • denizli: Hadi ordan biz bunları çok duyduk cebinden mi vereceksin 110 39 Yanıtla
  • Türkiye : Vatanı rahat satın diyemi sana oy vereceğim ensemi görürsen oyuda görürsün 77 64 Yanıtla
  • 09 YÖRÜKOĞLU : Oyun da fikrinden senin olsun.YOBAZ YALAKA... 79 56 Yanıtla
  • tkp: tamam herseyi salliyon atiyon da onu bunu birak da pkk silah birakmaz diyen sen degilmiydin sen pkk sözcüsü müsün turk görünümlü ermeni alevi kürt 69 34 Yanıtla
  • recep: polise yine mi bir şey yok. Varsa yoksa yatarak para kazanan öğretmenlere vaat. 64 38 Yanıtla
  • Tüm yorumlar için tıklayınız

Advertisement