Kocatepe İnisiyafiti'nden 'Siyaset Dili Değişsin' Çağrısı - Son Dakika
Politika

Kocatepe İnisiyafiti'nden 'Siyaset Dili Değişsin' Çağrısı

Kocatepe İnisiyafiti\'nden \'Siyaset Dili Değişsin\' Çağrısı

Kocatepe İnisiyatifi Başkanı Hakan Ünser, Türkiye’nin 7 Haziran sendromundan bir an önce kurtulup yeniden bir siyaset dilini inşa etmesi gerektiğini belirterek, “1 Kasım’da yapılacak genel seçimlerde partilerin açıkladıkları seçim bildirgelerinde hepsi birkaç genel müdürlükten ibaret bir devlet bakanlığı ile geçiştirilmeyen icracı bir bakanlığın yani altı dolu bir “Türk Dünyası Bakanlığı”nın seçimlerden sonra kuracakları kabinede yer alacağı hususu topluma deklere edilmelidir” dedi.

05.10.2015 18:31
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kocatepe İnisiyatifi Başkanı Hakan Ünser, Türkiye'nin 7 Haziran sendromundan bir an önce kurtulup yeniden bir siyaset dilini inşa etmesi gerektiğini belirterek, "1 Kasım'da yapılacak genel seçimlerde partilerin açıkladıkları seçim bildirgelerinde hepsi birkaç genel müdürlükten ibaret bir devlet bakanlığı ile geçiştirilmeyen icracı bir bakanlığın yani altı dolu bir "Türk Dünyası Bakanlığı"nın seçimlerden sonra kuracakları kabinede yer alacağı hususu topluma deklere edilmelidir" dedi.

Kocatepe İnisiyatifi Başkanı Hakan Ünser, 'siyaset kurumunun öncü ve inşacı rolü Türk seçmeninin siyaset kurumundan beklentisi' konusunda yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin, siyasetin iç dinamikleri ve çevresindeki gelişmelerin seyri nedeniyle bir süreden beri içine kapanık bir ülke haline gelmeye başladığını kaydederek, "7 Haziran 2015 seçimi sonuçları da Türkiye'nin bu içine kapanıklığını tetiklemiştir. Çıkan sonuçların 90'lı yıllardaki koalisyonlar dönemine dönüleceği intibaı uyandırması, siyasete ivme kaybettirmiştir. Dünya devletleri arasındaki yarış dikkate alındığında, Türkiye'de yaşanan dünle kavga, bugünle hesaplaşmanın faturasının istikbale kesileceği aşikardır. Siyasetin dilinin 90'lı yıllarda olduğu gibi kayıkçı kavgasına dönmesi, ülkenin yarınını karartacaktır. 90'lı yıllarda yaşadığımız sorunların müsebbipleri siyaseten tasfiye olmuşlardır. Bugünün sorun yaratıcılarının da istikbalde olmayacakları unutulmamalıdır. Türkiye, hangi şekil ve şartta olursa olsun, tarihi, coğrafi, kültürel ve siyasal anlamda ne kanat, ne peyk devlet tanımlamasına uymayacak diri ve derinliği olan bir devlettir. Yazılı tarihi 2500 yıla uzanan bir milletin en müşahhas kurumu olan Türkiye'nin Türkiye'den ibaret bir ülke olmadığı gerçeği asla unutulmamalıdır. Türkiye, Anadolu coğrafyası ile birlikte başta Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan, KKTC olmak üzere, Rusya, Çin, İran, Irak, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Kosova ve Sırbistan'da yaşayan Türkler ve bunlarla birlikte bütün dünya Türklerinin kalpgahıdır. Yazık ki, bu ülke iyi yönetilmemektedir. Ancak şu an itibarıyla iyi yönetilmesi için yarına ilişkin yapılacak iş ve işlemlerin nasıl yürütüleceğinin makro ve mikro strateji ve taktikler boyutuyla değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede Türkiye, tarihsel derinliğinden uzaklaşan ve vizyonunu kaybeden bir siyasetin eline emanet edilmemelidir. İktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasi partiler için geçerli olan bu durumdan kısa sürede çıkılması, hem Türkiye'nin hem de Türkiye'yi örnek alan devlet ve milletlerin yararınadır. Aksi durumda gelecek vizyonunu kaybeden bir siyasetin tarihin tozlu yaprakları arasında yerini alması mukadderdir" ifadelerini kullandı.

"1 KASIM'DA YAPILACAK GENEL SEÇİMLERDE PARTİLERİN AÇIKLADIKLARI SEÇİM BİLDİRGELERİNDE TÜRK MİLLETİNİN TARİHSEL MİSYONUNA VE GELECEK VİZYONUNA UYGUN DÜZENLEMELER VEYA DÜZELTMELER YAPILMASI YERİNDE OLACAKTIR"

Türkiye'nin sadece değer taşıyıcısı değil, aynı zamanda değer inşacısı bir devlet olduğunu belirten Ünser, şunları kaydetti:

"Türkiye dışında umudunu Türkiye'ye bağlamış onlarca devlet, on milyonlarca insan yaşamaktadır. Türk milletinin ve umudunu Türkiye'ye bağlamış on milyonlarca insanın ne bugünü ne de geleceği hiçbir kişi ya da kurumun öngörüsüz siyasetine feda edilemeyecek kadar değerlidir. Bu nedenle hiçbir siyasi ve siyasi partinin sorumluluktan kaçmak gibi bir lüksü yoktur. Siyasetin işi mutlaka ama mutlaka bir çıkar yol bulmaktır. Demokrasinin kuralları gereği milletin kendisine vereceği görevin sorumluluğunu idrak edemeyerek demokrasiyi çıkmaza sokan figürler, kısa süre içinde siyasi mevta olacaktır. Türkiye 7 Haziran sendromundan bir an önce kurtulup yeniden bir siyaset dili inşa etmelidir. Fasit alanda çimenleri ezme kültürü derhal terk edilmelidir.Türkiye en kısa sürede kendi doğal hayat alanına dönmeli ve ideolojik fantazyaların inadıyla ülkenin ve toplumun geleceği feda edilmemelidir. Dünün yanılgılarında ısrar etmek bir devlet için intihardır. Pragmatik ve pratik hamlelerle siyaset tekrar rotasına sokulmalıdır. Mazisiyle barışan siyaset atiyi de kurgulayacak öngörü ile hareket etmelidir. Gelecek hikayesi yazamayan siyasetin kaygı ve kederden başka birleştirici bir dil kullanamayacağı bilinmelidir. Bu nedenle 20. yüzyılın başında kendi istiklalini yeniden kazanan Türk milletinin mazlum milletlere model olan ve bağımsız İslam uluslarının doğuşuna yol gösteren millet kimliğine ve kişiliğine tekrar dönmesi temin edilmelidir. Yakın çevremizde yaşanan sorunların yarattığı tahribattan çıkartacağımız en isabetli ders, kendi asli hinterlandımızla buluşmak olmalıdır. Asli hayat sahamıza yabancılaşma hastalığı en kısa zamanda tedavi edilmelidir. Türk milletinin geleceğinin geçmişinde olduğu gerçeğinden hareketle bu buluşma Türkiye'nin stratejik hedefi olmalıdır. Tarihi derinliği olan ve yeryüzünde iddiası bulunan milletlerin, çıkar alanlarının çatıştığı bloklar arasında uzun soluklu kalabilme ihtimali yoktur. Bertaraf olmamak için milletin kendinden yana rotayı düzeltmek gerekmektedir. İstikbal Asya'da ise Asya'nın önünün de sonunun da Türkler olduğu unutulmamalıdır. Kafkaslar, Ukrayna ve Suriye'deki gelişmeler bize Türkiye'nin kuşatılmakta olduğunu göstermektedir. Başlatılan bu kuşatma harekatını kıracak doğru hamle Türk Dünyası ile buluşmaktır. Türkiye, yıllardan beri Türkü, halde ve coğrafyada yok sayan anlayışla yönetilmiştir. Ekonomide ve siyasette hakim olan bu anlayış sonunda mutlaka duvara toslamıştır. İktidarda hangi siyasi parti olursa olsun, bundan sonra Türk Milletinin yok sayıldığı siyaset için deniz tükenmiştir. Türkiye'nin orta gelir ve orta teknoloji tuzağından çıkması, örselenmiş özgüvenini onarmasıyla mümkündür. Türkiye'yi yeniden değer inşa edici ülke haline getirecek sinerjiyi, Türkiye'nin bütün yükünü sırtlayan Türk Milleti tekrar yaratacaktır. Bu çerçeveden bakıldığında siyasi partilerin 2015 yılı içerisinde yapılan 7 Haziran seçimlerinde toplumun önüne koydukları seçim beyannameleri veya bildirgeleri Türk Milliyetçiliği açısından tatmin edici olmaktan oldukça uzaktır. Tümüyle içe kapanık, tümüyle harcamaya dayalı, üretimden uzak bir anlayışı yansıtan bildirgelerde tarih ve coğrafya bilincinin olmayışı siyasetin içe kapanmışlığının ve kayıkçı kavgasına dönen siyaset dilinin bir tezahürüdür. 1 Kasım'da yapılacak genel seçimlerde partilerin açıkladıkları seçim bildirgelerinde Türk Milletinin tarihsel misyonuna ve gelecek vizyonuna uygun düzenlemeler veya düzeltmeler yapılması yerinde olacaktır. Bu kapsamda hepsi birkaç genel müdürlükten ibaret bir devlet bakanlığı ile geçiştirilmeyen icracı bir bakanlığın yani altı dolu bir "Türk Dünyası Bakanlığı"nın seçimlerden sonra kuracakları kabinede yer alacağı hususu topluma deklere edilmelidir. Türk Dünyasının kendi arasında geliştireceği yakın ve güçlü işbirliği, burada yer alan bütün devletlere muasır medeniyetlere ulaşmak için büyük bir ivme kazandıracaktır. Bilinmelidir ki, Türk Milliyetçisi seçmen kimsenin çantasında keklik değildir. Siyaseti Türk milliyetçiliği ekseninde değerlendiren seçmen iktidar istemekte, iktidar vaat eden bir siyaset istemektedir."

"TÜRKİYE'NİN, ORTA VE UZUN VADEDE BARIŞ, HUZUR VE GÜVENLİĞİNİN GARANTİSİ TÜRK DÜNYASI İLE İLİŞKİLERİ OLACAKTIR"

"Avrupa, Afrika ve Asya'nın üssü sayılan bir coğrafyada yaşıyorsak, bu coğrafyanın yüklediği sorumluluğun da altından kalkmak zorundayız" ifadesini kullanan Ünser, "Tarihsel kimliğini Anadolu'da bulan Türklerin, milli geleceğinin karargahı da Türkiye olmak zorundadır. Soğuk savaş sonrasının belirsizliğinden kurtulan Türk Dünyasını da içine alan coğrafyaya hakim olan ülkelerin dünyanın yönetiminde söz sahibi olacağı gerçeği kesinlik kaydı ile bir kenara not edilmelidir. Bu tezden hareketle uzunca süreden beri ihmal edilen Türk Dünyasıyla ilişkilere yeni bir boyut kazandırılmalıdır. Kuram geliştirenlerin ve hayal kuranların kural koyduğu gerçeğinden uzaklaşmadan gelecek planlaması yapılmalıdır. Türkiye'nin Türk Dünyası vizyonuna pratik değer kazandırmanın en temel unsuru bilme ve bilinmedir. Bu çerçevede kendi hayat sahamızdaki ülkelerle yakınlaşma ve işbirliğini koordine edip yönetecek bir bakanlığın kurulması son derece hayatidir. Ortak çıkarların ortak hedefler oluşturduğu ön kabulünden hareketle Türkiye'nin uzun vadeli çıkarının Türk Dünyası ile işbirliği ve dayanışmayı geliştirecek politikalara ağırlık vermesinden geçtiği dikkate alınmalıdır. Türkiye'nin, orta ve uzun vadede barış, huzur ve güvenliğinin garantisi Türk Dünyası ile ilişkileri olacaktır" dedi. - ANKARA

Kaynak: İHA

Son Dakika Politika Kocatepe İnisiyafiti'nden 'Siyaset Dili Değişsin' Çağrısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Hırvatistan'daki seçimlerde iktidar partisi güç kaybetti
    04:15 Hırvatistan'daki seçimlerde iktidar partisi güç kaybetti

    Hırvatistan'da gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde iktidar partisi HDZ, seçimleri kazanmasına rağmen güç kaybetti. HDZ'nin oy oranı yaklaşık yüzde 35 olurken, muhalefet partisi SDP'nin oy oranı yaklaşık yüzde 26 oldu. Yeni hükümeti oluşturacak koalisyonun en az 76 vekilin desteğini alması gerekiyor.

  • Hırvatistan'da HDZ Seçimleri Kazandı Ancak Güç Kaybetti
    04:11 Hırvatistan'da HDZ Seçimleri Kazandı Ancak Güç Kaybetti

    Hırvatistan'da gerçekleştirilen parlamento seçimlerinde iktidar partisi HDZ, seçimleri kazanmasına rağmen güç kaybetti. HDZ'nin oy oranı yaklaşık yüzde 35 oldu ve parlamentoda 60 sandalye elde etti. Muhalefet partisi SDP'nin oy oranı ise yaklaşık yüzde 26 oldu ve 42 sandalye kazandı. Yeni hükümeti oluşturacak koalisyon en az 76 vekilin desteğini alması gerekiyor.

  • Şimşek: Piyasalar enflasyonun düşeceğine inanmaya başladı
    03:53 Şimşek: Piyasalar enflasyonun düşeceğine inanmaya başladı

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen Küresel Görünüm Forumu'nda yaptığı konuşmada, piyasaların ve yatırımcıların genel olarak enflasyonun düşeceği ve Orta Vadeli Program'ın (OVP) sonuç vereceğine inanmaya başladığını ifade etti. Şimşek, OVP'nin güçlü ve güvenilir bir çerçeveye sahip olduğunu belirtirken, enflasyonun düşürülmesinin öncelikli hedefleri arasında olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye'nin politika önceliklerini anlatan Şimşek, OVP'nin fiyat istikrarını sağlamayı, rekabetçiliği artırmayı ve yapısal reformları gerçekleştirmeyi amaçladığını söyledi.

  • BBC, Rusya'nın Ukrayna'daki kayıplarının 50 bini aştığını tespit etti
    03:52 BBC, Rusya'nın Ukrayna'daki kayıplarının 50 bini aştığını tespit etti

    Rusya-Ukrayna savaşının ikinci yılında ölü sayısında ilk yıla göre yaklaşık yüzde 25 artış kaydedildi.

  • BBC, Rusya'nın Ukrayna'daki kayıplarının 50 bini aştığını tespit etti
    03:37 BBC, Rusya'nın Ukrayna'daki kayıplarının 50 bini aştığını tespit etti

    Rusya-Ukrayna savaşının ikinci yılında ölü sayısında ilk yıla göre yaklaşık yüzde 25 artış kaydedildi.

  • Afyonkarahisar Belediyesi'nde böcek skandalı: Prizlerin altına bile koymuşlar
    00:48 Afyonkarahisar Belediyesi'nde böcek skandalı: Prizlerin altına bile koymuşlar

    Yerel seçimlerde AK Parti'den CHP'ye geçen Afyonkarahisar'da çiçeği burnunda Belediye Başkanı Burcu Köksal, belediye binasının pek çok yerinde gizli kamera ve böcek bulunduğunu söyledi.

  • CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Fransa'da yoğun temaslarda bulundu
    00:24 CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Fransa'da yoğun temaslarda bulundu

    CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Sosyalistler, Yeşiller ve Demokratlar (SOC) Grubu Başkanı Frank Schwabe'nin davetiyle Fransa'nın Strazburg kentine gitti. Özel, grup toplantısına katıldı, üyelerle görüştü ve eski Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile bir araya geldi.

  • ABD Başkanı Biden: Amcamı yamyamlar yedi
    00:23 ABD Başkanı Biden: Amcamı yamyamlar yedi

    ABD Başkanı Joe Biden, Pensilvanya'nın Scranton kentine yaptığı ziyarette İkinci Dünya Savaşı sırasında Pasifik harekâtında görev yapan amcasının savaş anıtını ziyaret etti. Biden, amcasının uçağının düşmesinin ardından Yeni Gine'de yamyamlar tarafından yenildiğini ima etti. Askeri kayıtlar ise uçağın Pasifik üzerinde kaybolduğunu gösteriyor.


Advertisement