Kültürel Diplomasi Akademisi Müdürler Çalıştayı" - Son Dakika
Güncel

Kültürel Diplomasi Akademisi Müdürler Çalıştayı"

Kültürel Diplomasi Akademisi Müdürler Çalıştayı"

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Yunus Emre Enstitüsü'nün kurulduğu günden beri içeriden çok büyük ihanete uğramış bir enstitü olduğunu belirterek, "Enstitüyü, kendi farklı emellerinin önünde bir engel olarak gören Fetullahçı Terör Örgütü, bulunduğunuz yerlerde tanınmamanız ve gereği...

24.11.2016 14:38
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Yunus Emre Enstitüsü'nün kurulduğu günden beri içeriden çok büyük ihanete uğramış bir enstitü olduğunu belirterek, "Enstitüyü, kendi farklı emellerinin önünde bir engel olarak gören Fetullahçı Terör Örgütü, bulunduğunuz yerlerde tanınmamanız ve gereği gibi çalışamamanız için açık veya örtülü pek çok tertibin içine girmiştir." dedi.

Yunus Emre Enstitüsü tarafından, Türkiye'nin dış politika öncelikleri doğrultusunda, etki odaklı ulusal kültürel diplomasi politikalarını belirlemek ve kültür diplomatları yetiştirmek misyonuyla yıl içinde kurulan Kültürel Diplomasi Akademisi'nin ilk etkinliği olan Kültürel Diplomasi Akademisi Müdürler Çalıştayı başladı.

Şehitler için saygı duruşunda bulunulmasıyla başlayan etkinlikte, enstitüyü anlatan bir video gösterildi.

Çalıştaya katılan Bakan Avcı, Kültürel Diplomasi Akademisi'nin Türkiye'de ilk ve tek olduğunu belirterek, yapılan çalışmayla Türkiye'nin ve Türk kültürünün yurt dışında tanıtımına çok önemli katkılarda bulunacak bir sürecin başladığını söyledi.

Avcı, Yunus Emre Vakfı'nın yapısında çok daha etkin olmayı sağlayacak bir düzenlemeye gidildiğini aktararak, "Bu yeni düzenlemeyle Yunus Emre Vakfı mütevelli heyeti; Kültür ve Turizm Bakanının başkanlığında, Dışişleri, Maliye, Kültür Bakanlığı müsteşarlarının, Yunus Emre Vakfından bir üyenin, ayrıca sayın Cumhurbaşkanının ve Bakanlar Kurulu'nun seçeceği üyelerin katılımıyla oluşacak. Bu yapılanmayla vakfımızın mütevelli heyeti çok daha esnek çalışabilecek. Daha kolay karar alabilecek ve aldığı kararları daha rahat yenilenen yönetim kuruluyla uygulayabilecek." diye konuştu.

Yunus Emre Enstitüsünün faaliyet gösterdiği ülkelerde, gereği gibi çalışamaması için gayret gösteren mahfiller ve odaklar olduğuna işaret eden Avcı, şunları kaydetti:

"Bunların bazen bulunduğunuz ülkenin yerel yönetimleriyle de iş birliği yapacak kadar takiyye uyguladıklarını bilmenizde fayda var. Yunus Emre Enstitüsü, kurulduğu günden beri içeriden çok büyük ihanete uğramış bir enstitüdür. Çünkü enstitüyü, kendi farklı emellerinin önünde bir engel olarak gören Fetullahçı Terör Örgütü, bulunduğunuz yerlerde tanınmamanız ve gereği gibi çalışamamanız için açık veya örtülü pek çok tertibin içine girmiştir. Bunu bazen bizim içimize de sızmış olan uzantıları aracılığıyla yapmıştır. Bundan sonraki süreçte de elinden geldiği kadar bunu yapmaya devam edecektir. Hem çalışanlarınız, hem çevre ilişkileriniz bakımından bu konuyu da bilhassa göz önünde bulundurmanızda ve teyakkuz halinde olmanızda büyük fayda var."

Bakan Avcı, İngiliz asıllı öğretim üyesi Hamid Algar'ın, kendisini iftar sofrasına davet eden Yemenli inşaat işçilerinin davetindeki asalet dolayısıyla, sofradan Müslüman olarak kalktığını aktararak, "Öteden beri, ihtida edenlerin bazı mülakatlarda söyledikleri, 'Efendim ben bütün dinleri inceledim de ondan sonra şuna karar verdim' gibi söylemleri bana biraz yakışıksız gelmiştir. Dinlediğim en güzel Müslüman olma hikayesi de budur. Siz, insanları öyle güzel davet edersiniz ki onlar sizin dostunuz, arkadaşınız, kardeşiniz olarak yanınızdan ayrılır. Bizim ve sizin göreviniz bu. Bu büyük bir nimettir, sizler ve bizler açısından. Böyle bir sorumlulukla vazifelendirilmiş olmanız, hepimiz için bir nimettir." ifadelerini kullandı.

Etkinliklerde takdim edilen plaketlere de değinen Avcı, "Biz plaket vermiyoruz. Sizlerden de rica ediyorum. Bulunduğunuz yerlerde Türk kültürünü, sanatını tanıtan güzel hediyeleri misafirlerimize lütfen verelim. DÖSİMM'in (Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü) var biliyorsunuz. Üzerinde yazılar olan plaketleri vermeyelim. Çini tabak vereceğiniz zaman da üzerine isim yazmayın ki insanlar rahat rahat duvarlarına asabilsinler." ifadelerini kullandı.

"Olağanüstü hali 'o halde devam' sloganıyla pozitif ve verimli bir çalışma şevkine dönüştürdük"

Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş de 7. yıl dönümünü kutlayan enstitünün, kurulduğu günden bugüne insan yetiştirme konusunda çok emek sarf ettiğini belirterek, "Biz Türkiye ortalamasında bir kurumuz. Ne diğer kurumlardan daha ileri, ne de daha geriyiz ama bizim farkımız insanı eğiterek, daha iyi noktaya getirebilme inancımız. Bu konuda taviz vermiyoruz. Kendimize güveniyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye ve dolayısıyla Yunus Emre Enstitüsü için 2016'nın çok zorlu bir yıl olduğunu dile getiren Ateş, şu bilgileri verdi:

"Hiç beklenmedik bir anda Türkiye'yi alt üst eden, ezber bozan kanlı darbe girişimi, ülkemizi ve alışkanlıklarımızı baştan aşağı değiştirdi. Bütün bu değişimlere, tehditlere rağmen, enstitü olarak yolumuzdan ve çizgimizden hiç sapmadan devam ettik. Olağanüstü hali 'o halde devam' sloganıyla pozitif ve verimli bir çalışma şevkine dönüştürdük. 15 Temmuz gecesi, bir taraftan hainlere karşı Ankara'da, İstanbul'da sokaklarda direnç gösterirken, o gece dahi Yunus Emre Enstitüsü sizlerle irtibata geçti ve gönderdiği bilgi notlarını, İngilizce metinleri, ülkelerinizde kamuoyuyla paylaşmanızı istedik. Birçok yerde de 16'sında bu bilgilendirme gerçekleşti."

Ateş, diğer kurumlarda olduğu gibi Yunus Emre Enstitüsünde de FETÖ üyelerinin yapılanmasına işaret ederek, "2013-2014 yılı itibarıyla büyük bir değişim yaşandı ve bu insanlar tasfiye edildi. Enstitü de kendi asli görevini yapma konusunda kararlı bir şekilde yoluna devam etti." dedi.

Yıl içinde 900'den fazla faaliyet yaptıklarının altını çizen Ateş, "Yol haritamızın en başında sürekli eğitim, hesap verilebilirlik, hantal bir yapıya bürünmemek için az personel istihdamı, fakat azami nispette Türkiye'nin birikimini kullanma gibi düsturları kendimize rehber edindik. Onun için de bütün faaliyetlerde başkalarının bize gelmesini beklemedik. Biz diğer kurumlara gittik. Üniversitelere, kurumlara, bakanlıklara paydaş olduk." diye konuştu.

Ateş, değişimi ve yenilenmeyi, yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü ifade ederek, Türkiye'nin 6-7 yıldır kullandığı ve "yumuşak güç" olarak adlandırılan kültürel diplomasinin, batılılar tarafından 6-7 yüzyıldır kullanıldığına dikkati çekti.

Çalıştay, 27 Kasım'da sona erecek.

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Kültürel Diplomasi Akademisi Müdürler Çalıştayı' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement