Kim Ne Dedi? - Son Dakika
Spor

Kim Ne Dedi?

Kim Ne Dedi?

Galatasaray geriye düştüğü maçta Chelsea ile 1-1 berabere kalıp, çeyrek final umutlarını Londra'daki rövanşa taşırken, spor yazarları Roberto Mancini'nin ilk yarıda oyuna yaptığı müdahalenin, maçın kaderini değiştirdiği görüşünde birleştiler.

27.02.2014 10:01
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Rıdvan Dilmen - Sabah

25. dakikadan sonra Galatasaray oyuna ısındı. Rakibine daha fazla pres yapmaya başladı. Chelsea golden sonra yine bir kaç dakika pas yapıp oyunun temposunu düşürmek isterken Galatasaray tekrar vitesi yükseltti. Chelsea artık 1-1'e razı ve rövanş maçını düşünmeye başlamıştı. Zaten 30. dakikadan sonra da beraberliğe razı ve Londra'ya mutlu dönen bir Chelsea gördük. Galatasaray özellikle içerde oynadığı Şampiyonlar Ligi maçlarını ki, buna ligi de katabiliriz, farklı oynuyor. Karşılamadan önce turun favorisi Chelsea idi. Ama dünkü oyun turun ortada olduğunu gösterdi. Tabi ki 1-1'lik sonuç Chelsea için avantaj gibi gözükse de Galatasaray'ın bu kulvardaki farklı oyunu beklentileri de yükseltiyor ve dünkü performansı da 'Neden olmasın!' dedirtiyor.

Tur İngiltere'ye kaldı

Mehmet Demirkol – Fanatik

Maçın başında Azpilicueta'nın asistiyle gelen gol her şeyi anlatıyor. Beklenmedik olanın tablosu gol oldu... Sağ bekten top kapıyor Hazard. Hızla Schürrle'ye veriyor. O da sol bekine derin top atıyor. Normal şartlarda deplasmanda kapılan bir topta bu sıralamayla bir paslaşma olmamalı. Ama Mou'nun planı beklenmedikti belli ki. ve başta işe yaradı. Tabii sonra da Mancini'nin cevabı...Torres'le Galatasaray'ın önde baskılı oyununda iki top kaçırabildiler sadece. Neyse ki İspanyol pek formunda değil. Maçın özellikle ikinci yarısında Telles ve Eboue'yi bu kadar iyi oyuna sokabilmesi Galatasaray açısında ikinci maç için çok umut verici. Ancak Sneijder'in deplasmandaki katkısının da daha yüksek olması şart. 1-1 mükemmel sonuç değil. Ama hala oyunda Galatasaray…  İşin sırrı Londra'da oyuna bu kez doğru başlamak...

Uğur Meleke – Milliyet

Beraberliğin nedeni rakibin kaliteli ayakları değil. Seni, kaliteli adamlarının müthiş oyunuyla değil, zavallı bir oyunla, sadece futbolun en yalın ilkeleriyle durdurmuşlar. Çok basitçe, ne yapacaklarını bilerek sahaya çıkmışlar. 45 dakika sahaya iyi yayılmışlar. Alanı doğru parsellemişler. Takım şeklini bozmamışlar. Takım boyunu korumuşlar. Yani bugün İngiltere 4'üncü Ligi'nde de her takımın uyguladığı basit futbol ilkelerini yapmışlar sadece. ve bu temel ilkeler, İstanbul'dan istediklerini alarak çıkmaya yetmiş. Zaten üzücü olan da bu… Mancini'nin kafasında ne olduğunu anlamayı çok denedim. Meslek hayatına, 32 yıllık İngiltere/İtalya kariyerine büyük saygı duyduğum için çözmeye çalıştım sabırla. Sonuç olarak onun da Maradona gibi, Hagi gibi, Rijkaard gibi büyük futbolcuların yaşadığı 'sınırlı yeteneği, sınırlı zekayı anlayamama/yönetememe' sorununu yaşadığını düşünmeye başladım.

"Fazla saygı gösterdik"

Okay Karacan – Zaman

Mancini, Galatasaray savunmasını çok önde kurdu. Bir bakıma ilkel ofsayt taktiği yüzünden iki kez Muslera bir libero gibi çıkıp süpürme yapmak zorunda kaldı ve neredeyse Galatasaray o pozisyonların ilkinde golü yiyordu. Mancini'ye şaşırmak rutine bağladı. Yani Semih'i kenarda tutup Hakan'ı başlatması bir muazzam taktik düşüncesi olamaz. Gerçi Hakan belki de ilk yarının en iyi savunmacısıydı. Öte yandan Galatasaray'ın iyi oynamaya başladığı 60'tan sonraki 10 dakikada Chedjou'nun golüne bakarak da isabetli seçim yapmış adam denilemez. Galiba yaptığı en iyi iş 39'da Yekta'yı alarak Hajroviç hatasını erken telafi yoluna gitmesi, Semih'le ikinci yarıya başlayarak takımın güvenini yükseltmesi oldu. Nitekim Hazard'ın pasında Torres takibini mükemmel yapan Semih ikinci golü engelleyen birinci kahraman, Muslera ikinci kahramandı.

Şansal Büyüka – Milliyet

Chelsea, İngiltere Ligi'nin lideri olarak İstanbul'a gelmiş olsa bile asla bir Real Madrid değil, Barcelona değil, hele Bayern Münih hiç değil... Chelsea, yenilmeyecek, bileği bükülemeyecek bir takım değil... Sorun Chelsea değil... Sorun biziz, kendimiziz... Daha 10. dakikada Eboue marifetiyle hücuma çıkarken, kaptırdığımız toptan bir gol yedik, koca bir ilk yarıda bu golün moral bozukluğu altında ezildik. Yazık değil mi? Yazık değil mi bu kadar umuda, yazık değil mi koca bir ilk yarıya? 'Keşkelerle', 'ahlarla-vahlarla' bitirdik maçı... İlk maçın ardından 'umut yok mu' derseniz, elbette var. Ama avantaj kaçtı. Komşuya bakıyorum,  boğazına kadar krizde... Parası yok, pulu yok, morali yok. Bizim takımlar kadar bütçesi, olanağı yok... Ama kalkıyor Olympiakos, bir başka İngiliz takımı Manchester United'i 2-0 mağlup ediyor. Düşünüyorum, taşınıyorum, şu Komşu'nun yaptığını biz niye yapamıyoruz, bir türlü anlamıyorum.

"Sonuçtan mutlu değilim"

Hakan Ünsal – Hürriyet

Eğer rakibin kendi sahasında 74 maçtır yenilmiyorsa, eğer rakibin liginde son çeyrekte en çok gol atan takımlardan biriyse, eğer rakibinde liginde en az gol yiyen takımın konumundaysa, eğer rakibin sana galip gelebileceğin hissini verip tuzağa düşürüyorsa, eğer rakibin hocası dünyanın en iyisi olmasına rağmen favori değiliz diyorsa anla ki içerideki maç çok önemli ve turu kendi sahasına taşımak istiyor. Ama sen değiştirdiğin sistemin kilit oyuncusu Ceyhun'u oynatmıyorsan, Ama sen Hazard'ın karşısına defansı iyi olmayan Eboue ve önüne Hajrovic'i koyarsan, Ama sen en kritik maçta en iyi defansçın Semih'i kenarda tutarsan, Ama sen çok zor gol yiyen Chelsea bu kadar ofans çıkarsan, Ama sen nispeten oturmaya başlayan sistemi ve oyuncuları değiştirirsen turu hediye edersin. Maçın hikayesi uzun. Ancak şu kesin ki baş aktörü Mancini'ydi.

Bağış Erten – Radikal

Başlangıçtaki otuz dakikayı tekzip eden bir havada geçti son perde. Chedjou'nun golü, atmosferin Chelsea üzerindeki etkisi, artan isteklilik ve baskı... ve Hajroviç'in nefis şutu, orta sahanın dinamizmi... İşte karşımızda sahalarımızda görmek istediğimiz kalıbına uygun bir Galatasaray! İlk yarıda ağzımız açık izlediğimiz Willian ve Hazard bile normalleşmiş, oyunun ruhu Sarı-Kırmızılılara dönmüş. Hele de hem gerçekten hem de metaforik olarak Umut da oyuna girmişken... Ama bir tane daha gol gelmedi. İngilizlere bu turda dördüncü yenilgisini tattıramadık. Olsun. Hesap daha kapanmadı. Tarih yazmak için futbolun beşiğinden daha iyi adres var mı?

Aysal'ın itirazı var!

Erman Toroğlu – Fotomaç

Mancini eski maçlarına göre 'defansı daha sağlam tutup sonra gol atayım' diye düşünürken bu maçta çıkardığı kadroyla 'önce gol atayım' dedi. Ama golü yiyince Hajrovic'i çıkarıp Yekta'yı oyuna aldı. Baktı ki orta sahada Chelsea daha kalabalık ve daha iyi top oynuyor. Orta alanda Melo mücadelede tek kalıyor, Yekta'yı sokup oyunda dengeyi sağladı. Yalnız şunu kabul etmek lazım Chelsea, Galatasaray 'a göre daha kontrollü, daha çabuk, daha süratli, daha kombine bir takım. Hissi ve milliyetçi bakmadığınız zaman "Bu turu Chelsea geçer" dersiniz. Ama futbol her zaman sürprizlere açık bir oyundur. Bir de Galatasaray'ın Avrupa rahatlığını ve deplasmanlardaki o Galatasaray ruhunu unutmamak gerekir. Oradaki maçta Galatasaray öne geçerse bu Chelsea'yi bozabilir. Ama defans anlayışından uzaklaşmadan.Yoksa 'Chelsea'ye gol atacağım' dersen çok çabuk kalende golü görürsün. Elenip Türkiye'ye dönersin.

Ahmet Çakır – Zaman

İster kabul edelim isterse horozlanıp duralım gerçek gün gibi ortada: biz bu seviyenin altındayız. Aradaki farkı zaman zaman duygusal patlamalarla kapatabiliyoruz ama bunu her zaman yapmak mümkün değil. Neyse ki ikinci yarıda Chelsea gereğinden fazla kendi alanında kalınca Cim Bom bundan yararlanmayı bildi. Kaptan Selçuk'un 2 metreden topu ağlara değil de direğe göndermesinin üzüntüsünü kısa süre sonra telafi etti. Yanlış transfer olduğunu defalarca yazıp söylediğim Chedjou'nun Sarı Kırmızılı forma altında yaptığı en güzel iş galiba bu gol oldu. Bu arada yenilen golün ve sonrasında o kanattaki savunma yetersizliğinin faturası tez vakitte Hajroviç'e çıkarıldı. Aslında o dakikalarda asıl sorun başta Sneijder olmak üzere kendilerinden çok şey beklenen adamların ortalıkta görünmeyişiydi.

"Seyirciye ihtiyacımız olacak"

Levent Tüzemen – Sabah

Mourinho, gönderilen Riera'dan 'İyi oyuncu' diye söz etmiş biz de bunu 'Gaf' olarak algılamıştık. Galatasaray, geçen yıl ve bu sezon Avrupa maçlarında başarılı oynayan ve rakibi karşılarken nerede, nasıl duracağını bilen Riera'yı resmen aradı.. Burdisso'yu kiralayacağına keşke Riera kalsaydı.. Ayrıca madem Semih oynayacaktı keşke baştan başlasaydı. Bu tercih de Mancini'nin bir falsosudur. Çünkü Semih-Chedjou daha dengeli oynadı. Chelsea, Eboue'nin hücuma çıkarken kaptırdığı topu Torres'le golü dönüştürdükten sonra Galatasaray'ın kalesine bile gelmedi. Chelsea 'Kompakt' futbola sadık kalarak orta alanı çok adamla kapatırken, Galatasaray'ı özellikle kanatlardan oynamaya zorladı ve göbekten atak yapmasına izin vermedi. İkinci yarı Galatasaray, biraz vites yükseltip önde baskı yapmaya başlayıp fizik olarak Chelsea'ye karşılık verince oyunda dengeyi kurdu. Chedjou'nun Sneijder'in ortasını gol yapması tur umutlarını Londra'ya taşıdı. Burak'a öneri; bakarken atamadığın pasları bakmadan hiç atma.

Kaynak: TotemSpor.Com

Son Dakika Spor Kim Ne Dedi? - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement